Ovour ve Teno kulaklarına ulaşa sesten dolayı birkaç adım geri giderken, "Baba sanırım bu et parçası düşündüğümüzden daha fazla kurdu ve diğer yırtıcı canlıları çekmiş olamalı." Diye uyarıda bulundu.
Ama Lunel hala sakin kalırken aynısı onlar için söylenemezdi.
Çünkü onlar henüz 8 yaşında tecrübesiz birer çocuktan ibaretti. Bu gibi durumlar karşısında soğuk kanlılıklarını koruyabilecek seviyede değillerdi.
Lunel arkasına geçen ikiliye bakarak, "Merak etmeyin, birden fazla yırtıcının dikkatini çeksek bile sadece bir parça et var. Yani sadece en güçlü yırtıcı et parçası için hak idda edebilir."
Dedikten sonra o bölgeden biraz uzaklaşıp izlemeye başladılar.
Ve tıpkı Lunel'in dediği gibi olaylar gerçekleşiyordu, bir çok yırtıcı et parçası için toplanırken zayıf yırtıcılar bir bir geri çekilmek zorunda kalıyordu.
En sonunda ise Ormandan koca bir kurt çıkmıştı, bu kurt ise Vahşi Orman Kurtlarının en güçlüsü olan alfadan başkası değildi.
Tabi gökyüzünde dönen yırtıcı kuşlarda koca kurdu görünce dağılmaya başlamıştı sadece birkaç tane leş yiyici kalmıştı.
"AAuuuuuuuu!!!"
Alfa kurt tüm ihtişamıyla uluduktan sonra diğer yırtıcılar ormanın en güçlülerinden birinin avı sahiplendiğini anlamıştı ve hala o yöne gitmeye çalışan yırtıcılar artık yönlerini değiştirmeye başlamıştı.
Alfa kurt ise et parçasına yaklaşmış ama yinede içgüdülerinin yönergesine göre hareket ediyordu, her ne kadar zekası düşük olsa da bu et parçasının burada bulunması kurdun sezgilerinden kaçmamıştı bu yüzden çevreyi iyice izleyip tehlikenin varlığından emin olmaya çalışıyordu.
Ve tam bu sırada Lunel saklandığı yerden çıkacakken alfa kurdun arkasından seller gelmeye başladı, alfa kurt dikkatle arkasına baktığında avına ortak olamak isteyen davetsiz bir misafirle karşılaştı bu misafir ise Çatal Dişli Yaban Domuzuydu.
Bu domuz ise her türlü yiyeceği tüketebileceği için o et parçası oldukça ilgisini çekiyordu ve bunun yanında alfa kurtla başa çıkabilecek bir güce de sahipti.
Bu durumu gören Ovour ise "Şimdi ne yapacağız baba, hedefimiz kurt mu? Yoksa domuz mu?" Diye sordu.
Lunel ise ne cevap vereceğini düşünürken ormandan bir kükreme daha duyuldu ve bu kükremenin ardından hem kurt hemde domuz birkaç adım gerilemek zorunda kaldı.
Ağaçların ardından gelen yırtıcı ise Çizgili Boz Ayıydı, normalde bu mevsimde kış uykusuna yatmış olan bu ayı büyülü yaratığın dayanılmaz et kokusunu almış olacak ki tatlı ve uzun uykusunu bırakarak buraya kadar gelmişti.
Tabi bu durum karşısında ilk geri çekilen Çatal Dişli Yaban Domuzuydu, sonuçta o sadece ayı için ekstra enerji kaynağından başka bir şey değildi.
Onun hemen ardından ise alfa kurt geri çekilmek yerine saldırı pozisyonu alarak hırlamaya başlamıştı, daha sonrasında ise ağaçların arkasında hazırda bekleyen bir düzüne Vahşi Orman Kurdu alfanın yönlendirmesiyle Çizgili Boz Ayının etrafını sarmışlardı.
Ve şu anki durum kurtların avantajına dönüşürken ayı ise dezavantaja düşmüştü, aylarca uyuduktan sonra büyük bedeni hantallaşmış bunun yanı sıra da açlık ile susuzluk hissi yavaştan kendini hissettirmeye başlamıştı.
Ayı fiziksel olarak güçlü olsa da onu çevreleyen kurtlara karşı sonunda yenik düşeceğinin farkındaydı, bu yüzden geri çekilerek büyülü yaratığın etinden vazgeçtiğini belli etmişti.
Ama şu da var ki bu sefer alfa kurdun öncelikleri değişmişti, o et parçası ona yetebilirdi ama onun doyurması gereken koca bir sürüsü vardı.
Ve pençelerine kadar gelen bu et yığınından vazgeçmek gibi bir niyeti yoktu.
Tüm kurtlar ayıya saldırmaya başladılar, kısa bir süre sonra beyaz kar ayının ve kurtların kanı ile lekelenirken onların boğuşması yumuşak toprağı kaygan bir çamur haine getirmeye başlamıştı.
Birkaç kurt hafif yaralanırken yerini başka kurtlar alıyordu, sonunda ise ayının ayaklarına, gövdesine, boynuna, ensesine, sırtına ve de arkasına yapılan saldırılar sonucu onlarca pençe izi ile diş izi oluşmuştu, son çare olarak ise kaçmaya çalışan ayı ile birlikte kurtlar ormanda kaybolmuştu.
Et parçasını attıktan itibaren gelişen olayları izleyen Lunel, Ovour ve Teno oldukça şaşkın bir durumdaydı, akıllarında bir çok senaryo canlanmıştı ama hiçbiri bu olayla bağdaşmıyordu bile.
Bir süre sessizce beklediler, gökyüzünde ki leşçil kuşlar bile uzaklaşmıştı.
Ormanın 2 güçlü hakimi arasında süren mücadele çoğu canlıyı bu bölgeden soyutlamış tamamen sesiz bir ortam oluşmasının sağlamıştı.
Bu sessizlikte bekleyen Ovour ve Teno Lunel'e bakıyordu.
"Usta daha ne kadar bekleyeceğiz." Diye sordu Teno, aynı şekilde bu sorunun cevabını Ovour'da merak ediyordu.
"Şu anki durum göz önüne alındığında çevredeki canlılar çoktan uzaklaştı, yani arasak bile çok zaman kaybederiz bu yüzden bekleyeceğiz. Oluşan bu kaostan yaralanan başka yırtıcılar mutlaka vardır, hatta şuan bile çevreyi izliyor olabilir." Diye açıkladıktan sonra bekleyişleri olduğu gibi devam etti.
Ama bu bekleyişlerinin karşılığını çok yakında alacaklardı çünkü Lunel'in dediği gibi oluşan bu kargaşadan yararlanmaya çalışan başka zeki yırtıcılar da mevcuttu ve şuanda biri beyaz karın üzerinde duran et parçasını izliyordu.
Ve artık bekleyişinin sonuna geldiğini düşünerek yavaşça et parçasına yönelmişti.
Tabi bu durum ağaçların arasında saklanan Lunel, Ovour ve Teno'nun dikkatinden kaçmadı. Nefeslerini dahi tutmuş ete yaklaşan yırtıcıyı izliyorlardı.
Boyu yaklaşık 1 metre civarıyken yerden yüksekliği 50 ile 65 cm arasındaydı, kısa kulakları ile uzun bir kuyruğa ve altın sarısı bir posta sahipti.
Ovour ve Teno ilk başta onun bir tür tilki olduğunu düşünmüşlerdi ama yanılıyorlardı.
"Baba bu ne tür bir yırtıcı?" Daha fazla dayanamayan Ovour merakına yenik düşmüştü.
Lunel'in ise yüzünde bir gülümseme belirerek, "Bu gördüğünüz yırtıcı hayvanın türü Çakal'dır ve bu bölgede sadece 3 tür çakal yaşar. Bunlar ise Çizgili çakal, Kara sırtlı çakal ve Altın çakal olarak ta bilinen Sarı çakal."
"Yani önümüzde ki Altın çakal mı?"
Lunel sadece kafasını sallamasıyla yetinmişti.
"Usta bu Sarı çakal çok değerli mi?
"Evet, çakal türü aslında alt tür olarak bilinen melez hayvanlardır, bu çakal ise Altın postlu tilki ile Vahşi orman kurdunun çiftleşmesi sonucu doğan alt türlerden biri ve en nadirlerinden birdir."
"Baba şimdi ne yapıyoruz, bu çakal oldukça kurnaza benziyor ve gittikçe et parçasına yaklaşıyor."
"Söylemeye gerek var mı? Çıkıp öldürün onu."
Öldürmek kelimesi geçtiği anda ikisi de biraz tuhaf olmuşlardı ama bunu düşünmemeye çalışarak hazırda beklediler.
"Bu çakal oldukça kurnaz bu yüzden beni görürse anında kaçmaya çalışacaktır ama sizi görünce mücadele etmek isteyecektir, gücü ve hızı muhtemelen sizden fazladır sakın tek başınıza saldırmaya kalkmayın ve eğer onu ağır yaralarsanız biriniz mutlaka onun kaçış yolunu tutmak için arkasına geçsin. Şimdi ise sağdan ve soldan dolaşarak onu kıstırın ve aynı anda hücum tekniğini kullanarak kılıçlarımızla saldırın."
Lunel açıklamasını bitirdikten sonra sessizce beklemeye başladı bu sırada Ovour ve Teno iki taraftan çakalı kıstırmaya çalışıyordu.
Çakala fark ettirmeden yer değiştirmeleri oldukça zor olsa da başarmışlardı.
Şimdi ise Çakal, Ovour ve Teno'nun ortasında kalmış bir şekilde et parçasının başında bekliyordu.
Son bir kere göz göze gelen ikili aynı anda Hücum tekniğini kullanarak iki yönden saldırmışlardı.
Bu ani saldırının ortasında kısılan çakal ise kendisine doğru gelen keskin kılıçlardan kaçmak için zıplamıştı, kılıçlar toprağa temas ederken Çakal havada takla atarak ikilinin karşısına inip saldırı için hazırlanmıştı.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..