Kapının çalmasının ardından Carol bir kez daha Lunel'in yanından ayrılarak kapıya yöneldi ve bu kez kimin geldiğini düşünüyordu.
Lunel ise içinden sadece Lanet okuyordu.
"Neden bu anı seçtiler ki neden?"
Carol ise kapıyı açtığında gördüğü kişiler ilk tahmini olan Fabio ve Elleta'ydı.
Fabio oldukça mutlu bir ruh halindeydi ve aynı şekilde Eleta'da öyleydi. Bunun nedeni ise oldukça belirgindi.
Carol onları içeri aldıktan sonra oturma odasına geçtiler ve bu şekilde ana konuları olan oğulları hakkında konuşmaya başladılar.
"Hahahaaa"
Fabio elinde ki şarap dolu bardağı bir kez daha bitirip masaya gelişi güzel bir şekilde bırakarak devam etti.
"O Saha büyüğünün köşke gelişi, yine bir kaç eski kalıntı için geldiğini sanmıştım. Meğerse oğlum içinmiş, ben zatee...." Fabio yine aşırıya kaçmıştı ve sürekli aynı şeyi anlatıp duruyordu.
Ta ki eşi onu susturana kadar.
"Onu suçlayamam sonuçta bu büyük bir olay." Aynı şekilde Fabio'ya eşlik eden Lunel de hafiften sarhoş olmuştu.
"Neden siz 2 sarhoş adam bahçeye çıkmıyorsunuz, hem çocuklara da sevindirici haberi verirsiniz." Diye söylenendi Carol.
Daha sonrasında Lunel ile Fabio bahçeye yönelirken onlar kadın kadına kalmıştı.
Şimdi daha özel konuları konuşabilirlerdi ve Carol'un ilgisini çeken ilk şey Elleta'nın şarap içmeyişi olmuştu, sonuçta Carol hamileydi bu yüzden içmesi uygun olmazdı ama Elleta'nın bu güzel günde içmemesi onun ilgisini çekmişti.
Ardından ise hızlıca bir soru yöneltti.
"Hamilelik sürecinde olduğun için mi şarap içmedin?" Bu tahminden emin olsa bile onun ağızından da duymak istemişti.
Elleta ise hafifçe başını salladı, açıkçası yanaklarının hafif kızarıklığı da Carol'un gözlerinden kaçamamıştı.
"En son sizden ayrıldığımız gece Fabio evde pek rahat durmadı ve bunun sonunda ise bir çocuğumuzun daha olmasına karar verdik.
Fakat Teno'dan sonra başka bir çocuk doğurmayı planlamadığım için yumurtalıkları mı bağlatmıştım ve şimdi tekrar açtırmam gerek."
Elleta sözlerini bitirirken yanakları biraz kızarmıştı ama karşısında Carol olduğu için rahattı.
"Heheee bu konuda endişelenme istersen yumurtalıkları şimdi bile açabilirim."
Carol, aylardır evde olmaktan mutlu olsa bile canının sıkıldığı gerçeğini inkar edemezdi ve Elleta onun bu derdini üzerinden atmak için iyi bir hedefti.
Bu sırada Ovour ile Teno babalarının bahçeye çıktığını ve bir şeyler hakkında konuşup, güldüklerini görmüştüler ama öncelikleri eğitim alanını temizlemek olduğu için onların yanlarına gitmemişlerdi.
Son bir gözden geçirmenin ardından temizliği bitiren ikili babalarının bulunduğu terasa yönelmişlerdi.
Ovour babasının ve Fabio'nun ne konuştuğunu merek ederken, Teno ise babasının neden burada olduğunu merak ediyordu ve ikisi de cevabını birazdan alacaktı.
Soğuk havanın etkisi sayesinde büyük ölçüde kendini toparlayan Fabio çocuklara bakarken gözlerinin içi parlıyordu ve "Haahahaha aferin aferin sizlerin oldukça başarılı gençler olduğunuzdan hep emindim zaten."
Fabio'nun bu çıkışı Ovour ve Teno üzerinde farklı etkiler bıraksa da ne için tebrik edildiklerini açıkçası merak etmişlerdi.
"Baba bizi ne için tebrik ediyorsun? Yoksa başımıza talih kuşu falan mı kondu?"
"Evlat başınıza konan talih kuşu hayatınızı değiştirecek çünkü bu gün bir Saha büyüğü sizleri ziyarete geldi."
Elbette ki onlar daha önce Saha büyüklerini duymuşlardı fakat tam olarak ne görev yaptıklarını bilmiyorlardı.
Çocukların gözlerindeki bakışı anlayan Fabio neşeli haliyle sözüne başladı.
"Öncelikle kılanımızın büyük yapısı nedeniyle pek çok sorumluluğu da beraberinde getiriyor ve Saha büyükleri klanımızın yönetim ve idari kısmında benden bir üst mevkideki kişiye deniyor.
Ben Köşk efendisi olarak benden bir üst mevkideki kişiye yani Saha büyüğüne bağlıyım. Aynı şekilde Köşkün çevresinde bulunan diğer yapılarda aynı Saha büyüğüne bağlıdır ve bu Saha büyükleri ise Saha kıdemlisine bağlıdır.
Bahsettiğim bağ zincirinin sonunda ise Dış Klan lideri Sevron vardır ve oradan da ana klana kadar devam eder. Şimdi başınıza nasıl bir talih kuşunun konduğunun az çok farkındasınızdır her halde." Diyerekten sözünü bitirdi.
Ovour ile Teno ise oldukça heyecanlanmışlardı ama bu heyecanın sebebini daha çok merak ediyorlardı, sonuçta Saha büyüğü buraya selam vermeye gelmiş olmazdı değil mi?
"Fabio amaca neden geldi peki?"
Fabio'nun gözünde artık Ovour köşk de bir çalışandan daha çok ikinci bir oğlu gibi görüyordu bu yüzden artık kendisine amca diye hitap etmesini istemişti, fakat ilk başlarda bu hitap şeklini tuhaf bulsa da zamla alışmıştı ve Elleta'ya bile teyze olarak hitap ediyordu.
Ovour sorusuna cevap beklerken Lunel ona ve Teno'ya bir madalyon fırlattı.
Havda madalyonları yakalayan ikili avuç içi boyunda olan yuvarlak hatlı kırmızı madalyona baktılar, bir yüzünde Sevron'un adı yazarken diğer yüzünde ise kabartma seklinde oluşmuş bir alev vardı.
Ve onlar bu alevin ne olduğunu çok iyi biliyordu, Yanan Cennet Klanının simgesi olan ateş kabartmasıydı.
"Klan lideri Sevron geçen turnuvada yetenekli gençleri bizzat seçerek onlar için bir eğitim kampı kurmuş ve elinizdeki bu madalyon eğitim kampına giriş biletiniz olacak."
Lunel'in bu sözleri Ovour ve Teno'nun zihninde sürekli yankılanıyordu, madalyon, Sevron, eğitim kampı gibi kelimeleri sürekli zihinlerinde beliriyordu.
En sonunda yaşadığı şoku atlatan Ovour sessizce "Biz seçildik." Dedi.
"Hahaha hahaah ahahahab haahaa"
Hemen ardında delicesine bir kahkaha Teno'dan yükselmişti,
"BİZ SEÇİLDİK BİZ..." Diye bağırdı.
Teno adeta hayatının en muhteşem anını yaşıyormuş gibi davranırken Ovour ise sağ elindeki avuç içi kadar olan kırmızı madalyona bakıyordu;
"Yani böyle mi olacaktı? Belirsiz geleceğim avuçlarımın içinde mi duruyordu?"
Bu ne demekti?
Küçük bir çocuğun yıldızlı gecelerde ki dileği neydi?
Uyuduğu sıralarda rüyalarını süsleyen neydi?
Hayalleri neydi?
İstekleri neydi?
Ovour'un amacı neydi?
Tüm bu soruların cevabı ise sağ avucunda tuttuğu kımızı madalyonda gizliydi işte...
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..