97-Eğitim Başlar~(1)

avatar
395 2

Varoluşun Ötesinde - 97-Eğitim Başlar~(1)


Bir sonra ki gün ise hızı başlamıştı...

İlk gece nöbetini tutan ikili yani Almira ile Calvi güneşin ilk ışıkları ile birlikte Isabel'in onlara verdiği zilleri sürekli çalıyorlardı.

Ovour'da zil sesi ile birlikye kalktı.

Kıyafetlerini giydi, zırhını kuşandı ve botlarını giyip çadırdan çıktı.

Almira ile Calvi hala elerinde ki zilleri çalıyor, bazıları koşuşturuyor, derde elini ve yüzünü yıkayanlar, ateş başında ısıanlar.

O ise hepsini görmezden gelerek dereye ulaştı ve bir avuç soğuk suyu yüzüne çarptı.

"Uuufffff soğukmuş!" Dedi.

Ve "Herkes toplansın." Eğitmen Arser'in sesi sulaklarına ulaştı.

Eğitmen Arser ile Isabel her zaman ki gibi enerjikdiler ve sabahın ilk ışıklarında eğitime başladılar.

Basit ve hızlı bir sınmanın ardından Ovour'un botları karla kaplı kaygan zeminde izler bırakarak ilerliyordu, rotaları ise Arser'in ağaç gövdelerine bıraktığı izlerdi ve bu izler kamp alanının etrafını geniş bir alandan çevreliyordu.

21 kişi düşe kalka ilk turu bitirmeyi başarmıştı.

Hakim bir tepeden onları izleyen Arser ise elinde tuttuğu kum saatini boyutsal yüzüğüne geri gönderdi, "Tam anlamıyla umutsuz vaklar, eğer peşlerinde bir yaratık olsaydı hepsi ölmüştü."

"Daha yeni başlıyorlar, eminim hızlanırlar." Alttan alan Isabel nefes nefese kalmış gençlerin yanına ilerledi.

Ağır adımlarla onlara yaklaşan Isabel'in yüzünde keyifli bir ifade vardı. "Kısa bir molanın ardından fiziksel eğitime devam edeceğiz." Diyerekten yanlarından geçip gitti.

Hemen ardından gelen Arser ise "Aranızda durumunun farkına varan ve ona göre hareket eden kişiler olması güzel, fakat geri kalanları bir avuç işe yaramaz. Gözlerinizi açın ve çevrenize bakın, hissedin, nerede olduğunuzun farkına varın. Doğa enerjisine karşı koymayın bir anlamı yok onunla bir olun."

Eğitmen Arser'in sözlerini duyan Ovour gözlerini yumdu ve hissettiği hiçbir şey yoktu, o sözlerden de hiçbir şey anlamamıştı.

"Hadi toparlanın artık mola vaktiniz doldu."

'Doldu mu? Ne çabuk!' Ovour'un düşüncesi bu yöndeydi.

O daha önceleri de ağır antremanlar yapmıştı fakat günün sonunda şu anki bulunduğu duruma geliyordu, bura da Derin çam ormanında yaptığı tek bir tur koşuda sınırlarına dayanmıştı.

Tabi ki de bu durum sadece onun için gçerli diğildi. Ondan bile daha sert antrenmanlar  yapanlar da aynı durumu yaşıyordu.

Tek bir koşuda neredeyse sınırlarına dayanmışlardı.

Fakat Eğitmen Arser'e karşı gelmek düşünecekleri en son şeydi.

"Koşu sadece asıl ısınmaydı, simdi ise fiziksel antrenmanın ilk adımına bacak antremanı ile başlayacaksınız.

Fakat dağınık bir şekilde değil, Ovour öne çık, arkasında ki 10 kişi düz sıra oluşturun ve kalan 10 kişi de onların arkasında sıra oluşturacak, her birinizin arasında en az 3 adım boşluk olmalı."

Kısa süre içerisinde düzgün sıraya geçmişlerdi.

"Çök dediğim anda çökecek kalk dediğim anda kalkacaksınız, ANLAŞILDI MI?"

"ANLAŞILDI.."

"Anlaşıldı.."

"Anlaşı.."

"Anlaşıldı.."

"ANLAŞILDI..."

Her biri farklı tondan söyleyince ortaya tuhaf bir ses uyumsuzluğu çıkmıştı.

"HEP BİR AĞIZDAN SÖYLEYİN, ANLAŞILDI MI?"

"ANLAŞILDI EĞİTMENİM!!!"

Sesleri ormanda yayılırken ysnkılsrı dahi duyuluyordu.

"ÇÖK!"

İlk komula birlikte çökme hareketini uyguladılar, Arser ise aralarında geziyordu.

"Sırtını dik tut, biraz daha çök, kolarınızı dik tutun."

"KALK! Her biriniz hızlı tepkiler veriyor fakat 10 tekrarın ardından kaç taneniz dayanabir ki? ÇÖK!

"KALK! ÇÖK! KALK! ÇÖK! KALK! Acı var mı?"

Fakat hiç ses gelmeyince ise Arser komutlarını birbiri ardına veriyordu.

Aralıksız, nefes almazcasına onları parçalıyordu.

Koşunun ardından bacaklarına yüklenen yorgunluğu atamayan Ovour şimdi ise kaç kez çöküp kalktığını bile sayamayacak bir haldeydi.

Kıyafetleri ve zırhı zaten ağırken sanki her çöküşünde daha bir ağır gelirken titreyen bacakları, kızarmış suratından damlayan ter ve her nefesinde hissettiği o acıya daha fazla dayanamıyarak çöktü ve bir daha kalkamadı.

Fakat Eğitmen Arser hala komut vermeye devam ediyordu.

Ama aynı şekilde çöküpte kalkamayan kişilerin sayısı arttı ve son kalan Kaliam'da artık kalkamayınca Arser komut vermeyi bıraktı.

"Hedefimiz 50 tur çök ve kalktı, ama sadece 1 kişi tamamlayabildi. Bir süre daha dinlenin ardından devam edeceğiz." Arser uzaklaşırken Ovour su matarasını çıkarıp ağızına dayadı ve kurutulmuş yaratık etini çıkarıp büyük bir ısırık alarak çiğnemeye başladı.

Diğerleri de benzer şeyler yapıyordu, çoğu o et parçalarını yerken bazıları ise sadece su içiyordu ve kalan zamanlarında dinlenip konuşuyorlardı.

Sırt sırta veren Ovour ve Ashley ise sadece dinlenmeyi seçmişlerdi.

Güneş yükselirken her zaman ki gibi kara bulutlar gökyüzündeydi ve en kötüsü esen soğuk rüzgar onların sıcak vücutlarını hızla soğutuyordu, bu soğukluk yorgunluğu ve acıyı dinlendiriyormuş gibi hissettirse bile aslında sonradan çok daha acı çekmelerine neden olacaktı.

"KALKIN!" Bu sesin kime ait olduğunu çok iyi biliyorlardı ve hızlıca birbirlerine destek olarak ayağa kalktılar.

Arser onların karşısında durdu ve bir süre sonra önünde büyük bir torba belirdi. "Her biriniz 1 sünger mat alıp arkasına sersin." Dedi ve en yakın olan Ovour dürülü gıri matı alıp yerine geçti ve onu diğerleri takip etti.

"Şimdi mekik pozisyonu alacaksınız, arka sıra matları üzerine yatacak ve önde ki sıra ise onların destekleyecek. 50 mekik çeken dinlenebilir komutları ise Isabel verecek."

Ovour hariç herkes mekik için pozisyonlar almıştı.

"Sana ben destek olacağım, şimdi matın üstüne uzan." Eğitmen Arser'in sözleri ile birlikte mata uzandı.

Ve Isabel'in komutları ile antremana başladılar.

Ovour zar zor 50 mekiği tamamlayabilmişti sonrasında kendini matın üzerine bıraktı.

"Neden bu kadar zor olmak zorunda ki?" Kramp ve acı içerisinde karın bölgesini okşayan Ovour'un suratı fazlasıyla asıktı.

Onu duyan Eğitmen Arser ise "Acı hissettmen güzel, bu ilerleme kaydettiğinin işareti olarak gör." Dedikten sonra ayrıldı.

Ve bundan kısa bir süre sonra ise 50 şınav çekmek için tekrardan matların üzerinde pozisyon aldılar.

Eğitmen Arser'in komutuyla başlayan gençlerin çoğu 40 şınav çekerken 50 şınavı tamamlayan olmadı.

Ovour ise 38 şınavın ardından bırakmıştı.

Fakat bu son değildi.

Bu sefer ki antrenmanları halata tırmanmaydı. Yaklaşık 20 metre uzunluğunda ki halat ağaç gövdesine mızrak fırlatılarak sabitlenmişti ve halatın hemen altında geniş bir sünger serilmişti.

Bunun gibi toplamda 5 halat vardı ve her birinin yüksekliği farklıydı.

"Fiziksel antrenmanın son kısmı da bu halatlardan oluşuyor.

Halat tırmanışını vücut ağırlığı direnci ile fiziksel gücünüz oluşturur, kısaca ise yer çekimine karşı koymaktır ve tırmanış şekilinize göre vücudunuzda bulunan küçük, büyük tüm kas gruplarını çalıştırmak için birebirdir.

Aynı zamanda dayanıklılık, irade ve zihninizi de eğitebilirsiniz. Şimdi ilk 5 kişi tırmanışa geçin." Eğitmen Arser'in bir başka komutu ile 5 kişi halatlara uzandı ve tırmanışa geçti.







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46886 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr