Ana çadırda sessizlik sürerken herkes gibi Ovour'da düşüncelere dalamaya çalışıyordu fakat bu hiç de kolay değildi.
Öncelikle vücudunun her bir tarafında ağrılar, karıncalanmalar, sızılar, kızarıklar gibisinden onu rahatsız edecek herşey mevcuttu.
Aç ve yorgun da olmasıyla birlikte çamurla kaplı ıslak kıyafetleri ile pis kokusunu da ekleyince zihnini toparlayıp istediği ve umduğu düşüncelere erişmesi çok zordu.
Fakat hala tüm bu olumsuzlıklar içinde olsa bile kendi eksiklerinin farkına varabiliyordu.
Ve ilk önce sabah koşusunu düşünmeye başladı...
'O ısınma koşusu eğitimimizin hiçte kolay olmayacağının bir göstergesi gibiydi, normalde o koşu benim için çok basit olmalıydı ama fazlasıyla yorucuydu ve ardından yaptığımız antrenmanlarda eklenince devam etmekte zorladım.
Ve bunu aşmanın tek yolu Eğitmen Isabeli'de dediği gibi doğa enerjisi ile bir olmaktan geçiyor ve zamanla vücudum saf doğa enerjisine uyum sağlayarak daha da güçlenecektir. Fakat benim de enerji kontrolü konusunda çalışmam gerek, koşu sırasında gereğinden fazla enerji tükettiğim için zayıf düştüm ama bir sonrakinde enerji kullanımına dikkat etmem gerek.
Ayrıca doğa enerjisi özümsediğim sırada da bazı hatalar yaptım ve bu yüzden doğa enerjisi vücudumda kontrolsüz bir şekilde gezindi ama ilk kez bu kadar saf bir doğa enerjisi ile temas ettiğim için hazırsız yakalandım bir daha kine dikkat etmeliyim. Birde odak..."
Ovour sabah antrenmanı ve doğa enerjisi özümseme eğitimini gözden geçirip, neyi doğru neyi yanlış yaptığını bulmaya çalışıyorken Eğitmen Arser ve Isabel ise onları dikkatlice izliyor ve arada kendilerine yöneltilen sorulara kısa cevaplar veriyorlardı.
"Isabel eğitim programlarına bu küçük olayı da eklemeli miyiz?" Diye sordu Isabel. Çünkü asıl eğitim programına göre hala savaş eğitimi görüyor olmalıydılar, onlar ise oturmuş hatalarını gözden geçiriyorlardı.
Isabel'in görüşü ise;
"Bence esnek bir eğitim programı olması onlar için daha uygun olur, sonuçta öğrendikleri her şey ile yeni farkındalıklar ve yeni sorular ediniyorlar. Eğitim programında onların uyması gereken talimatlar yazılı fakat bu talimatları uygulayıp düşünecekleri alanın çok kısıtlı olduğunu düşünüyorum."
"Peki o zaman ne yapıyoruz?"
"Aslında çok basit, eğitim programına bireysel çalışma günü ekleyeceğiz ve bu sayede 1 gün boyunca istedikleri şekilde eğitim yapabilirler, ayrıc..."
O ikisi bu konu hakkında daha ayrıntılı konulara girerken Ovour ise düşünceleri arasında bir çıkmaza denk gelmişti.
O çıkmaz ise savaş stiliydi.
Eğitmen Isabel ile mücadelesi sonucunda pek çok hatasını fark etmeyi başarmıştı.
Öncelikle savaş tecrübesi çok az olduğu için saldırıları çok basit kaçıyordu, daha önce turnuvada pek çok kişi ile mücadele etse bile onlarında kendisinden pek farkı yoktu ve bu zamana kadar savaştığı en güçlü kişi ise babasıydı.
Onu çocukluğundan beri izlemiş, onun gibi savaşmayı öğrendiği için ise çoğu hamlesini ezberlemişti ve savaştıklarında ise hep bilindik hamlelere başvurarak yüzeysel mücadeleler yaşamış oluyordu.
Bu sayede güçlü yanları daha da güçlenirken zayıf yönleri ise orantısız bir şekilde gelişim gösterdi ve Eğitmen Isabel onun güçlü yönlerini kullanmasına fırsat vermeyerek ten her seferinde zayıf yönlerine saldırdı.
O mücadelen sırasında ise Ovour sürekli zayıf yönlerini savunarak onları nasıl geliştireceğini kısmen anlamış oldu.
Ama saldırı sırası ona geçtiğinde ise tamamen Eğitmen Isabel tarafından ezilmişti, fakat her seferinde bir daha deneyerek kalıplaşmış saldırı stilinden kurtulmuş oldu.
Çocukluğundan beri basasını izleyerek onu taklit eden bir saldırı stili oluşturmuştu ama o saldırı stilinin en büyük zayıflığı ona ait olmayışıydı.
Duruşu, hareketleri, saldırıları her biri babasının saldırı stilinin kopyasıydı ve bu durumu fark edince ise artık saldırıları düzensiz bir hale gelmişti.
Şimdi ise kendine uygun olan saldırı stilinin düşünmeye çalışıyordu...
'Öncelikle babamın saldırı stili mi? Yoksa başaka bir tane mi oluşturmalıyım?'
İşte bu soru onu rahatsız ediyordu ve uzunca bir süre düşünse bile hala bir karar veremediği için gözlerini açtı ve Eğitmen Arser'in fikrini almak için ayaklandı.
O sırada kendisine doğru gelen Ovour'u fark eden Eğitmen Arser sorar gözler ile ona baktı.
O ise hızlıca düşüncelerini Eğitmen Arser'e aktardı.
Bir süre düşünen Eğitmen Arser ise sonunda kararını verdi ve...
"Babanın saldırı stili ile devam etmen senin için en uygunu olur. Sonuçta su yolu açmak için kaynağa ihtiyaç vardır, senin ise kaynağın hazır sadece su yolunu nasıl devam ettireceğini düşünmen yeterli olacaktır ve ayrıca açık arama ile kurnazca saldırmayı benimsemen senin güçlü yönlerini oluşturuyor.
Şunu asla unutma ki güçlü yönlerini geliştirmen seni daha güçlü yaparken zayıf yönlerini geliştirmen ise seni hayatta tutar. Bu yüzden benimsediğin saldırı stiline odaklan, kendine uygun hale getir ve daha da geliştirmek için çaba sarf et."
Buradan itibaren sözlerini bitiren Eğitmen Arser hemen yanında sessizce bekleyen gence döndü, Ovour ise tekrar yerine oturarak bu konu hakkında ki yeni düşüncelere yelken açtı.
Böylece onlara tanınan sürenin sonuna gelmişlerdi.
Güneş ufukta kaybolmaya başlamışken Eğitmen Isabel tüm dikkatleri üzerine toplayıp sabah ki gibi onlara meridyen kıran iksiri dağıtarak bir kez daha enerji özümseme eğitimine başlamış oldular.
Gözlerini kapatıp doğa enerjisine odaklanan Ovour ikinci kere deneyimlediği meridyen kıran iksirini bu sefer daha rahat yönlendire biliyordu, ilk seferinde ise iksiri yutmasıyla kısa bir şok yaşamıştı ve şimdi ise iksiri enerji kanallarından geçirerek dantianında topladı.
Daha sonra ise toplamış olduğu iksiri dantianında bulunan enerji ile karıştırarak sabah açmaya çalıştığı meridyene yönlendirdi.
Ve yaklaşık 3 saatlik enerji özümseme eğitiminin ardından ise sabah seviye atlayamayan herkes birer seviye atlamış oldu.
İlerleyen vakitlerde ise Eğitmen Arser ile Isabel bu gün hakkında ki genel ve bireysel görüşlerini onlara aktarıp, yeni sorularına cevaplar verdiler.
Fakat bu konuşmanın daha fazla uzamasını istemeyen Eğitmen Isabel konuyu kapatıp seçtiği 2 kişi ile ana çadırdan ayrılıp, kısa bir süre sonra ise geri dönmüştü.
Onun hemen arkasından gelen Faro ile Erik ise iç içe geçiş demir döküm leğenleri taşıyordu, bu demir leğenlerin yüksekliği diz kapağının altına kadar gelirken genişliği ise 1 kişi için oldukça uygundu. Fakat 2 kişi için de bir şekilde sığacak kadar alan mevcuttu.
"Burada 11 tane demir leğen var ve bunlar banyo yapmanız için dün kovalar ile dağıtmamız gerekti, ama üstü kapalı olduğu için gözden kaçmış. Şimdi her çadır 1 tane leğen alarak çadırlarına dönsün, gece nöbeti tutacaklar ise nöbet yerlerine geçebilir." Dedikten sonra Eğitmen Arser ile ana çadırdan ayrıldı.
Geri kalanı ise onun dediklerini uygulayarak ana çadırdan ayrıldılar.
Ve böylelikle uzun ve yorucu gün onlar için sonlanmış oldu.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..