İmparator Ares soğuk ve savaşçı kişiliği ile tanınırdı, bu günde o tavrından ödün vermeyerek ten sözlerine başladı.
"12 gün önce Kanlı Anıta gittim ve hepinizin bildiği gibi diğer üçüyle bir dizi karalar aldık ve bu kararlar Baş Danışmanım Elsvorth açılmayacaktır." Buradan itibaren sözleri bitmişti.
Hemen ardından koltukların altında bulunan koridordan çıkan Elsvorth siyah mermerlerin üzerinde yavaş adımlarla beyaz kürsüye geldi.
Tamamı beyaza dönmüş uzun saçları ve sakalı ile açık mavi ve beyaz karışımı bir cüppe giymişti, elinde tutuğu parşömeni kürsüde açarak sözlerine başlamış oldu.
"Müzakereler sırasında 4 imparatorluğu ilgilendiren pek çok konuya değinildi ve şimdi tek tek o konulardan bahsedeceğim, daha sonra ise kıta için alınan kararlardan bahsedeceğim."
Böylece Baş Danışman Elsvorth uzun konuşmasına başlamış oldu.
İlk konu ise İmparatorluk sınırları ötesinde bulunan bağımsız topraklarda gerçekleşen savaşlardı.
İmparatorluk sınırları çizilmesinin ardından sınırlar boyunca bağımsız bölgeler bıraktılar, çünkü barışı sadece savaşla sağlayabileceklerini biliyorlardı ve bu yüzden bu bağımsız bölgeleri sınırları dışında bıraktılar.
İnsanlar çoğu zaman aç gözlü, bencil olabiliyordu ve kesinlikle birileri kendine verilenlerle yetinmeyerek ten daha fazlasını isteyecekti. Bunu önlemenin ise hiçbir yolu olmadığı için savaşmalarına izin veriler.
Bu savaşlar sınır bölgesinde yaşayan krallar tarafından karşı imparatorluğun sınırında yaşayan krallar arasında yaşanıyordu ve bu savaşların sonucunda imparatorluk sınırları büyüyor ve bazen kısalıyordu.
Fakat karalar savaşırken İmparatorlar ise asırlardır başaka savaşlar açmamışlardı, çünkü Kanlı Anıtta kabul gören barış antlaşmasına göre haksız yere savaş başlatan imparator diğer imparatorların da düşmanı olacaktır.
İşte bu alına karar savaşı değil savaşın getireceği felaketi önlemek için kabul görmüştü, eğer imparatorluk bir savaşa girerse bunu tüm kıta öderdi. Bu yüzden sınır krallıklarının savaşmasına izin verilirken imparatorlar ise bu krallıkları destekliyordu.
Bunun benzeri bir kuralda imparatorluk içerisinde bulunuyordu.
Kızıl Gök İmparatorluğu merkez de dahil olmak üzere 17 bölgeden oluşuyordu, merkezde başkent bulunurken 10.000 mil çapı içerisinde her hangi bir kale bulunmazken sadece huzur ve refah dolu şehirler, tatil bölgeleri, doğal kaplıca bölgeleri, tarihi anıtlar, ticaret bölgeleri ve daha bir çoğu bulunuyordu.
Kalan 16 bölge de ise 16 kale şehri inşa edilmiş ve bizzat imparatorun seçtiği generaller o bölgeyi yönetiyor ve düzenini sağlıyordu, bu bölgeler ise her türlü olayın yaşandığı bölgelerdi.
Özellikle de her 50 yılda bir imparator savaşlara izin verir ve kalelerinde uyuyan güçler çevresinde bulunan krallıkları ele geçirmek için ordularını seferber ederler ve bu seferberlik tam 10 yıl sürer.
Bu süre dolduktan sonra ordular geri çekilir ve bir 50 yıl daha beklerler.
Böylece bu geçen sürede kayıplar tazelenirken daha güçlü genç nesiller yetişir.
50 yıl beklemenin bir diğer amacı da buydu, çünkü insan potansiyelinin yavaşladığı an 50 yaşıdır. 50 yılık yaşam boyunca geldiğin nokta senin nihai noktan olarak kabul edilir ve buradan itibaren gelişim yavaşladığı söylenir.
Eğer bir 50 yılın ardından canavar vari bir yetenek doğarsa ve gücünü o krallık için kullanırsa daha da güçlü olurlar. Tabi bu sadece ordu savaşları için geçerli.
Taht savaşlarının sona ermesinin ardından meydan okumayla, ikili anlaşmalarla, isyan çıkartarak, suikast düzenleyerek te taht sahibi olabiliyorlardı.
Bunu haricinde Baş Danışman Elsvorth imparatorluklar arasında ki yeni bilgi ve buluşları, ticaret, vahşi doğada gezinen büyülü yaratıklar ve diğer tehlike içeren canlılar hakkında bahsetti.
Kıtayı etkileyen sorunlara gelecek olursak ise kaynak sıkıntısı, gizemli doğa olayları, yeni keşfedilen bölgeler, son zamanlarda bir araya gelen yaratık sürüleri, sınır bölgelerinde yakalanan diğer ırklar gibi konulardan bahsedip olası çözüm yollarını anlattı.
Oldukça uzun bu konuşmanın ardından ise stres, gerginlik, öfke, korku, çaresizlik gibi duygulara kapılan insanlar vardı.
Baş Danışman Elsvorth konuşmasının ardından imparatora bakıyordu ve beklediği işaret gelince dikkatleri üzerine tekrar çekti.
"Tüm bu sorunları tartışmak ve çözmek oldukça zaman alacaktır ama öncelikle halledilmesi gereken birkaç konu bulunuyor, ilk olarak Yeşil Diyar İmparatorluğu'nun hazırladığı Güneş Ve Ay Takvimi'nin halka tanıtılması olacak. Bu takvim diğer imparatorlar tarafından da kabul gördü, tarihi ve mevsimleri Güneş ve Ay'ın hareketlerine göre hesaplıyor.
İkinci konu ise ham madde ihtiyacının artması, insan ırkı olarak yaşayacak toprağa sahibiz ama uzun yıllardır bu toprağı işleyip kullanıyoruz, nüfusumuzun hızla artması ham madde ihtiyacını arttırırken artık bu talebeleri karşılayamıyoruz ve toprağın bize sunduğu kaynaklar bitmek üzere. Ham madde fiyatları zaten fazlayken her gün bir madenin daha sonuna geliyoruz, daha fazlası için ise sınırlarımızın genişlemesi gerek fakat bu da çok tehlikeli.
Bu yüzden madenlerin doğru kullanımına yöneleceğiz, öncelikle halka sunulan siyah altın ve beyaz altın olarak kabul gören para birimi geçersiz sayılacaktır ve bronz, bakır, gümüş, altın para birimleri de toplanarak eritilecektir. Böylelikle bu madenler eritilerek maden yoğunluğu artırılmış madeni paralar olarak siyah ve beyaz altınla takas edilecektir.
Bunun yanı sıra diğer ham maddeleri, doğal gaz, enerji kristali, element kristalleri, sıvılaştırılmış özler..." Baş Danışman Elsvorth bir başka uzun konuşmaya başlamış oldu.
Zaman akıp geçerken Kızıl Kanat Meclisi son derce hareketliydi, koltuklarda oturan bakanlar ve danışmanlar sürekli evrak, parşömen, çizerge, tablo gibi masa başı işlerine başlamış en küçük ayrıntıyı atlamadan özenle çalışıyorlardı.
Sonra bu evraklar dosyalanıp meclis üyelerine giderek kontrol ediliyordu, son kararı veren imparator da onaylayınca bir sonra ki konuya geçiyorlardı.
Bu yoğunluk tüm binada yaşanırken çevresinde bulunan kesiminde dikkatini çekmişti, herkes büyük bir şeyin yaşandığını düşünürken ortaya farklı iddialar da atıldı ve böylece kulaktan kulağa tüm soylu kesimine yayıldı.
Kızıl Kanat Meclisinden sürekli elinde belgeler ile çıkan ve koşturarak geri gelen onlarca haberci vardı ve alınan bazı karlar haberciler tarafından ifşa edilmişti, lakin bu karalar gizlenmediği için alınan her yeni karar haberciler tarafından hızlıca yayılmıştı.
Güneş zirveye ulaştığında ise mecliste alınan 12 karar imparatorun emirleri üzerine halka açıklandı.
Tabi en çok dikkat çeken 2 karar ise yeni Güneş Ve Ay Takvimi ile siyah, beyaz altınların para birimi olarak kullanılmayıp mevcut olan para birimlerinin değerlerinin artırılması olmuştu.
Bu karalar hızlı alınsa bile siyah ile beyaz altınların kullanılmaya başlamasından bu yana 300 yıldan fazla olmuştu.
Elbette ki bu karları sorgulayan, itiraz eden kişiler çıkacaktır, ama artık geri dönüş yoktu. Çünkü bu karar kıtayı yöneten 4 büyük gücün ortak kararıydı.
Kızıl Kanat Meclisinden çıkan kararlar şok etkisi yaratmaya devam ederken millerce ötede bulunan Ovour ise kılıcını savuruyordu.
Onun için dünden farklı olan en önemli şey Ashley ile daha yakın olması olmuştu, geri kalanı ise aynıydı.
Ashley'le sabah atışmalarının üzerine nöbetçiler zillerini çalmaya başlamıştı ve o andan itibaren bir bir çadırlarını terk edip kamp ateşinin etrafında toplandılar, kısa bir sınma egzersizinin ardından ise 1 turluk koşu başlamıştı.
Düne göre hazırlıklı olan Ovour enerjisinin yarısını kullanarak koşuyu tamamlamış oldu.
Daha sonra tekrardan dağıtılan 3 parçadan oluşan kuru yaratık etinin birini yedikten sonra bir diğer fiziksel antrenmana geçmişlerdi, çök kalk.
Bu kez dünden farklı olarak Ovour 50 kez kalkıp çökemesede daha uzun dayanmıştı ve diğer 2 fiziksel antrenman olan mekik ve şınav pozisyonları için de aynıydı, tamamlayamasa bile daha uzun dayanmıştı.
Fakat halat tırmanmaya gelince ise tamamen çuvallamıştı, ilk günkü tırmandığı yere bile ulaşamadan yere düşmüştü.
İlerleyen saatlerde ise Eğitmen Arser'in savaş eğitimi başlamıştı ve yakın dövüş yerine kılıç kullanmanın esaslarından başlamıştı.
Gür sesi ile bir yandan kılıç salıyor bir yandan da anlatıyordu Eğitmen Arser.
"Kılıç bir çok insanın saygısını kazanan ve en yaygın soğuk metal silahtır. O kesebilir, saplayabilir, doğrayabilir, yırtabilir, delebilir, savuşturabilir aynı zamanda sağlam ve esnektir, kolay kullanılabilir olması nedeniyle de en gözde soğuk metal silahtır.
Ana silahınız kılıç olmasa bile temel düzeyde ustalık kazanmak kazanmak oldukça faydalıdır, rakibinin nasıl savaştığını bilirsen sen kazanırsın bu yüzden sizlere tavsiyem her türlü soğuk metal silah üzerinde temel düzeyde de olsa ustalık kazanmanızdır.
Şunu unutmayın ki güçlü yönlerinizi geliştirmeniz sizleri daha güçlü yaparken zayıf yönlerinizi geliştirmeniz ise sizi hayata tutacaktır.
Ana silahınız kılıç olsa ve sürekli onu geliştirirseniz daha güçlü olursunuz ama aynı zamanda rakibiniz usta bir mızrak kullanıcısı ise kazanan daha fazla avantaja sahip olan olacaktır, yani temel düzeyde mızrak kullanmayı bilirseniz silahın avantajlarını ve dezavantajlarını bilmiş olursunuz."
Bu sözlerinin ardından ilk önce onlardan havaya karşı kesme, saplama ve diğer basit hamleleri uygulamalarını istedi.
Daha sonra yaptıkları kuklalar üzerinde deneme yapmalarını ve ardından ise birbirlerine karşı hamle yapmalarını istemişti.
Böylece Eğitmen Arser'in savaş eğitimi son bulurken Eğitmen Isabel'in enerji özümseme eğitimi başlamıştı. Fakat dünkü gibi Meridyen Kıran İksiri vermemişti, bunun yerine doğal yollarla enerji çekmeye başlamıştılar.
Devam eden sürelerde ise dünden farklı olan hiçbir ayrıntı yoktu ve eğitimi sonlanınca Ovour ile Ashley bu günün yorgunluğu ile çadırlarına döndüler.
Bir sonra ki doğan güneşle birlikte yine aynı döngüye devam eden Ovour, son eğitimin ardından çadırına yanlız dönüştü çünkü bu kez gece nöbeti sırası Ashley'e gelmişti.
Ovour uyku tulumuna girerek ilk yanlız gecesi için gözlerini kapatırken bir yandan da yeni yaşamının nasıl süreceği hakkında birkaç fikir edinmişti.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..