Panele baktıkça daha yorgun hissetmeye başladım. Çünkü uğraşmam gereken sorunları daha iyi kavradım.
MET—Köken
Gezegen konumu: Sıradan-1. seviye (tam vücut mega seviye)
Kaynak Enerji Miktarı : 135/100000
Hasar Oranı : %1000000000000000000
Ruh : Ağır yaralı (İyileşme aşamasına girdi.)
Vücut Yarıçapı : 100km
Vücut Yüksekliği :200km
Emme Kuvveti: (Canlı Gelişimi x Canlı Sayısı / Gezegen Seviyesi) /Hasar
Kaynak Asimilasyon Hızı : Hacim x Emme Kuvveti
Gezegen Hafızası: %39 çözümlenmiş
Ruhsal Canlı Sayısı :2
Kaynak Enerji Artışı : - 1/1000/ay
Temel Kurallar :
Zaman : 1saniye:1000000yıl kadar hızlandırılabilir
Reenkarnasyon : Vücutta yaşayan her şeyin ruhu öldükten sonra tekrar doğar.
İlkel Yaşam :Sıradan−boş dünya seviye arası yaşam yaratabilir. (Kademe farkına yaratım için 100kat fazla enerji gerekir.)
Bütünleşme: Vücut parçalansa bile tekdir. (parçalar vücuda yaklaşır.)
Kural Kavrama :Gezegen yutarken kurallar kavrayabilir.
Yetenekler:
Yutma: Gezegen yutmak 10000 kat hızlıdır. Atomdan kendi boyutunun on katına kadar her şeyi yutar. Her daim enerji edinir.
Klonlanma: Her gezegen konumu için 1 kez kendi öznelliğine sahip klon yapılabilir.
Yetenek Kavrama: Yutma sırasında yetenek edinebilir.
Olumsuz durumlar :
Uçurum aşındırması: Uçurum gücüyle aşınan beden 1ayda 1/10000 kaynak enerjisi tüketiyor.
Uçurumun yansıması: Tüm beden parçalarında olan uçurum gücü ana bedene seyreltilerek ulaşır.
Bitkin ruh: Rastgele uyku durumu görünecektir.
Parçalanmış: Vücut parçalandığı için güç büyük ölçüde bastırıldı.
Zaman hızlandırma yetersiz enerji yüzünden başlatılamıyor.
Olumlu durumlar :
Birleşme: Vücuttaki çekim kuvveti yüzünden diğer parçalar yavaşça bedene dönüyor
Ruh değişimi: Vücut sahibinin değişimi Reenkarnasyon mühürlerini tamamen kaldırmıştır.
Şartsız Mega : Mega seviyeye kadar yeterli enerji bulundukça ek koşul olmadan yükselir.
Kısa bir kontrolden sonra kurtuluşumun aklıma gelen tek yolunu uygulamak için gerekli adımları planlamaya başladım.
Öncelikle enerji sorunumu çözmem gerekirdi. Uçurumun vermekte olduğu hasarı göz önüne alarak ortaya çıkan sonuca göre enerjiyi farklı biçimlere dönüştürebilen bu dönüşümü sürekli ve artan miktarda yapabilen bir şeye ihtiyacım vardı.
Özelliklerimin arasında klon bunun için en ideal seçimdi. Aklımda canlılar birer birer azalırken dünya efsanelerinden Dünya Ağacı olarak isimlendirilen bir tanesinde aramamı tamamladım.
Öncelikle yaşamın saf enerjisi bakımından güçlü bir tohum oluşturmak için kalan enerjimi top şeklinde sıkıştırmaya yavaş yavaş küçülterek basit ağaç tohumları boyutuna kadar enerjimin şeklini ve etkisini dönüştürmeye başladım.
Bu süreçte kendi canlılarımı da kontrol etmeye başladım. Gördüğüm kadarıyla canlı varlıklardan sadece iki tane kalmıştı. Onlarda son kez yeni nesil bırakıp ölmeye başladılar. Tam iki tane büyük yumurta bırakmışlardı.
Sanırım benden öncekine yapılan ruhsal saldırıdan dolayı canlılar için en önemli gezegen yeteneğinin yani mühürlenen reenkarnasyon yeteneğinin benimle beraber açılması iyi bir başlangıç sayılabilirdi.
Bu sayede tıpkı şimdi olduğu gibi yeni ruhlar için enerji harcamama gerek yoktu. Hafızam sayesinde öğrendiğim bilgiler gezegenlerin kendi canlılarını ürettiği onlara kendi güçlerini kök alarak farklı biçimlerde özellikler verdikleri bazılarına ruh bilinç gibi düşünme yeteneği verildiği ve gezegenler geliştikçe canlıların da gelişebildiği ayrıca canlıların her gelişim seviyesinin enerjiyi arttırmak için gereken dışarıdan enerji emme gücünü arttırdığı gibi harika özelliklere sahip olduklarıydı.
Ayrıca bulunduğum gezegen seviyesi tüm vücut oranlarının yaklaşık 200 katı kadar mesafelerdeki herhangi bir şeyi özellikle gizlenmediyse görebiliyor, hissedebiliyor, duyabiliyordu. Bu sayede sürpriz saldırı benim gibi gezegen olanların unuttuğu bir tabirden ibaretti.
En azından ölmeden daha önce yaşadığı tüm saldırılar kaçınılmazdı. Tıpkı benden önceki öldüğünde yapılan son saldırıda olduğu gibi.
Yavaş yavaş vücudumu görünüş açısından tanımaya başladım. Bu aynı zamanda oluşma aşamasındaki klonunun en zayıf haldeyken nereye yerleştirip uçurumun enerjisi radyasyon gibi çeşitli etkilerden muhafaza edeceğimin araştırmasıydı.
Tüm vücudumdaki pek çok bölgeler arasında çeşitli güvenlik seviyelerini oluşturduktan sonra klonum için karar verdiğim nokta tüm dağlar arasında en yüksek olanıydı. Onun içine klonumu gömmeyi düşünüyordum.
İçinde bulunan enerji ona dağdan çıkana kadar kökler oluşturmasına yardımcı olacak hatta ters durumlara uyum sağlamasını kolaylaştıracaktı. Sonuçta ilk klonumun bitki olması uyum sağlamada biraz daha hızlı olmasına, istikrarlı ve daha hızlı büyümeme yardımcı olmak içindi. İçinde bulunan ekstra enerjinin ikincil sebebi de tüm bunlarda hızını azaltmayacak olmasıydı.
Öğrendiğim kadarıyla gezegen seviyeleri şöyleydi: sıradan , kaynak , ruhsal , mega , büyük bin şeklinde devam ediyordu. Gittikçe büyüyen ayrıca kendi içsel ve yüzeysel basıncı da katlanarak artıyordu. Bunun son olmadığını düşünüyordum.
Canlıların ise bu sıralamalarda gelişimi şu düzenle değişiyordu: sıradan, Kader yıldızı uyanması, enerji toplamaya başlamak, Kader silahı uyandırma, enerji arınması, beden metamorfozu, ruh canlandırma, bilinç uyandırma, beden ruh bilinç bir arada, boş dünya, elemente giriş, element kavrama, elemental arınma, elemental beden, elemental bilinç, elemental ruh, elemental bütünleşme.
Bildiğim kadarıyla sıralama devam ediyordu. Ayrıca her yerde yani gezegenler veya galaksiler hatta evrenler değişse bile bulundukları seviye yettiği sürece değişmeyen bir şekille aynı canlı evrim süreci gerçekleşiyordu. Bu bilginin garip bir yerden gelmesi her ne kadar gizemli olsa da, olmasaydı bu kadarının olduğunu belki hiçbir zaman ölenin hafızasından öğrenmeyecektim.
Tohum tamamlanmaya devam ederken aynı zamanda ben de çevremdeki atıkları büyümek için kendimle birleştirmeye başladım. Her ne kadar enerji ihtiyacımı karşılamıyor olsalar da benim için artık kütle ve boyut bile başlı başına bir faydaydı.
İlk denememle alıştığım tıpkı sade kraker yemek gibi hissederek birer birer çevremde ne görür ya da hissedersem emiyordum. Zorlu şartlarımı daha da zorlaştırıcı bir çevreye dönüştürüyor neredeyse canlılar için değil cansızlar için bir gezegene dönüşüyordum.
Zaten olmayan atmosfere ek bolca uçurum kirliliği bulunurken bedenimde neler olduğuna kesinlikle karar da vermiyordum. Uçurumun yaratıklarının bedenimde gezindiğini bile hissetmiştim. Bunların hepsi ayrı ayrı sorunlar olup birlikte karmaşaya dönüşüyordu.
Bir nevi daha önce hiç olmamış olmaması da gereken başlangıç düzeyi zorluğuydu. Ayrıca bu zorlu şartlarda büyüyen bir bitki olan Dünya Ağacı daha eşsiz yeteneklere sahip olabilirdi. Yani en azından umutlarım bu istikamette ilerliyordu.
Bir süre geçmişi düşünmeye başladım. Ve nedense daha önce hatırlamadığım bir şeyi fark ettim. Bebekliğimi dahi hatırlamaya başlamıştım. Hatta o kadar geçmişe döndüm ki dinleyerek öğrendiğim geçmişte bazı garip şeylere rastladım. Ben daha önce bu konuda sadece duymuş olsam da bebekken bulunduğum çöp konteynırıyla ilgili anıları gözden geçirdiğimde sanki daha yeni konmuş ve hiç kullanılmamış gibi tertemizdi.
Şüphelensem de artık bir değeri yoktu. Yavaş yavaş daha gerisini düşünmeye çalıştığımda bir anda karanlık bir yerde bulmuştum kendimi. Her tarafında devasa zincirler olan çoğu zincir halkaları arasında da yine devasa olan çiviler bulunuyordu. Ayrıca daha önce görmediğim şekillerde tasvirler de vardı. Anlamaya çalışsam da bana daha değil hissi veren bir şey dışında hiçbir şey anlaşılmıyordu.
Ne yazık ki bundan öte başka bir şey görememiş öğrenememiştim. Sonunda geçmişimi her ne kadar şüphelerle dolmaya başlasam da şimdilik bir kenara bıraktım.
Yavaş yavaş büyüyor büyüdükçe çok daha az da olsa büyüme hızımın arttığını hissediyordum. Bu döngüyle aslında güvenli sığınak olarak gördüğüm evrenin çöplüğü benim gelişim için başlangıç üssüm olmaya başlamıştı.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..