Korkudan dilim tutulmuştu. Hiç böyle bir manzara ile karşılaşma niyetim yoktu. Önümdeki canavarın konuştukça ağzından çıkar buhar tüm odayı kapsıyordu. Katkatı kesilmiş, bana söylenenlere ancak kafa sallayabilmiştim.
"Aferin adam böyle" demişti koca yaratık. "Şimdi senin aklında bazı sorular var di mi canikom, ben tam olarak kimim, niye karşındayım falan." Bunları söyledikten sonra korkunç bir kahkaha patlatmıştı. "Bu büyüyü çok seviyorum ya anasını satayım, mal gibi kaldın."
"Bak şimdi sikik, bundan sonra sen benim dediklerimi yapacaksın, sözümden dışarı çıkmayacaksın yoksa acayip işkenceler yaparım sana, tersten gösteririm ananınkini." Zaten ölmeye hazırlanmış olmama rağmen zangır zangır titriyordum, hem bu canavarın hem de işkence tehdidinin korkusundan.
" Merak etme senin için de iyi olacak isteyeceklerim. Tabi seninle sürekli ben ilgilenemem, senden çok daha önemli işlerim var. Neyse buluruz bir yolunu değil mi?" dedi keçi ayaklarına benzeyen o koca ayaklarını adım atmak için kaldırdı. Her adımında odayı sallıyor, özel eşyalarımı inceleyerek bir şeyler mırıldanıyordu.
Nasıl oldu bilmiyorum, normalde olağanüstü korkak birisiyimdir ama bir anda, belki merakımın artık zirve noktaya ulaşmasıyla ya da canavarın söyledikleriyle rahatlamam sebebiyle ağzımdan bir soru çıktı "Se-se-sen Ki-ki-kimsin?" Birazcık gerilmemle kendini ortaya çıkaran huyum yine baş göstermişti: kekelemek.
Odanın tüm boşluklarını doldurup buradan yankılanan, gök gürültüsünü andıran bir kahkaha koptu ve bilgisayarımı inceleyen canavar gülen yüzünü bana çevirdi. "Bana şeytan diyebilirsin, bir tür şeytanım. Ama bu seni çok ilgilendirmiyor, sen sadece beni amirin olarak düşün."
"Seninle nasıl ilgileneceğimi buldum" diyerek masamın üstündeki, kiradan arttırdıklarımla biriktirdiğim son model bilgisayarımı gösterdi. "Demek oyun oynamayı seviyorsun, biz de bir oyun oynayalım o zaman. Sürekli seninle ilgilenemem başka alemlerde senden çok dah eğlenceli kölelerim var. O zaman seni uzaktan kontrol etmek en iyisi"
Koca ellerini açıp göğe yükselttikten sonra anlamadığım dilde bir şeyler mırıldanmaya başladı. "Biraz adam ol adam, belki ilerleme katedersen tekrar uğrarım" dedi ve korku oyunlarındaki gerici kırmızı bir ışık hüzmesi odayı kapladı.
Işık gittikten sonra loş odamda tek başıma kalmıştım, ancak hemen önümde bir panel bulunuyor ve üstünde şunlar yazıyordu:
Görev: Görünümünü toparla
Süre: 1 Ay
Ödül: 1 yetenek puanı ve şans eşyası
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..