Çirkin ördek yavrusu sonunda kuğu çıkmıyor muydu lan? Benden olsa olsa karabatak olur başka bir şey çıkacağını düşünmüyorum. Neyse bir iki adam sora sora Catlyn'in nerede olduğunu öğrendim. Uzaktan bana bu kadını gösterdiklerinde şoka uğramıştım. Tamam hayatımda çok fazla kadın görmemiştim bu doğru ama gördüğüm en güzel kadın bu olsa gerekti. 

Çok pürüzsüz bir cildi, büyük yeşil gözleri, bunları tamamlayan hacimli kirpikleri, yay gibi uzanan ince narin kaşları, kıpkırmızı ve orta büyüklükte ancak dolgun dudakları, arkadan topladığı uzun dalgalı ve sarı saçları, kırmızı yanakları.... Bu sadece yüzü tabii. Fiziği de olağan üstüydü, geniş ve hacimli kalçaları, üstüne giydiği spor braletten oldukça dik gözüken göğüsleri ve ince beli... 

Eğer buradakiler yunan heykeli idiyseler bu kesinlikle Afrodit'ti. Yanına bile zor yaklaştım. O kadar irade kastık ama tabi konuşmadan patlıyorduk. Kekemeliğim tekrar kendini göstermişti. "Me-me-merhaba Mike be-be-ben, siz an-an-antrenörüm olacakmışsınız" 

Başını bana doğru bir döndürdü ki yine geril geril gerildi kaslarım. Midem içerde salsa yapıyordu. İlk anda bir şaşkınlığa kapılmıştı ama hemen sonra yüzüne müthiş bir gülümseme kondurup "Merhaba Mike Bey, bana Cat diyebilirsiniz. İstediğiniz zaman başlayabiliriz." dedi.

İşte bu serüvende böylece başlamış oldu. İlk gün bana kısa ısınma hareketleri gösterip birkaç ağırlık kaldırtan Cat benim spor salonuna hırsla gitmemin anahtarı olmuştu. Neredeyse bir hafta böyle geçti gitti ve ben her gün spor salonuna uğradım ve çalışmalarımı yaptım. Tabii ki 2 kilo haricinde gözle görülür bir değişiklik olmamıştı. 

Fakat asıl olay Cat'in bana oldukça samimi davranmasıydı. Bu davranışlar benim de gerginliğimi ortadan kaldırıyordu. Tabii bana gösterdiği hareketler boyunca vücuduma teninin değmesi dışında, o zaman acayip geriliyordum. Ayrıca bazen bu hareketler, hiçbir kadınla temasta bulunmamış olan beni uyarıyor, küçük Mike'ı saklamak için ekstra efor sarfetmem gerekiyordu. 

Ancak bunun dışında Cat bana oldukça iyi davranıyor, bana gülüyor, benimle şakalaşıyordu. 

İşte bu aradığım fırsattı diye düşündüm. Madem bir kızla randevulaşma görevim var, bunun Cat gibi tatlı bir kızla olmasını istiyordum. Hem o da bana bir şekilde ilgi gösteriyordu. Beni reddetmeyeceğini düşünüyordum.

Bir buçuk haftayı devirmenin ardından ve Cat ile daha fazla vakit geçirmenin getirdiği cesaret ile artık ona teklif etmeye hazır olduğumu düşündüm. Cat'in bana desteğiyle 20 kiloluk bir halteri kaldırmamın ardından, nefes nefeseyken bir anda konuyu açtım " Cat, şey, senin bir yerlere gitsek ne dersin? Akşam boşsan eğer?" 

Cümlemin bitmesinin ardından Cat'in suratında bu güne kadar gördüğüm en şaşkın insanın yüzünü görmüştüm. Yaklaşık bir beş saniye o surat ifadesi ile bana baktıktan sonra yüzüne müthiş bir tiksinme ifadesi oturdu.  Güzel gözleri kısılmış, dudaklarını büzmüş bana aşağılar gözlerle bakmaya başlamıştı.  Kısa bir süre sonra ise hafif de olsa bağırarak "Neee?" diye sormuştu.

Daha kendimi açıklayıp özür bile dileyemeden ise arkasını dönüp, çekip gitmişti. En hafif tabirle kendimi bok gibi hissediyordum. O beni bıraktığında salondakilerin yüzünün de bana döndüğünü görmüştüm. Midem tekrar bana sinyaller yollamaya başlamıştı. Koşa koşa tuvalete vardım ve ağlamaya başlamıştım. Ben büyük bir hayal kırıklığı yaşarken, aklımda ardı ardına iki bildirim sesi çalmış ve önümde panel açılmıştı.

Başarı: İlk Defa Bir Kıza Açıl

Ödül: +2 İrade, 200 Başarı Puanı

ve hemen ardından da başka bir panel gelmişti

Başarı: İlk Defa Reddedil

Ödül: -1 İrade, 300 Başarı Puanı

Gözüm yaşlı bir şekilde panelde yazanları okumaya çalışıyor, unutmak istediğim olayın tekrar yüzüme çarpılmasıyla eskisinden daha şiddetli hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. 

Bu halim yaklaşık 15 dakika kadar sürmüş, artı göz yaşı torbalarım kurumuştu. Yapabileceğim bir şey kalmadığını görünce hemen buradan kaçmak istediğimi farkettim. Yanımda telefonum ve cüzdanım olduğu için, kıyafetlerimi koyduğum çantayı dolabımdan almaya bile tenezzül etmeden hemen bir kat aşağı inip çıkışa vardım. 

Kapıdan çıktığımda gözüm taksi arıyordu ki kapıda Marcus'unda olduğunu farkettim, üstelik bana sinirli gözlerle bakıyordu. "Mike bir gelsene birader." demişti ve beni kolumdan tutup spor salonun yanında bulunan küçük bir ara sokağa götürmüştü. Ben bu esnada "N'oldu ki?" şeklinde sorular sorsam da cevabım çok geç gelmişti. 

Cevap yüzüme oturan okkalı bir yumrukta saklıydı. "Lan amcık sen kimsin benim manitaya çıkma teklifi ediyon lan." Bunları söylerken ben çoktan yumruğu çok başarılı bir şekilde yüzüme almış ve devriliyordum. "Seni sikerim lan sokuk.", "Sen kendini ne sanıyorsun?", "Tipini siktiğimin çirkini." tüm hakaretlerini üstüme çıkıp attığı yumruklarla senkronize bir şekilde gerçekleştiriyordu. Yüzüm resmen kan çanağına dönmüştü. 

"Seni bir daha burada görmeyeceğim, paranı da gasp ettim amına koyayım. Siktir git!" son cümlesini söyleyip, karnıma bir final tekmesi indirdikten sonra arkasını dönüp gitmişti. Ara sokakta devrilmiş çuval gibi yatıyordum. Burnumdan gelen kanları engellemek için elimi burnuma götürürken bir bildirim sesi duydum ve önüme bir ekran açıldı.

Başarı: Bir Kadın Yüzünden Dayak Ye

Ödül: 400 Başarı Puanı