Bölüm 13: Zarflar

avatar
868 3

Yazarın El Kitabı - Bölüm 13: Zarflar


 

Yazan: Garry Smailes

Çeviri: Ratel

 

Kısım 3: Diyaloglar

Bölüm 13: Zarflar



Yazımınızı geliştirecek tüm prensipler ve teknikler arasında, zarflar ile nasıl ilgilenmeniz gerektiği belki de en güçlüsüdür.


Kısa hali şu, zarflardan kurtulmak sizi anında daha iyi bir yazar yapmaya başlayacak, sizi tembel yazma alışkanlıklarından sıyırıp okuyucularınızı doğal olarak bağlayacak bir yazı stili geliştirmenize yardım edecek. Ek olarak, zarfların çıkartılma bilinci sizi GÖSTERTMEYE zorlayacak. Zarfların çoğunlukla ANLATMA sırasında kullanıldığını keşfedeceksiniz. 


İşe zarfları tanımlayarak başlayalım.


Zarflar fiilleri niteleyen sözcüklerdir. Bir fiil ise eylem ifade eder (yürümek, koşmak, uçmak vb.). Çoğu zarf -ak -ek -ca -ce ya da bir şekilde/bir biçimde ile biter ve bu yüzden tespit edilmeleri kolaydır. Kulağa karmaşık geliyor olabilir ama endişelenmeyin. Bir kere tespit etmeye alıştıktan sonra, ekrandan suratınıza fırlayan küçük edepsiz trollere dönüşecekler.


İşte bir örnek.:


Kapıyı sertçe kapattı.


Burada “kapattı” fiil ve “sertçe” ise zarf.


Peki bunda kötü olan ne var? Kafanızda kapının kapanmasının açık bir imgesi oluştu, tabi, .... sertçe.


Bundaki problem, zarfları kullanarak okuyucuya kapının nasıl kapandığını ANLATIYOR olmanız. Okuyucuya gösterilmedi ve kendi zihnini yerleştireceği bir boşluk bırakılmadı.


ANLATMA'nın kötü GÖSTERTME’nin iyi olduğunu hatırlayın.


Şimdi de zarfı çıkartırsak neler olacağını değerlendirelim:


Kapıyı kapattı.


Bu bize kapının nasıl kapattığını anlatmıyor. Daha kötü değil mi? Aslında durum bunun tam tersi. Bağlamı olmayan bu cümleyi okurken pek bir anlam ifade etmemiş olabilir, ancak yazmanın/okumanın tamamı bağlamla alakalıdır.. 


Düşünülmesi gereken temel şey neyin zarfın önünde, neyin arkasında yer alacağı.


Kapının kapatıldığı örneğe tekrar bakın. Paragrafın öncesinde karakterimizin bir bebeği uyandırmamak için parmaklarının ucunda yürüdüğü tarif edilseydi, o zaman kapının kapatılması bizde bir anlam ifade ederdi. Ancak paragrafın yukarısında atarlı bir ergenin tartıştığı verilseydi paragraftaki kapı kapatma bize bambaşka bir şey ifade ederdi. Buradaki anlatım gücü okuyucuya GÖSTERTEREK kurduğunuz bağlam ve dokudan geliyor Okuyucunun boşlukları doldurmasına izin verirseniz okuyucu kapının NASIL kapandığına karar verir ve bu işlemin bir parçası olur. Okuyucu çizdiğiniz resimdeki renkleri kendi boyamaya başladıkça kelimelerinize bağlanır ve hikayenizin bir parçası olur.


//Aslında filmi çekilen kitapların filmlerini beğenmememizin sebebi de budur. Kim benim kafamdaki kadar iyi bir Lisbeth Salander’i canlandırabilir ki. Hadi benden daha zeki olsalar ve Lisbeth’i benden daha iyi anlasalar dahi o Lisbeth benimdi ve ekrana yansıyan BENİM LİSBETH’im değil. Kitapların büyüsü boşluklardır. Her şeyi her detayıyla anlatırsanız bu büyü kaybolur.


İşte bu sağlam bir mevzu.


Üzgünüm ama bunun üstüne biraz daha eğilmeme izin verin. Burada size okuyucunuza hlkayeyi kendi zihninde inşaa etmeye zorlamanın tekniğini gösteriyorum. Bu da okuyucuyu işinize tamamen bağlanmaya zorlayabileceksiniz demek.


Dahası, zarfların acımasız kesinliklerini ortadan kaldırarak kendinizi ANLATMAYIP GÖSTERMEYE zorlayacaksınız. Her zarf öldürüşünüzde yazdığınız nesre yeni bir gözle bakmanız gerekecek. Kendinize okuyucuya bunu anlayabileceği bağlamı yeterince verdim mi diye soracaksınız?


Hala okuyucuya kapının nasıl kapatıldığını söyleme ihtiyacı duyuyorsanız, bunu ANLATMAK yerine GÖSTERTİN. “Sertçe” yazacağınıza kapının nasıl sertçe kapandığını betimlemeniz lazım..


Kapıyı kapattı, güçlü çekmesi donuk bir gürültüye sebep oldu.


Şu ana kadar genel nesirdeki zarf kullanımına dikkat çektik. Elinizden geldiğince zarf ekarte edebilir ve bağlamı kurmakta eylemleri kullanırsanız, daha iyi bir yazar olacaksınız.


Şimdi dikkatimizi diyalog etiketlemede (atıflamada) kullanılan zarflara çevirelim. Malum hala diyalog kısmındayız.


Diyalogun kuralı basittir:


Ne şartlar altında olursanız olun diyalog etiketlerinde zarf kullanmayın.


Asla.


ASLA, ve kat’a.


ASLA, KAT’A, ZİNHAR.


Diyalog etiketlerinde kullanılan zarflar diğer tüm kötü alışkanlıkların ötesinde sizi bir amatör olarak işaretler.


Kötücüllerdir ve mutlak suretle yok edilmelidirler.


Yazarlar, özgüven eksikliğinden, sık sık kendilerini bir karakterleri konuşurken onları yönlendiren güdüleri açıklama alışkanlığı içinde bulurlar.


Durumu bir düşünün…


Girift bir sahne yazıyorsunuz, karakterin iç sesini ve nasıl tepki vereceğini dikkatlice düşündünüz. Bunun okuyucu tarafından kaçırılmasını istemiyorsunuz. Bu yüzden diyaloğunuzu açıklıyorsunuz.


Örneğin, bu sahnede bir anne oğluna ödevi hakkında soru soruyor. Basit bir olay. Oğlan ödev yapmaktan nefret ediyor, annesi ise yapmasını istiyor.


Şöyle bir şey:


“Hiç ödevin var mı, Paul? Paul’un annesi sertçe sordu.

“Evet, tonlarca,” dedi Paul üzgünce.

“Peki, dışarı çıkabilmen için önce ödevlerini bitirmen lazım,” dedi Paul’un annesi keskince.

Amatör eğlendirme saatimize hoşgeldiniz. Şu kadarcık nesri yazmak bana acı verdi. Sanırım bir duşa ihtiyacım var.


Zarfların(sertçe, üzgünce, keskince) kullanımı özgüveni düşük acemi yazarları işaretler. Daha da kötüsü zarflar işe yaramazlar. ANLATMAK hiçbir zaman işe yaramaz. Sadece okuyucuyu sıkarlar.


Bu sahnenin işe yaraması için, okuyucuya kendi başına doldurması boşluklar bırakmalısınız.


Aynı örneğin zarfları öldürülmüş haline bir bakalım:


“Hiç ödevin var mı, Paul?" diye sordu Paul’un annesi. 

“Evet, tonlarca,” dedi Paul.

“Peki, dışarı çıkabilmen için önce ödevlerini bitirmen lazım." 


Fark yok. Okuyucu yine de alması gereken mesajı aldı. Aynı zamanda Paul'ün annesine olan son atıfın da dünyayı yok etmeden ortadan kaldırıldığına dikkat edin.


Bu örnekte, Paul'un annesinin ödev mevzusuna canının sıkkın olduğu ve bunun o alışılageldik laf sokuşlarından biri olduğundan okuyucunun haberi olmadığı iddia edilebilir ve bunu kabul ederim. GÖSTERTME kullanarak bu tür bilgileri karşı tarafa birkaç kelime ike aktaramazsınız, ancak neden böyle bir şey isteyesiniz ki? 


Unutmayın, bağlam her şeydir. 


Bu diyalog kısımdan önce yazılmış her kelime bu sözlere birer bağlam katacak. Bu Paul'ün ödevini yapmadığı üçüncü seferse ve diğer ikisi annesiyle birer çatışma ile sonlandıysa, okuyucu aradaki boşluğu dolduracak. . Okuyucu Paul'ün ve annesinin duygularını bilecek (ya da öyle sanacak) ve okuyucu okuduğu diyaloğa duygusal bir ağırlık yükleyecek.


Unutmayın, ısrarla GÖSTEREK okuyucuyu zihinlerinde karakterlerimizin kendilerine ait versiyonlarını oluştuemaları için zorluyoruz. Bu durumda okuyucu karakter motivasyonları ve hareketleri üzerinden elde ettiği intiba ile çoktan Paul ve annesini anladığını düşünecek. 


İşte buna bağlanma diyoruz.


Hala ikna olmadınız mı? Fazladan bir şeylere ihtiyacınız olduğunu mu düşünüyorsunuz? 


Peki, biraz vuruş eklemeye ne dersiniz?


“Hiç ödevin var mı, Paul?" diye sordu Paul’un annesi. 

“Evet, tonlarca,” dedi Paul, annesine bakmak için arkasına döndü, yüzünde limon yemiş gibi bir ifade oluştu. 

“Peki, dışarı çıkabilmen için önce ödevlerini bitirmen lazım." 


Burada, "annesine bakmak için arkasına döndü, yüzünde limon yemiş gibi bir ifade oluştu," vuruşuyla Paul'ün iç sesi hakkında bir ipucu ekledik. Hepsi bağlamla alakalı, zarfla alakalı değil.


Son olarak… zarflar bir şekilde sizin dostunuz olabilir. Aslında zarflar paha biçilemez olabilir. 


Neden mi?


Çünkü kendinizi zarf kullanmak zorunda hissettiğiniz neredeyse her yerde bağlamı iyi kuramamışsınız demektir. Bu yüzden GÖSTERTMİYOR ANLATIYORSUNUZ.


Zarflar ANLATMA bayraklarıdır. Tarayın, bulun, öldürün ve ANLATMA, GÖSTERT’e geri dönün.


______________________

Ratel Notu


Onlarca roman yazma rehberinden bu kitabı seçmemin nedenini sanırım anlamışsınızdır. İnsana yeni bir bakış açısı veren ilginç bir kitap.Bundan sonra fiillerle alakalı bir ek çeviri yapmayı düşünüyorum. Umarım kısa zamanda görüşürüz.








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46894 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr