Bölüm 1: Giriş

avatar
3591 0

Yazarın El Kitabı - Bölüm 1: Giriş


Yazan: Garry Smailes

Çeviri: Ratel

 

Kısım 1: Genel Bakış 

Bölüm 1: Giriş

 

2006 yılının baharında, bir roman yazmaya karar verdim. Zaten bir yazar, editör ve araştırmacı olarak çalışmaktaydım. Ancak bir roman yine de büyük bir adımdı, açıklamama izin verin…

 

Hep bir kitap kurdu olmuşumdur. Hala ilk okuduğum romanı hatırlarım, J.R.R. Tolkien’in Hobbit kitabıydı. Yerel kütüphaneyi araştırmaya gittiğim zaman yedi ya da sekiz yaşında olmalıyım. Sonraki birkaç haftayı her gün birer bölüm okuyarak geçirdim. Her bölümden sonra ciltli kitabı yastığımın altına koyup romanın üstünde uyuyordum. Bu, bugünlerde bile devam eden bir alışkanlığım. O günlerden beri tam bir roman bağımlısıyım. Ancak kitap aşıma rağmen karakter tercihimi bilimden daha spesifik olmak gerekirse biyolojiden yana kullanmıştım. Üniversiteyi bitirdikten sonra ilaç endüstrisine geçmeden önce birkaç yıllığına bir maya üretim şirketinde çalıştım, o zamanlar bu benim bölümümü bitirenler için rüya gibi bir işti. Bu bir yıl sürdü. İlaç şirketlerinin her gün yapmak zorunda olduğu maliyet/kalite hesaplarından ve yapılması gereken seçimlerden nefret ediyorum; bu yüzden bir öğleden sonra istifamı verdim ve işimden ayrıldım. O zamanlar altı aylık hamile olan eşimin kafayı yediğini söylememe gerek bile yok.

 

Yazmak istediğimi biliyordum ve tarihe karşı hep bir tutku beslemiştim, aklımda tarih kitapları yazma hedefiyle askeri tarih konusunda yüksek lisansa yazıldım. Yüksek lisansı tamamlamak için bir tez yazmam gerekiyordu. Cesaret ve bunun askeri olmayan toplumu nasıl etkilediği konusunu seçtim. Araştırmalarım sırasında, cesaret madalyası almış ancak yazarın ısrarla onun bir zorba ve tam donanımlı bir kötü adam olduğuna ısrar ettiği bir askerin hikayesine rastladım. Yazar Horrible Histories’in* yazarı olan Terry Deary idi.

 

(Horrible Histories kurgu olmayan bir tarih kitapları serisi. Dünya çapında milyonlarca satmış ve daha sonra bir televizyon dizisine uyarlanmış. Bakınız.)

 

Terry bu askerin tam ismini bulmakta başarısız olmuştu, bu nedenle ona mail attım ve orijinal araştırma metninin elinde olup olmadığını sordum. Bir süre mailleştikten sonra birbirimizin telefonlarını aldık ve sohbet etmeye başladık. Arkadaşlığımız ilerledi ve Terry ekibine tam zamanlı araştırmacı olarak katılmamı istedi. Kendimi uzun yıllar boyunca Horrible Histories üzerinde çalışırken buldum, zaman ilerledikçe görevim bir araştırmacıdan bir editöre evrildi. Bu profesyonel pazara çıkmış bir kitabı ilk kez gerçekten editlemeyi öğrendiğim yerdi. ‘Hikaye’nin önemini görmeyi ve ‘gereksiz yükleri’ çıkartıp atmanın önemini öğrendim. Her kitabın her bölümüne aynı soru ile yaklaşıyorduk - 'Sıkıcı mı?' Eğer cevap evetse, o bölümü acımadan kesip atıyorduk.

 

İlk kitap anlaşmamı da bu dönemde yaptım. Terry’den İskoç kahramanı, William Wallace hakkında bir kitap yazması istenmişti. Cevabı hayırdı, ancak alternatif olarak beni önermişti. Bu ilk kitap anlaşmamla sonuçlandı.Aslında, bu iki kitaplık bir anlaşmaydı. Bu kitaplar yazılıp basıldıktan sonra, önümde onlarca yeni fırsat kapısı açıldı. Farklı kahramanlar ile ilgili bir çocuk hikaye kitabı serisi yazdım.  Aynı zamanda İskoç kahramanlar ve mucitlerle ilgili farklı bir kitap serisi daha yazdım. Bu başarı bir manajer bulmamı sağladı ve onun yardımıyla savaşlarla alakalı bir kendi-hikayeni-seç cinsi bir kitap serisi olan Battle Books’u yazdım ve bu seri ingilterenin en büyük yayın evlerinden olan Hachette tarafından basılıp pazarlandı.

 

Bu noktada o romanı yazmaya karar verdim. Geçmişe bakınca, o zamanki saflığımdan utanmadan edemiyorum. Tamam, çocuk tarih kitapları yazmakta pek çok başarım vardı, ancak hiçbiri tam donanımlı yetiştin romanları değildi. Pek çoklarının yazarlık yolculuklarında saptıkları yola saptım, kaba bir roman özeti çıkardım ve ilk bölümden yazmaya başladım. Birkaç haftalık bir sürede dört bölümü bitirmiştim. Bir çeşit doğrulama yapmaya sabırsızlanıyordum ve Terry’den romanımın giriş kısmını okumasını istedim. Yazdıklarımı attıktan bir gün sonra beni aradı ve yazdıklarımın neden… bok… gibi… olduğunu… açıkladı. Harap olmuştum. Sonuçta ben koskoca bir 'yayınlanmış yazardım'. Takip eden günlerde Terry bu olayın peşini bırakmadı ve bana kurgu eser yazımıyla ilgili konuşmalar yaptı ve gözlerimi açmaya başladı.

 

//Helal be Terry reis, öğret şu bacaksıza...

 

İki önemli ders öğrendim. İlki bir tespitti, Terry’nin ağzından aktarıyorum: 'Okuyucular olaylarla zerre ilgilenmezler, umurlarında olan tek şey karakterlerin olaylara verdiği tepkilerdir'. Bu bir tür yazım paraziti gibi ruhumun derinliklerine girdi ve hala orada kıvrılıp duruyor. Yıllar boyunca bu basit tespit üzerine çok uzun süreler düşündüm. Aslında, bunun benim yazarlıkla ilgili görüşümü tamamen değiştirdiğini söylesem bu biraz bile abartı olmaz. İkinci ders ise çok daha açıktı - kurgu eser yazmakla ilgili hiçbir bok bilmiyordum. Hayatımın bu noktasına kadar, yazar olduğuma dair blöf yapıyordum. Aslında, bildiğim ve değer verdiğim yazarları taklit etmeye çalışıyor ve onların ayak izlerini takip ettiğimi sanıyordum, ancak nasıl ve niye kurgu eser yazıldığına dair derin bir anlayıştan tamamen yoksundum. Değiştirmem gereken şey buydu. Ertesi yıl, yazarlıkla ilgili bulabildiğim tüm kitapları bir araya getirdim ve kendimi onların içine gömdüm. Okudum, notlar aldım, daha fazla okudum, daha fazla not aldım. Saplantılı bir haldeydim.

 

İlk başlarda, farklı yazarların belli belirsiz ‘kalbinizle yazın’, ‘ilhamın size gelmesine izin verin’, ‘bildiğinizi yazın’ gibi tavsiyeleri ışığında yazma sanatı gözlerime neredeyse mistik gibi görünüyordu. Hepsi kulağa iyi geliyordu ancak en ufak bir fayda içermiyorlardı. Yine de, daha fazla okudukça bir örüntü görmeye başladım. Sayısız kitap okudum ancak anlayışımı üst düzeye çıkarmama sadece ikisi gerçekten yardımcı oldu. İlki Robert McKee’nin Story kitabıydı. Aslında sayfaları kıvrılmış bir kopyası şu anda masamın kenarında duruyor ve düzenli olarak açıp bakıyorum. Story bir senaryo yazma kitabı ancak bana temel bir ders öğretti - yapının önemini. Bu tüm konu başlıklarını bir araya getirmeyi ve bunları düzgün bir yapı halinde sunmayı başarmış bir kitaptı. Daha önemlisi, sonunda yapının nasıl daha iyi kitaplar yazmak için tekrarlanabilir bir şekilde kullanılabileceğini kavramıştım. Daha iyi bir okuyucu deneyimi için yapıyı nasıl kullanacağımı ve kontrol edeceğimi görebilmeye başlamıştım. İkinci kırılma ise bilimsel arka planım sayesinde oldu. Araştırmacı bir bilim adamı olarak bilgi arayışı içinde, basılmış yüzlerce akademik çalışmaya bakma imkanım oldu. Bu yazmaktan farklı değildi. İkinci anahtar bir kitap değil araştırma yazısıydı. İsmi Hemingway'in Erken Taslakları: Çıkarma Teorisi ve Uygulanışı idi. Paul Smith tarafından 1983 yılında yazılmış ve Modern Edebiyat Dergisinde yayınlanmıştı. Ernest Hemingway, bir yazım teorisi geliştirmişti, biz ona şimdilerde Minimalizm diyoruz. Bir hikayeden belirli parçaların çıkartılmasının üslubu güçlendirdiğini ve okuyucuyu metne daha sıkı bir şekilde bağladığını söylüyordu. Horrible Histories’te yaptığımız şey tam olarak buydu. Böylece yapbozumun son parçasını da bulmuştum.

 

McKee ve Hemingway’in kombinasyonu bir vahiy gibiydi. Hayatımda ilk defa romanları daha nasıl mantıklı yapacağımın yanında üslubunu daha iyi nasıl yapacağımı da biliyordum. Böylece sizinle paylaşmak istediğim bir sırrım oldu.

 

İlk editlediğim kitaplar Horrible Histories’di ancak artık bu yeni kuramımı pratiğe dökmek istiyordum. Bir roman yazarı, yaratıcı yazarlık hocası ve editör olan karım, bir editörlük şirketi açmamızı önerdi. Bu benim fikirlerimin gerçek yazarlar ve ham metinlerle gelişmesine olanak sağlayacaktı; böylece BubbleCow’u kurduk. Bu iş fikirlerimi geliştirmeme ve düzeltmeme izin verdi ve bir sene içinde her romana/novele uygulanabilecek bir sistem geliştirdim. Klişeleşmiş ve sık sık yanlış anlaşılan anlatma, göster mantalitesini tekrar ele alarak yazarları daha iyi romanlar yazmaları için eğitebileceğimi fark ettim.

 

Kısa süre önce, 500’den fazla roman editlediğimi hesapladım. Bunların içinde ödül kazananlar, best-seller’lar olduğu gibi çok berbat taslak metinler de vardı. Her romanda teorilerimi uygulama, test etme ve düzeltme imkanı buldum. Bu kitap bu yolculuğa başladığım günden beri yazarlık ve editörlükle ilgili öğrendiklerimin bir özeti niteliğinde. Bazı önemli kavramları kitaba eklemiş olsam da, bir makale niteliğinde olan derin teorimi kitaptan uzak tutmaya çalıştım. Bunun yerine kitaba geliştirici editör olarak çalıştığım zamanlarda öğrendiğim, anlaşılması kolay teknikler ekledim

 

Sonraki bölümlerde,  öğrendiklerime ve daha iyi bir yazar olmanız için bunları nasıl kullanabileceğinize dair bir kılavuz var.

 

_____________________________________________

Ratel Notu

 

Bundan sonra Garry Emmi hançerini çok acımasızca saplayacak, yaranın içinde çevirecek ve beyninizin yanmasını sağlayacak.

Bu eseri okumayan her Epik Novel yazarı, editörü, çevirmeni ve hatta yazar adayı büyük bir delalet içindedir. Okuyun, okutturun. Okumamakta ısrar edenleri kırbaçlayın ve zorla okutun. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44305 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr