Bölüm 87
O kadar çabadan sonra sonunda turnuvanın finalindeyim, aslında Rias'la ilk karşılaşmamız da kaybettikten sonra finale kalabileceğimi düşünmüyordum ama sonunda bir şekilde buraya ulaşabildim.
Buraya yani bu turnuvaya gelmeden önce de birçok şey yaşadım. Kuleden çıkmaya cesaret edip gizemli bir kılıcı yoldaşım yaptım. Oradan çıktıktan sonra askerlerin saldırısına uğradım ve liderleri olan o garip elektrik kullanan büyücüyle savaştım.
Sonra Melia'yla karşılaştım, şans mıydı şanssızlık mı emin değilim ama ona borçluyum onun sayesin de ilerleyebilecek cesarete sahip olup kuleden çıktım. Beni Felina ve Olivya'yla tanıştırdı. Olivya havalı, ağır başlı ve güçlüydü. Felina'ysa güçlü ve ihtişamlıydı. Ta bi bunlar benim görüşlerim.
Ölüm büyücüsünün peşine düştük onu takip ettik ve bulduk. Melia, Felina ve Olivya onun canlandırdığı ejderhayla savaşırken ben de ölüm büyücüsünün peşinden gittim ve onunla savaştım. Ta bi ölmek üzereydim ama Reynold geldi. Beni korudu ve ben de onun hayatını kurtardım.
Sonraysa Felina geldi ve onunla beraber Ölüm büyücüsüne karşı savaştık tam kazandığımızı düşünmüştüm ki yardımcılarından biri gelip onu kurtardı ve onu elimizden kaçırdık. Sonraysa onun hakkında bir şey duymadık.
Şehri ejderhadan koruduğumuz için ödüllendirildik ve bir süre orada kaldık. Orada kaldığımız süreç içersin de bu turnuvaya çağrıldım. Açıkçası şaşırmıştım ama aynı zaman da mutluydum. Tabii ki kabul ettim.
Sonra üçü tarafından kısa süreler için eğitildim ve Kara Orman'a gittik orası tam bir kaostu ama sonun da Reiko'yla karşılaştık. Reiko beni ben de Reiko'yu kurtardım ve o da her şeyin sonun da bize katıldı.
Sonra labirentin sonun da hançerim Yooko'yu elde ettim. Biraz da eğitildim ve kendimi geliştirdim ve tabii ki buraya gelebilmek için bilmecelerini çözdük.
Burada birçok farklı durumla karşılaştım hatta bir kez öldüm, bir kez yenildim, Felina'nın kalkanının kırılmasına neden oldum. Yarı final de hepsine karşı tek kaldım. Böyle bahsedince pek de iç açıcı bir durum söz konusu değil ama bir şekilde finale kalmayı başardım.
Çok farklı tecrübeler edindim çok farklı kişilerin büyülerini sergilemesini izledim. Bu turnuvaya gelmeden önce açıkçası oldukça güçlü olduğumu düşünüyordum ama buraya gelip
rakiplerimle mücadele ettikten sonra ne kadar geri de olduğumu anladım. Kendimi geliştirmek için hepsini dikkatle izledim onların iyi yanlarını almaya çalıştım bu sayede gelişebilirdim.
Şu an da bu hedefimin gerçekleştiğine inanıyorum değişik büyüler yapabiliyorum ve Reiko'nun kullandığı özel bariyer büyüsü Limerior'u kullanabiliyorum. Olivya'nın dövüş stilini de biraz benimsedim.
Alya'nın illüzyonları oldukça ilgimi çekti açıkçası bende kullanmak istiyorum ve onun akıl dolu hamleleri hepsi oldukça iyiydi yarı finalde şanslı olduğum için kazanabildim o benden çok daha güçlü,
ben gerçekten şanslı biriyim ne yaparsam yapayım işler bir şekilde yoluna giriyor, ölümden bile geri döndüm daha ne diyebilirim ki hepsi bir yana birazdan Rias ile karşılaşacağım
ve şu an düşündüğüm şeylere bak , onu yenmek istiyorum ama turnuvayı kazanmak için değil onu yenmek istiyorum çünkü o aptal güçlü olmasına rağmen kendini olduğundan büyük görüyor birinin ona haddini bildirmesi gerek.
Gerçi Alya onu oldukça kolay yendi ama sanırım buna büyü tarzı üstünlüğü diyebiliriz.
Bu uzun koridora gelene kadar kafam oldukça boştu ama şu an bu uzun ve aydınlatması çok kötü olan bu koridorda yürürken kafam tamamen düşüncelerle doldu. Yine de kendimi sakinleştirmeliydim sevdiğim şeyleri düşünmek iyi bir yol olabilir.
Sonunda geriye kalan tek şey koca bir sakinlik hissi oldu son zamanlarda sahip olduğum en yoğun şey diyebilirim sakinlik için artık öfke hissetmiyorum, o öldüğüm gün sanki
sahip olduğum o aşırı öfkeyi benden aldı ta bi hala öfkelenebilirim ama normal bir insan gibi, eskiden sahip olduğum öfke farklıydı büyümü kontrol etmemi sağlayacak kadar
güçlü bir öfkeydi ama şu an büyümü kontrol etmek için sakinliğim yeterli artık öfkelenmeme gerek yok. Bu uzun koridorda yürürken çıkardığım ayak seslerinin yerini
farklı bir ses almaya başladı bunlar seyircilerin sesiydi o kadar yüksek bir ses gelmeye başlamıştı ki tüylerim diken diken oldu içimi heyecan kaplamaya başladı
kalbim normalden daha hızlı atıyordu kendimi gergin hissetmeye başladım neydi bu? Şu ana kadar hiç olmamıştı neden şimdi? Hem ne ki bu his? Ben fark etmeden yüzümde
gerginliğin getirdiği bir gülümseme oluşmuştu. Sonunda koridorun sonunda ki aydınlığı görebiliyordum yavaşça geçitten geçtim ve artık arenadaydım heyecandan titremeye başladım
insanlar bana bakıyordu ve bazıları benim için tezahürat yapıyordu mutlu olmuştum. Benden çok kısa bir süre sonra Rias'da sahaya girdi oldukça rahat gözüküyordu.
Hiç heyecanlı değildi sanki normal bir zamandaymışız gibiydi bende öyle davranmak istiyordum ama elimde değildi içimden taşan bu duyguları dizginleyemiyordum titremem
durmuyordu garipti ama ben şu an da anlamsızca bir korkuya kapılmıştım gerçekten anlayamadığım bir korkuydu Vel konuşmaya başlamıştı ama dediklerini duyamıyordum nefes alış verişim hızlanmıştı.
'Sakinleş benim aptal efendim bu kadar acınası olmak beni kullanan kişiye yakışmıyor'
Kılıcımın sesini duymak beni kendime getirmeye yetmişti.
Bir anda Vel'in sesiyle tamamen kendime geldim 'Final Zamanı' diyordu evet doğru ya finaldeyim turnuvanın son bulacağı yerde,
derin bir nefes aldım duruşumu dikleştirdim ve gülümsedim. Şimdi son bir kez daha 'Oyun Zamanıydı'...
Devam Edecek
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..