Bölüm 88
Part 1
Vel:'Gökyüzünden aşağı süzülen o yaprak yere dediğinde başlayabilirsiniz ikinize de iyi şanslar'
Yaprak yavaş bir şekilde yere inerken herkes nefeslerini tutmuş bir şekilde bekliyordu ve yaprak yere dediği andan itibaren ikisi de birbirine doğru yüksek bir hızda atıldı,
kılıçları ve bedenleri arenanın ortasın da yani yaprağın düştüğü yerde buluşmuştu bir yanda tüm yeşilleri bile kıskandıracak bir yeşillikte bir büyü
diğer yanda beyaz bulutları ağlatacak kadar güzel beyaz bir büyü, kılıçlar gibi onlarda birbiri ile çarpışıyordu arena da büyük bir sessizlik vardı duyulan
tek şey kılıçların birbirleri ile çarpışma sesiydi. O kadar sık çarpışıyorlardı ki tıpkı kendini sürekli tekrar eden bir melodi gibiydi.
Çarpışma sesi birden kesilmişti ikisi de bir adımlık mesafe kadar geri çekilmişti ikisi de aynı anda sol ellerini ileri doğru kaldırıp rakibine doğru atılmıştı.
İkisi de sol ellerinde büyük bir büyü gücü toplayıp rakibine vurmayı düşünmüştü, ikisinin saldırıları bir kez daha buluşmuştu bunun sonucun da ortaya büyüsel bir patlama çıkmıştı,
yeşil ve beyazın hakim olduğu bir patlama ikisi de geri doğru savrulmuştu ama ikisi de düşmemişti ikisinin de sol eli yaralanmıştı çünkü güçleri birbirine denk gelmişti
ve ikisi de rakibine atabileceği en güçlü bakışı atıp gülümsüyordu. Tekrar birbirlerine doğru koştular tekrar kılıçları buluşmuştu Kazeru artık bu eşitliği bozmak istercesine
yükleniyordu ama aynısı Rias içinde geçerliydi. Kazeru bu eşit çarpışmayı bırakıp Rias'ın arkasına ışınlanmıştı kılıcını Rias doğru savurmuştu ama Rias o kadar hızlı bir tepki
vermişti ki kılıcı ile Kazeru'nun kılıcına vurup onu anında geri itmişti. Bunun sonucunda Kazeru bir anlığına afallamıştı ve bir an da gözlerini Rias'ın büyü ile saçtığı ışıktan kamaşırken bulmuştu.
Gözleri görmese de hisleri hala keskindi, sakinliğini hala koruyordu ona doğru hareket eden kılıcı göremese bile hissediyordu gözlerini kapadı ve kılıcı ile kendini korumaya başladı,
üzerine gelen tüm saldırılardan bir şekilde kurtuluyordu. Kısa bir körlüğün ardından gözlerine tekrar kavuşmanın verdiği güvenle Kazeru hançerini çıkardı ve onu ikinci bir
kılıç gibi kullanmaya başladı ardı ardına güçsüz ama seri saldırılarla Rias'ı zorlamaya başlamıştı. Rias kılıcına büyüsünü yönlendirip bir güç saldırısı yaptı.
Kazeru sol elini ileri doğru kaldırarak bağırdı 'Limerior' yaptığı tek yönlü savunma büyüsü Rias'ın saldırısını bloke etmeye yetmişti , büyüyü bloke etmenin hemen ardından
kılıcını sanki gerilip ileri doğru bir bıçak fırlatır tarzda bir pozisyona getirmişti aynı zamanda kılıcına büyük miktarda büyü gücü yönlendirmişti ve birden kılıcını
ileri doğru savurdu, kılıcından ileri doğru dikey bir büyü dalgası düz bir hat üzerinde toprağı parçalara ayırarak çok yüksek bir hızda ilerliyordu en azından Rias'ın gördüğü tek şey buydu,
Rias'ın göremediği şey bu saldırının gölgesinde kalmış olan hançerdi. Rias hızla üzerine gelen saldırıdan çevik bir hareketle kaçınmıştı ama hemen gözlerinin önünde beliren
Kazeru onun paniklemesine neden olmuştu, Rias kendini korumak için kılıcını kaldırmıştı Kazeru ise birden kılıcını bırakmıştı sağ eliyle Rias'ın kılıcını yakaladı ve
Rias'ın kılıcını sağ tarafa doğru yatırdı Rias ne olduğunu anlayamamıştı ta ki suratına doğru gelen yumruğu fark edene kadar, yumruğu fark edince çaresizce gözlerini kapamaktan
başka bir şey yapamamıştı, yumruk fiziksel gücün yanında büyü ile de harmanlanmıştı yumruğu yediği an geri doğru epey savrulmuştu ve ayakları yerden kesilen Rias
yere düşmek üzereydi ama düşmedi. Havadayken vücudunu yere doğru çevirip elleriyle yerden güç alarak hava da bir takla atıp tekrar ayaklarının üstünde duruyordu tam
burnundan akan kanı temizlemek isterken Kazeru'nun acımasız bir şekilde tekrar ona yaklaştığını hissetmişti, öfkeli bir şekilde acımasız rakibine doğru dönmüştü
ama gördüğü tek şey soluklanırken yavaş bir şekilde kılıcını yerden alan rakibiydi hisleri bu kez yanılmıştı. Tek yorulanın kendisi olmadığı anlamıştı akan kanı sildi ve sonun da çok kısa bir anlığına da olsa
durmuşlardı biraz soluklandı ve bir şey fark etti. Kazeru ile ilk mücadele ettiği zaman ile şu an mücadele ettiği Kazeru'yu karşılaştırdığın da arada ki farka inanamamıştı,
bu kadarcık bir süre de onun ne denli inanılmaz bir şekilde gelişme gösterdiğini fark etmişti bir anlığına Kazeru'ya baktığın da irkilmişti daha büyüsünü gerçekten sergilemediği halde
onun kafasının üzerinde duran küçük kargayı görebiliyordu. Siyah gözlü yeşil karga şeklinde gördüğü şey büyünün bir formu sonucunda oluşmamıştı bu sefer ki Kazeru'nun saf savaş ruhundan doğmuş bir illüzyondu.
Bu gördüklerinden sonra içinde anlam veremediği bir heyecan oluşmuştu sonunda karşısında gerçek bir savaşçı olduğunu anlamıştı. Şu ana kadar sadece ablasının ona hissettirdiği
bir duyguyu hissediyordu karşısındakini ezme isteği , Rias kılıcını kabzasından iki eliyle birden tutuyordu, kabza bunun için yeterince uzundu,
derin bir nefes alıp verdi, bedenini ve aklını sakinleştirdi, yavaşça büyüsünü ortaya çıkarmaya başladı büyüsü etrafını sarıp sarmalıyordu bu normalden farklıydı,
Olivya ne olduğunu anlamıştı ve bu aklına gelen son şeydi bu Westford'ların gizli tekniği Beyaz Kaplandı. Olivya bile bunda ustalaşamamıştı.
Rias bekliyordu sakin ve hiç olmadığı kadar sabırlı bir şekilde, Kazeru kılıcını kaldırdı ve her zaman ki vahşiliği ile Rias'ın üzerinde atıldı.
Rias savunan taraf gibi gözüküyordu ama Kazeru atıldığı sırada harekete geçti kılıcını iki eliyle yukarı doğru zarifçe kaldırdı ve aynı zariflikte rakibine doğru indirdi,
bu saldırı Kazeru için durdurması kolay bir saldırıydı kılıcı ile kolayca durdurmuştu ama sadece bir tanesini bir an da omuzlarında hissettiği acıyla neler olduğunu
fark etmeye başladı hemen geri çekildi iki omuzu da kanıyordu kesilmişlerdi neyse ki derin değildi. Kazeru ne olduğunu çözmeye çalışırken bu kez atılan taraf Rias oldu
hareket ediş tarzı öncekinden farklıydı önceki hareketleri saçma sapan dans figürleri gibiydi şimdikiler ise büyüleyici, zarif ve asilceydi.
Kazeru bir kez daha saldırıyı kılıcıyla engellemeye kalkıştı ne olduğunu çözmesi için bunu yapması gerektiğini düşündü. Tekrar Rias'ın saldırısını durdurmuştu ama yine
omuzlarında ki acıyla geri çekildi, oluşan kesikler aynı yerden değildi ama daha derindendi Kazeru kollarının güç kaybettiğini hissediyordu karşısında ne kadar korkunç bir
rakip olduğu tekrar fark etmeye başlamıştı saldırıları tıpkı bir kaplanın pençe saldırısı gibiydi. Kazeru Rias'a baktığında orada olmamasına rağmen bir kaplanın varlığını hissedebiliyordu.
Rias tekrar atılmıştı bu kez kılıcını aşağıda tutuyordu Kazeru geri çekilmek istemişti ama çabası nafileydi Rias birden hızlanarak Kazeru'yu yakalamıştı.
Rias kılıcını aşağıdan yukarı doğru savurduğu an Kazeru ışınlanarak kaçmıştı Rias'ın saldırısı hemen önünde ki toprakta iz bırakmıştı Devasa bir kaplanın pençe attığı bir toprağa benzemişti.
Kazeru dehşetle o ize bakıyordu eğer önce ki saldırılar o kadar güçlü olsaydı neler olacağını düşünmüştü. Rias yavaşça kafasını çevirdi
Kazeru ile göz göze gelmişlerdi Rias'ın gözlerinde aç bir kaplanın bakışı vardı Kazeru'da ise dehşete düşmüş bir karganın bakışı vardı.
Karga ilk kez bir rakibi tarafından av olarak görülüyordu. Ejderha bile ona böyle bakamamıştı...
Part 2
Kazeru için avcıdan av durumuna düşmek korkutucu bir deneyim oluyordu.
Rias aniden harekete geçip saldırılarına devam etti bu kez farklı olan ise Kazeru'nun hareketleriydi ondan tamamen uzak duruyordu hiçbir şekilde
saldıracak bir konuma getirmiyordu kendini sadece kaçmak için çabalıyordu yani şu anda dövüş tek taraflı olmaya başlamıştı, zor da olsa saldırılardan kaçmayı başarıyordu
her yerde Rias'ın saldırıları ile pençe izleri oluşuyordu.
Kazeru sadece kaçmasına rağmen bir yandan da Rias'ın hata yapmasını bekliyordu çünkü Rias'ın hatası Kazeru için tek kurtuluş yolu gibiydi.
(Bu sırada)
Melia:'Olivya bu teknik tamamen kusursuz gözüküyor ama bir zayıflığı olmalı öyle değil mi?'
Olivya:'Hayır bir zayıflığı yok belki de bu yüzden öğrenilmesi bu kadar zordur ayrıca o tekniğe karşı savunamazsın sadece kaçabilirsin'
Rias aynı şekilde saldırılarına devam ediyordu bunun yanında hiç de yorulmuyordu onun tersine Kazeru'nun hareketleri yavaşlamaya başlamıştı fiziksel olarak
yoruluyordu. Yaklaşık 4 dakikadır sadece kaçıyordu.
Rias:(durur)'Daha ne kadar bir fare gibi kaçacaksın?'
Kazeru:'Bunun adı taktiksel geri çekilme tam olarak kaçmak sayılmaz'
Rias:'Ne olduğu fark etmez ya gerçek bir savaşçı gibi davran ya da kaybettiği kabul et.'
Kazeru:'Üzgünüm ben bir savaşçı değilim ben sadece bir büyücüyüm ama tam büyücü de sayılmam bu karışık bir konu'
Rias:'Anlıyorum peki kaçabildiğin kadar kaç, kaybetmen sadece zaman meselesi'
Kazeru kaçmaya devam etti.
Kılıç:'Beni dinle, direk konuya giriyorum tekniğin bir kusuru yok ama onu kullanan bir insan yani onun kusurları var
yapman gereken tek şey hareket etmesini zorlaştırmak bunun içinde daha önce yaptığın bir şeyin daha iyisini yapmalısın, yanlış anlama toprak atmayı kastetmiyorum'
Kazeru:'Ne yapmalıyım?'
Kılıç:'Sana anlattıklarımı hatırlıyorsun öyle değil mi dediğim şeyi dene başarabilirsin, daha önce gördün öyle değil mi nasıl yapıldığını biliyorsun.'
Kazeru:'Evet biliyorum'
Kazeru bu konuşmadan sonra kaçmayı bırakıp Rias'ın karşısına dikildi, Rias onun sonunda pes ettiğini düşünüyordu ama gardını düşürmeden saldırı yapmak için atıldı.
Kılıcı tam savuracağı sırada Kazeru'nun sol elini ona doğru kaldırdığını görür bunu önemsemedi ve saldırıya devam etmeyi seçti ancak bir anda gözleri kamaşmaya başladı ve şaşkınlıktan donup kaldı çünkü
Kazeru onun daha önce yaptığı ışık büyüsünü kullanmıştı. Rias şoku atlatıp gözlerini kapatıp savunmaya geçti Kazeru ona kılıcıyla ard arda saldırılar yapmaya başlamıştı,
her şeye rağmen Rias saldırıları savuşturuyordu. Kazeru son bir saldırı için kılıcına büyü gücü yönlendirip bütün gücüyle savurdu kılıcını, Rias zor da olsa bunu da
savunmayı başarmıştı ama bir anlığına savunması bozulmuştu neyse ki gözleri düzelmişti gözlerini açtığında gördüğü ilk şey üzerine doğru gelen yeşil bir karga hayır
karga şeklini almış bir yumruktu, sol elini yumruğu durdurmak için kaldırdı ama nafileydi yumruk tamamen büyü ile kaplıydı, yumruk Rias'ın sol elini de alıp suratına ulaştı.
Rias geri doğru savrulmuştu ve duvara çarpıp durmuştu, düştüğü yerden hızlıca kalkıp Kazeru'ya doğru bakmıştı ve üzerine geldiğini gördü hemen kendini toplayıp karşılamak
için hazırlandı. Kazeru aynı önce ki saldırıları gibi seri ama güçsüz saldırılar yapıyordu ama bu saldırıların bu sefer amacı farklıydı bu sefer Rias'ın tekrar kaplan tekniği
formuna geçmemesi içindi.
Rias Kazeru'nun amacını anlamıştı ama pek dert etmemişti.
Rias geri doğru atılıp sol eliyle ışık büyüsünü kullandı Kazeru bunu fark edip gözlerini hemen kapamıştı büyünün geçtiğini anlayıp açtığında ise Rias kaybolmuştu.
Kazeru Rias'ın görünmez olduğunu anlamıştı ve hiç olmadığı kadar tehlike altında olduğunu da anlamıştı.
Bir an da sırtında ki acıyla yerinden fırladı aynı zamanda acı bir şekilde bağırmıştı. Sırtından kötü bir hasar almıştı ya da pençelenmişti.
Kazeru aldığı yara ile beraber iyice güçten düşmeye başlamıştı, biliyordu ki buna benzer bir saldırıya daha maruz kalırsa ayağı kalkamazdı. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu aklına bu durumdan onu kurtaracak bir fikir gelmiyordu.
Kılıç:'Peki sana son bir tavsiye artık savunmayı bırak işe yaramayacağını anlamış olmalısın elinden gelen tek şey saldırmak kalan bütün gücünü buna harca başka bir seçeneğin yok'
Kazeru:'Anladım'
Kazeru sahip olduğu tüm büyü gücünü bütün haşmetiyle ortaya çıkardı. Büyü gücü hızla şekil aldı ve aldığı şekil siyah çizgileri olan yeşil bir kargaydı.
Kazeru:(Bağırır)'Rias Westford benim en güçlü halim senin en güçlü halini yenecek!!!'(Aklıma geldide bu durumun benzerini ilk karşılaşmamız da Olivya ile yaşamıştım)
Rias görünmezliğini bozup Kazeru'nun 20 metre ilerisin de ortaya çıkmıştı.
Rias:'Eğlenceli gözüküyor peki dediğin gibi yapalım ayrıca asıl benim en güçlü halim seninkini yenecek'
Kazeru gibi Rias'da bütün büyüsü ortaya çıkardı.
İki rakip birbirlerine saygı ile bakıyordu aynı şekilde büyüleri de öyleydi.
Beyaz vahşi bir kaplan ve siyah çizgileri olan yeşil bir karga karşı karşıyaydı.
İkisi de duruşlarını aldı normal de bu tarz saldırılar uzaktan yapılır ama ikisi de bu sefere özel rakibi ile çarpışmak istemişti,
birbirlerine doğru bütün asaletleri ve bütün arzuları ile koşuyorlardı,
sonunda ikisinin de sahip olduğu her şey tek bir saldırıda çarpışmıştı. Bütün arena beyaz,siyah ve yeşil büyü ile kaplanmıştı
çarpışmanın etkisiyle oluşan şok dalgası bütün arenanın duvarlarına büyük ölçüde zarar vermişti. Oluşan toz dumanı görüşü tamamen engelliyordu.
Bütün arena ne olduğunu görmek için büyünün ve toz dumanının dağılmasını heyecanla bekliyordu. Sonunda büyü ve duman yavaşça dağılıyordu
ayakta kalan ise...
Devam Edecek
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..