Bölüm 90
Parça 1
Ödül törenine giderken diğerlerinden ayrılıp farklı bir yerden arenaya girmek zorunda kaldım ki bu Vel'in isteğiydi. Her neyse düşüncelerle dolu bir şekilde ilerlerken biri beni kolumdan çekti ve duvara yasladı. Sonraysa
sağ elini sertçe duvara yaslayıp yılanımsı mor gözleriyle bana bakmaya başladı. Evet onu tanıyorum ve yine beni korkutmayı başardı.
Alya:'Merhaba'
Açıkçası söylemek istediğim bir sürü şey var ama işe yaramayacağını bildiğim için ona uyum sağlamanın doğru olacağına inanıyorum.
Kazeru:'Merhaba Alya'
Alya:'Korkmana gerek yok bay kahraman sadece tebrik etmek için geldim.'
Kazeru:'Peki teşekkürler'
Alya:'Ayrıca sana verdiğim taşı unutma bir şey bulursan ya da sıkılırsan benimle iletişim kurabilirsin.'
Kazeru:'Evet biliyorum ve bunun içinde teşekkürler'
Elini duvardan yavaşça çekti ve göz kırpıp ortadan kayboldu.
Bu kısa olaydan sonra asıl şova geçmenin zamanı geldi.
Parça 2
Büyük hem de çok büyük bir ödül töreni oldu, benim için sıkıcıydı ama kalabalığın alkışları ve coşkusu bütün sıkıcılığı dağıtmıştı daha sonra turnuvanın başın da vadettiği
ödülleri vermişti.
Bir element yüzüğü bütün element büyülerine karşı bir kalkan görevi görüyordu sanırım, Gri cadının zindanına girmek için bir madalyon açıkçası pek ilgimi çeken bir şey değil ve son olarak bir istek hakkı peki ne istemeliydim açıkçası en başından beri hiç düşünmemiştim,
ama zamanı geldiğin de aklımda direk bir istek belirmişti 'Vel benim müttefikim ol isteğim bu' evet herkesi şaşırtan bir istekti ama bence en doğrusu buydu çünkü benim
müttefikim olursa bana her konu da yardımcı olabilir. Vel gülmüştü ve ardından 'İsteğini kabul ediyorum' demişti. Ardından bana artık beni çok fazla kişinin tanıdığını ve ünlü biri
olduğumu söyledi anlaşılan turnuvanın kazananın ismi hızlı bir şekilde yayılmıştı. Ödülleri verdikten sonra büyük bir kutlama oldu gösteri yapan insanlar, şarkı söyleyenler ve daha bir çoğu
her şey bittiğin de bizi portallarla istediğimiz yere göndereceğini söyledi ta bi bu portallar sadece belirli yerlerde var yani onlardan birine gitmek zorundayız.
Melia bu duruma üzülmüş gözüküyordu anlaşılan Grifin'le gitmeyi tercih ediyordu. Sonunda bir kez daha bir araya geldik bir çember oluşturup konuşmaya başladık.
Olivya:'Direk konuya giriyorum emin olamayacağım bir süre zarfı boyunca gruptan ayrılıyorum evime dönme zamanım geldi Rias'la gideceğim'
Melia:'Tahmin ettiğim gibi sonunda kaçmayı bıraktın, peki sıra ben de o zaman ben de Reiko'yu yanıma alıp bazı işleri halletmek için gruptan ayrılıyorum'
Felina:'Ben de krallığıma dönüyorum yani ben de gruptan ayrılıyorum'
Kazeru:'Demek herkes çoktan rotasını belirledi'
Melia:'İstersen bizimle gelebilirsin'
Olivya:'Benimle de gelebilirsin oldukça yardımın dokunabilir'
Felina:'Benimle gelmeni isterdim ama bu epey soruna yol açabilir'
Kazeru:'Endişelenmeyin benim de kendi planlarım var aslında bir çok düşüncem var mesala o efsanevi dağa gidebilirim'
Melia:'Sanırım grubumuz bir süreliğine dağılıyor, biraz üzücü hissettirdi ama tekrar bir araya geleceğiz, eminim'
Kazeru:'Peki bir şey daha var, öncelikle (cebinden element yüzüğünü çıkarır) bu benim işime kesinlikle yarar ama bir büyücü olarak kendimi kendi geliştirdiğim
yöntemlerle savunmak istiyorum bu yüzden bunu sizden birinin almasını istiyorum'
Melia:'O zaman en mantıklı seçenek Felina oluyor hem kalkanı da kırıldı böyle bir şeye ihtiyacı olacaktır'
Felina:'Ben mi? Normal de bunu istemezdim ama gerçekten çok işime yarar'
Kazeru:'Peki o zaman yüzük Felina'nın (yüzüğü verir) şimdi ise bu madalyon aranızda bu zindana gitmek isteyen varsa alabilir'
Melia:'O zaman onu ben alıyorum (madalyonu alır)'
Reiko:'Öyle tehlikeli gözüken bir yere gerçekten gidecek miyiz?'
Melia:'Endişelenme ben yanında olduğum sürece her yer güvenlidir'
Melia:'Yavaş yavaş ayrılmalıyız artık açıkçası bu bir veda değil tekrar buluşacağız bu yüzden normal bir şekilde ayrılalım önden biz gidiyoruz ve lider olarak
size emrediyorum bir yıl sonra hepinizi Arnus'ta görmek istiyorum aklınızdan çıkarmayın bir yıl sonra tekrar grubu bir araya getireceğiz ardından kaldığımız yerden
devam edeceğiz bu bir emirdir'
Hepimiz anlaşıldı der gibi kafamızı sallamıştık ardından Melia ve Reiko beraber geçitten geçip gittiler Felina ise farklı bir geçit kullanarak gitti geriye ise
Olivya ile ben kalmıştım.
Olivya:'Kazeru işlerini bitirdiğin de zamanın olursa yanıma gel beni bulmak için tek yapman gereken Westford'ların yaşadığı yeri birine sorman emin ol Westford'ları
bilmeyen neredeyse kimse yoktur'
Kazeru:'Deneyeceğim'
Olivya:'O zaman ben Rias'ın yanına gidiyorum kendine iyi bak, görüşürüz'
Kazeru:'Görüşürüz'
Sonunda yalnız kalmıştım hemen gidemezdim çünkü hala Vel'i bekliyorum bana vereceğini söylediği iki şey daha vardı.
Vel:'Biraz beklettim sanırım ama beklediğine kesinlikle değecek öncelikle bu (siyah bir pelerin uzatır) bu pelerini giydiğinde varlığın tamamen silinir
yani hemen birinin arkasında olsan bile seni hissedemez'
Kazeru:'Süper bir eşya'
Vel:'Elbette öyle sonuçta bundan sadece bir tane var bu yüzden oldukça değerlidir'
Kazeru:'Bir tane mi?'
Vel:'Evet sadece bir tane, senden önce onun sahibi seninle aynı ismi taşıyan kişiydi ve pelerini de o yapmıştı'
Kazeru:'Benimle aynı isim demek, peki ikinci ne?'
Vel:'İkinci ise işte bu (bir yumurta uzatır) bu yumurtanın içinden çıkacak canlıya iyi bak ileri de senin gözün ve kulağın olacağına şüphem yok hatta hayatını bile kurtaracağına eminim.'
Kazeru:'Peki o zaman sanırım veda zamanı'
Vel:'O zaman ben gidiyorum, kendine iyi bak Yuuma ve canın sıkılırsa adaya gel sana giydiğim bu ilginç şapkanın ve psikopat bir cadının hikayesini anlatabilirim gerçi anlatsam bile inanması zor olacaktır ama neyse.'
Kazeru:'Peki'(Vel yavaş adımlarla ortadan kaybolur)
Tekrar yalnız kaldım şimdi gitme sırası ben de ama nasıl desem bu biraz korkutucu yani kendi başıma seyahat etmek, yine de başka şansım yok yapmam gereken işler var.
Işınlandıktan sonra yakınlarda ki kasabaya gidip bir görev almalıyım ve biraz para kazanmalıyım evet ilk yapacağım iş bu olacak şimdi gitme zamanı
(derin bir nefes alır ve geçitten geçer)...
Parça 3
Şimdi haritaya göre dağdan epey uzakta bir yerdeyim zaten amacım direk dağ gitmek değildi. İlk yapacağım hareket ise yakında ki kasabaya gidip bir görev alıp
onu bitirip para kazanmak olmalı çünkü hiç para almadım, neden almadım çünkü kendim kazanmak istedim şimdi yola koyulmalıyım. Hafif bir meltemi de arkama alarak yarım saatlik bir yürüyüşün
ardından kasabaya varmıştım bu kasaba daha önce gördüklerimden oldukça farklıydı, evlerin dizaynı yuvarlaktı ve hepsi birbirine oldukça benziyordu. Kasabaya girip biraz
dolaştıktan sonra gayet normal insanların olduğu bir yer olduğunu öğrendim. Etrafta biraz soruşturarak hem görev alabileceğim kişiyi hem de neden yapıların yuvarlak olduğunu öğrendim.
Yuvarlak olmalarının nedeni burada geçmişte yaşayan Vell ırkının olduğunu söylediler evet burada daha önce yaşayan küçük bir grup Vell varmış ve Vell ırkı da yapılarını genelde
yuvarlak yaparmış aynı zamanda tek tip tarzları varmış. Bu küçük bilgiden sonra kasabanın muhtarının yerini sordum. Bu sayede yerini öğrendim ve gidip muhtarı buldum.
Hava oldukça soğumuştu, bu yüzden hemen giymeyeceğimi düşündüğüm pelerini giymiştim bu ise işleri oldukça ilginçleştirdi çünkü insanlar neredeyse beni fark edemez olmuşlardı.
Neyse sonunda muhtarı buldum ve ona bir görev olup olmadığını sordum bana son zamanlar da kasabanın batısında bir grup Ghoul görüldüğünü söyledi yani onların icabına bakmamı
istedi ayrıca beni uyardı grubun içinde bir Mistes olabilir diye, sorun olmadığını söyledim ve çıktım. Aynı zamanda kanıt getirmemi de istemişti. Batıya doğru yürümeye başladığım da
hava iyice soğumuştu bu yüzden pelerinin kapşonunu da çekmiştim. Bir süre etrafı araştırmamın ardından Ghoul'ları bulmuştum. 8 taneydiler ve aralarında Mistes yok gibiydi.
8 tanesi öldürdükleri bir atı yemekle meşguldü. Açıkçası çok iyi bir fırsattı hepsi bir aradayken tek bir saldırı ile hepsinden kurtulacaktım
en azında düşündüğüm buydu ki 3 kişilik bir grubunun sessiz bir şekilde onlara yaklaşmaya çalıştığını gördüm ama bu aptallıktı, Ghoul'lar onları fark etmişti
beslenmeyi kesip önlerinde ki taze ete dönmüşlerdi hızlı bir şekilde gruba doğru koşmaya başladılar, gruptan önde olan iki kişi kılıçlarını çekip ghoullara saldırdı arkada
kalan ise basit rüzgar büyüleri ile saldırıyordu ama büyüleri zayıftı bu yüzden bir etkisi olmuyordu öndekiler ise savaşmayı bilmiyorlardı yani birazdan hepsi
ölecekti ama şanslılar çünkü ben buradayım, hançerimi çekip Ghoul'ların arasına doğru fırlattım ve aralarına ışınlandım, kılıcımla seri hamlelerle Ghoul'ları kafasını uçuruyordum
oldukça basitti ama bir an da arkada ki büyücünün çığlığı ile irkildim bir Mistes koşarak büyücüye doğru geliyordu diğer ikisi hızlı bir şekilde Mistesin önünü kesmişti ama Mistes
yumruklarıyla ikisini de farklı taraflara savurmuştu bu sırada bende 8 Ghoul'un icabına bakmıştım. Büyücü kız korku içinde çığlık atmaya devam ederken Mistes kıza doğru tekrar
hareketlenmişti ben de ikisinin arasına ışınlandım Mistes birden duraksamıştı, beni gördüğün de gözlerindeki korkuyu fark etmiştim, bu korku bana duyduğu veya kılıcıma karşı
duyduğu bir korku değildi benden ve kılıcımdan daha korkunç bir şeye karşıydı, o her neyse ondan kaçmaya başlamıştı ta bi ben henüz bunu fark edememiştim, kılıcımla tek bir hamle de
temiz dikey bir kesişle onu ortadan ikiye ayırmıştım hem de oldukça hızlı bir şekilde bunun yanında üzerime birazda kan sıçramıştı. Arkamda kalan grup çığlık atarak
koşmaya başladılar benden korktuklarını düşünmüştüm ama yanılmışım kafamı kaldırıp ileri doğru baktığımda gökyüzünde kırmızı gözlü siyah bir vücudu olan oldukça büyük
bir şey gördüm sonra birden aklıma dank etti bu bir ejderhaydı hem de gerçekten yaşayan bir ejderha...
Arc Sonu
Devam Edecek
Not:'Birkaç bölüm geçmiş ve bazı karakteri tanıtıcı bölüm şeklinde devam edecek sonraysa yeni Arc başlayacak'
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..