Bölüm 104
Parça 1
Junko beni kurtardı peki şimdi ne olacak? Büyü gücümü hala kontrol edemiyorum ve açıkçası içimde ki anlamsız korkudan kurtulmuş değilim. Ayrıca kılıcım garip bir şekilde bana baskı uyguluyor bir de üzerine kontrolümü kaybettirmeye çalışıyor.
Buradan bir şekilde kaçmalıyız başka seçeneğimiz yok bu yüzden titremeyi kesmeliyim. Harekete geçme zamanı geldi.
O canavarların liderleri fırlatıldığı yerden vahşice koşup Junko'nun üzerine atladı sol eliyle onu hedefliyordu. Junko panikleyip hiçbir şey yapamadı ama ben çoktan harekete geçtim ve o canavarın sol elini bileğinden keserek kolundan ayırdım.
Kılıcımı da kalbine sapladım ve hemen kılıcımı geri çekip kafasını uçurdum. Son olarak da toplayabildiğim kadar büyü gücünü sol elimde toplayım ona bununla vurdum.
Bedeni farklı bir yere kafası farklı bir yere savruldu ama içten içe biliyorum yaptıklarım hiçbir işe yaramayacak. O şeyin kontrol ettiği yaratıklar etrafımızı sarmaya başladı ve beklediğim gibi o şey iyileşiyordu hem de hızlı bir şekilde iyileşiyor.
Junko'yu da alıp buradan kaçmak istiyordum ama artık bunun için çok geç yanımda birini ışınlayamadığım için bu durumdan sadece ben kurtulabilirim.
Aptal Avcı ise bir kenardan olanları izliyor eminim bundan zevk alıyordur. Hiç yapmadığım kadar beynimi zorluyorum ama bir çözüm yolu gözüm de belirmiyordu tamamen umutsuzluğun içinde boğuluyorum.
O kadar düşünmemin ardından gözüm de beliren tek cevap ışınlanarak buradan rahatlıkla kaçabileceğimdi ama bunun anlamı beni kurtarmak için buraya gelen Junko'yu ölüme terk etmek demek mantıken bakarsak
ikimiz de öleceğine birimizin ölmesi daha akıllıca ama ben ne yapacağımı bilmiyorum.
Liderlerinin vücudu tamamen iyileşti etrafımıza saran ölümsüzler sadece onun emrini bekliyordu anında bizi öldürebilirdiler, sonunda liderleri konuşmaya başladı.
'Beni gerçekten şaşırtın, senin bir korkak olduğunu düşünmüştüm ama o kız sana yardıma gelince bir an da farklı birine dönüştün yine de değişen tek şey ölecek kişi sayıların da oldu artık 1 yerine 2 kişi ölecek'
Bu sözleri söylerken suratın da korkunç bir gülümseme vardı insanın kanını donduran cinsten, Junko hiç konuşmuyordu ama korktuğunu hissedebiliyordum hem de oldukça fazla korkuyordu.
Şu anda öyle bir durumdayım ki zaman tamamen yavaşlamış gibi her hareketi ağır çekim de görüyor gibiyim işte bu benim ne kadar konsantre olduğumun bir göstergesiydi.
Liderleri yavaşça bize doğru yürüyordu aramızda çok mesafe yoktu ve her geçen saniye giderek kısalıyordu, düşünüyordum en iyi yaptığım şeyi yapıyordum ama olmuyordu
bir çıkar yol bulamıyordum. Her geçen saniye kendimi daha büyük bir çaresizlik içinde buluyordum her geçen saniye rakibimin gücünün büyüklüğü altında daha fazla
eziliyordum her geçen saniye içimde bastırmaya çalıştığım korkum giderek artıyordu.
Kaçmak istiyorum.
Ölmek istemiyorum.
Hala yaşamak istiyorum.
Birisi yardım etsin eğer böyle giderse onu bırakıp kaçacağım.
Titrememi durduramıyorum, lanet olsun neden bir an da her şey bu hale geldi. Her şey bu hale gelmesi benim suçumdu öyle değil mi? Benim zayıflığım, benim hatam ve benim aptallığım.
Bilincim bulanıklaşmaya başladı ve gözlerim kararıyordu yine mi kendimi kaybedeceğim?
'Kazeru!'
Bu sesi tanıyamıyorum ve tam olarak duyamıyorum çok uzaktan geliyor
'Kazeru!'
Rahat bırak beni daha fazla bu baskıyı kaldıramıyorum.
'SAKİNLEŞ benim aptal efendim.'
Kılıcım evet bu ses onun.
'Beni dinle bu konuşma bittikten birkaç saniye sonra ölmüş olacaksın tabi kendini bana teslim etmezsen.'
Teslim olmak mı? Beni bu baskıdan kurtaracak mısın?
'Evet'
Nasıl yapacağım?
'Sadece rahatla ve düşünmeyi bırak, bırak ki zaman senin için tekrar hızlansın, düşünmeyi bırak ki bilincin kısa bir süreliğine kapansın ve ben de herkesi kurtarayım(öldüreyim) '
Sözlerini dinledim ve düşünmeyi bıraktım, önce her şey karardı, sonra her şey sessizleşti, sonra fark ettim ki bütün hislerim kapanmıştı. Nasıl fark etmiştim peki?
Bunlar bir yana karanlıkta birini gördüm evet zifiri karanlıkta birini gördüm, bana yaklaşıyordu yavaşça ve heyecanlı bir şekilde...
Parça 2 junko
Gözlerimin önünde Kazeru hareketsizce duruyorudu ve ben Junko ne yapacağımı bilmiyorum.
' Hey Kazeru iyi misin? Ne oldu? Kendinde misin? Ne oldu birdenbire?'
Farkında olmadan soruları yağdırıyordum bu şekilde içimde ki derin korkudan kaçmaya çalışıyordum ama boşuna olduğunu biliyordum.
O canavarların liderleri konuşmaya başladı.
'Korkma rüzgar büyücüsü acısız bir şekilde öleceksin ta bi benim için acısızın anlamı biraz farklı'
Kazeru dizlerinin üzerine çökmüş, hareket etmeden duruyordu. Az önce hafifte olsa parıldayan yeşil büyüsü tamamen kayboldu ve daha önce gördüğüm o ruhlar bu kez etrafında değillerdi ama zincirlerin sesleri onların heyecanlı olduğu düşünmeme neden oluyor.
Çok hareketlilerdi sanki bir şey oluyordu. Ben buna dikkat ederken o canavarların lideri harekete geçti.
Korkunç kişi birden hızlandı ve sağ elini ileri doğru bir kılıç gibi düz bir hat üzerinde savurdu.
Kazeru aniden ayağı kalktı ve o korkunç kişinin eli Kazeru'yu delip geçti. Suratıma sıçrayan kanın gerçekliği beni delirtiyordu ve tek yapabildiğim şey
bir çığlık atmak oldu.
Aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa!!!!!!!...
Devam Edecek
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..