Bölüm 106 Elf'ler

avatar
1495 2

Yeşil Karga - Bölüm 106 Elf'ler


Bölüm 106

Parça 1 Kazeru

'Kazeru uyanmalısın, heyyyy hadi ama'

Bu ses Junko'nun, yavaşça gözlerimi araladım ve o an olan biten her şey bir an da gözümün önünden geçti.

Junko endişeli bir şekilde bana bakıyordu ve endişeli bir şekilde konuşuyordu 'Başım ağrıyor ve sanki birçok şeyi unutmuş gibiyim, ama en önemlisi biz buraya nasıl geldik bu ormanı biliyorum Elf'lerin bölgesinin sınırında sayılırız'

Doğruya kılıç onun unutmasını sağlamıştı peki düzgün bir açıklama yapmalıyım.

'İyi dinle bir kez anlatacağım, saldırıya uğradık ben kötü durumdaydım ve sen beni kurtardın sonra kötü bir darbe aldın bunun yüzünden bayıldın, sonra kılıcımın gücü kontrolden çıktı bu da beni etkiledi gücüm epey bir arttı ama kontrol ben de değildi bir şekilde

bizi buraya ışınlamayı başarmışım anlaşılan olan bitenin özeti bu işte, saldıranlara gelirsek bizimle alakalı bir şey değildi sadece yanlış zaman da yanlış yerde bulundum senin başını da belaya soktuğum için üzgünüm'

Junko söylediklerimi dikkatlice dinlemişti ve bir sorusu yok gibiydi ardından yüzünde bir gülümsemeyle konuşmaya başladı.

'Seni kurtardıysam bu gerçekten müthiş benim gibi güçsüz biri bile daha yeni eğitilmeye başlamasına rağmen birine yardım edebildi, asıl üzgün olması gereken benim daha fazla yardımcı olamadığım için ve teşekkür ederim her şey için, sen gerçekten de güçlüsün Kazeru'

Sözleri beni biraz etkilemişti ona tam anlamıyla gerçeği anlatmadığım için biraz üzgün hissettim ama gerçeği bilmemesi daha iyiydi.

'Junko ben güçlü biri değilim sadece sıradan bir büyücüyüm beni gözün de büyütme'

Bu sözler ağzımdan döküldüğün de oldukça kötü hissetmiştim ama gerçek buydu orada olanlardan sonra asla güçlü biriyim diyemem ben sadece sıradan bir büyücüyüm.


Parça 2 Junko

Kazeru bu sözleri söylerken ki surat ifadesinin farkın da değildi muhtemelen, kelimeler ağzından dökülürken yüzünde ki ifade git gide daha da öfkeli bir hal alıyordu.

özellikle gözleri adeta öfke ve hırsla alev alev yanıyordu, anlaşılan orada bir şeyler olmuştu anlatmak istemediği bir şeyler, her şeye rağmen en azından ben onun ne kadar

güçlü olduğunu biliyorum eğer bunu unutursa ona hatırlatmak için yanında olacağım.


Parça 3 Kazeru

Hmmmm peki şimdi ne yapmalıyız Elf'lerin bölgesine birden vardık en iyisi gidip biraz gezmek olacak ama öylece bizi kabul edeceklerinden şüpheliyim hem beni kesinlikle

istemeyeceklerdir ama pelerinimi çıkarmazsam bir sorun olmaz sanırım.

'Junko Elf'lerin bölgesinde bizim gibiler için de bir yer var öyle değil mi ?'

Birkaç saniye düşündü ve cevap verdi

'Evet, bağımsız bir bölge var, ülkenin tam merkezin de oldukça güzel bir yerdir'

'Peki o zaman gidelim, bakalım nasıl bir yer'


Ayağı kalktım ama kalkınca fark ettim ki kötü bir biçim de başım dönüyordu ve inanılmaz güçsüz hissediyorum. Bir tür yan etki

olmalı, muhtemelen vücudum kılıcın gücünü kaldıramadığı için zorlandı. Her neyse şimdi o kadar kötü değil ama sanırım bir süre büyü yapmasam iyi olur.

Bu bir yana kılıcım Melia'nın annesinin bir cadı olduğunu söyledi. Arnus'da kaldığımız zaman bir kitap da okuduğumu hatırlıyorum.

İlk avcının son zamanların da ortaya çıkan beş cadı bütün Meravir'e kendileri hükmetmek istemiş ve büyük bir savaş çıkmış. Öyle ki sayısız kişi ölmüş ama sonunda cadıların lideri olan griyi bir yere mühürlemişler.

Diğer cadılara ne olduğu hakkında bir şey yazmıyordu ama ilk avcı zamanı yüzyıllar öncesine dayanıyor. Yani Melia'nın annesi en azından 300 yaşın da olmalı ve yazılanlara göre cadıların hepsi oldukça kötü kişiler.

Dikkatli olsam iyi olur. Neyse şimdi bunun zamanı değil.

Ormanın için de ilerliyorduk oldukça sessizdi olması gerekenden daha fazla bu beni biraz tedirgin ediyor, bir süre sonra birilerinin gözlerinin üzerimiz de olduğunu hissedebildim.

Muhtemelen bir tür güvenlik gücüydü. Kısa bir süre sonra ise etrafımızı sarmaya başladılar oldukça hızlı ve sessiz hareket ediyorlardı neyse ki duyularım oldukça güçlüydü

her hareketlerinin farkındaydım ama bir şey yapmama gerek yoktu çünkü herhangi bir kötü niyetleri olmamalı, bunu büyülerinden anlayabiliyordum. Yine de her ihtimale karşı ilerlerken

yavaşça da olsa kendimi iyileştiriyorum en azından az da olsa büyü kullanabilmek için ve ben tüm bunlar hakkın da düşünürken sonunda kendilerini belli ettiler etrafımızda ki

ağaçların kalın dalları üzerinde 13 kişi vardı ellerin de yayları çekili bir biçimdeydi ve bizi onlardan daha uzakta takip eden 14.kişi hemen ilerimiz de bizimle konuşmaya başladı.

'Kimsiniz?'

Normal de ters bir cevap verirdim ama şu anda pek havam da olmadığım için normal bir cevap vereceğim

'Beni korkuttunuz aniden ortaya çıkmak, biz sadece bağımsız bölgeye giden ziyaretçileriz'

Bu elflerin hepsi birbirine benziyor neden hepsi sarışın ki? Saçmalık. Bizle konuşan kişi yayını gevşetti ve cevap verdi.

'Eğer oraya gidiyorsanız yanlış yerden girdiniz burası bir giriş bölgesi değil'

Oldukça sinir bozucu bir konuşma olacağı başından belliydi neyse

'Demek öyle üzgünüz bilmiyorduk lütfen bize buradan en kısa yolu gösterin bizde hızlı bir şekilde varalım'

Pelerinin kukuletasını kaldırdı sarı uzun saçları artık net bir şekilde belli oluyordu gözleri maviydi ince uzun bir suratı vardı boyu ise bende biraz daha uzundu.

'Biz yol gösterici değiliz buradan geri dönün ve ana giriş yoluna gidin buradan geçiş yok'

Biraz daha nazik olsalar güzel olurdu.

'Anladığım kadarıyla yol epey uzayacak açıkçası fiziksel olarak iyi bir durum da değilim bu yüzden en kısa yoldan varmak istiyorum'

Kendi beğenmiş bir şekilde bana baktı ve sinir bozucu bir şekilde cevap verdi.

'Daha uzun yaşamak istiyorsan yanında ki yarı-elf bozuntusunu al ve kaybol insan'

İşte şimdi beni sinirlendirmeyi başardı, bunun gibileri yenmek için büyü yapmaya bile ihtiyacım yok, tam harekete geçecektim ki omuzum da bir el hissettim.

Junko beni tutmuştu ve üzgün bir şekilde konuştu

'Üzgünüm yine sorun çıkartıyorum ama bunu benim halletmeme izin ver'

Junko'nun etrafında ki büyü giderek artıyordu, öyle ki şiddetli bir rüzgar yayıyordu, saçları havaya doğru yükseliyordu açıkçası oldukça güçlü ve korkutucu gözüküyordu ki sonunda bu gergin ortamı dağıtacak biri geldi ve konuştu.

'Sei o pelerinlinin kim olduğunu biliyor musun?'

Sei diye seslenilen kişi bizimle konuşan elfti ona seslenen kişi de

'Simon neden buradasın hem o pelerinli kim ki ?'

Evet Simon'dı turnuvada ki rakiplerimden biri, Sei'n yanına geldi ve elini omuzuna attı ve konuşmaya başladı

'O kişi Sei gökyüzü turnuvasını kazanan kişi Kazeru Yuuma üzgünüm ama sen bile ona saygı duymalısın'

Sei oldukça şaşkın gözüküyordu, aynı zamanda Junko'da öyle aptal aptal bana bakıyordu. Bunlar bir yana sanırım konuşma sırası bendeydi.

'Simon seni bu kadar çabuk görmeyi beklemiyordum, iyi olmana sevindim. Rica etsem bize yolu gösterir misin?'

Simon bu arkadaşça cevabımdan memnun olmuş gibiydi ve nazikçe cevap verdi 'Elbette beni takip edin'...


Devam Edecek






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr