Bölüm 111
Sonunda etraf aydınlık olduğu için nereye gideceğimizi öğrenebilmiştik sadece bir kapı vardı aslında kapı demek yanlış olur geçit demek daha doğru yarım çember
şeklin de bir geçitti etrafı biraz daha inceledikten sonra geçitten bir sonra ki odaya geçmiştik. Burası da oldukça boştu aynı ilk odaya benziyordu. Fiziken oldukça benzese de
ortamı çok farklıydı daha gergin ve karamsar bir havası vardı bu odanın, ayrıca etrafta herhangi bir kapı veya geçit yoktu. Ustamla beraber etrafı dikkatli bir şekilde
inceledik bir tür gizli geçit aradık ama bir şey bulamadık. Sonra rüyamda duyduğumu düşündüğüm o sesi tekrar duydum.
'Buradan geçmek için gölgelerinizi yakalamalısınız, yakalarsanız geçit açılır ve bir sonra ki odaya geçersiniz o odada ise bir muhafız olacak onu da yenerseniz aradığınız
şeyi bulacaksınız'
Bu sözler zihnimde belirmişti, oldukça korkutucuydu benim kontrolüm olmadan bir şeyin zihnim de belirmesi oldukça korkutucuydu. Sözlerin aynısını ustama söyledim.
Bundan hem hoşlanmamıştı hem de nasıl ilerleyebileceğimizi öğrendiği için memnundu. Öğrendiklerimden sonra farkına vardım ki burası kendi aydınlatmasına sahipti. Gölgemi
görmek için baktığım da ise olmadığını gördüm oldukça garip hissettirmişti. Peki asıl soru gölgelerimiz nerede ve nasıl yakalayacağımızdı.
Ben endişe içindeyken ustam ise oldukça eğleniyora benziyordu anlaşılan bu durum oldukça hoşuna gitmişti. Biraz daha etrafı inceleyince sonunda gölgelerimizi bulmuştum
heyecanlı bir şekilde üzerlerine gittim ama hızla kaçmışlardı ben de peşlerinden koşmaya başladım yaklaşık on dakika onları kovaladım ama yakalayamadım nefes nefese kalmıştım.
Ustam ise sadece izliyordu. Ben durduktan sonra yanıma geldi ve
'Ne yapıyorsun ?'
Nefes nefese cevap verdim
'Oldukça açık değil mi? Gölgelerimizi yakalamaya çalışıyorum'
'Bunu elbette anladım ama çok daha basit bir yöntem varken neden kendini yoruyorsun? Bir dakika anladım kilo vermek için öyle değil mi?'
Cümleleri her zaman ki gibi beni yoruyordu 'Çok daha basit bir yöntem mi? bir dakika bunu boş ver kilo mu? Kilomu aldım ben? Hem ihtiyacım var mı ki?'
İmalı bir şekilde cevap verdi 'Sakin ol sadece birazcık, endişelenmene gerek yok belki de bana öyle gelmiştir sadece'
Aslında bu aralar biraz fazla yiyordum belki de haklıdır ahh o son tatlıyı yememeliydim.
'Usta kilo konusunu daha sonra konuşuruz o yüzden basit yolu söyle lütfen'
Kendini beğenmiş bir şekilde gülümsedi 'Çok basit etrafta gölge oluşturacak bizden başka bir şey yok yani her yer bir anda tamamen aydınlanırsa ne olur?'
hmmmm 'Ama o zamanda bizim gölgelerimiz ortaya çıkacak ve--- hayır bizim gölgelerimiz artık yok yani etrafta gölge oluşması için hiçbir yer kalmayacak'
'Aynen öyle Reiko'
Ustamın yanında ki ışık hüzmesi yavaşça tavana kadar yükseldi ve yavaşça yaydığı ışığı artırmaya başladı kısa bir süre sonra odanın tamamı saf beyaz ışıkla kaplanmıştı.
Tabii ki gözlerimizi kapatmıştık kısa bir süre sonra gözlerimi açtığım da ışık gücünü kaybetmişti ve eski haline dönmüştü. Aynı zamanda gölgelerimizde yerine gelmişti.
Gölgelerimizin bize dönme nedeni oldukça basitti çünkü etrafta saklanabilecekleri karanlık bir yer kalmamıştı.
O sesin bana söylediği gibi bir geçit açıldı üçgen şeklindeydi. Geçitten geçtiğimiz de yine benzer bir odaya geçmiştik ama büyük bir fark vardı. Odanın ortasında
kara zırhlı, kara kılıçlı bir tür heykele benzer bir şey vardı. Öylece duruyordu muhtemelen sesin bahsettiği gardiyan buydu.
Ustam bana döndü ve ciddi bir ses tonu ile konuşmaya başladı 'Reiko, bu durum oldukça klişe değil mi sence de?'
'Usta böyle bir durumda neden bahsediyorsun?'
Aynı ciddilikle konuşmaya devam etti 'Daha büyük beklentilerim vardı mesela tabuttan çıkan bir vampir yada zincirlenmiş bir ejderha gibi ama bu şey ahhh tamamen hayal kırıklığı'
Oldukça garip bir konuşmanın ardından heykel benzeri şey adeta sıkıldığı için hareket etmeye başladı yani biz hiçbir şey yapmamıştık neden birden harekete geçti ki sanki,
her neyse sonunda muhafızla karşı karşıyaydık ayrıca neyin muhafızı ki bu sinirlerimi bozuyor...
Devam Edecek
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..