Bölüm 121 Öngörülemeyen

avatar
1426 1

Yeşil Karga - Bölüm 121 Öngörülemeyen


Bölüm 121

Evet bir şekilde tekrar bir araya gelmeyi başardık. Bu şekilde Reiko'nun bu seferlik oldukça şanslı olduğunu öğrendim. O da Junko ile aynı bölge de yani 2 numaralı yerde bulmuş kendini, tabii ki Junko'dan ayrıydı yanında sadece Revika varmış. Nasıl olduğunu bilmiyorum ama hiçbir şeyle karşılaşmadan Junko'yu bulmuş daha sonra da karşılaştıkları iskeletleri Junko kolaylıkla alt etmiş.

Reiko'nun şansını bir kenara bırakırsak enteresan bir şey daha var o ses bana soru soran ses, Junko ve Reiko'ya sadece bir soru sormuş ödül olarak da nasıl ilerleye bileceklerini söylemiş. Soru şu 'Ben kimim ?' evet ilk bakışta cevap vermesi zor bir soru aslında bir daha bakınca da aynı, kısacası oldukça zor bir soru ama Reiko'nun olağanüstü cevabı doğru kabul ediyor cevabı şu;

'Bizimle oyun oynamaya çalışan, sinsi ve şu ana kadar duyduğum en güzel bir sese sahip kişisin'

Evet olay bundan ibaretmiş yani bu şekilde ilerliyorlar. Benim yaşadıklarımı düşününce gerçekten hiç iyi şansa sahip olmadığım açıkça belli oluyor hem neden bu kadar uğraşıyorum bir amacım varmış gibi davranıyorum ama yaptığım tek şey amaçsızca başkalarının amacına ulaşmasına yardım etmek o lanet kuleden çıktığımdan beri yaptığım tek şey bu, turnuvaya bile sadece bunu ben seçtim diye bilmek için girdim, bir şekilde kazandım üstelik oldukça şaşırtıcı bir sonuçtu benim açımdan, çünkü ne kadar özgüvenli gözüksemde oldukça kırılganım ve gerçekte kendime güvenmiyorum.

Peki nasıl ilerleyebiliyorum emin değilim, sanırım hırs ya da azim gerçi aralarında pek bir fark yok benim açımdan, her şeye rağmen şu an bir kuledeyim ve bir tür kat koruyucusu ile karşı karşıya kalmak üzereyim yine elimden geleni yapacağım çünkü beni hala ayakta tutan tek etken bu, eminim kardeşim hala yaşıyor olsaydı şu an da çok farklı biri olurdum evet kesinlikle öyle olurdum kimseyi öldürmeyen, adalet için mücadele eden bir kahraman olurdum. Şu an ki ben ise bir kahramandan çok bir kötü adam olmaya daha uygun yine de asla böyle zahmetli bir yolu seçmem. Öyle gözükmesede kötü adam olmak kahraman olmaktan daha zordur.

Düşünceler içince dinlenirken sonunda sınır çizgisi gibi duran beyaz çizgiye yöneldik.

Beyaz çizgiyi geçtik ve kendimizi büyük bir alanda bulduk. Çember şeklindeydi ve 3 boyutlu düşünürsek dairesel bir yapısı vardı. İçerisi boştu en azından şimdilik, biraz etrafı inceledik ama içeride hiçbir şey yoktu yani bomboştu.

Bir süre sonra bir ulama sesi duyduk ve nerden geldiği belli olmayan şekilde bir kurt adam ortaya çıktı. Evet bir kurt adam yani bir yarı-insandı.

Gerçek olduklarını bile bilmiyordum. Siyah kürklü ve mavi gözlüydü. Oldukça kalıplıydı. Aslında güçlü gibi gözükse de bizim için sorun olacağını sanmıyorum.

Sonuçta o bir büyücü değildi sadece fiziksel güçle dövüşen bir canlıydı. Neden bilmiyorum ama öne çıktım ve 'Bunu bana bırakın' diyerek ilerlemeye başladım. Kılıcımı çektim ve hemen önüne ışınlandım kılıcımı büyük bir güçle kaldırdım. Onu iyice kesmek için kılıcımı büyü ile de kapladım ve savurdum. 'Dank' diye bir ses duydum kılıcım adeta çok sert bir şeye çarpmış gibi geri sekti. Bir anlık şok olmuştum yani kılıcımın kesemeyeceği bir şey gerçekten varmış dedim kendi kendime, kurt adamın boğazımı parçalamak için harekete geçmiş eline bakarak vücudumu harekete geçirdim eğilerek bir anda kolunun altından geçtim bu hareketimden dolayı vücudunun sol boşluğu tamamen açıktaydı, sol elimle hançerimi hızla çıkardım ve saplamayı denedim ama bir işe yaramadı. Her şey oldukça hızlı gerçekleşiyordu.

Ben bunu denediğim sırada o da sağ kolumu yakalamıştı tabii bunu ilk başta fark etmemiştim çünkü bütün dikkatimi onu yaralamaya vermiştim. Yaptığım bu hata sonucunda sağ kolumu tek sıkışta sanki ince bir dal parçasıymış gibi kırdı.

Acıyı hissediyordum ama şu an da bu acıya ayıracak bir salisem bile yoktu, hançerimi uzak bir yere fırlattım ve sol elimle çenesinin altını bir yumruk geçirdim tabii ki hiç etkilenmemişti ama denemeye devam etmeliydim çünkü kesinlikle bir zayıf noktası olmalıydı.

Sağ kolumu hala bırakmamıştı, sol elim attığım yumruktan dolayı acıyordu ama onu kullanmaktan başka seçeneğim yoktu. Sol elimle bir basit ışık büyüsü yaptım daha önce yaptıklarımla aynı büyüydü, her tarafı ışığa boğan büyü ve istediğim etkiyi almıştım ışığa tepki göstererek sağ kolumu bırakmıştı, birkaç adım geri çekildim, düşündüğümden hızlı kurtulmuştu büyünün etkisinden, üzerime doğru geldi. Sağ eli ile bir yumruk savurdu. Neyse ki benim kadar hızlı değildi sola doğru hareket ederken eğildim, yumruğunu bir ağaç dalı gibi kullanıp sol elimle tutundum ve kendimi sallayarak sağ ayağımla kafasına sağlam bir tekme attım hemen ardından ise hiç duraksamadan geri çekildim. Yine hiç etkilenmemiş gibi gözüküyordu. Ben bu hareketleri yaptığım sırada sağ kolum sallanıp duruyordu.

Tekrar bana doğru harekete geçti, hareketleri çok basitti ve okuması oldukça kolaydı önce sol eliyle bir yumruk savurdu, tek yaptığım vücudumu sağ doğru hareket ettirmek oldu kolayca sıyrıldım, bu seferde sağ koluyla bir yumruk atmayı denedi.

Sol elimle onun sağ koluna yandan vurarak gidiş yönünü değiştirdim ve bir yılan gibi hareket ederek bir anda tepesine çıktım. Ayaklarımla başını kavramıştım aynı zamanda sol kolumla boynunu çevirmeye çalışıyordum. Oldukça dirençliydi ama onun elleri daha bana ulaşmadan boynunun kırılma sesi bütün alanda yankılandı. Vücudu yere yığılırken üzerinden atladım ve yere indim. Zor bir mücadele olmuştu ama yine de kazanmayı başardım. Reiko'ya doğru ilerliyordum çünkü kolumu iyileştirmesi isteyecektim ama duyduğum sesten anladığım kadarıyla daha her şey yeni başlamıştı.

Yavaşça kafamı çevirdim ve arkama baktım. Kurt adam ayağa kalkıyordu hem de kafası sallanıyordu yani boynu hala kırıktı. Elleriyle kafasını düzeltti sanki hiç kırılmamış gibi olmuştu. Buna şaşırdığımı söyleyemem artık böyle şeylere alışmıştım ama diğerleri için durum böyle değildi, ürkmüş yüzlerini görünce bunu anlamıştım.

Her neyse dedim ve tekrar kurt adama doğru döndüm ve garip bir hisse kapıldım neden bilmiyorum ama bir şeyler değişmiş gibi hissediyorum. Bir anlığına Melia'lara döndüm ve 'Karışmayın' dedim neden böyle yapıyorum açıkçası bir fikrim yok.

Kurt adam üzerime doğru hızlıca geliyordu ve hislerim doğru çıkmıştı şu an ki hızı benim hızıma oldukça yakındı hayır daha da hızlıydı evet bunu bir saniye daha geç fark etseydim şu anda ölmüş olurdum. Daha önce atıp ışınlanmadığım hançerime ışınlandım, önce kafası bana doğru dönmüştü gözleri ile beni kesiyordu hemen ardından vücudu bana doğru döndü ve koşmaya başladı.

Bu işi tek hareketle bitirmeliydim daha önce aklıma gelmemişti ama şu an önemli bir şeyi fark ettim. Zırh ne kadar kusursuz olursa olsun mutlaka bir kusur barındırır çünkü kullanıcısı kusurludur.

O üzerime gelirken ben de ona doğru hareketlendim. İkimiz de neredeyse aynı hızdaydık.

Bir anlık şaşırmıştı ben de bu anı kullandım ve hançeri sol gözüne sapladım hemen ardından çıkarıp sağ gözüne de sapladım. Yere yığılmıştı. Muhtemelen ölmüştü. Umarım ölü kalır diye aklımdan geçiriyordum.

Sonra Reiko'nun güzel dediği o sesi tekrar duydum hayır duyduk desem daha doğru olur.

'Düşündüğümden daha iyisin Kazeru Yuuma ödül olarak size bir bilgi vereceğim şu an dövüştüğünüz canlı bir deney ürünü, bu yüzden onu öldürseniz bile dirilecek çünkü bedeninin içine gömülü olan bir kristal onun iyileşme yeteneğini çok üst düzey bir hale getiriyor. Yani onu öldürmek için o kristali yok etmelisiniz o zaman ölümden geri dönemez ayrıca bir özelliği daha var her öldüğünde güçlenip akıllanıyor hem de ne kadar çok ölürse güçlenme ve akıllanma oranı artıyor bunlara ek olarak, bu güçlenme ve akıllanma oranına onu öldüren kişinin de etkisi var kısacası şimdi dirilecek olan bu sevimli köpekcik oldukça tehlikeli olacak size iyi eğlenceler'

Düşündüğüm gibi ben oldukça şanssızım.

Tekrar ayağa kalkan kurt adamın gözleri bir tür saydam tabaka ile kaplanmıştı yani artık orası zayıf bir nokta değildi. Kılıcım onun yakınlarında yerde duruyordu ona doğru gitti ve kılıcımı bana doğru tekmeleyerek fırlattı.

Kılıcım ayaklarımın dibine düşmüştü. Sol elimde ki hançeri kınına koydum ve kılıcımı yerden aldım. Kurt adama baktım gözlerimde soğuk ve acımasız bir bakış olduğuna eminim.

Kurt adamda bana bakıyordu onun gözlerinde hiçbir şey yoktu tamamen boştu ve beni şaşırtan bir şey yaparak konuştu.

'Saldır, bu kez seni yeneceğim'

Söyleme şeklinde hiçbir duygu yoktu ve bu sinirlerimi bozmuştu ama bu kez onu yenebileceğimi sanmıyorum yine de deneyeceğim.

'Bir dakika daha bekle kurt adam'

Kafasını sallayıp beni onaylamıştı. Reiko'nun yanına gittim ve sağ kolumu iyileştirmesini istedim, sinirli bir ifadesi vardı ama yine de isteğimi yerine getirdi. Onlara bir şeyler söylemek zorunda hissettim.

'Bunun bencilce olduğunu biliyorum ama kendim bile neden böyle yaptığımı bilmiyorum, sizi sinirlendirdiğimin farkındayım ayrıca Junko'nun da geçebilmesi için bir şeyler yapması gerektiğini biliyorum ama yine de bunu kendim yapmak istiyorum'

Hiçbir cevap beklemeden yavaşça kurt adama doğru ilerlemeye başladım, sağ kolumu artık iyiydi kılıcımı sağ elime aldım. Pelerinimi çıkarıp fırlattım. Yani artık büyümü herkes hissedebilecekti.

Eminim ki hepsi şaşırmıştı çünkü ilk kez beni bu kadar öldürme iç güdüsü ile dolu bir büyüyle kaplanmış görmüşlerdi.

Kurt adam heyecanlanmış gözüküyordu,ilk kez bir duygu göstermişti. Üzerime doğru normal bir hızda geliyordu bu kez daha akıllıca hareket ediyordu. Bana yaklaştığında aniden hızını arttırdı ama hala hareketlerini okuyabiliyordum.

Hızı ne kadar artsada anlaşılan yetenek seviyesi değişmiyordu. Sağ kolu ile her zaman yaptığı gibi bana bir yumruk savurdu. Sol elimle hançerimi çektiğim sırada yumruktan sıyrıldım aynı anda hançerimi

göğsüne doğru saplamaya çalıştım tabii ki saplanmadı ama istediğim şeyi elde etmiştim.Tek hamle ile kılıcımla sağ kolunu kesip atmıştım. Nasıl mı? Çok basitti. Vücudunda ki koruyucu savunmayı arttırmak için gücünü bir yerde topluyor yani aynı anda iki saldırıyı verimli bir şekilde savunamaz.

O öldükçe öğreniyor ben ise öldürdükçe.

İlk kez paniklemişti ve geri çekildi. Üzerine doğru bir adım attığımda bedeninin baştan aşağı ortadan ikiye ayrıldığını gördüm. İçinde ki kristalde onunla beraber ortadan ikiye ayrılmıştı.

Neler olduğuna anlam verememiştim ta ki bir erkek sesi duyana kadar.

'İzlemesi çok sıkıcıydı ne sen ne de bu deney faresi eğlenceli bir şeyler göstermiyordu'

Bunları söyleyen kişi bir insana benziyordu. İnce, uzun boylu, kısa saçlı, kahverengi gözlü, sert gözüken bir suratı vardı. Elinde ise bir katana tutuyordu.

Bir şey diyemedim çünkü benim zar zor zarar verebildiğim kurt adamı tek hamlede öldürdü. Birkaç adım atıp konuşmaya devam etti.

'Suratında ne oluyor der gibi bir ifade var. Kör müsün? Bu sıkıcı dövüşü bitiriyorum hem yeterince ısınmadın mı? Şimdi ikinci kata geçmek için yenmeniz gereken kişiyle yani benle dövüşebilirsiniz'

'Sen mi?'

'Böyle bir şeyin katın koruyucusu olduğunu mu düşündün gerçekten hahaha aptal'

Şaşkındım aynı zamanda birazda ürkmüştüm. Sözleri çok soğuktu gülerken bile soğuktu, insanın kanını donduran cinstendi. Kahkahası bir ölüm çığlığı gibiydi ve yüzünde ki ifade Berlin'in ölüm meleğine benzediği halinde ki ifade ile aynıydı.

Düşündüğüm gibi ben oldukça şanssızım...

Devam Edecek






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr