Bölüm 124 İkinci Kat

avatar
1381 2

Yeşil Karga - Bölüm 124 İkinci Kat


Bölüm 124

Büyük bir engel bizim için kendiliğinden ortadan kalktığı için ikinci kata gelmeyi başardık ama burası ne kadar lanet bir yer böyle şu an da sağanak yağmurun altındayız hem de bir kulenin içinde, kulelerin içinde bitki yetişmesine tamam, tuhaf canavarlara da tamam, olağanüstü kat koruyucularına da tamam ama böyle bir atmosfere hayır çünkü ne düzgün bir şekilde etrafı görebiliyoruz ne de duyabiliyoruz zaten hissettiğin büyüyü birbirinden ayırması zor kısacası neredeyse her duyumuz engelleniyor. Bütün bunların üzerine anladığım kadarıyla bir süre düzgünce büyü yapamayacağım, Reiko beni iyileştirmeyi denedi ama işe yaramadı anlaşılan kendi kendine iyileşmesi gerekiyormuş. Fiziksel olarak da canımın yanması dışında fena sayılmam.

Olabildiğince dikkatli bir şekilde ilerliyorduk, ikinci kata geleli 7 dakika kadar olmuştu ve birden deprem olmaya başladı evet gerçek bir deprem neyse ki kısa süre sonra durmuştu. İlginç bir şekilde yağmur da durmuştu çok mutluyduk ama mutluluğumuz kısa sürdü, yağmur gitmişti ama yerini kar yağışına bırakarak. Bana kalırsa kule bizimle dalga geçiyordu çünkü bunun en mantıklı açıklaması buydu, tüm bu saçmalıkların içinde aklıma bir fikir geldi, Melia'dan daha önce yaptığı gibi bizi soğuktan ve kardan koruması için bir kalkan yapmasını istedim ama yapmadı. Çünkü büyüsü az ve yenilenmesi lazımdı yani benim suçumdu. Bütün bu başıma gelenler kötü karmam yüzündendi. İlerlemeye devam ettik ve ilginç bir şeyle karşılaştık yolumuzun üzerinde duran eski bir hazine sandığıyla, sandığın üzerinde hasır şapka giyen bir kuru kafatası vardı. Bir korsan bayrağı sembolüne benziyordu.

Merakla gidip sandığı açtık içinde katlanmış bir kağıt vardı üzerinde OnePiece (Bir Parça veya Tek Parça) yazıyordu. Kağıdı açtım içinde yazan şey şuydu.

'Tebrikler ilk parçayı buldunuz geri kalan 9999 parçayı bulmada iyi şanslar'

Melia kağıda elimden alıp 'Benimle dalga geçme!!!' diye bağırıp yaktı. Keşke bütün saçmalıklar bununla son bulsaydı.

Yolumuza devam ettik bu sefer karşımıza oldukça büyük bitkiler çıktı ve bizi yemeye çalıştılar ama işin garip yanı dişleri yada bize zarar verebilecek bir şeye sahip değillerdi sadece o yumuşak ağızları ile bizi ısırmaya çalışıyorlardı.

Oldukça garipti. Bunlar olduğu sırada tekrar yer sarsıldı ve bu kar yağışı yerini sakin bir havaya bıraktı. Sonunda iyi bir şey olmuştu.

Bütün bu saçma olaylar silsilesi kulenin bütün ciddiyetini götürmüştü ama garip bir şekilde üzerimizde ki o gergin hava dağılmıştı. Bir süre daha ilerledik ve sonunda kayda değer bir şey bulduk.

Bir obelisk, üzerinde okuyamadığım bir dilde yazılar vardı.

Herkes merakla yaklaşıp obeliskin üzerinde ki yazıları incelemeye başladı. Gerçi Melia hariç birinin okuyabileceğini sanmıyordum ve öylede oldu. Melia yazıyı yavaş da olsa okuyabiliyordu, 12 dakikanın sonunda okumayı bitirmişti.

Hepimiz etrafında toplanmış merakla söyleyeceklerini bekliyorduk ve sonunda konuşmaya başladı.

'Öncelikle bu obelisk bir olayı anmak için yazılmış gibi ve bu olay Meravir'de olmuş bir şey değil sanırım nerede olduğuna gelirsek bilmiyorum bununla ilgili bir şey yazmıyor.'

Bu sözler üzerine Junko araya girip bir soru sordu.

'Bir yer hakkında bilgi vermiyorsa nasıl Meravir'de olmadığını söyleyebilirsin ki?'

'Yazanları söylediğimde anlayacaksınız. Her neyse iyi dinleyin ne yazıyorsa öylece size söyleyeceğim.

İyi dinleyin.

Unutulmamalı, unutmamalı, geleceğe aktarılmalı, aynı hata yapılmamalı, aynı acı çekilmemeli ama fitil bir kez ateşlendi onu söndürecek su yok.

Her şeyin sonunda gelecek ve geçmiş aynı an da yaşanacak, birbirine bağlanacak ve ardından sıfırdan başlayacak.

Durdurulmalı, durdurulmalı geçmişe bakılmalı, ders alınmalı, yaşanmamalı ve fitil ateşlenmemeli çünkü onu söndürecek bir su yok.

Bir dünya gördü, diğeri görmemeli ama diğerinde de fitil ateşlendi artık çok geç, artık çok mu geç?

Yoksa çoktan sıfırdan başladı mı?

13'lüden biri acıyı yaşadı, ayırt etmedi ne elf kaldı ne insan geriye, durdu ama tekrar başlayabilir.

Her şey unutturuldu her şey değiştirildi ve tekrar yazıldı.'

'Hepsi bu açıkçası bir şey anladığımı söyleyemem sadece abartılarla dolu bir yazı bana sorarsanız'

Duyduklarımız kesinlikle aklımızı kurcalamıştı ama ilerlemeye devam ettik bu sefer daha ilginç bir şeyle karşılaştık bir kuş kafesiyle içinde ise daha önce görmediğim bir tür vardı.

Yanına yaklaştık, parlak yeşil gözlerini bize çevirdi ve tanıdık bir sesle konuşmaya başladı.

'Sonunda geldiniz beni oldukça beklettiniz sıkılmaya başlamıştım. Hadi beni çıkarın bu kafesten, bir dakika bu şaşırmış suratlarınızı görünce bir şey atladığımı fark ettim. 

Benim ismim Rurururarirarirararu Rarurururira Raririra ve ben bir periyim gerçi küçük sevimli kanatlarımı ve bu ipeksi güzel yeşil saçlarımı ayrıca güzel yeşil elbisemi görünce anlamış olmalısınız.

İsmim oldukça uzun olduğu için ve siz bunu söyleyemeyecek kadar apt- yani üşengeç olduğunuz için sadece Riraru deseniz yeter'

Basitçe hepimiz aptalca ona bakıyorduk yani ne bekliyordu ki bütün bunları bir an da sindirip karşılık vermemizi mi? Her neyse onun sesi 1.katta bizimle konuşan sesle aynıydı. Bu yüzden onunla arkadaşça konuşmaya başladım.

'Peki Riraru, sen bizimle konuşup soru soran ve ödül veren sesin sahibisin öyle değil mi?'

'Güzel sesli olan öyle değil mi?'

'Evet'

'Evet o benim hihihih'

'Sen bir perisin demek, açıkçası onların gerçek olduğunu bilmiyordum'

'Senin kadar gerçeğiz'

'Tamam peki neden kafestesin?'

'Açık değil mi?'

'Hayır'

'Pufff peki açıklayayım beni zorla kat koruyucusu yapmak istedi ben de yapmayacağımı söyledim ama sonunda beni buraya hapsetti.'

'Kim?'

'9. Katta ki manyak'

'Anladım, peki 1.katta savaşırken bir gücün beni desteklediğini hissettim o sen miydin?'

'Desteklemek mi? O sadece işe yaramazların işi ben seni desteklemedim seni korudum, reflekslerini üst düzey hale getirdim, fiziksel gücünü arttırdım hatta ankayı seni kurtarması için daha öğrenmediği bir şeyi ona yaptırıp hepinizin hayatını kurtarmış oldum ve sen sormadan söyleyeyim, güçlendirmeleri diğerlerini yapamadım çünkü büyülerimiz uyuşmuyordu ama sen farklısın seninle uyumluyduk yani sen şanslı olandın çünkü benden yardım alabildin minnettar olmalısın'

'Teşekkürler Rariru'

'Riraru'

'Üzgünüm Riraru, seni o kafesten çıkaracağım'

'Elbette çıkaracaksın bu arada gelirken eğlendiniz mi bütün o şeyleri ben ayarlamıştım nasıldı?'

'Sen mi ? Peki sakinim, sakinim beni dinle peri şimdi fark ettiğim bir şey var madem bize yardım ediyordun neden bize o soruları sormak yerine direk bizi bir araya getirmedin?'

'Sizin iyiliğiniz için tabii ki, eğer daha erken birinci katta ki o manyak güçlü herifle karşılaşsaydınız tek sıkıntınız o olmayacaktı bir yandan onla savaşırken bir yandan da

Ghoul'lara, Cyclops'larla ve iskeletlerle de savaşmak zorunda kalırdınız. Fark ettiğiniz üzere birinci kat belirli aralıklarla hareket ediyor tabi hepsini fark edemezsiniz çünkü parça parça oluyor bu eylem,

işte bu hareketlerle saklanan gizli bir bölge var orası canavar kaynıyor eğer erken gitseydiniz onlar da orada olacaktı, ayrıca 1,2,3 de ki canavarlar da öldürülmezse birinci katın koruyucusunun yanına geliyor kısacası sizi başlangıçta dağıtmasam ne bilgi toplayabilirdiniz ne de 1.kattan sağ çıkabilirdiniz şimdi her şeyi öğrendiğinize göre bana tapabilirsiniz'

'Yani bizi sen dağıttın anlıyorum'

'Bu arada elflerin size 2.katta bir şey yerleştirdik falan demesi tamamen yalan daha önce kimse ikinci kata çıkamadı. Onların istediği şey benim ta bi siz merak edeceksiniz benden nasıl haberleri var çünkü 1.kata girdiklerinle onlarla konuştum. Kısacası istedikleri şey benim peki beni neden istiyorlar çünkü ben bir periyim'

'Özetle bu turnuvanın tek amacı Elflerin çıkarları öyle mi?'

'Aynen öyle'

'Seni çıkartacağım, bizimle geliyorsun değil mi?'

'Elbette ama Elfler beni almak isteyecektir'

'Endişelenme eğer böyle bir şey denerlerse acı çekmelerini sağlayacağım'

'Yuu'

'Melia?'

'Acı yeterli değil eğer inat ederlerse bağımsız bölgede bulunan herkesi gaza getirip bir tür isyan başlatırım. Sonuçta kimse kandırılmaktan hoşlanmaz'

Bu sözlerden sonra Melia sessizce kötü bir cadı gibi gülmeye başladı.

Sonrasında ise tabii ki 3.kata gitmeyi isterdik ama şu an ki durumumuz da bu oldukça tehlikeli olurdu hem zaten amacımıza ulaşmıştık şimdi uğraşmamız gereken başka bir sorun vardı.

Riraru'yu kafesten çıkardım asilce uçarak kafama oturdu ve bize iniş yolunu gösterdi.

Kısa sürede bir sorun çıkmadan kulenin çıkış kapısına gelmiştik asıl olaylar kuleden çıktıktan sonra başlayacaktı. Melia ve diğerleri büyü güçlerini toplamıştı.

Bana gelecek olursak büyü gücüm düzgün bir şekilde toparlanmamıştı sanki düşündüğümden daha büyük bir sorun var gibiydi ama bir şekilde bunu şimdilik görmezden gelmeye çalışacağım.

İlerlerken kılıcımın sesi zihnimde yankılanmaya başladı.

'HAHAHA İlginç şeyler yaşayacaksın benim aptal efendim büyünün ne kadar acımasız olacağını ilk elden öğreneceksin'

Sanırım bunu kaldırabilirim...

Devam Edecek






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr