Bölüm 127 Gösteri

avatar
1437 2

Yeşil Karga - Bölüm 127 Gösteri


Bölüm 127


'Kazeru kuleden çıkmadan önce bir şeyi açıklığa kavuşturalım, bir süre büyü yapma yoksa fazladan acı çekersin çok abartırsan da önce iyileşmen zorlaşır daha sonra büyü yapamaz hale gelirsin dikkat et'

'Riraru söylemene gerek yok daha önce bu konu da bilgilendirildim'

'Güzel düşündüğüm kadar cahil değilsin'

'Ben yeterince bilgili biriyim'

'Pupupupupu gerçekten mi?'

'Sinir bozucu bir gülme şekli belki de amacın budur?'

'Ooooo düşündüğümden daha akıllısın amacı fark ettin tebrikler'

'Rurururarirarirararu Rarurururira Raririra beni dinle normalde nazik biriyim ama az önce ölümden döndüğüm için biraz sinirliyim bu yüzden kes şunu lütfen'

'Saygımı kazandın Kazeru Yuuma demek tam ismimi söyleye biliyorsun ilginç birisin, sonunda kararımı verdim seni ilk müridim yapıyorum, onur duy'

'Artık tartışmak istemiyorum bu kadar yeter hadi şuradan çıkalım da sinirimi elflerden çıkarayım. Ayrıca bir aksiyon yaşandığında kafamda oturmazsan sevinirim'

'Elbette benim cahil ama akıllı müridim gerçi pek savaşmanıza gerek kaldığını sanmıyorum ama neyse çıkınca anlarsınız'

Sonunda Riraru'yla aramda geçen bu saçma konuşma bitti ve kuleden çıkmak için ilerleyecekken bu seferde Melia'nın kahkahaları bizi durdurdu.

' Ahyahahahahahahahah

Üzgünüm kendimi tutamadım ama o kadar komik bir konuşmaydı ki hem de sürekli ciddi takılan Yuu'yu bu şekilde görmek gerçekten komikti neyse hadi gidelim'

Evet sonunda gerçekten çıkıyoruz ama bütün ciddiyet dağılmıştı gerçi Junko biraz üzgün gözüküyordu, onu anlayabiliyorum güvendiği elflerin kendini kabul ettirmek istediği elflerin böyle bir şey yapması onun için kötü olmalıdır.

Geçitten geçtik ve tahmin ettiğimizden daha fena bir manzara ile karşılaştık.

Muhtemelen şehirde ki herkes şu an gözlerimin önündeydi hepsi buraya toplanmıştı, burası bağımsız bir şehir yani burada ki çoğunluk elf değildi ayrıca hepsi oldukça öfkeli gözüküyordu ama en öfkelileri bizim gibi bu yarışmaya katılmak için gelenlerdi.

Bizim çıktığımızı fark ettiklerinde herkes bize döndü ve bizden bir şey bekler gibi bakıyorlardı. Şaşkınlığımızı henüz atamamışken kalabalığın arasında bir grup bize doğru yönelmişti. Grup tanıdığım kişilerden oluşuyordu.

Olivya, Rias, Akeno, Koneko ve Aceline ama garipti, onların burada ne işi vardı ayrıca Aceline'nin onlarla ne işi vardı? Olivya adımlarını hızlandırdı ve karşıma dikildi.

'Gerçekten iyidin Kazeru bir anlığına endişelenmiştim ama o canavara karşı iyi savaştın herkesi koruduğun için sağ ol artık rahatlaya bilirsin çünkü ben buradayım, gerisini bana bırak'

'Nasıl biliyorsun?'

'Uzun hikaye daha sonra nasıl ve neden burada olduğumu konuşuruz.'

'Peki öyle olsun'

Konuşmamız sonlandığında Olivya arkamda duran Melia'ların yanına gidip onlarla konuşmaya başladı bu sırada Rias ve Aceline yanıma geldi.

Rias küçümseyici bir şekilde gülümseyip konuşmaya başladı.

'Yo aptal karga görüşmeyeli kendini birazcık geliştirmişsin'

'Neden bu şekilde konuşuyorsun? Her neyse merak ettiğim birçok şey var ama öncelikle Aceline senin burada ne işin var?'

Aceline yanıma yaklaştı ve cevap verdi.

'Beni hatırlıyorsun güzel, aslında ben Westford'la bağlı bir şövalyeyim ayrıca Olivya'nın çocukluk arkadaşıyım'

'Hmm bunu asla tahmin edemezdim, peki şimdi şu düştüğümüz durumdan kurtulmalıyız'

Bu sırada Rias şaşırdı ve araya girdi.

'Hey siz ikiniz birbirinizi nereden tanıyorsunuz?'

Rias merakla soruyu sormuştu ama umursamadan yanından geçip gittim arkasında ki kalabalığa doğru yöneldim.

Rias arkamdan öfkeli bir şekilde bağırıyordu 'Sırf bir kez beni yendin diye beni görmezden gelme aaaaa bana baksana seni aptal karga'

Ben yine de umursamadım ama Riraru beklemediğim bir şekilde umursadı.

'Hey seni budala kız benim köleme hakaret etme yoksa ilahi cezalandırılmaya katlanırsın'

Şimdi de kölemi oldum lanet olsun artık ona cevap vermek istemiyorum. Ben bu konuşmanın artık bitmesini istesem de Rias tam tersiydi.

'Budala mı? Kim olduğunu bilmiyorum ama kimse beni böyle çağıramaz'

'Budala kız'

'Sabrımı mı deniyorsun? Peki o zaman sen kazandın sana meydan okuyorum'

'Eeee gerçekten mi? Pupupu üzgünüm ama kabul edemem'

'Ne oldu korktun mu?'

'Doğruya sen budala birisin bu yüzden açıklama yapmam gerekecek, az önce konuşulanlardan anlaşılacağı gibi benim kölem seni yenmiş yani biraz düşün bu adam benim kölem, anlayabiliyor musun ben ondan çok daha güçlüyüm'

'Köle mi? Hayır anlamıyorum'

'Tahmin etmiştim bu kadar yeter Kazeru kov şu kızı'

'Kış kış'

'Aaaaaa benimle dalga geçiyorsunuz'

Tamam bu kadar dalga yeterli düzgün bir cevap vermeliyim.

'Rias daha sonra konuşabiliriz şu anda önemli bir şeyin ortasındayız zaten bütün ciddiyet yok oldu, lütfen daha fazla uzatma'

'Peki öyle olsun şimdilik bırakıyorum'

'Puhuhuhuhu'

Riraru'nun korkunç gülme şeklinden sonra kendimi kalabalığın karşısında dururken buldum.

Büyü ile bulunduğum yerdeki toprağı yukarı doğru yükselttim yaklaşık 10 metre uzunluğunda bir sütunun üzerinde kalabalığa hitap ederek konuşmaya başladım.

'Benim adım Kazeru Yuuma gökyüzü turnuvasını kazanan kişiyim, hepinizin neden öfkeli olduğunu çok iyi biliyorum ve anlıyorum. Muhtemelen şu an sizi sakinleştireceğimi falan düşünüyorsunuz hayır bunun için konuşmuyorum benim amacım size istediğinizi vermek yani öfkenizi çıkaracak bir şey bu yüzden buradan bizi büyü ile dinleyen elf kralına sesleniyorum eğer cesaretin varsa buraya gel ve konuşalım, bu şekilde her şeyi çözebiliriz sanırım, beş dakika içinde gelmezsen olası bir savaşa hazır ol çünkü gelmezsen istediğimi almak için her şeyi yaparım ayrıca yalnız değilim yanımda senin kelleni isteyen öfkeli bir ordu var. Seçim senin!!!'

Sanırım biraz fazla kendimi kaptırıp konuştum bu bir yana havalı gözükmek istemiştim ama Riraru saçlarımı üzerinde bir çeşit dans hareketleri yaparak beni övdü.

'Ooooo güzel konuştun kölem şimdi bekleyelim umarım ortaya çıkmaz'

Tabii ki bu konuşmada ciddi değildim, bu bir blöftü umarım yeterince inandırıcı olmuşumdur. Konuşmamın ardından gergin bir bekleyiş başladı. Dakikalar adeta saatlere eşit olmuştu.

Zaman çok ağır akıyordu. Büyük bir sessizlik vardı. 5 dakikanın sonuna yaklaşırken bütün şehirde bir ses yankılandı.

'Merhaba'

Büyük bir çoğunluk ilk başta durumu algılayamamıştı ama oldukça açıktı, kral uzak bir yerden büyü yolu ile bizimle iletişim kuruyordu.

'Bir kez daha merhaba duydum ki benimle görüşmek istemişsiniz'

Küstah bir şekilde konuşuyordu bende ona uydum.

'Sen de kimsin?'

'Elflerin Kralı Vlerian Olidiat Elmor Orien'

'Tuhaf bir isim, her neyse Orien biraz ciddi konulardan konuşalım'

'Basit biriyle konuşmaktan pek haz etmesemde bu seferlik katlanacağım'

'Ne konuşacağımızı biliyorsun öyle değil mi?'

'Elbette bu yüzden hiç uzatmaya gerek yok, periyi bize verin ve istediğinizi alın başka bir seçeneğiniz yok'

'Demek herhangi bir endişen yok kral'

'Değerli zamanımı boşa harcama çakma Kazeru Yuuma'

'Sinirlerimi bozman senin için iyi olmayacak'

'Yaptığın basit blöf gibi sen de basit birisin yapacağın seçim orada ki öfkeli aptalları ölüme götürebilir.'

Bir şeyler ters kendine biraz fazla güveniyor gibi bir planı olmalı

'Peri sizle gelmek isterse buna diyeceğim bir şey olmaz ama onu zorla alamazsınız'

'Onun ne kadar değerli olduğunu bilmeyen sizlerle olmasındansa zorla benim yanımda olması daha iyi'

'Keşke bu konuşmayı yüz yüze yapıyor olsaydık Orion belki o zaman seni ikna etmem daha kolay olurdu'

'İsteğin buysa insan'

Birden kendimi bir taht odasında buldum, bir ışınlanma büyüsü ile buraya taşındığım açıktı, Riraru'da artık kafamda değildi anladığım kadarıyla büyü sadece tek kişiyi taşıyan bir büyüydü.

Etrafım elf askerleri tarafından sarılıydı ve hemen karşımda elmastan bir tahtta oturan klasik bir elf görünüşüne sahip oldukça karizmatik olan Orion oturuyordu...

Devam Edecek






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr