Bölüm 128
Yine kendimi kötü bir duruma soktum bunu nasıl beceriyorum anlamıyorum her neyse madem buradayım, şimdi konuşalım.
'Orion sonunda karşılaşabildik hayal ettiğim gibi gözüküyorsun'
'Saçmalığı kes, yüz yüze konuşursak beni ikna edebileceğini söyledin hadi yap bakalım'
'Peki hmmmm aslında onu lafın gelişi söylemiştim'
'Benimle dalgamı geçiyorsun?'
'Sakin ol sinirlenmene gerek yok ve adamlarına da silahlarını indirmelerini söylersen çok sevineceğim, muhtemelen biliyorsun kuledeyken aşırı güç kullanımından dolayı pek savaşacak durumda değilim yani korkmalarına gerek yok'
'Durum buysa senin de korkmana gerek yok, bir şey yapmazsan onlarda yapmaz.'
'Anlıyorum, gayet mantıklı peki o zaman biraz ciddileşelim söyle bana periyi gerçekten neden istiyorsun?'
'Bunu bilmen gerekmiyor'
'Orion, bilgi bu dünyada ki en büyük güç, bunu sen de çok iyi biliyorsun yani bilinmemesi gereken bir şey yoktur.'
'Evet bilinmemesi gereken hiçbir şey yoktur sadece bilmemesi gereken kişiler vardır'
'Ağzın iyi laf yapıyor ama fikrim değişmedi peri, gönüllü bir şekilde gelmek istemediği sürece onu alamazsın'
'Onunla aranda bir bağ yok Persovil onu korumaktan vazgeç'
'Bir daha sakın bana öyle seslenme, Yuuki Persovil öldü. Ayrıca onu sevdiğimden korumuyorum hem onun korunmaya ihtiyacı olduğunu da sanmıyorum ama yanında olmak iyi bir fikir'
'Öldü mü? Tam karşımda duruyorsun Per--'
Bu aptal hala anlamıyor, Merry'i kaybettiğim gün Yuuki denilen kişi öldü. Artık öyle biri yok.
Tehditkar bir büyü bedenimden dışarı akmaya başladı, Orion şaşırmışa benziyordu ve konuşmasını kesti. Ben ise şu an oldukça öfkeliyim. Birkaç saniye sonra bütün büyüm dağıldı ve kalbimde inanılmaz bir acı hissetmeye başladım. Bağırmamak için kendimi zor tutuyordum.
Ayakta duracak gücüm bile kalmadı birden kendimi dizlerimin üstünde buldum.
'Aptal durumunu hala anlamadın mı? Büyü yapamazsın bedenin ve ruhun bunu kaldıramaz. Sınırı geçmek çok ciddi bir konudur bunu yapıp hayatta kalmak bile ciddi bir başarı ,Berlin seni iyi eğitmemiş olacak ki böyle şeyler yapıyorsun'
Hissettiğim acı ani bir şekilde geldi ve şimdi ani bir şekilde kayboluyordu.
'Sınırı aşmadan daha fazla güçlenemem Berlin bana bunu söyledi, ben de sınırı aşacağım ve ilerleyeceğim'
'Amacın ne? Ne için savaşıyorsun? Ne için ilerliyorsun? Ne için bu kadar şeye katlanıyorsun?'
Gerçekten bunu ciddi olarak pek düşünmedim ama sanırım bir cevabım var.
'En güçlü olmak için'
'Hahaah ciddi misin sen? Sadece bunun için mi?'
'Evet sadece bunun için eğer en güçlü olabilirsem her şeyi istediğim gibi değiştirebilirim'
'Sen gerçekten ciddisin sana bir öğüt senin gibiler her zaman kötü biri olma yolunda ilerlemeye başlar çünkü en güçlü olmak için sadece yolun tek şeridini kullanamazsın ikisini de kullanman gerekir.'
'Demek istediğini gayet iyi anladım peki bu kadar konuşmadan sonra kararın değişti mi?'
'Neden değişsin ki?'
'Haklısın'
'Periyi hala istiyorum'
'Orion periyi sana bırakma gibi bir niyetim yok ve olacağını da sanmıyorum ama bir çözüm yolu buldum sanırım, onunla seni konuşturabilirim ama onu alamazsın'
'Hmmmmm söylediğin şey fena bir fikir değil sanırım anlaşabiliriz'
'Ama bir şartım var Orion'
'Dinliyorum'
'Bana onu neden istediğini söylemelisin'
'Aslında bunu sana asla söylemezdim ama seninle yüz yüze konuştuktan sonra güvenilir biri olduğunu düşünmeye başladım belki de bilmende sakınca yoktur. Peki o zaman iyi dinle sadece bir kez söyleyeceğim ama önce bütün herkes dışarı!'
Tek bir sözüyle oda boşaldı artık sadece ikimiz ve kılıcım vardı. Orion sözlerine devam etti.
'Periler bizim dünyamıza ait varlıklar değiller bir geçitten geçip buraya geldiler, o geçit beyaz tahtın olduğu yer ve geçidi sadece periler açabilir'
'Peki devamı? Yani bu kadar mı?'
'Daha ne söylemem gerekiyor başka bir dünyadan bahsediyorum hiç merak etmiyor musun? O dünyada neler olduğunu, nasıl bir büyü türünün orada var olduğunu ve Teyton'ların yani en güçlü ırkın geldiği yeri'
'Teyton'lar mı? Onlar geçitten mi geldiler?'
'Evet ama işin garip kısmı onlar peri değildi o zaman geçidi nasıl açtılar yanlarında peri de gelmedi'
'Peki periye ne sormak istiyorsun?'
'Diğer ırkları yani kaybolanları'
'Düşündüğün şey Vell ve Teyton'ların diğer dünyada olduğu mu? '
'Evet'
'Yani sırf merakın için böyle tehlikeli bir turnuva düzenledin'
'Yanlış bir çıkarım yapıyorsun evet turnuvayı düzenledim ama birinci kata bir bariyer koydurdum, gücü yetmeyen hiç kimse o birinci katta ki süper güçlü şeyle karşılaşamazdı sadece gerçekten güçlü olanlara bariyer etki etmez'
'Anlıyorum peki Orion anlaştık'
Anlaşmamıza rağmen Orion birazcık endişeli gözüküyordu.
'Çok sevindim, şimdi senden küçük bir ricada bulunacağım arkadaşın Melia şu an burayı hedef almış olan çok güçlü bir büyü hazırladı ama beklemede duruyor yani ona durmasını söyler misin? Yok olmak istemiyorum'
'Hahah peki halledeceğim'
Demek Melia yüzündendi. Oldukça mantıklı.
'Son bir şey daha Kazeru, Meravir'e büyük bir felaket yaklaşıyor ve ne olursa olsun durmayacak bunlar kahinimizin sözleri ayrıca sizin grubunuz hakkında da bir şeyler söyledi.'
Garip, neden bizim grubumuz hakkında bir şey söyledi ki? Bu bir yana fazla bilgiden zarar gelmez.
'Dinliyorum'
'Grubunuzun şu an sizinle olmayan üyesini çabuk bir şekilde bulmalısınız yoksa bir daha onu göremezsiniz ayrıca bahsettiğim felaket---'
'Felaket için zamanım yok eğer kahininizin dediği doğruysa şu an farklı bir önceliğim var demektir. İşleri hızlandıralım.'
Konuşmamızdan sonra Melia'ların yanına olabildiğince hızlı bir şekilde döndüm, önce Riraru ile konuştum ve onu Orion ile konuşması için bir şekilde ikna ettim. O gittikten sonra Melia'lara Orion'nun söylediklerini aktardım.
Onlarda benim gibi Felina'nın başının dertte olduğunu düşündü. Riraru dönene kadar hazırlıkları yaptık. Kuzeye gidecek olanlar Ben, Melia, Reiko, Olivya ve Riraru olacaktı, ejderhayı ve ankayı Junko'ya bıraktık gerçi ejderhayı ikna etmesi epey zor oldu ama daha zor olan bir şeyde Rias ile Junko'yu ikna etmekti. Bir şekilde hepsini ikna ettik Junko Rias'larla beraber kalacaktı. Aslında Riraru'yu da almak istemezdim ama onu bırakabileceğim kimse yok yani kimseyle gitmez anlamadığım bir şekilde bana bağlandı.
Unutmadan kızgın kalabalığın önüne bizzat Orion çıkıp durumu açıklayarak özür diledi bir şekilde sakinleştirmeyi başardı. Ayrıca yürüyerek gitmek çok uzun süreceği için bize 3 tane pegasus verdi.
Dağlara kadar bizi götürebileceklerini ama daha ileri gidemeyeceklerini söyledi. Bu yeterliydi gerisini kendimiz halledebilirdik.
Hızlı bir şekilde yola koyulduk, Kuzeye doğru, Felina ya doğru...
Devam Edecek
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..