Bölüm 201

 Bir rüya gördüm gerçi gelecekten bir sahne demek daha doğru olur sanırım. Kendi ailemin ölümüne neden olduğum bir sahne başlangıcı ne bilmiyorum ama sonu gözlerimin önünde gerçekleşti. Gri cadı Alvoran'na katılmam bana ün getirdiği gibi birçok düşman da kazandırdı. Henüz kimsenin ailemi bilmediğine eminim. Sonuçta Yeşili yani en iyi arkadaşım Ae'yi bile onlarla tanıştırmadım. Ne kadar dikkat edersem edeyim birileri onları bulacaktır bu yüzden çok geç olmadan müdahale etmek doğru seçim olacak. Her ne kadar bunu istemesem de gecenin bir yarısı ayakta olmamın nedeni bu.

Annem de babam da hemen karşımdalar ve güzelce uyuyorlar. Yavaşça yanlarına eğildim.

'Her şey için teşekkürler.'

Sözlerimden sonra bedenlerini saran büyüm direk hafızalarına saldırdı ve beni hafızalarından söküp attı. Aynı şeyi küçük kasabama da yaptım. Artık bu evim dediğim yerde kimse beni hatırlamayacak. Ne olur ne olmaz diye burayı gözleyeceğim ama bir sorun olacağını sanmıyorum. 

Görüşüm bulanıklaşıyor. Gözümden yanağıma süzülen sıcak sıvı bana gereken cevabı veriyor. Güçlü olmalıyım. Bunu onları korumak için yapıyorum. Kasabadan çıkıp rastgele bir yöne yürümeye başladım. Gökyüzünden aşağı süzülen Bell yanıma indi ve benimle yürümeye başladı. Başını bana yaklaştırıp yanağını yavaşça yanağıma sürttü.

'Hahhaha'

'İyiyim Bell merak etme'

Sessizce bana eşlik etti. Gün doğana kadar yürüdük ve büyük bir ağcın gölgesine sığınıp yattık. Tüyleri o kadar pofuduk ve yumuşaktı ki kafamı ona dayayarak yatmak iyi bir uyku çekmemi salıyordu ama geleceği bana özellikle uyuduğum zamanlarda gösteren bu güç hayır lanet uykumu sürekli bölüyordu. Neyse ki her gün böyle değildi. Ayda 10-11 kez oluyordu.

(2 Yıl sonra)

'Ae iyi misin?'

Savaş alanına dönmüş bir yerdeyiz ve Ae bile nefes nefese ama kazanan biziz.

'İyiyim.'

Yere düşen yeşil cadı şapkasını takıp bana döndü.

'Sen iyi misin?'

'Tabii ki de iyiyim. Teyton bile olsalar sadece 2 tanesi ikimize karşı kazanamazdı.'

'Hahaha Haklısın. Yine de bu durum giderek ciddileşiyor nu ilk değildi ve son olmayacak.'

'Alvoran onlarla anlaşmaya çalıştı ama sanırım pek şansımız yok yine de garip bir şekilde bizi ciddiye almıyorlar.'

'Evet farkındayım.'

3 ay önce Teyton'lar bizle iletişime geçti ve bize bir teklif sundular. Onlar için çalışmamızı istediler tabii ki reddettik ama peşimize takıldılar. Cadılar olarak son 3 ay da 37 tane teyton öldürdük. Nedense hep eşit sayıda oluyoruz. Garip bir şeyler oluyor ama ne olduğuna emin değilim. Bu bir yana saçlarım biraz fazla uzadı sanırım bir ara kesmeliyim.

'Şimdi ne yapıyoruz Ae?'

'Eve gidip biraz çay içmeye ne dersin?'

'Ahaa kulağa güzel geliyor ama mavi yani Aria'nın yaptığı gibi bana tuzlu çay vermeyeceksin değil mi?'

'Henüz o seviye de değilim yani hayır.'

Ae'nin rahat ifadesi birkaç saniye de gergin bir ifadeye dönüştü. Ne oluyor bir şey hissetmiyorum.

'AİKO DİKKAT ET'

Beyaz bir büyü hüzmesi bana çarpmak üzereyken bir ses daha yankılandı.

'LİMERİOR'

Saydam bir bariyer hemen önümde belirdi. Ae'nin özel büyüsü beni kurtardı ama ne oluyor kim saldırıyor. Gökyüzünde biri hava da duruyordu arkasında ki güneş yüzünden kim olduğunu anlamak imkansız ve en önemlisi onu görmeme rağmen büyü hissetmiyorum. Neden?

'Aiko bir şey hissetmiyorsun değil mi?'

'Evet'

'Anlıyorum. Geri çekil'

Ae bizi tepeden bakan kişiye gözlerini dikip haykırdı.

'LİMERİOR YAMİ NO CAGE'

Kara alevlerden oluşan bir kafes bize saldıran kişinin etrafını sardı ama kafes birkaç saniye sonra bir büyü tarafın yok oldu. Beyaz bir büyü canlı gibi hareket ediyordu ve beni hedef alarak ilerlemeye başladı. Son savaştan dolayı büyüm az ama bir şeyler yapmalıyım. Kalan büyüm bir yılan şeklini alıp üzerime gelen saldırıyla çarpıştı ama değer değmez toz gibi dağılıp kayboldu.

Başka bir şey yapamam.

'LİMERİOR HİKARİ NO PROTECTİON'

Beni öldürmek için gelen büyü etrafımı kaplayan beyaz bir büyüyle çarpışıp yok oldu ama beni koruyan büyü de yok oldu. Ae zar zor nefes alıyor gibiydi çok fazla büyü gücü harcadı ayakta olması bile mucize sayılır. Ben ise dizlerimin üstündeyim ve hareket edecek gücüm kalmadı.

'Çaban övgüye değer yeşil ama anlamsız'

Bize saldıran kişinin bir erkek olduğunu anlayabildik.

'Madem bu kadar dayandınız o zaman kendimi tanıtayım Teyton'ların kralından sonra ki en yetkili kişisiyim.Güç olarak en güçlülerden biri olmasam da fena değilim. İsmimi bilmenize gerek yok ah ve unutmadan şu ana kadar öldürdüğünüz kişiler pek de ölü sayılmaz.'

Ae derin bir nefes alıp birkaç adım ileri ilerledikten sonra cevap verdi.

'O zaman neden buradasın Teytoncuk'

'Büyü gücü neredeyse tükenmiş biri için fazla özgüvenli konuşuyorsun cadı.'

'hahahaha gerçekten bana ya da Aiko'ya zarar vermene izin vereceğimi mi düşünüyorsun?'

'Aslında sadece Aiko'yu ortadan kaldırmak istiyorum. Yani karışmazsan buradan yürüyerek ayrılabilirsin.'

'Boş konuşuyorsun Teytoncuk.'

'İlginç senin gibi kendinden başkasını umursamayan biri başka biri için hayatını tehlikeye atmaya hazır. Onu bu kadar değerli kılan ne merak ediyorum ama bu işi fazla uzatmaya gerek yok.'

Ae şapkasını düzeltip bana döndü.

'Ciddileşmeyi sevmiyorum ayrıca yorucu oluyor ama sanırım başka şansım yok.'

Neden bahsediyor zaten tüm gücünü kullanıyordu.

'Şimdi göreceğin halimi cadı formu olarak çağırmaya karar verdim Aiko aklında bulunsun.'

Sözlerinden sonra bir tür kilit açılma sesi kulağıma çalındı ve yeşil bir ışık karanlığı yararak yayılıyordu. Gözlerimi kapadım ve birkaç saniye sonra açtığımda. Bir çift devasa kanat Ae'nin arkasındaydı. Büyüden oluşan yeşil kanatlar sanırım karga kanatları ama çok daha görkemlisi. Kıyafetleri ve cadı şapkası da yeşil bir büyüyle parlıyordu. Gözleri açık yeşil bir parıltıyla kaplıydı.

Şimdi ne olacak?

Teyton hmmm ortadan kayboldu.

'Arkanda Ae'

Çok geç

ne?

Zaman durmuş gibiydi. Hey şey yeşil tonlarla kaplıydı. Teyton hemen Ae'nin arkasındaydı ama o da kıpırdamıyordu. Ae yavaşça arkasını döndü gülümsüyordu. Sağ elini Teyton'nun başına koydu.

'Umarım cadı zamanımı beğenmişsindir çünkü göreceğin son büyü bu olacak.'

Boşta olan sol elini şıklattı ve her şey normale döndü.

Teyton ise içten patlamış bir şekilde parçalanıp dağıldı.

'Ae yaptığın neydi?'

Konuşmak zor geliyordu şaşkınım ve korkuyorum. Ae'nin formu yavaşça bozulurken cevap verdi.

'Söyledim ya cadı zamanı'

Nasıl? Böyle biri düşmanım olursa nasıl kazanacağım?

'Bu Alvoran'nın verdiği güçten gelen bir şey mi?'

'Evet ama gözüktüğü kadar mükemmel değil birçok problemi var ama bu güçlü bir büyü olduğu gerçeğini değiştirmiyor.'

'Peki bu parçaladığın kişinin öldüğüne emin miyiz?'

'Nasıl bilmiyorum ama sanırım gerçek bedenleriyle savaşmıyorlar tabii ki bu sadece bir varsayım. Öğreneceğiz.'

'Peki şimdi ne yapıyoruz?'

'Bir toplantı yapmamız lazım sanırım planı hayata geçirme zamanımız geldi.'

'Hangi plan?'

Ae gülümsedi.

'Teyton'lardan kurtulmakla ilgili olan planımız.'...

Devam Edecek