Bölüm 206
Parça 1
'Hmmmmmm'
'Hmmmmmmmmmmmmmmmm'
Nerede olduğunu anlamak için etrafı dikkatlice süzerken birkaç saniye içinde karanlık ormanda olduğunu anladı.
'Neden böyle bir yere bıraktılar ki beni?'
Kulağına çalınan ayak sesi iç güdülerini tetikledi. Uğursuz ağaçların arasından çıkıp gelen siyah pelerinli adam şaşkınca konuşmaya başladı.
'Burada biriyle karşılaşacağımı beklemiyordum. Yolunu mu kaybettin?'
Kadın imalı bir ifade takınıp cevap verdi.
'Şu tesadüfe bak, Reynold'u yanlış hatırlamıyorsam.'
Reynold'un şaşkınlığı daha da arttı.
'Kimsin sen?'
'Sadece basit bir tanıdık, evet basit bir tanıdık tabi küçük bir detay var ama'
Göz açıp kapayıncaya kadar Reynold'un boğazını tek eliyle sıkıp yavaşça havaya kaldırırken devam etti.
'Yıllarca bir kulenin dibinde karanlık bir yerde çürümeye ve yalnızlığa bıraktığın basit bir tanıdık.'
Reynold çırpınırken cevap verdi.
'Lanetli kılıcın içindekisin'
'Ah ne kadar zekisin sen öyle'
Cevabından sonra Reynold'u yakında ki bir ağca fırlattı. Çarpmanın etkisiyle ağaç parçalandı ve bir kısmı Reynold'un üzerine düştü. Ağaç normalden daha zayıf olduğunu için pek zarar vermedi.
Kadın mırıldandı.
'Aptal efendimden birkaç numara kapmışım. Bedenim hepsini biliyor gibi hissediyorum. O kadar süre beraber savaşınca normal sanırım.'
Bakışlarını yerden yavaşça kalkan Reynold'a çevirdi.
'Cevap ver bakalım burada ne yapıyorsun?'
'Ağcı diriltmek için buradayım.'
Kadın cevap verecekti ama durdu. Birkaç saniye düşündü ve cevap verdi.
'Direkt bir cevap her zaman güzeldir ama ağcı diriltebileceğinden fazla emin duruyorsun bir sebebi var mı?'
'Yapmak zorundayım eğer geçmişte verdiğim sözleri tutmak istiyorsam tek yolu bu'
Kadın sessizce mırıldandı.
'''Umudun pençesine düşmüş bir aptal daha demek'''
Kadın çevresine bakıp cevap verdi.
'Efendimi yani Yuuma'yı arıyorum nerede olduğunu biliyor musun?'
'En son adada gördüm ondan sonrasını bilmiyorum'
Kadın düşünmeye odaklandı ve Kazeru'nun diğerleriyle bir araya gelemeye çalışacağına emindi ve bir sonuca vardı.
'En uzakta ki kişi Olivya olmalı yani garip bir olay olmadığı sürece son durağı orası olmalı. Söyle bana Westford'ların bölgesi ne tarafta?'
Reynold pelerininden bir parşömen çıkardı.
'Harita detaylı bir şekilde çizili rahatlıkla yolunu bulabilirsin, sanırım.'
Haritayı alan kadın açıp inceledi. Güzel bir el çizimiydi oldukça detaylıydı ama karmaşık değildi her şey kolaylıkla anlaşılıyordu kullanılan farklı renklerin büyük bir payı vardı bunda.
'Harita oldukça güzel hayatı bağışlıyorum.'
Kadın bir kez daha etrafı süzdü ve gülümsedi.
'Yeterince zaman kaybettim gidiyorum.'
Haritaya bir kez daha bakıp yola koyuldu.
Reynold rahatlamış bir şekilde kadının gidişiniz izlerken karanlık ormanın içini aydınlatarak ilerleyen bir büyü ışını kadına çarptı. Kadın sol eliyle yaptığı bariyer büyüsüyle kendini rahatça savundu. Gözlerini devirip konuşmaya başladı.
'En azından azıcık aklın var diye düşünüyordum ne vardı yani gitmemi bekleyip istediğini yapsan, sana ne güzel izin verdim ama sen ne yapıyorsun bana saldırıyorsun. Neyse en azından yüz yılların hamlığını atmama yardımcı olursun.'
Cevap yoktu. Kadın devam etti.
'Azul'un adamlarından biriysen burada olmanın nedeni oldukça açık. Reynold git işini hallet.'
Reynold bu teklifi sorgusuz sualsiz kabul etti ve koşmaya başladı.
'Şimdi karanlık ormanın içinde saklanan korkak dostum acı çekmeye hazır ol.'
Parça 2
Karanlık orman en aydınlık gününü yaşıyordu. Beyaz büyü ışınları birer ok gibiydi ama düz gitmiyorlardı yön değiştirip farklı yönlerden hedeflerine ilerliyorlardı.
Kadın hiç zorlanmadan bunları durdururken konuşmaya başladı.
'Boşa çabalıyorsun tabi amacın beni oyalamak değilse'
Kadın iki eli iyice açıp bağırdı.
'HADİ GÖSTER KENDİNİ'
Cevap yoktu, sessizlik ormanı tekrar ele geçiriyordu ve karanlık tekrar yükselmişti bile. Kadın etrafı süzüyordu ama o kadar karanlıktı ki uzağı görmek çok zordu. Ayaklarının altından bir çatırdama sesiyle irkilip kendini geri attı. Yer altından yükselen şey bir insana benziyordu kadın hiç fırsat vermeden büyü topunu fırlattı. Bunu yaptığı sırada hemen arkasında da bir şey hissetti, hızla arkasına dönmek için hamle yaptı aynı an da sağ elinde büyü topu oluşturdu. Döner dönmez fırlatıp arkasında şeyi parçalara ayırdı. Taş parçaları etrafa saçılıyordu ilk vurduğu şeyinde taştan bir yem olduğuna emindi. İki tane şaşırtmacaya rağmen gerçek bir hamle yoktu arkasında ki anlamı kavramaya çalışırken gözlerinin önünde biri belirdi. Adeta yoktan var olmuştu ve elinde ki hançeri kadının kafasına saplamasına ramak vardı ki büyük bir güçle geri savruldu. Su da seken bir taş parçası gibi yerde sekip güçlü bir ağaca çarptıktan sonra anca durabildi. Kadın bir ışık küresiyle etrafı biraz aydınlattı. Siyahlar içinde ki kişinin bir erkek olduğuna emindi. Adam çarpmanın etkisi hiç olmamış gibi hızlıca olduğu yerden kalkıp yere düşen hançeri alıp saldırı pozisyonuna geçeceği sırada sol elini hareket ettiremediğini fark etti ve
'AAAAAAAAAAAAAAAAAAA!!!'
Acı bir çığlıktı ama uzun sürmedi nedeni ise basitti. Kadın adamın sol kolunu dirsekten tutup sadece sıkarak kemiklerini parçaladı ve adamı bıraktı.
Acıyla yere kapaklanan adama bakıp gülümsedi.
'Azul ağcın gücünden falan korkuyor olmalı buraya birini yolladığına göre hem de akıllı birini. Başından beri büyüyle saldırıp sanki yakın dövüşçü değilmişsin gibi davrandın ama yemezler.'
Tatmin olmuş bir ifadeyle gülümsüyordu kadın.
'Şimdi seninle ne yapsam acaba?'
Sözlerinden sonra adam ortadan kayboldu.
'Ahhh aptal ben fazla dikkatsizlik ettim. Işınlana bildiğini anlamış olmam gerekiyordu ahhh gerçekten paslanmışım. Bir daha karşıma çıkacağını sanmıyorum gitmeliyim.'
Bir an aklına efendisi geldi ve onunda böyle aptallıklar yaptığı hatırlayınca gülümsedi.
'Paslanmaktan çok negatif etkilendim sanırım.'
Bunu bir kenara bırakıp nasıl hızlı bir şekilde gidebileceğini düşünüyordu ama aklına farklı bir şey geldi.
'Mühürden falan bahsettiler ama pek de farklı hissetmiyorum. Neyse anlayacağız.'
Bir süre sonra karanlık ormandan çıkıp yükselen güneşe selam verdi.
'Efendim gibi ışınlanamam ama daha basit bir şey yapabilirim.'
Sağ ayağını yere sertçe vurdu ve altında ki toprak yükselmeye başladı.
'Bunu yapmayalı uzun zaman oldu eğlenceli olacak.'
Altında ki toprak ileriye doğru hareket etmeye başladı hem de çok hızlı bir şekilde. Kadın adeta toprakta sörf yaparak hedefine doğru hızla ilerlemeye başladı.
'Senin için geliyorum, EFENDİM!!!'
Devam Edecek
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..