Bölüm 205
Parça 1
'Yuu gerçekten iyi misin?'
Melia'nın endişeli ifadesini fark eden Yuu derin bir nefes aldı. Kendini topladıktan sonra cevap verdi.
'İyiyim sadece size anlatmam gereken şeyler var ama şimdi değil Olivya ile de buluştuğumuz da hepinize anlatacağım.'
Yuu'nun ifadesi ciddiydi gördüklerinin Rüya olmadığını da biliyordu nasıl bunları görebildiğinin cevabı ise gördüklerinde gizliydi. Bu Yuu'nun bir varsayımıydı. Aiko'nun ruhunun bir parçası onun içinde yaşıyordu ondan ayrı bile olsa yine de ona aitti bu yüzden her şey parça parçaydı ama olayları açıklamaya yeterliydi. Sol omzunda uyuyan Reiko'ya bakıp gülümsedi ve Melia'ya döndü.
'Melia, teşekkürler'
Melia bir anlık şaşkınlığın ardından cevap verdi.
'Ne için teşekkür ettiğini bilmiyorum ama hakkettiğime eminim. Hihihi'
Kazeru Melia'nın cadı şapkasına uzandı ve düzeltirken cevap verdi.
'Evet kesinlikle haklısın.'
Melia'nın sevimli suratı birden hüzünlendi Kazeru şapkadan ellerini çekerken ellerinden birini iki eliyle sıkıca tuttu.
'O cadı yani Melri ona kaybettiğimden beri tam anlamıyla kendime gelemedim. Ne zaman büyü yapacak olsam aklıma geliyor ve bu beni güçsüz düşürüyor. Söylesene Yuu, her zaman kendinden daha güçlü kişilere karşı savaştın nasıl buna devam edebildin?'
Bu kadar ciddi bir soru beklemediği için afalladı bir süre düşünmenin ardından cevap verdi.
'Bilmiyorum. Sadece sürünmeye devam ettim ama sürünsem bile ilerlemeyi kesmedim. Ne kadar aşağılansam da ne kadar gururumun zedelendiği anlar olsa da bakışlarımı kaçırmadım, başımı eğmedim ve hala bunu yapmaya devam ediyorum.'
'Açıkçası benim gözümde muazzam birisin en başından beri bu hiç değişmedi.'
Kazeru gülümsedi.
'Sende benim gözümde aynısın her zaman parıldayan her zaman gülümseyen ve her zaman güçlü bir şekilde ayakta duran bizim kısa boylu cadımızsın.'
'Hey hey hey son üç kelimeye kadar her şey güzeldi ayrıca genele baktığımız da boyum gayet iyi.'
'Grubumuza göre gayet kısa'
Melia yanaklarını şişirerek somurttu.
Melia'nın bu her zaman ki tavırları Kazeru'ya huzur veriyordu. Bakışlarını ufka çevirdi ve sessizce mırıldandı.
'Sağol Aiko abla'
Parça 2
Yolculuğun sonunda Westford'ların topraklarına iniş yapmayı başardılar ve kısa süre de Olivya ile buluşmayı da başardılar en büyük nedeni bir ejderhanın fazla dikkat çekiyor olmasıydı.
'Hahahah Sonunda tekrar bir aradayız gerçi nedenin daha iyi olmasını isterdim ama iyi ya da kötü şu an bunun önemi yok.'
Toplandıkları bir odada dikdörtgen bir masanın etrafında oturuyorlardı.
Kazeru sözü alarak konuşmaya başladı.
'Konuşulacak çok şey var biliyorum ama önce bir şeyler anlatmalıyım. Geçmiş, şimdi ve gelecek hakkında.'
Saatler ilerlerken Kazeru bildiği her şeyi anlattı. Kendi hakkında, Aiko hakkında her şeyi.
Reiko göz yaşlarını silip konuşmaya başladı.
'Bu çok fazla herkesin hafızasını değiştirmek, senin başına gelenler ve daha birçoğu, anlamıyorum nasıl, nasıl biri bu kadar şey yaptıktan sonra hala devam edebilir.'
Felina cevap verdi.
'Bunun anlamı bildiğimiz her şey çoğunlukla sahte muhtemelen büyük savaşta öyle.'
Olivya ikiz kılıçlarını çıkardı.
'Sanırım Mei ve Mai bizi aydınlatabilir.'
Kılıçlardan ses çıkmıyordu. Melia konuşmayı devam ettirdi.
'Ya da aydınlatmazlar'
Kazeru gülümsedi.
'Şimdi fark etmem aptalca ama Mei-Mai iyi misiniz?'
'İyiyiz usta'
Senkronize bir cevaptı.
'Beni öyle çağırmayın sizin ustanız uzun zaman önce öldü aynı kişi değilim.'
'Evet kesinlikle farklısın ama özünde hala aynı kişisin bu yüzden hala ustamızsın.'
Senkronize bir cevap daha Kazeru'yu gülümsetti.
'Siz ikiniz isteyerek mi mühürlendiniz?'
'Aiko yani mor cadı bize bir teklif sundu seni tekrar görebileceğimizi söyledi biz de kabul ettik hepsi bu'
Olivya konuşmaya katıldı.
'Sizi bölmek istemem ben sorunca neden cevap vermediniz?'
'Madem artık ustamız bizi hatırlıyor onun sormasını istedik.'
Senkronize cevapları devam ediyordu.
'Hmmmmmmm anlıyorum öyle olsun bakalım.'
Olivya'nın imali cevabından sonra Kazeru devam etti.
'Serbest kalmak istiyor musunuz?'
'Tabii ki evet ve istediğimiz an kalabiliriz ama o zaman büyük bir güç kaybı olur çünkü bu formdayken alevlerimiz tam olarak büyü değil bu yüzden Azul tarafından emilemez yani ona karşı epey avantajımız var ama serbest kalırsak bu özellik kaybolacak. Bizi özlediysen kendimizi gösterebiliriz.'
Kazeru'nun cevabını beklemeden alevden oluşan iki silüet kısa sürede insan formunu aldı. Beklenmedik şekilde koyu mavi saçları ve pembemsi gözleri vardı. Birinin kahkülleri sağ toplanmışken diğerinin ki solaydı. Orta uzunlukta saçlar güzel yüzlerini daha da öne çıkarıyordu. İkizler ani bir hareketle Kazeru'ya sarıldılar. Kazeru doğal olarak sarılarak karşılık verdi onları tam olarak anlamıyordu ama ne hissettiklerini yüzlerinden rahatlıkla anlıyordu.
'Sakin olun bundan sonra buradayım madem beni aynı kişi olarak görüyorsunuz o zaman özür dilememe izin verin sizi yalnız bıraktığım için.'
İkisi sarılmayı bırakıp başlarını öne eğip cevap verdiler.
'ASIL ÖZÜR DİLEMESİ GEREKEN BİZLERİZ HEM SANA GEÇMİŞTE YARDIM EDEMEDİK HEMDE BU ZAMANA KADAR HİÇBİR ŞEY SÖYLEMEDİK.'
'Aiko bunu istedi öyle değil mi?'
'Evet'
'Sorun değil doğru olanı yaptınız '
Konuşma devam ederken Riraru Kazeru'nun saçlarının arasından çıkıp esnedi.
'Hmmmm biraz uyudum ve bir sürü şey olmuş gibi hissediyorum. Her neyse zaten kulumun aklından her şeyi okuyabiliyorum.'
Bütün gece konuşma devam etti.
Öğlene doğru ufukta bir pegasus gözüktü. Avenir ve Junko pegasusun üzerinde ki kişilerdi.
Parça 3
Taştan yaptığı tahtta oturan kendinden emin ve küstah bakışlı kadın ayak ayak üstüne atıp karşısında gerçek bir tahtta oturan Teyton kralına cevap verdi.
'Yani diyorsun ki kuleler hakkında, Meravir hakkında bir çok şey söyleyip duruyorsun ama bunlarla ilgilenmiyorum. Sadece şu geçidi açında artık gideyim.'
Kral iç çekip cevap verdi.
'Şartları kabul edersen tabii ki'
'Ne istiyorsun?'
'Birinci olarak her şey bir düzene girdiğinde Meravir'de bize karşı alınan olumsuz tavırları ortadan kaldırmanı,
İkinci olarak kuleleri bitirmeye herkesi teşvik etmeni şu an da neredeyse kimse denemiyor,
Üçüncü olarak teyton gücünü mühürleyeceğiz hepsi bu'
'Ahahaahahahahah'
Kadın delice bir kahkaha atıp cevap verdi.
'Üzerine çileğini de koyup Meravir'i altın tabakta size sunmamı da ister misiniz? Hem neden kendiniz denemiyorsunuz?'
'Çok basit sizin dünyanızda gücümüz kısıtlanıyor çünkü büyü kalitesi oldukça düşük bu yüzden tam gücümüzü kullanmıyoruz bu da soruna neden oluyor'
'Ov anlıyorum yani korkuyorsunuz'
'En son korku mu çok çok uzun zaman önce yaşadım o günden beri bir kez bile korkmadım. Ayrıca daha ismini bile söyleyemeyen biri için fazla öz güvenin var.'
Kadının bakışları ciddileşti.
'Ne demek istiyorsun?'
'Biliyorsun ama söyleyemiyorsun. Hissediyorsun ama gösteremiyorsun. Görüyorsun ama duyamıyorsun.'
'Afilli sözlerine zamanım yok korkak kral açık konuş'
'Bu bir yana Teyton güçlerin olmadan bile oldukça güçlüsün ayrıca eşsiz bir varlıksın sadece yarı teyton için olduğundan söylemiyorum. Gerçekten eşsizsin istesek bile senin gibi bir varlığın ortaya çıkması imkansıza yakın.'
Kadın elini sertçe taştan tahtının kenarına vurdu.
'Ne demek istiyorsun?'
'Zamanı geldiğinde anlayacaksın ismini çağırabilecek cesaretti biri ortaya çıkarsa her şeyi anlayacaksın şimdi gitme zamanın geldi 1. ve 2. şart bir yana 3. kesinlikle olmak zorunda'
Kadın cevap vermek istediğinde bedenine keskin bir acı saplandı. Gücü emiliyor gibi hissediyordu.
'Endişelenme yakında kendine geleceksin ve kendine geldiğinde Meravir de olacaksın'
Kadın bir şeyler yapmak istedi ama gücü kalmamıştı.
'İyi şanslar'...
Devam Edecek
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..