Bölüm 217 Davetsiz

avatar
548 2

Yeşil Karga - Bölüm 217 Davetsiz


Bölüm 217

Parça 1


Yoğun bir mücadeleden sonra gücü tükenen Melia kendini yere bıraktı. Melri ise iç çekip bir ağaca yaslandı. Melia biraz soluklandıktan sonra Melri'ye döndü.


'Hmmm şimdi düşününce biz burada zaman harcarken ya bir şeyler oluyorsa gerçi fark ederdik ama yine de bir ihtimal.'


'Endişelenme 1 haftamız var.'


Melia şaşkınca bakarken Melri devam etti.


'Ustama bir büyü yerleştirdim bu sayede onu izliyorum ve duyabiliyorum. Özet geçmem gerekirse Azul onunla görüşmek istedi o da perisini ve şu sinir bozucu kadını alıp gitti. Biraz konuştular birkaç olay daha ve ustamın atarlanmasıyla son bulun bir konuşma oldu. İşin sonunda bir hafta zaman ve bariyeri kaldırmanın yolunu öğrendiler.'


'Anlıyorum.'


Melia biraz düşündükten sonra konuşmaya devam etti.


'Hazır dinlenirken bana eskileri biraz anlatır mısın? Annem hakkında, cadılar hakkında ve Kazeru hakkında.'


Melri birkaç saniye duraksadı ve cevap verdi.


'Mor cadı yani annen cadılar arasında en güçsüz olan en güçlü olan ise yeşildi. İkisi çok iyi anlaşıyordu en iyi arkadaş diyebileceğin türden bir anlaşma belki de daha fazlası emin değilim. En güçsüz cadı tüm cadıların sonu olmakla kalmadı yeni bir çağ başlattı. Bildiğim her şeyi anlatmaya kalksam burada yaşlanırız o yüzden detay istiyorsan annene sormalısın. Ustama gelince o en güçlüydü. Herkes den her şeyden daha güçlüydü. Eğer bir yaratıcı varsa onun yer yüzünde ki yansıması ya da gölgesi diyebiliriz sanırım. Teyton'ların bile korktuğu bir varlıktı. Yapay bir insan. Simya terimiyle Homunkulus. Bütün o güce rağmen nazik ve iyi niyetli biriydi ama işin sonunda onun gibi bir varlık bile o gücün baskısına dayanamayıp akıl salığını kaybetti ve öldü. Bütün olanlar yüzünden yeşilden ve mordan nefret ettim.'


Melri karanlık bir havaya bürünmüştü bakışları boş gibi ama saf öfke ve nefret doluydu ama bu hali 2 saniye bile olmadan kayboldu. Melia bunu fark edebildi.


'Ah bir de sormadın ama Mei ile Mai var isimlerini biliyorsun öyle değil mi?'


'Evet.'


'İkiz ejderhalar olarak biliniyorlar. Bu arada ikisi de senden çok daha güçlü.'


'Hahah tahmin ediyordum.'


Melia ayağa kalktı ve birkaç esneme hareketinden sonra alev formunu geçti.


'Hazırım.'


Melri rahatını bozmadan cevap verdi.


'Saldır o zaman'


Melia ileri doğru atıldı. Yakın dövüş bilgisi çok az olduğu için Felina'yı ve Kazeru'yu taklit ederek saldırıyordu. Melri üzerine gelen acemice yumruklardan sıyrılırken konuşmaya başladı.


'Senden yakın dövüşçü olmanı istemiyorum sadece kendini savunabilecek kadar bilmelisin saldırıların iyi olmasına gerek yok sadece biri sana saldırdığında nasıl hareket edeceğini bilmen yeterli. Her zaman büyü ile kendini savunamazsın ya da her zaman diğerlerinin seni korumasını bekleyemezsin.'


Melri kaçınmayı bırakıp saldırıya geçti her darbesi Melia'ya isabet ediyordu. Sağ yanak, sol yanak, karın, karın ve son darbe çeneye inince Melia kendini yerde buldu.


'Fazla kolaysın daha form bile değiştirmedim.'


Melia ağzına gelen tadı tanımıyordu. Evet kan tadı ona yabancıydı. Ağzını silip yerden kalktı derin bir nefes aldı ve Melri'nin tekrar saldırmasını beklemeye başladı. Melri beklediği gibi tekrar saldırmaya başladı. Kaçınmak istedi ama bedeni istediği gibi hareket etmiyordu. Sağ yanağına inen yumrukla yıkılacak gibi oldu ama zor da olsa buna direndi. İkinci yumruk geliyordu evet normalde yedikten sonra fark ettiği yumruklardan birini bu kez görüyordu. Kaçınmak için hareket etmek istiyordu ama bedeni onu dinlemiyordu. Yumruğu yedi ama yıkılmadı.


Melri gülümsedi.


'Güzel sonunda biraz ilerleme kaydediyoruz.'


Parça 2


Alice harikalar diyarında çayını yudumlarken bakışlarını ona yaklaşan kişiye çevirdi.


'İlginç çayın tadı bugün biraz fazla normal ne güzel diyebilirim ne de kötü.'


Yaklaşan kişi konuşmaya başladı ama ne şekli belliydi ne de sesi.


'Keyfinin yerinde olduğunu görmek güzel.'


Alice saçlarının bir kısmı soru işareti şeklini aldığı sırada cevap verdi.


'Birini davet ettiğimi hatırlamıyorum gerçi birçok şeyi hatırlamıyorum. Belki de etmişimdir yoksa etmedim mi? Ne diyorsun?'


'Etmediğine eminim'


'Ov o zaman daha büyük bir soru var neden buradasın? Ya da daha doğrusu gerçekten burada mısın?'


Suratı belli değildi ama sırıttığını anlamak zor değildi.


'Hem buradayım hem değilim. Hem varım hem yokum. Bil bakalım ben kimim?'


Alice sırıttı.


'Delinin biri olma ihtimalin giderek artıyor.'


'Bunu senden duymak canımı yakıyor.'


'Demek öyle kimden duymak isterdin peki seni kandıracak olan mordan mı? Yoksa seni yakacak olan kızıldan mı? Yoksa barış uğruna her şeyi yakıp yıkabilecek olan maviden mi? Yoksa herkes den yüce olan yeşilden mi?'


'Bana bir çay getirtebilir misin ağzım kurudu.'


'Ah tabii ki, HEYY TAVŞAN ACI BİR ÇAY GETİR.'


'Acıyı pek sevmiyorum.'


'FAZLADAN ACILI OLSUN!'


Ne olduğu belirsiz varlık çaydanlık görünümlü sandalyeye oturduktan sonra sessizliğe büründü. Alice iç çekip konuşmaya başladı.


'Hadi ama en azından konuşup beni biraz eğlendir zaten canım sıkılıyor.'


'O zaman sana bir hikaye anlatayım. Kısa bir hikaye. Büyük bir savaş, umutsuz bir savaş, kanlı bir savaş, acı dolu bir savaş bir adanın yerle bir olup karanlığa gömülmesiyle biten bir savaş. Hayatta kalan tek kişi ise aklını kaybetmiş durumda ve onunda ölümüyle biten bir hikaye.'


'Ah fazla güzelmiş peki devamı yok mu yani öylece bitiyor mu?'


'Sence?'


'Hmmm sanırım böylesi iyi her hikaye mutlu sonla bitemez.'


'Evet haklısın işte bu yüzden ------'...



Devam Edecek







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr