Bölüm 218
Parça 1
'Benim aptal efendim şu senden bile daha aptal olan periyi başımdan al yoksa onu kazana atıp kaynatacağım'
'Nesin sen bir cadı mı hayır sen aptal bir kılıçsın benimle uğraşma aptal kılıç'
'Belki de aktif bir volkandan içeri atmalıyım daha güzel olur.'
'Dene o zaman benim gibi müthiş bir tanperiyi yenebileceğine inanıyorsan hiç durma'
'Tanperi gibi aptal bir isimle biri korkutmak yerine gülmekten öldürebilirsin'
İkisi yola devam ederken birbirine girmişti Kazeru ise yolun giderek uzadığını hissediyordu ilk bakışta ipler onun elinde gibi dursa da gerçekte ikisine durduramazdı hatta araya girmeye çalışsa kesinlikle zarar da çıkacaktı.
Derin bir iç çekip yola devam etti.
Parça 2
Junko, Vinilia, Felina, Olivya, Rias, Alya ve Ay. Bu kalabalık grup da hedeflerine doğru pusula eşliğinde ilerliyorlardı. En arkadan gelen Alya önünde gidenlere baktı. Hepsinin direk bir şekilde tanıdığı konuştuğu biri vardı ama Alya hiçbiriyle konuşacak kadar yakın değildi ve bu yüzden garip hissediyordu. Kazeru'larla gitmeyi dile getirmediği için pişmandı. En azından Kazeru'yla rahatça konuşabiliyordu. En azından çakma cadı burada olsaydı onla da konuşabilirdi. Olan şeyler ona pek de gerçekçi hissettirmediğinden olsa gerek gergin değildi. Bir savaş yaklaşıyordu ama pek de böyle hissetmiyordu. Sessizce ilerlemeye devam ediyordu.
'İyi misin?'
Gelen sese doğru baktı hemen yanı başına gelmiş olan Olivya ona bakıyordu.
'Ah iyiyim sadece birazcık yalnız hissettim.'
Bir çoğunun aksine Alya duygularını kolayca dile getirebilen biriydi. Olivya yanında ilerlemeye devam ederken cevap verdi.
'Anlaşılabilir bir durum yine de senin daha çok nasıl anlatsam bir kendini beğenmiş bir prenses tavrı takınacağını düşünüyordum.'
Alya şaşkın şaşkın Olivya'ya bakıp cevap verdi.
'Nereden böyle bir izlenime kapıldın bilmiyorum ama söylediklerinle alakam yok.'
'Öyle duruyor. Haha ah sanırım düşündüğümden daha ön yargılı biriyim neyse en azından şimdi nasıl biri olduğunu biliyorum.'
İkisi konuşmaya devam ederken Junko yanlarına yaklaştı.
'Olivya'yı az çok tanıyorum ama seni hiç görmedim ismin Alaya'ydı sanırım.'
Alya çubuk bir cevap verdi.
'Alya'
'Ah üzgünüm Alya'
'Önemli değil senin isminde Junko'ydu sanırım bende seni bilmiyorum.'
Bu sırada Olivya'da lafa girdi.
'Aslında bende Junko'yu pek bilmiyorum.'
İkisi de bakışlarını Junko'ya çevirdi bunun sonunca utanan Junko bakışlarını biraz kaçırıp cevap verdi.
'O zaman konuşalım.'
ve Junko anlatmaya başladı kendi hikayesinden çok Kazeru'yla nasıl tanıştığından ve neler yaşadıklarından bahsetti.
'Hmmmmm demek sadece yemek yapan birine ihtiyacı olduğu için seni yanına almak istedi.'
'Evet tam Yuu'luk hareket'
Sırasıyla Alya ve Olivya yorumlarını yaptılar. Junko onlardan sonra devam etti.
'Nedeni ne olursa olsun beni yalnızlıktan kurtardığı bir gerçek eğer o gün bana elini uzatmasaydı muhtemelen çok farklı bir gelecek beni bekliyordu. Onun için basit olan o benim hayatımın değiştiği anı bu yüzden ona borcumu asla ödeyemem.'
Alya Junko'dan sonra devam etti.
'Turnuva sırasında birini kurtarmak için arenaya atlayıp ceza yemişti. O günden beri ona çoğu zaman bay kahraman diyorum. Anlaşılan ismin hakkını veriyor.'
Olivya gülümsedi.
'Bir kahraman için fazla karanlık yanları var ama kötü adam içinde fazla aydınlık yanları var. Onun için en ideali ikisinin de ortasında durması yani gri alanda. Fazla aydınlık gözlerini kör eder fazla karanlık görmesini engeller.'
Alya anlamlı bir bakış atıp cevap verdi.
'Bunun hakkında oldukça kafa yormuş olmalısın.'
Olivya cevap vermedi Junko devam etti.
'Ne olursa olsun benim bakış açımdan bir kahraman ama ne demek istediğini anlıyorum o karanlık yanını bizzat gördüm. Kendi bile bu yanından korkuyordu.'
Beklenmedik biri konuşmaya katıldı.
'Korkuyor ama korkularıyla yüzleşmekten çekinmiyor bu yüzden ilerlemeye devam ediyor ve anlaşılan tanıştığı herkesi etkiliyor ki herkes onun hakkında konuşuyor.'
Felina'nın sözlerinden sonra aynı an de cevap verdiler.
'Benim rakibim'
'Kahramanlar her zaman ilgimi çekti.'
'...'
Yüzü kızaran Junko dışında Olivya ve Alya direk cevap verdiler. Beklenmedik bir şekilde eğlenceli geçen yolculuk aynı şekilde devam etti. Bir yere kadar tempolu bir şekilde devam ettiler. Vinilia sayesinde oldukça hızlı ilerliyorlardı. Yaptığı su büyüsüyle hepsini taşıdı bir yerden sonra ve geçen saatler sonunda biraz dinlenmeye karar verdiler. Bir ateşin başında oturuyorlardı Junko'nun mor gözleri ateşin hırıltısıyla beraber parladı. Bir şeyler seziyordu. Büyüsel ya da fiziksel bir şey değildi hissettiği ki zaten büyüsel bir şey hissetmek şu an için pek kolay değildi. İç güdüleri onu uyarıyordu ayağa kalkıp etrafı süzdü. Diğerlerinin aksine karanlıkta oldukça net görüyordu sonuçta gözleri büyüden yapılmış yapay gözlerdi. Karşılaştıkları o garip kasaba da bunları daha önce Kazeru'ya anlattığını anımsadı. Diğerleri ne olduğunu bilmiyordu ama onlar da tedirgin bir şekilde etrafı süzmeye başladı.
'Bir şeyler yaklaşıyor sanırım her taraftan ama ne olduklarına dair net bir fikrim yok dikkatli olun.'
Herkes ayakta ve savaşa hazır bir şekilde bekliyordu. Gecenin sessizliğini yaran bir gürültüyle herkes bakışlarını tek bir yana yani üzerlerine doğru gelen koca kaya parçasına çevirdiler. Kimseyi beklemeden Felina öne atıldı ve havaya zıpladı aynı an da dönüşüm geçiriyordu. Felina kayanın içinden geçerek parçalara ayrılmasını sağladı savrulan küçük parçalar Junko'nun rüzgar kalkanı sayesinde kimseye çarpmadı. Felina yere indi. Vücudunun bir kısmı artık ejderhaydı ejderhaya benzeyen bir insandı yani ama olan tek kanadı biraz üzücü duruyordu ne yazık ki kaybettiği kanadı geri gelmemişti.
Felina daha fazlasını beklerken bağırdı.
'Daha fazlası geliyor herkes bulunduğu yöne odaklansın açık vermeyin ve açılmayın.'
Dediği gibi farklı yönlerden daha fazla kaya geliyordu. Olivya kılıçlarını bir yaya çevirip alevden oklarla kendi tarafında ki kayaları parçaladı. Diğer tarafta Junko rüzgar büyüleriyle kayaları geri savurup geldikleri yöne doğru fırlattı. Ay ve Felina da gelen kayaları parçaladı. Diğer tarafta ise Vinilia gelen kayaları sudan bir kırbaçla kesip biçiyordu. Kırbaç oldukça uzundu. Kısa bir süre sonra kaya yağmuru durdu ve ardından yeri sarsarak ilerleyen taş golemleri her yerden gelmeye başladı onları da havayı delip geçen bir ok yağmuru takip etti. Junko bütün okları güçlü bir rüzgarla sağ sola savrulmasını sağladı. Ok yağmuru devam ediyordu her okun arasında sadece saniyeler vardı. Felina Junko'ya dönüp bağırdı.
'Junko ortamıza geçip okları savurmaya odaklan.'
Junko cevap vermedi ama denileni aynen yerine getirdi. Golemler yavaşça yaklaşırken aralarından bir silahlı iskelet koşarak ilerliyordu. Kılıçlı, baltalı ve mızraklı aynı zaman da kalkan ve zırhlı iskeletlerdi. Herkes hazır bir şekilde bekliyordu iskeletler iyice geldiğinde saldırıya geçtiler. Minimum eforla bunu halletmek istiyorlardı. Olivya ve Rias beraber iskeletlerin üzerine atıldı sırt sırta verip iskeletleri indiriyorlardı. Golemlerden biri onlara yaklaşıp elini savurdu. Yeri sarsan bu darbeden iki yana ayrılıp kaçındılar Olivya gollemin üzerine doğru hareketlendi gollem bir kez daha elini savurduğunda Olivya bundan sıyrılmak için zıpladı ve golemin göğsüne bir alev darbesiyle vurup dengesini bozdu. Bundan yararlan Rias golemin ayaklarının arasından geçerek ayaklarını parçaladı. Yere düşen gollem göğsünün ortasında ona hayat veren kristali elleriyle korumaya odaklandı. Kristal gözükmese de herkes her gollemin bir kristali olduğunu biliyordu. Olivya golleme doğru bir alev dalgası gönderdi pek etkili değildi ama arkasından yaklaşan Rias tek hamlede kılıcını sokup kristali parçaladı. Fazla efor sarf etmemişlerdi ama etrafta olan golem sayısı çok fazlaydı ve bir yandan iskeletler saldırmaya devam ediyordu.
Felina ve Ay bütün vahşilikleriyle iskeletlerin zırhlarını parçalayarak savaşıyorlardı. Felina gollemin savurduğu yumruğu iki eliyle karşılayıp durdurdu ve sıkıca kavrayıp kolu dirsekten kopardı. Sarsılan gollemin üzerine zıplayıp elini gollemin göğsünün ortasına daldırıp kristale ulaştı ve sıkarak parçaladı. Ay da hemen yanı başında bir gollemin kafasına çıktı ve kafasını parçalayıp oradan kristale uzanıp parçaladı.
Alya ustalığı illüzyon büyülerini olduğu için şu an işe yaramaz durumdaydı. Her ne kadar su büyüleri kullanabiliyor olsa da bunun için asasına ihtiyacı vardı ama asası yarı-insanların orada ki savaşta parçalandığı için tek yapabildiği yaptığı güçsüz su büyüleriydi. Her ne kadar iskeletlere karşı işe yarıyor olsa da gollemlere karşı şansı yoktu. Vinilia ileri atıldı sudan kırbacıyla iskeletleri parçalarken konuşmaya başladı.
'İskeletlere odaklan gollemleri bana bırak.'
Alya başıyla onayladı.
Vinilia'nın sudan kırbacı yavaşça kayboldu birkaç esneme hareketinden sonra Vinilia gülümsedi.
'Bu şekilde savaşmayalı uzun zaman oldu.'
Mavi bir büyü aurası etrafını sarıyordu saçları adeta su gibi gözükmeye başladı. Su formu olduğu kesinde ama fazla derine inmeden kendini durdurdu. Kısmi bir dönüşüm olduğu açıktı. Alya aklından bu kadar güce gerek var mı diye geçirdi ama yine de bir şey demedi. Vinilia etrafında sudan mızraklar oluşurken iki gelem aynı an da saldırıya geçti ikisinin hamlelerinden kolayca kaçınarak sıyrılırken yüzünde bir sırıtış vardı. Havaya yükseldi. Sudan bir hortum onu yükseltiyordu kollarını iki yana açtı ve hemen arkasında yüzlerce sudan yapılmış ince mızrak hava da duruyordu. Parmaklarını şaklatmasıyla sudan mızraklar yağmurun yağmasını gibi düşmanın üzerine yağıyordu tabii ki sadece belirli bir tarafı kapsıyordu. İskeletler ve golemler parçalanıyordu. Alya hayranlık bunu izliyordu. Bütün bunlar yaşanırken Junko hala rüzgar büyüsüyle okları savuruyordu.
Şartlar düşünüldüğünde beraber oldukça iyi iş çıkartıyorlardı tabii ki bunda Felina'nın payı büyüktü...
Devam Edecek
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..