Bölüm 4
Patlamanın olduğu yere varan ilk kişi bendim etrafı incelerken dumanların arasında birini gördüm ve ona doğru ilerlemeye başladım biraz daha yaklaşınca
onun bizim gibi bir insan olduğunu anlamıştım çenesine kadar uzunluğu olan siyah saçları,kısa boylu,koyu yeşil gözlü bir kızdı onu gördüğümde çok şaşırmıştım
o an aklıma ilk gelen şey maskelinin daha önce söylediği bir kuraldı ''burada bulunan dışında bir insanla karşılaşırsanız yakalayıp bana getirin veya öldürün farketmez.''
demişti ama ben bunu hatırlamama rağmen aynı zamanda ilk öğrendiğim şeyide hatırlıyordum yaşam almanın korkunçluğunu bu yüzden kıza hiçbir şey söylemeden elinden tutup diğerlerinden uzağa doğru koşmaya başladım
elbette ki bu duruma şaşırmıştı ama beni takip etti,beş dakika boyunca koştuktan sonra durdum ve ona dönüp
'sen, nereden geliyorsun ?'
şaşırdı ve 'tabii ki kulenin dışından' diye cevap verdi,öğrendiğim şey gerçek olmasını istediğim bir şeyin gerçek olduğu olmuştu,
bu cevaptan sonra artık emindim buranın dışında da bir dünya var
'birinci kata çıkmalıyız orada daha güvende oluruz ve her şeyi sana açıklarım'
Birinci katın boş olan kısmına onu götürdüm aslında ona direk çıkışı sorup buradan çıkmasına yardım edebilirdim ama ona sormak istediğim şeyler vardı bu yüzden onu boş kısıma getirmiştim
'buranın dışında ki dünya nasıl bir yer ?'
'hmmm... Buradan daha aydınlık olduğu kesin ' dedi gülümseyerek ve yukarıda gökyüzü dedikleri bir şey olduğunu söyledi anlam verememiştim
gökyüzünün sabahları mavi akşamları ise siyah olduğunu söyledi ama hala anlamıyordum sabah? akşam? bu kelimeler bana yabancıydı
akşamları gökyüzünde yıldızlar olduğunu tıpkı elmesa benzediklerinden bahsetti gülümseyerek
daha da meraklanmıştım daha çok şey öğrenmek istiyordum ama onu buradan çıkarmalıydım ait olduğu yere gitmeliydi ona çıkışın yerini sordum.
Çıkaşa doğru beraber gittik ve bir kaç Vukan hakladık onları alev büyüleri yaparak kolaylıkla alt etti anlaşılan Vukan'lar büyüye karşı savunmasızlar,
çıkaşa vardığımızda 'Hemen çıkmalısın diğerleri seni bulmadan' daha sonra geri gitmeye başlamışken arkamdam seslenerek 'ismin ne ? Benim ki Melia Lisg Olmos'
gülümseyerek karşılık verdim 'Kazeru Yuuma'
'benimle gelmelisin sana dış dünyayı gösterebilirim '
bir an duraksadım ve düşündüm ama gitmeye cesaret edemedim 'hayır ben buraya aitim gitmelisin kimse seni görmeden'
bir şey söylemeden o büyüden oluşmuş geçitten geçti ve ortadan kayboldu.Gitmeli miydim diye düşündüm ama buradan ayrılmam mümkün değilmiş gibi hisediyordum sanki bu kuleye zincirlenmiş gibiydim.
Geri dönerken maskeli ile karşılaştım,neler olacağını az çok tahmin edebiliyordum.
'Kuralıma karşı geldin Yuu'
'Sende bize yalan söyledin'
Soğuk bir bakış attıktan sonra 'biraz canın yanacak dayanamaya çalış' dedi ve önüme doğru bir kılıç fırlattı
'al onu başlayalım'
kılıcı yerden aldım ve 'Sana karşı dövüşmek istemiyorum ama anlaşılan başka şansım yok hem belki seni yenersem dışarısı hakkında bana bir şeyler anlatırsın'
'hahaha evet beni yenersen istediğin her şeye sana anlatacağım,hadi başlayalım' dedikten sonra
bir anlığına ortadan kayboldu hayır bana öyle gözüktü çok hızlıydı karnıma doğru bir yumruk attı ardından ben geri doğru uçarken beni yakaladı ve kafamı aşağı doğru çekip diziyle yüzüme vurdu tek darbeyle
yüzüm kanlar içinde kalmıştı daha sonra dizlerimin üstünde yerdeyken sol kolumu tutup dirsek bölgesine ayağı ile basarak kemiklerimi kırıp dışarı çıkmasını sağladı.
Acı içinde çığlık atıyordum daha önce böyle bir acı hissetmemiştim gözlerim istemsiz bir şekilde dışarı çıkmış ve kırılmış olan kemiğime döndü.Gördüğüm manzara ve acınında yardımıyla daha fazla dayanamayıp kendimden geçmeye başlamıştım.
Tam bu an bir ses duydum 'Dayan genç adam sen ve ben yakında özgür kalacağız' ve bayıldım ...
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..