Bölüm 3
5 yıl önce kulenin içinde uyanışım her şeyin başlangıcı olmuştu ondan öncesine dair bir anım yok uyandığımda konuşamıyordum bile
söyledikleri hiç bir şeyi anlamıyordum, sonra maskeli kişi bana bir büyü yaparak dillerini öğrenmemi sağladı ilk söylediğim şey
'Burası çok karanlık' cümlesi oldu.Zaman geçtikçe konuşmak daha da kolaylaştı ama konuşma eylemeni ilk defa burada yapmadığıma emindim
yinede daha öncesine dair en ufak bir anım dahi yoktu, burada ki yaşama alışmam çok zor olmadı sanki böyle vahşi bir hayata alışkınmışım gibiydi
bir yudum su için bile ciddi bir şekilde dövüşmemiz gerekiyordu bir ay boyunca hiçbir düvüşte ayakta kalanlardan olamadım onların azda olsa bana verdiği yiyecekler sayesinde
gücümü koruyabildim ama bir ay sonra dövüş sırasında bir şey oldu sanki içimde bir şey uyanmıştı birden bire
dövüş kabileyetim arttı artık onlarla baş edebiliyordum hareketlerini okuyup rahatlıkla karşılık verebiliyorum o günden sonra bir daha kaybetmedim ve onların bana yaptığı gibi bende
onlara yardım ediyordum bu sayede kimse aç yada sussuz kalmıyordu yinede içim rahat değildi maskeli bu kadar yiyeceği nereden buluyordu ? Buranın dışına çıktığını hepimiz biliyorduk ama dışarıda
ne olduğunu hiçbirimiz görmemiştik ta ki bir gün aramızdan beş kişiyi 1.kata çıkartana kadar orada isimlendiremediğim canlılar vardı en korkuncu
yeşil gözleri hariç bütün vücudu kara bir duman olan canlılardı sadece göz göze gelmek bile onlardan korkmak için yeterliydi maskeli onların isminin Vukan olduğu söyledi ve büyü tarafın oluştuklarından bahsetti
ama bir şey anlamıştım 'büyü mü?' daha önce böyle bir kelimeyi duymamıştım bu yüzden ona sordum o da bana basit bir şekilde büyünün tanımını yaptı 'canlıların doğaüstü br yöntemle doğal dünyayı etkilemesi'gibi basit ama anlamlı bir tanım yaptı
daha sonra hepimize birer kılıç vererek tek başına bulunan Vukan'ı öldürmemizi istedi ama öyle bir şeyi nasıl öldüre bilirdik ki tamamen buhar gibi duruyordu yinede ona saldırdık saldırılarımız içinden geçmişti sonra bana doğru yöneldi ve sağ eli gibi duran buhar
birden maddeleştirerek bana doğru savurdu çevik bir hareketle bundan kurtuldum daha sonra karşı atakta bulundum ama saldırım yine içinden geçmişti o zaman farkettim onu yenmenin yolunu,tek başına yapmak bizim için imkansızdı yeterince hızlı değildik bu yüzden birimiz onun saldırısına mağruz kaldığı sırada diğerkilerde
onun maddeleşen tarafına saldırmalıydı bu yöntemle onu öldürmeyi başardık nefes nefese kalmıştık ve tüylerimiz diken diken olmuştu ama bunun nedeni yorgunluk değildi daha ilkel bir güdüydü Vukan'ın ölürken attığı çığlık hepimizi korkutmuştu bu kısa korku anı bana yeni bir şey öğretmişti yaşam almak korkunç bir şeydi...
Devam Edecek
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..