Bölüm 219 Birinci Engel

avatar
506 2

Yeşil Karga - Bölüm 219 Birinci Engel


Bölüm 219

Parça 1



  Olivya ve Rias senkronize bir şekilde saldırıp önlerine çıkan herkesi biçiyorlardı. İskeletler, golemler hatta daha sonra çıkıp gelen Ghoul'ları bile kolayca biçiyorlardı. Birbirlerine alan yaratarak savaşıyorlardı bu sayede ikisi de fazla yorulmuyordu. Sırayla saldırıyorlardı. Yaklaşık yarım saatin ardından hep beraber alanı temizledir. Bu saldırının sorumlusunu bulamasalar da şu an güvende olduklarına emindiler. Kısa bir süre dinlendiler ve bu sırada olan saldırı hakkında ortak 2 görüşe vardılar.


Birincisi gittikleri kişi ölüm büyücüsüydü.


İkincisi ise bu saldırının basit bir zaman kazanma hamlesi olmasıydı.

Dinlenmenin ardından Vinilia önderliğinde yola koyuldular.  Yola devam ederken Vinilia bir şeyler anlatmaya başladı.


'Yolculuk epey sıkıcı her ne kadar büyüm ile hızlı bir şekilde yol alıyor olsak bile bir şeyler eksik, hmmmmm sanırım neyin eksik olduğunu anladım. Kimse ilginç bilgilerden bahsetmiyor. İlk ben başlayayım. Temelden başlayalım. Mesela kaçınız Meravir'in her mevsimi yaşayan koca bir ada olduğunu biliyor? Tabii ki iyi eğitim alan herkes biliyor olmalı. Bana sorarsın bir ada için fazla büyük adeta küçük bir dünya gibi diyebiliriz. Meravir'de ki birçok kişi bir adada yaşadığından habersiz ki bu nedenden dolayı okyanusu görmediler. Meravir gibi 9 ada daha var hepsi oldukça büyük. Meravir büyüklük konusunda dördüncü sırada yer alıyor. Yani bu devasa Meravir'den daha büyük yerler var. Kısacası şu ana kadar keşfedilen toplam 9 devasa ada var. Bir tanesi tam ortada ve diğerleri etrafında bir çember şeklinde yer alıyor. Bildiğimiz dünya bundan ibaret. Diğerleri arasında herhangi bir iletişim var mı bilmiyorum ama Meravir tarihi boyunca hiçbir zaman diğerleriyle direk bir iletişim kurmadı. Benim öğrendiğim kadarıyla her bir ada kendine has özelliklere sahipmiş. Bizim ki en başta belirttiğim gibi büyülü bir ada aslında her ada büyülü ama bizimki benim bildiğim kadarıyla en fazla büyü gücü barındıran ada, bu yüzden ki geçmişten beri devasa büyü gücüne sahip büyücüler burada doğdu. Aynı nedenden en belalı tipler de burada doğdu. Son olarak her adanın kendine has büyü yöntemleri ve tanrıları var hatta duyduğuma göre adanın birinde direk tanrılardan güç alarak büyü yapanlar varmış. Benim tahminim bu tanrı dediklerinin Teyton'lar, yine de bu sadece benim düşüncem. Bu kadar yeter şimdi sıra sizde.'


Kimseden ses çıkmadı ve herkes yoluna devam ediyordu. Vinilia yanaklarını şişirip nefesini tuttu. Bunu ilk fark eden Junko panikleyip konuşmaya başladı.


'Ustam Avenir'in anlattığına göre Yeşil cadı her büyüyü kullanabiliyormuş.'


Vinilia dönüp cevap verdi. Tavrı ve sesi küçük bir çocuk gibiydi.


'Hadi ama bunu herkes bilir.'


Junko daha da fazla panikledi.


'aaaa o zaman, o zamannnnnn ah buldum. Kızıl cadı hep ateş büyüleri ile tasvir edilir ama yıkım büyücüsü olarak sadece ateş değil. Toprak ve rüzgar da kullanabiliyormuş.'


Vinilia durup düşündü.


'Evet bu ilginçmiş sırada ki.'


Diğerleri birbirine baktı ve sırasıyla bir şeyler söylemeye başladılar.


Yolculuk sıkıntısız bir şekilde devam etti ve günün sonunda hedeflerini hiç ummadıkları bir şekilde buldular.


Parça 2


Vinilia yerde ki grileşmiş toprağa dokundu ve konuşmaya başladı.


'Ağaçlar ve toprak ölmüş. Hayvanlar ise kaçmış.'


Önlerinde ki manzara oldukça üzücüydü. Tüm yeşillikten geriye sadece gri tonlarda bir koca yığın kalmıştı. Sanki tüm hayatları çekilip alınmış gibi gözüküyordu. Hepsi tetikte bir şekilde ilerlemeye devam ettiler. Bir alkış sesi hepsinin durmasına neden oldu. Alkış sesinin ardından sesin geldiği yöne doğru ilerlediler ve hedefleri tam karşılarındaydı. Büyülü sütuna yaslanmış genç bir kız onlara bakıyordu. Beyaz tenli bir oyuncak bebek gibiydi. Gözleri büyük, boyu kısaydı. Sarı gözleri hepsini birden kesiyordu.


Olivya mırıldandı.


'Çok genç'


Vinilia birkaç adım öne çıktı.


'Benim adım Vinilia peki senin ki nedir?'


Kız gözlerini devirip cevap verdi.


'Ne sen bilmelisin ne de ben söylemeliyim. Gereksiz.'


Garip konuşuyordu hatta cümle kurmakta zorlandığı oldukça açıktı. Vinilia cevap verdi.


'Öyle gözüküyor. Yine de öldürmek her zaman en son seçimim bu yüzden neden  başka bir yol bulmuyoruz.'


Bu Vinilia'nın görüşüydü. Açıkça gözüküyordu ki Felina ve Olivya bu seçimi desteklemiyordu. Bakışları bunu belli ediyordu. Alya ise pek umursuyor gibi davranmıyordu diğerleri ise kararsızdı ama karşıların da ki kızın kararı netti. Kızın oyuncak bebeği andıran suratı birden daha canlı bir hal alıp cevap verdi.


'Adı Eina, aslında konuştuğundan daha iyi bir kız.'


Kızın suratı eski halini aldı ve konuşmaya devam etti.


'Abla, bunu bana bırak.'


Hepsi şaşkınca durumu anlamaya çalışıyordu. Eina kendi kendine tartışmaya başlamıştı. Sesi ve tavırları he cümle de değişiyordu. Olivya kısa kılıçlarını çekti ve hiçbir şey demeden atıldı. Alev saçan kısa kılıçlarından biri Eina'nın boynuna doğru savruldu. Eti usta bir eşlikle kesen kısa kılıç aynı zamanda kestiği yeri yakıyordu bu yüzden kan bile çıkmadan kafası bedeninden ayrıldı. Kopan kafa kısa sürede küle dönüştü ve bedende yeniden çıkı verdi. Hiçbir şey olmamış gibi konuşmaya devam etti.


'Anlaşılan... ah neyse'


Konuşmaktan yorulduğu açıkça belliydi iç çekip sağ elini havaya kaldırdı.


Herkes karşılık vermeye hazırdı.


Sol elini de havaya kaldırdı.


'Teslim oluyorum'


Herkesin suratında şaşkınlık varken donuk suratlı kız yani Eina yapmacık bir şekilde gülümsedi.


'Şaka'


Bir an da yerin altından toprağı parçalayarak çıkan iskeletler, zombiler, ve taş golemleri etraflarını sardı. Eina ellerini yavaşça indirirken konuşmaya devam etti.


'Saf..lar'


Olivya diğerlerine döndü.


'Kızı öldürmek yetecektir ama kolay ölmeyecek gibi yakıp öldürmeye deneyeceğim.'


Felina kimseyi beklemeden cevap verdi.


'O zaman biz de diğerlerini senden uzak tutalım.'


Herkes başıyla onayladı.


Olivya kısa kılıçlarını yaya çevirip alevler okları Eina'ya atmaya başladı. Golemlerden biri Eina'ya kalkan oldu. Olivya goleme doğru koşarken yayı büyük bir balyoza dönüştü ve sıçrayıp tek hamlede gelemi parçalarına ayırdı. Parçalar dağılırken balyozu kısa kılıç formuna geri döndü. İki kısa kılıcını kavrayıp Eina'ya doğru atılıp ikisini birden sapladı. Eina ondan kısa olduğu için tam olarak yüz yüze değillerdi. Olivya'nın ağzından tek bir kelime döküldü. Acımasız ve soğuk bir kelime.


'YAN'


İkisini birden saran güçlü bir alev Eina'yı acımasızca yakarken Olivya ise sadece duruyordu. Alev o kadar güçlüydü ki kısa süre de Eina'yı kül etti. Olivya sanırım bu kadar diye aklından geçirirken ayağında yoğun bir acı hissetti. Toprağın altından çıkan bir el ayak bileğini kavramış sıkıyordu. Kısa kılıçlarıyla eli kesip birkaç adım geri çekildi. Ayağında sıkılmanın izi net bir şekilde duruyordu. Elin sahibi toprağın altından çıkıp üzerine silkeledi. Eina karşısında duruyordu ve gözlerini Olivya'ya dikti.


'Ölüm------   acıtıyor.' ...



Devam Edecek






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr