Bölüm 6

'Hey sonunda kendine geliyor gibi çıkıp diğerlerine haber verelim'

'Evet, gidelim'

Bu sesler kime ait hem ben ne yapıyorum ? Hatırladım bayılmıştım.Bedenim hala acı içinde ama önceki kadar değil,yavaşça doğruldum.Yaranın olduğu yer tedavi edilmişti.Etrafıma baktım bilmediğim bir yerdeydim.

Sanırım büyük bir çadırın içindeydim,dışarıdan sesler geliyordu.Nasıl bir durumun içindeyim böyle birileri beni iyileştirmiş ama hangi amaçla ? Dikkatli olmalıyım.

İçeri ışık sızan yerin bulunduğum yerin çıkışı olduğunu anlamıştım.Buradan çıkmak istiyordum ama önce kılıcıma ihticım vardı onu bulmak için etrafa baktım ama burada değildi bu beni dahada şüphelendirmişti.

Kılıcım olmasada buradan çıkmalıydım yavaş adımlarla ve yaramın acımasını görmezden gelerek ışık sızan yerden geçtim.Bilmediğim bir şey yüzünden dışarısı inanılmaz derecede aydınlıktı gözlerimi ışıktan korumak için kolumu kullanmıştım.

Neyse ki kısa bir süre sonra gözlerim alışmıştı ve bulunduğum yeri görme fırsatını yakalamıştım.Etrafı meraklı gözlerle süzdüm bir sürü mavi renkli çadır vardı ve hiç görmediğim kadar sayıda insan vardı.Hepsi mavi ve kırmızı renkte bir kıyafet giyiyordu.

Beni fark ettiklerinde hızla etrafımı sarmaya başladılar,kılıçlarını bana doğrultmuşlardı.Korkmuştum ve vahşice onlara bağırdım.

'Uzak durun benden !!!'

İnsanlardan biri öne çıktı ve diğerlerine bir emir verdi.

'Askerler onu etkisiz hale getirin!'

Asker mi ? O isim neydi ki ? Bilmiyorum ama aralarından biri hemen bu emire tepki verip bana yaklaşmıştı.Gözlerinin içine bakıp bağırdım.

'Uzak dur !!!'

Biraz ürkmüşe benziyordu ama geri çekilmemişti ve konuşmaya başladı.

'hey hey sakin ol sana zarar vermeyeceğiz sadece teslim ol kim olduğunu öğrenmemiz gerek'

Yalan söylediği açıktı çünkü az önce onlara emir veren kişi etkisiz hale getirin demişti bu yüzden hala üzerime yaklaşmakta olan askerin üzerine doğru hızla atılmıştım.

Asker sol elinde tuttuğu kılıcını bana doğru savurmuştu,iyi bir refleks gösterip kılıcı fazla ivme kazanmadan elimle tutarak durdurmuştum ve kılıcı kendime doğru çekmiştim.

Askerde kılıcı bırakmadığı için bana doğru çekilmişti sol elimle askeri boğazından yakalayıp sıkmaya başlamıştım.Asker kılıcını bırakıp iki eliyle birden sol elime yapışmıştı.Kendini kurtarmaya çalışıyordu.

Onu sertçe kendime doğru çekip suratına kafayı geçirmiştim.Acı içinde bağırıp,suratını tutarak yere düşmüştü.Az önce kılıcı tuttuğum elim acımaya başlamıştı baktığımda kanadığını görmüştüm.Neden bilmiyorum ama bu biraz beni sakinleştirmişti.

Elimde ki kanı çapraz bir işaret yapacak şekilde yüzüme sürmüştüm.Şu anda ben özgürdüm ve onlar bu özgürlüğüme saldırıyorlardı.Onlara doğru baktım ve tekrar bağırdım.

'Kimse bu özgürlüğü benden alamaz, kimse !!!'

Hepsi savaşmaya hazır ve öfkeli gözüküyordu sanırım arkadaşlarını yendiğim içindi.Evet siz bu aydınlık yerde yaşıyordunuz ben ise karanlık bir yerde.Evet bu doğru siz bu aydınlık yerin insanlarısınız ben ise o karanlık yerin.

'Gelin aydınlık yerin insanları size karanlık yerin insanının gücünü göstereceğim.Hadi gelinnnn!!!!'

Farkında değildim ama yüzümde korkunç bir gülümseme vardı.Askerlerin hepsi aynı anda geri doğru birkaç adım atmıştı.Evet korkun benden sizi yeneceğim.

Bu sırada soğuk ve güçlü bir ses duymuştum.

'Bu askerlerde ne böyle ? çok korkaklar gerçekten bunlarla kulede ilerlemeyeme çalışacaktık ahahahah!

Askerler bu sesin sahibine yol açıyorlardı.Sonunda sesin sahibini görmüştüm.Genç,uzun boylu,hafif yapılı,kısa saçlı,mavi gözlü bir erkekti.

'hmm umarım iyi bir sabah antremanı olursun bay karanlık insan hahah nerdeyse unutuyorum hey bay karanlık insanın kılıcını getirin'

Askerlerden biri kılıcımı bana fırlatmıştı,onu havada yakaladım ve çevik bir hareketle kınından çıkarıp kını yere fırlattım.Uzun boylu erkek yanında ki askerlerin birinin kılıcını almıştı.

'bu yeterli olur sonuçta seni öldürmek istemiyorum, neden hiç konuşmuyorsun mükemmel Fols'un karşısında dilin mi tutuldu?'

Kılıcı elime aldığımdan beri oldukça öfkeli hissediyorum ama beklenmedik bir şekilde sakinde hissediyordum yani hem öfkeli hem sakindim dengeliydi.

Soğuk bir bakış atıp kılıcın içinde ki kişinin bana daha önce öğrettiği numarayı denemiştim ve başarmıştım.Etrafım yeşil ve siyah renklerle sarılmıştı.

Ben mi söyledim yoksa kılıçda ki kişi mi emin değilim ama saldırmadan önce son bir şey söyledim

'Sana karşı konuşmamıştım çünkü düşünüyordum,hepinizi nereye gömeceğimi...'

Devam Edecek