Bölüm 7
Ben konuşma işini bitirmiş artık dövüşmek için hazırken kendini beğenmiş rakibim konuşma faslını hala bitirmemişti.
'Benim adım Fols,senin yenecek kişinin ismini bilmelisin'
Neden böyle gereksiz bir bilgi vermişti ki ? Neyse önemli değil artık başlayalım.
Fols yavaş adımlarla bana doğru geliyordu hareket etmek istedim ama bedenim beni dinlememişti bir şeyler tersti,kendimi zorladım ama yine bir şey olmamıştı,bu Fols'un büyüsü müydü ? Yoksa bu kılıçla ilgili bir şey mi ?
Sonuçta bedenimin kontrolü bende değildi,Fols adımlarını hızlandırdı ve üzerime atıldı.Sağ elinde ki kılıcını dikey bir şekilde bana savurdu.
Aynı şekilde karşılık vermiştim ama dediğim gibi bunu yapan ben miydim bilmiyorum.
Kılıçlarımız çarpıştığında etrafımıza bir dalga yayıldı her çarpışmada bu olay tekrar ediyordu.Hamlelerim o kadar hızlıydı ki ne olduğunu bile fark etmekte zorlanıyordum ama Fols oldukça rahat gözüküyordu.
Fols biraz geri çekildi ve sol elini avucu açık bir şekilde bana doğru kaldırdı.Elinde büyü toplanmaya başlamıştı ve birden topladığı büyüyü bana doğru gönderdi hızlı bir şekilde geliyordu ama
ben daha fark etmeden bedenim harekete geçmişti ve kılıcımı o mavimsi büyüye doğru savurdum,büyü kılıcım tarafından emiliyordu bunu fark eden ben dahil herkes şaşırmıştı.
Fols'un gözleri parlıyordu ve gülümseyip doğrudan kılıcıma odaklanmıştı.
'Büyü emen bir kılıç,oldukça ilginç sanırım iyi bir antremandan fazlası olacaksın'
Gülümsemesi yerini ciddiyete bırakmıştı.
Bana kalsa onun hamle yapmasını bekleyecektim ama bedenim kendiliğinden Fols'a doğru harekete geçti,tekrar kılıçlarımız buluştuğunda onun sendelemesini sağlamıştım bunun nedeni kılıcımdan yayılan güç dalgalarıydı.Savunması düştüğü için kılıcımı oldukça güçlü bir şekilde Fols'a doğru savurdum ve kılıcımdan bir güç dalgası yayıldı Fols bunu kılıcı ile
savunmaya çalıştı ancak kılıcı dalganın şiddetiyle uçup gitmişti ve Fols geri doğru uçtu, hızlı bir şekilde ayağı kalktı ama o ayağa kalktığında çoktan yanına varmıştım kılıcımı havaya kaldırıp onu kesmek amacı ile savurdum bir anlığında onu öldürüceğimi düşünmüştüm ancak
kılıcımı sol eli ile yakalayıp durdurdu 'böyle havalı numaraları bir tek sen yapmıyorsun' sağ eliyle suratıma doğru güçlü bir yumruk attı bu beni geri savurmaya yetti ama ayaktaydım Fols'a doğru baktığımda vücudunun etrafında kıvılcıma benzer şeyler oluştuğunu gördüm ama
bu kıvılcımlar maviydi bana doğru baktı ve 'sana bir yıldırımın ne kadar hızlı olduğunu göstermeme izin ver bay karanlık insan'
'Yıldırım ?' diye düşünürken bir vızıltı duydum ve Fols önümde belirdi iki elini gözlerimin önünde birbirine çarptı ve kafamın içi vızıltı sesleriyle dolmaya başlamıştı.
Berbat bir histi ve vücudum uyuşmaya başlamıştı.Sadece iki elini birbirine çarpmasıyla böyle bir etki oluşturması nasıl bir teknik bu böyle anlamıyordum.
Ben yaptığı şeyin etkisiyle uyuştuğumu düşünürken çenemin altından gelen acı hissiyle tamamen uyuşmadığımı anlamıştım,çok sağlam bir yumruk yemiştim.Sendelemiştim tam bu sırada sağ tarafımdan gelen döner tekmesinin etkisiyle ayaklarım yerden kesilmişti evet uçuyordum.
Sonunda yere düştüğümde bedenimin hiçbir noktasını hissedemiyordum.Etrafımdaki yeşil ve siyah renklerden oluşan aura kaybolmaya başlamıştı.Gözlerimi açtığımda gördüğüm şey Fols'un bana yaklaşan gölgesiydi.
Kendimi hareket etmek için zorladım ama olmuyordu.Adımlarının sesi kafamda ki vızıltıları bastıracak kadar yüksekti en azından benim için öyleydi.İçimde bir korku fitili ateşlenmişti.
Kaçmak istiyordum ama yapamıyordum her geçen saniye gördüğüm gölge yerini Fols'un bedenine bırakıyordu.En sonunda gözlerini görebilmiştim ve içimde ki korku dahada büyümüştü bakışları tıpkı avına bakan bir avcı gibiydi acımasız ve soğuk.
Nefes alış verişim giderek hızlanıyordu kendimi kaybetmek üzereydim ve kılıcımın sesini duydum normalin aksine sesi bu kez kulaklarımı tırmalıyordu yani çok rahatsız ediciydi.
'Evet kork,korkunun dibine kadar in böylesi hem benim için hem senin için daha iyi'
Gözlerim kararmaya başlamıştı ve gözlerim tamamen karardığında,karanlığın içinde bir şeyin kıkırdadığını duydum.Sonra ise bayılmıştım...
Kendime gelip gözlerimi açtığımda Fols karşımdaydı bu sefer onun gözlerinde korku vardı her tarafı kan içindeydi onu boğazından tutup kaldırdığımı fark ettim kılıcım elimde değildi onu öldürmek için boğazını sıkmaya başladım
durmak istiyordum ama olmuyordu kendimi kontrol edemiyordum.Fols direnmeye çalışıyordu ama pek başardığını söyleyemem,kalan son gücüyle bana yalvarmaya başlamıştı.
'lüt-fen öldü-rme lütf-en'
Evet ironik bir durumdu ilk karşılaştığımızda bana artislik taslayan bu kişi şimdi yaşamı için bana yalvarıyordu.
Durmak istiyordum ve bunun için çabalıyordum ama nafileydi.
Yaşam almanın korkunçluğunu çok iyi biliyordum bu yüzden durmak istiyordum.Zihnimde haykırıyordum.
'Dur artık onu öldürmemize gerek yok'
Kılıcım sakince bir cevap vermişti
'Bana karışan herkes ölmeli Kazeru'
Saçmalık,söylediği şey tamamen saçmalık böyle bir nedeni kabul edemem.
'Birini öldürmek istiyorsan bunu kendine ait bir bedenle yap,bana zincirlerimi kırıp özgür olmamı söyledin o zaman şimdi kırmam gereken tek zincir sensin seni lanet kılıç bu özgürlük benim kendi özgürlüğünü kazanana kadar bana itaat edeceksin!!!'
Bütün duygularımı haykırmıştım o ise sadece gülmüştü.
Etrafımda olan siyah ve yeşil auradan siyah kısmı ortadan kayboluyordu ve bedenimin kontrolünü geri almıştım Fols'u bıraktım ve kılıcımı yerden geri aldım o an askerler üzerime doğru geliyorlardı ancak onları karşılayacak gücüm kalmamıştı yinede
özgürlüğü daha yeni hissetmeye başlamışken burada yenilecek değildim,kalan bütün gücümle duruşumu aldım ve saldırmalarını bekledim ilk saldırı arkamdan geldi sola yanıma doğru bir adım atıp sağ elimle askeri sırtından yakaladım ve önümden gelen askerleri doğru ittim bu öndekileri durdurmak için yeterli olamasada yavaşlatıp
iki tanesinin yere düşmesine neden oldu o an düşündüğüm tek şey bu daralan çemberin içinden çıkmaktı sağımdan bir asker kılıcını bana doğru yatay bir şekilde salladı çevik bir hareketle bundan kurtuldum ancak sırtımda bir acı hissettim bir asker kılıcı ile sırtıma yüzeysel bir yara açmıştı.
Acıya aldırmadan arkama doğru dönüp askere sağlam bir yumruk atıp yere düşürdüm ve önümde bir boşluk oluştu bundan yararlanıp koşmaya başladım askerler arkamdan hızlı bir şekilde geliyorlardı arayı kapatıyorlardı koşmak benim için git gide zor olmaya başlamıştı,bedenim ağırlaşıyordu, ama zorda olsa devam ettim ve bir ses duydum
bir patlama sesi arkama doğru baktım askerlerin hepsi geri uçmuştu ama pek zarar görmemişlerdi önüme döndüğümde birini gördüm tanıdık birini ona doğru baktım ve rahatlamış hissettim.Düşmeye başlamıştım ancak ben düşmeden beni yakaladı ve
'Korkmuştun öyle değil mi ? Artık korkmana gerek yok yanındayım ve yaptığım şeyin sorumluluğunu alıp sana yol göstereceğim bu yüzden kapa gözlerini ve biraz dinlen uyandığında sana daha fazla şey öğreteceğim yıldızlardan ve güneşten daha fazlasını' sözleri anlayacak kadar iyi bir durumda değildim ama onun sesi beni rahatlatmaya yetmişti...
Devam Edecek
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..