Bölüm 223
Parça 1
Eismann adadan ayrıldığından beri bir tek bir şeyin peşinden uzun bir süredir yürümekteydi. Başka bir seçeneği yokmuş gibi birini ya da bir şeyi arıyordu. Dinlenmeden, zaman kaybetmeden ve hayatı buna bağlıymış gibiydi. Harabeye dönmüş başkent Arnus'un yakınlarından geçiyordu. Gördüğü manzara onu üzse de duygulara kapılmadan yoluna devam etti. Buzu anımsatan gözleri yorgundu ama durmaya niyeti yoktu. Karısının yani Aiko'nun planları dahilinde birçok şeyi yapmış olsa da bu sefer kendi düşüncesiyle yola çıkmıştı. Bu sefer tek bir seçenek olduğuna inanıyordu. Adayı ele geçirmeleri başarısızlıkla sonuçlandıktan sonra elinde kalan tek şey buydu. Karısı bile onun tarafında olmayı seçmemişti. Bunun için kırgın değildi ama yine de içinde bir burukluk vardı. Uzun bir sürecin ardından karşısında beliren kişi aradığı kişiydi.
'Beni arayan kişilerin karşısına çıkmak pek tarzım değil ama fazla inatçısın bu yüzden geldim. Ya da sadece canım sıkıldığı için.'
'Haha neden geldiğin umrumda değil. Sadece olaya dahil olmanı istiyorum.'
Yüzünü kapatan kapüşonu çıkartıp uzun saçlarını serbest bıraktı. 30'larında gözüken fena gözükmeyen bir erkekti.
'Anlıyorum ama biliyorsun ki o işi bırakı yeterince uzun zaman oldu.'
'Evet yeterince zaman oldu işte bu yüzden buradayım. Sadece izlemekten sıkılmadın mı?'
'Gözlemek daha doğru bir kelime olur.'
Eismann sinirlince elini sağ doğru savurdu.
'Umrumda değil sadece Meravir'e yardım et.'
'Eskiden tek yaptığım buydu. Sonra güçlerimi başkalarına verdim ama sonra güç savaşı yüzünden sadece birinde toplandılar. Sonraysa mor cadı onu yakalayıp gücü tekrar benim yaptığım gibi dağıttı. Günümüzde ise tam şu an sadece iki kullanıcısı var biri kullanmadığı için oldukça düşük seviye de ama içimden bir ses kullanacağını söylüyor.'
'Umrumda değil sen ilk avcısın en güçlü olan sensiz gücünü geri al ve bu savaşı bitir.'
'Artık sadece bir gözcüyüm.'
'NEDEN?'
'Böylesi daha eğlenceli.'
Eismann istediği cevabı alamadığı için daha da sinirleniyordu ama bu ona bir şey kazandırmayacağı gibi işleri sadece daha da kötü yapacaktı.
'Bin yıl belki de daha fazla yaşadın ve aradığın şey eğlence mi?'
'Benim yaşıma geldiğinde tekrar konuşalım. Eskiden Avcı olmak daha doğrusu güçlü biri olmam gerekiyordu ve bu sayede oldum ama artık buna ihtiyacım yok. Gücü de sizin elinize bıraktım ama hala bana geliyorsunuz. Size yardım etmek için en ufak bir nedenim yok. Bu yüzden kaybol çünkü sinirlerim oynamaya başlıyor.'
'Anlamıyorum içinde en ufak bir istek bile yok mu?'
Gözcü iç çekip cevap verdi.
'Meravir geçmişten beri umudunu bir kişiye bağlamaya alışmış bir yer bunu kırmak için gücü 4 kişiye dağıttım ama sonunda geldiğimiz nokta da hala bir çoğu bir kişiden bir şeyler bekliyor. Bir kişiye bel bağlamak yanlış demiyorum ama doğru da değil. Çoğunluk her zaman birden daha güçlüdür. Bu yüzden doğru yolda olanlar o senin öldürmek istediğin Kazeru Yuuma ve arkadaşları. Yine de doğru yolda olmaları işin sonunun iyi biteceği anlamına gelmiyor. Geçmiş de yaptığınız hataların sonucunu onlar gibi gençler ödeyecek. Ahhh bu dünyayı gerçekten çürüttünüz.'
Eismann sessizliğe büründü. Verebileceği bir cevap yoktu ve olsa bile bir şeyi değiştirmeyecekti. Gözcü ağır adımlarla uzaklaştı ve gözden kayboldu.
Parça 2
'Hahahaha ahh bunu özlemişim her ne kadar Aria olmasan da ondan aşağı kalır yanın yok Alice'
Eşsiz bir ses harikalar diyarında yankılanıyordu. Cismi belli olmayan bu sesin kaynağı Alice'in acılı çayını yudumlarken konuşmaya devam etti.
'Ben yokken epey olay yaşanmış işin en üzücü yanı sizlersiniz.'
Alice şekerli çayından bir yudum alırken büyük papyonuyla hizmetçi tavşan yanlarında dikiliyordu.
'Söylesene bunca zaman sonra nasıl çıkıp geldin?'
'Hatırlamıyorum geçen süre konusunda hafızam boş diyebiliriz sanki derin bir uykudaydım çok derin bir uyku da ama bir şey hatırlıyorum. Biriyle beraberdim ruhlarımız bir olmuştu diyebilirim. Sanırım onu bulmaya gideceğim.'
'Yani çılgınca şeyler yapmayacaksın sonuçta bir savaş gerçekleşmek üzere'
'Beni ilgilendirmiyor en azından şu an için. Bu bir yana diğerleri ne durumda?'
'Bilmiyorum sadece moru görüp duruyorum o ise aynı kafadan çatlak bir şekilde yaşıyor.'
'Mavi, mor, kızıl, yeşil ve gri yani Ben Alvoran. Hahaha geldiğimiz hale bak.'
Alice iç çekip gri cadıyla göz göze geldi.
'Sizin zamanınız bitmiş olabilir ama sizden geriye kalan her şey hala devam ediyor ve her şeyi etkiliyorlar. Bunca zaman sonra geri döndün sorumluluk alacak mısın?'
'Uçuk birine göre fazla normal konuşuyorsun. Soruna gelecek olursak yanlış bir şey yapmadım benim zamanımda her şey mükemmel değildi ama iyi durumdaydı. Ta ki yeşilin yarattığı o çocuğu kadar. Sonrasını çok iyi biliyorsun her şey kontrolden çıktı ve bugüne geldik. Şimdilik yapacağım şey bu yarım varlığımı tamlamak. Çünkü bu şekildeyken garip hissediyorum. Diğer parçamı bulmalıyım. Kolay olacağına eminim ama acelem yok senle takılmak da oldukça eğlenceli.'
'Benim içinde aynı şey geçerli olsaydı keşke. Neden cadılardan başka ziyaretime gelen yok ki?'
'Çok bariz değil mi?'
'Değil.'...
Parça 3
Ada savaşı sırasında adadan Aiko tarafından atılan Avcı nerede olduğunu anlamak için bir ağcın tepesine çıkıp etrafa baktı Meravir'in güney köşelerinde bir yerde olduğunu tek bakışta anlamıştı. Meravir'in sonundaydı yani denizi görebiliyordu ama o tarafta işi yoktu bu yüzden zaman kaybetmeden yola koyuldu. Madem adayı kaybettiler elinde kalan tek şey artık diğerleriyle beraber savaşmaktı. Ne olursa olsun bu dakikadan sonra amaçları aynıydı. Sahip olduğu gücü olması gerektiği gibi kullanmaya kararlıydı en başından beri bunu yapıyordu...
Devam Edecek
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..