Bölüm 14
Kasabadan yükselen alevlerin anlamını biliyorum ama neden ? Neden böyle bir şey gerçekleşti.Anlamıyorum.
Melia kısa bir süre kasabayı süzdükten sonra bize döndü ve ciddi bir ifadeyle konuşmaya başladı.
'Orada yaşayan birinin kaldığını sanmıyorum ama gidip bakmaktan bir zarar gelmez.Gidelim.'
Melia'nın işaretiyle hızla kasabaya yöneldik ve kısa sürede vardık.
Açıkçası burası şu an iğrenç bir manzaraya ve atmosfere sahip.Yanmış bedenlerin yaydığı yanık et kokusu ve rüzgarın esmesiyle ortaya çıkan ses iğrenç bir harmoniye sahipti.
Yavaşça yürüyordum,her adımımda biraz daha hızlanıyordum çünkü bu yerde durduğum her saniye berbat hissettiriyordu.Her adımım da burada ölenlerin çığlıklarını duyuyordum.Acılarını hissediyordum.
Bu iğrenç hisse daha fazla dayanamayacaktım ve kendimi bir an da dizlerimin üstünde kusarken buldum.
'...'
Yavaşça yerden kalktım.Kınından çıkarılan bir kılıcın sesi dikkatimi çekti.Kafamı çevirip sesin geldiği yöne baktım.
Olivya kısa kılıçlarına bir şeyler fısıldadı ve onları havaya fırlattı.Saniyeler içerisinde çevrede ki bütün ateş Olivya'nın kısa kılıçları tarafından emilmişti.
Bunu izlerken Melia görüş açıma girdi ve derin bir iç çekip herkesin duyabileceği şekilde konuşmaya başladı.
'Tahmin ettiğim gibi herkes ölmüş,arkada kalan büyü izlerine bakacak olursak buraya saldıranlar üç yada dört kişilerdi ve bir tanesi kesinlikle bir ölüm büyücüsü'
Bunu daha önce duymadım.Melia'nın gözleri bana döndü ve sanırım ne düşündüğümü anladı ve açıklamaya başladı.
'Ölüm büyücüsü basitçe iskelet ya da ölü bedenleri canlandırıp kendi dileğince onları yönlendirebilen büyücülerdir bazıları ama sadece oldukça yetenekli olanları ruhlarla bile iletişime geçebilir.Bu tarz büyücüler büyücülüğün karanlık yüzünü gösterirler.'
Ölmüş bir şeyi canlandırıp kullanmak,oldukça iğrenç bir büyü değil mi? Neden böyle bir büyücü olmak istersin ki?
'Melia kraliyete haber vermeliyiz.'
Olivya oldukça sakin bir şekilde lafa girdi.Melia kafasını sallayarak Olivya'yı onayladı.
Sanırım birazdan ayrılacağız bunun için sabırsızlanıyorum.Melia'ların yanına gitsem iyi olacak diye düşünürken zihnimde tanıdık bir ses duydum.
''Selam benim zayıf efendim''
'Merhaba kılıcım'
''Sadece küçük bir uyarı yapmak için konuşuyorum buraya bunu yapan büyücü oldukça güçlü,onunla yanlışlıkla karşılaşırsan kaç''
'Onu tanıyor musun ?'
''Hayır ama onun gücünü oldukça uzaktan hissetmiştim yani ne kadar güçlü olduğunu söyleye bilirim benim yetenekli efendim.''
'Onunla karşılaşırsam,kaçacağımı düşünmüyorum öyle birinden kaçmayacağım.'
''Peki sen bilirsin benim korkak efendim bir daha ki konuşmaya dek güle güle''
'Güle güle kılıcım'
Enteresan bir konuşmaydı.Peki şu iğrenç histen kurtulmayı başardım.
'Hey Kazeru'
'Efendim Melia'
'Ben kraliyete gidiyorum sense Olivya'yla beraber buranın kuzeyinde ki ormana gidiyorsun'
'Neden ?'
Gözlerini devirerek cevap verdi.
'Acele etmeliyim sorularını şimdilik Olivya'ya sormalısın'
Melia sözlerini bitirip hızlı bir şekilde ayrıldı.Olivya kafamda ki soruları ben sormadan cevaplamaya başladı.
'Normalde benim gitmem daha hızlı olurdu ama seninle beraber benim kalmam senin için daha iyi olacak,sana bir kaç şey öğreteceğim ve en önemlisi ne tarz bir büyün olduğunu bulacaksın.Hadi beni takip et gidiyoruz.'
Olivya her şeyi açıklığa kavuşturmuştu,hemen ona yetiştim ve beraber ilerlemeye başladık.Kısa sürede kasabadan ayrıldık ve az önce gördüklerim bir kabus tadı bırakmıştı bende sanırım kolay unutabileceğim bir deneyim değil.
Yapabileceğim bir şey yok bu yüzden şimdi Olivya'nın bana öğreticeklerine kafa yormalıyım...
Devam Edecek
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..