Bölüm 40

Uyuduğumuz sırada hepimiz bir ses yüzünden uyanmak zorunda kaldık bu ses dün bize detayları anlatan kişiyle aynıydı yine odanın içinde onun sesi yankılanıyordu. Hepimiz büyük odadaki koltuklarda otururken uyuya kalmıştık. Garip bir şekilde Melia bacaklarımdan birine sarılmış bir şekilde uyuyordu.

En son uyanan Melia uyku dolu gözlerine bana çevirdi ve 'Beş dakika daha' dedikten sonra bacağıma geri sarıldı. Bir şekilde onu uyandırdıktan sonra kapı açıldı ve dün bize yol gösteren yaşlı adam bir yemek arabasını iterek geldi. Üzerinde isteyebileceğimiz her şey var gibi gözüküyor.

'Efendilerim bir şeyler yedikten sonra hazır olun ilk oyun kısa süre sonra başlıyor'

Biz bu sözleri dinlerken yeşil gözlü yaşlı adam çoktan odadan çıkmak için yürümeye başlamıştı. Gidip bir tane elma aldım ve yemeye başladım, şu ana kadar yediğim en güzel elmaydı ısırır ısrımaz bunu anladım. Isırdığımda çıkardığı o güzel ses, çiğnerken ortaya çıkan mükemmel

sululuğu ve ağzımda bıraktığı his tek kelimeyle müthişdi. Gerçekten büyüleyiciydi. Diğerkiler de bir şeyler yedikden sonra benle aynı düşüncedeydi. Her neyse bu güzel kahvaltının ardından kendimi zihinsel olarak hazırlamaya başladım.

İlk kez bu kadar büyük bir etkinliğe katılıyorum, Melia'nın söylediğine göre büyük bir seyirci topluluğu olacakmış bunun beni etkileyebileceğini sanmıyorum ama yine de kendimi hazırlamam lazım tabi bu ısınma olduğu için izleyen bir seyirci olacağını sanmıyorum. Ben bunları düşünürken yine o ses oda da

yankılanmaya başladı.

'Bu bölge de yapacağım tüm oyunlar da rakiplerinizi görme şansınız olmayacak çünkü bu bölge de birbirinize karşı yüz yüze mücadele etmenize gerek yok ayrıca burada seyirci de yok bu yüzden rahat olun seyirci ve yüz yüze olan mücadeleler adada gerçekleşecek,

şimdi ilk oyunun ne olduğunu size söylemeyeceğim sadece yarışan kişi yani lideriniz oyun alanına geldiğin de açıklanacak bunun dışında bilmeniz gereken başka bir şey yok ben liderinizi çağırana kadar oturup bekleyin sıra ona gelince söyleyeceğim

ayrıca neler olup bittiğini izlemeniz için lideriniz savaşırken size bir görüntü yansıtacağım bu şekilde onu izleyebilirsiniz her şey bu kadar'

Bu sözlerden sonra beklemeye başladık aradan 3 saat geçtikten sonra beni çağırdı ve geçitten geçtim. Geçtikten sonra etrafa baktım burası o dev arenaydı ama içi taştan yapılmış evlerle doluydu evlerin hepsi birbirine benziyordu.

Hepsinde kapı yeri boşluktu ve 4 tane camları vardı hepsinin arasında ki en büyük fark boyutlarıydı. O ses yani Vel'in yani turnuvayı düzenleyen kişinin sesini tekrar duymaya başladım.

'Beni iyi dinle oyunun amacı basit kaçabildiğin kadar kaç seni yakalamak için orada bir şey var oyun başladığın da seni yakalamak için harekete geçecek ona direk bir saldırı yapman yasak

ne kadar uzun süre kaçabilirsen o kadar yüksek puan alırsın peki hala oyun başlasın'

Sadece kaçmak mı sahip olduğum yetenekle bu kolay olmalı diye düşünüyorum, bir an da bir yere koşmak yerine beklemeye başladım beni kovalayan kişiyi görmek istedim ne de olsa nerede olduğunu bilmeden hareket edersem direk onun üzerine de gidebilirim.

Beni buraya getiren geçit kayboldu. Her yer taştan evlerle kaplı olduğu için yollar çok dardı bu yüzden gelebileceği yerin yukarıdan olacağını düşünüyorum.

Tam bunu düşünürken sağ tarafım da bir tür patlama sesi duydum kafamı oraya çevirdiğimde evin parçalara ayrıldığını gördüm biraz daha dikkatli bakınca o taş parçalarının arasında birinin bana doğru uçtuğunu gördüm etrafında mavi şimşekler vardı

bütün vücudundan etrafa mavi şimşekler saçıyor gibiydi hemen harekete geçip sol tarafımda ki dar yola doğru koşmaya başladım aramızda yaklaşık 20 metre mesafe vardı, dar yola girdiğim sırada bir kez daha arkama baktım

elini bana uzatmıştı gözlerimin hemen önünde parmaklarını gördüm ve bir an bile duraksamadan kendimi yanımda ki evin çatısına ışınladım. Çatıya ışınlandıktan sonra duraksamadan koşmaya başladım çatıdan çatıya atlayarak ilerliyordum ki bir anda çatısında olduğum

evin tavanını parçalayarak önüme çıktı hemen sol tarafımda ki binaya doğru ışınlandım ama hemen önümde yeniden belirmişti inanılmaz bir hızı vardı üzerime doğru atıldı eminim herkes yakalandığımı düşünüyordu, ama bir an da ortadan kayboldum ve başladığımız yere döndüm

bunun nasıl olduğu oldukça açıktı oyunun detayları bana anlatıldığı sırada böyle bir şey olabileceğini düşünüp hançerimi çaktırmadan yere fırlatmıştım bu sayede yakalanmaktan kurtuldum. Hızlı bir şekilde sağ tarafa doğru harekete geçtim

onun ilk başta yıktığı evin yıkıntılarını geçip önümdeki eve tırmanmak için camların olduğu kısmı kullandım ve hızlı bir şekilde tepesine çıkıp çatıdan çatıya atlayarak yoluma devam ettim, başlandığımız zamanındakine göre şu an en büyük fark

hançeri yanıma almış olmamdı çünkü aynı numaraya tekrar düşmeyeceğine eminim eğer hançeri aynı şekilde bir yere saplasaydım bu kez hançeri bulup alabilirdi ki bu durumda hızlı bir şekilde yenilmem kesin olurdu.

Arkama bakarak koşmaya devam ediyordum epey uzakta da olsa onu görebileceğim bir mesafedeydi bana doğru hızla çatılardan ilerleyerek geliyordu etrafı şimşek benzeri şeylerle kaplı olduğu için net bir şekilde onun fiziğini

göremedim birden aklıma unuttuğum bir şey geldi onunkine benzer bir gücü daha önce görmüştüm kuleden çıktığım sıralarda onla karşılaşıp dövüşmüştüm ama burada ki rakibim kesinlikle ondan çok daha iyi

aramızda ki mesafeyi hızla kapatıyordu ama bu doğaldı o tamamen bu yarışma için seçilmiş biriydi kesinlikle ondan kaçmak istiyorsam beklemediği bir şey yapmalıydım tahmin edemeyeceği ve engelleyemeyeceği bir şey aklıma bir plan

geldi .Durdum ve ona doğru dönüp kılıcımı çektim, sol ayağım ilerde sağ ayağım geri de olacak şekilde saldırı pozisyonuna geçtim kılıcımı 2 elimle kavradım, öne doğru hafif eğik bir şekilde tuttum ardından rakibimi beklemeye başladım.

Rakibim sonunda benimle aynı çatıya ayak basıyordu ileri doğru atıldım ve bütün kana susamışlığımı ona yönlendirdim ileri doğru birkaç adım daha attım o da bana doğru gelmişti gözlerimiz kesişmişti ilk kez onun gözlerini

görüyorum maviydiler bir an bile duraksamadan kılıcımı ona doğru yönlendirdim şu ana kadar yaptıklarımı blöf sanmış olmala ki kaçınmadı kılıcım ilerlemeye devam ederken gözlerin de bir anlığında oluşan korkuyu görebildim

saldırımdan kaçınmak için geçte olsa hamle yapıp kendini kendi sağına doğru yönlenmeye zorladı ben ise bu fırsattan yararlanıp saldırımı altımızda zemine yaptım zemin parçalara ayrılıp yıkılırken o aşağı düşüyordu ben ileri doğru ışınlanarak

kaçmaya kaldığım yerden devam ettim. Yaptığım hamle de herhangi bir kural ihlali yoktu, Vel'in söylediği şey rakibimize direk saldıramayacağımızdı ben ona dolaylı bir şekilde saldırmış oldum. Bu şekilde ona karşı kazandığımı düşünmüştüm ki

önüme düşen yıldırım yüzünden şaşkınlıktan dona kalana kadar .Önüme düşen sadece yıldırım değildi aynı zamanda rakibimin kendisiydi birden üzerime atıldı ve beni yakaladı ben ise hala ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

'Evet oyun bitti'

Bu ses beni az da olsa kendime getirdi, rakibim hiç duraksamadan hızlı bir şekilde benden uzaklaştı bu yüzden onu net bir şekilde görememiştim oysa ki onla konuşmak istemiştim çok ilginç bir yeteneği vardı, bunlar bir yana

çok uzun bir süre kaçtığım söylenemez ama onun gücünü düşününce yeterince iyi kaçtığımı düşünüyorum.

'Kazeru Yuuma bu oyunda gösterdiğin performansın sonucu olarak 7.sıradasın'

Bu hiç beklemediğim bir şeydi rakiplerimden altısı en iyi olacağımı düşündüğüm bir yarışma da beni geçti. Bunun ardından Melia'ların yanına geri döndüm ve daha sonra öğrendik ki birinci olan kişi yakalanamayacağı için oyun durdurulmuş.

Açıkçası böyle bir şeyi hayal etmesi bile zor o şey tarafından yakalanması imkansız birini düşününce ne kadar güçsüz olduğumu fark etmem daha kolay olmuştu ama her şeye rağmen bir şey değişmemişti ne olursa olsun tepeye oynayacaktım ne kadar zor olursa olsun kazanmaya olan inancım biraz bile azalmamıştı...

Devam Edecek

Not: İnternetle ilgili bir sıkıntım var bir süre aksama olabilir.