Bölüm 16 : Hasat

avatar
4006 13

Yıldızlar Kralı - Bölüm 16 : Hasat


Bina üç katlıydı ve birkaç yüz metrelik alanı kaplıyordu. Ersa içine girdiğinde onlarca çalışan karşıladı kendisini. Orta yaşlı bir adamın yanına yaklaştı.

“Merhaba. Seviye değerlendirmesi için geldim. Nereye gitmem lazım?”

“Beni takip edin. Sizi yönlendireceğim.”

Adam Ersa’yı onlarca odadan birinin önüne götürdü. Odaların kapıları şeffaftı ama odanın içi görünmüyordu.

“Kartını kapının yanındaki deliğe yerleştir. Kimliğin onaylanınca odaya girebilirsin. Oda seni yönlendirecek.”

Ersa öğrenci kartını deliğe yerleştirdi. Birkaç saniye sonra odanın kapısı açıldı. Ersa odaya girdi.

“Seviyelendirme testine giriş yaptınız. Kimlik onayı için odanın merkezine geçin.”

Ersa odanın ortasına yürüdü. Orta da belinden biraz daha yukarısına gelen bir kürsü vardı.

“Orta parmağını kürsünün yüzeyinde tut.”

Ersa parmağını kürsünün üstüne koydu ve ne olacağını bekledi. Elinde bir karıncalaşma oluştuğunda kürsüye akan kanı fark etti.

“Kimliğin onaylandı. Öğrenci Ersa seviyelendirme testin başlıyor. Test iki aşamadan oluşmaktadır. İlk aşama enerji seviyenin ölçülmesi. İkinci aşama savaş gücünün ölçülmesi. Enerji seviyesi ölçümü testi için elini küreye temas ettir.”

Odanın bilgilendirmesi bitti ve kürsünün yüzeyi açılarak bir küreyi açığa çıkardı. Ersa seviyelendirme testinin enerji ölçümü şeklinde olacağından şüpheleniyordu. Eğer küreye dokunursa seviyesi olmazdı bile. İç çekti ve küreyi sağ eli ile kavradı.

Ersa küre ile temaz halindeyken saniyeler geçti ancak kürede hiçbir değişiklik olmadı.

“Seviye normal insan. Öğrenci Ersa ikinci teste devam etmek istiyor musun?”

Ersa odanın bilgilendirmesi ile heyecanlandı. İkinci teste devam edemeyeceğini sanıyordu.

“Evet.”

“İkinci test savaş gücü testi. Öğrencinin hayati tehlikeye girme ihtimali olursa test durdurulacaktır. Normal insan seviyesinde eşleşme bulunmadığından acemi evre birinci seviye bir canavar ile eşleşeceksin. Kabul ediyor musun?”

“Ediyorum.”

“Savaş simülasyonu oluşturuluyor.”

Ersa’nın çevresi değişti ve bir ormana dönüştü. Ersa hayranlıkla izliyordu. Simyanın en üst seviye teknoloji ürününü görmek ufkunu genişletti. Ağaçların arasında bir kurt belirdi. Gri kürkü ve Ersa’nın beline gelen bir boyutu vardı. Keskin dişlerini açığa çıkartarak hırladı.

“Canavarı öldürmen durumunda bir sonraki seviyeye geçme hakkını kazanacaksın. Testin başlamasına on-”

Ersa kılıcını eline aldı. Kalp atışları hızlanmıştı. İlk defa savaşacaktı. Karşısındaki yapay bir canavar olsa da elinde değildi heyecanlanıyordu. Yapabileceğine karşı şüphe duydu. Nefes alışverişini sakinleştirdi. Ses geri sayıma devam ediyordu.

“Yapabilirsin Ersa.” İçinden geçirdi.

“5”

“4”

“3”

“2”

“1”

“Test başladı.”

Geri sayımın bitmesiyle kurt Ersa’ya saldırdı. Keskin dişleri ile Ersa’yı ısırmayı planlıyordu. Ersa gözleri genişlerken kılıcıyla kurdun saldırısını engelledi. Kurdun kafası kılıca çarptığında kurt geriye savruldu.

Ersa şaşkınlığını üzerinden attı. Hala kalp atışı hızlı olsa da kurdun saldırısını engelleyebildiğini gördüğünden dolayı güven kazanmıştı.

Hızını kullandı ve afallamış kurda kılıcını savurdu. Kurdun boynuna çarpan kılıç kolaylıkla kürkünü deldi. Ersa bir sonraki saldırısını yapacakken odanın sesiyle saldırısını durdurdu.

“Acemi evre birinci seviye geçildi. Acemi evre ikinci seviye testine girmek ister misin?”

Orman ve kurt ortadan kayboldu. Geriye boş bir oda kaldı.

Ersa şaşkınlıkla konuştu.

“Başardım?”

Yüzünde mutlu bir gülümseme ortaya çıktı. Deliler gibi eğitim yapması işe yaramış, acemi evre birinci seviye bir kurdu öldürebilmişti. İlk defa gücünü test eden Ersa için eğitiminin karşılığını görmek muazzam bir sevinçti. Beklenti dolu sesi odayı doldurdu.

“İkinci seviye testine gireceğim.”

Oda tekrar değişim geçirdi. Bu sefer bir orman yerine kurak bir arazideydi. Genişliği yaklaşık kırk metre kare olan oda ile aynıydı. Önceki test ile aynı şekilde bir kurt karşısında belirdi. Sistemin geri sayımı da başlamıştı.

“Üç”

“İki”

“Bir”

“Test başladı.”

Kurt Ersa’ya pençeleri ile saldırıya geçti. Ersa kılıcını kurdun saldırısına karşı savurdu. Kılıç hareketleri daha önce kılıç kullanmayan Ersa için acemiceydi. Kurt Ersa’nın saldırı gücüyle kanlar içinde kaldı. Ersa kurda fırsat vermedi ve kurdu öldürdü.

İlkinde kurdu öldürdüğünde olaylar çok hızlı gelişmişti. Şimdi ise yaralı olan kurdu normal bir şekilde öldürdü. Nasıl bir his olduğundan emin değildi. Kanı kaynıyordu ama bir can almak tuhaf bir duyguydu. En azından gerçek bir yaşam olmadığını aklından geçirdi.

“Acemi evre birinci seviye geçildi. Acemi evre ikinci seviye testine girmek ister misin?”

Ersa testlere devam etti ve en son acemi evre yedinci seviye bir canavar öldürebildi. İki metre boyunda siyah kürklü canavarın ölümü Ersa’ya rahat bir nefes aldırdı. Kolay bir savaş değildi. İlk defa savaşı deneyimliyordu ve daha önce silah kullanmamıştı. Eğer kılıç kontrolü daha iyi olsaydı bir sonraki seviye testine girebilirdi.

“Acemi evre yedinci seviye geçildi. Acemi evre sekizinci seviye testine girmek ister misin?”

“Hayır.”

“Test sonlandırıldı. Bilgiler öğrenci kartına yerleştiriliyor. Çıkış yapabilirsin.”

Ersa yırtıklarla dolu kıyafetiyle binadan çıktı. Yurda giderken kendisine çevrilen bakışlara maruz kaldı. Odasında yaralarına göz attı ve kıyafetlerini değiştirdi.

Eğitim alanına bu sefer rahatlıkla girebildi. Eğitim alanı bir ormandı. Canavarların seviyelerine göre alan parçalara ayrılmıştı. Ersa’nın sınırı acemi evre yedinci seviyeydi. Simülasyondansa ormanın verdiği hissiyat Ersa’yı heyecanlandırdı. Bu tür bir sansasyon onu heyecanlandırıyordu.

Ormandaki canavarları gözlemleyerek ilerledi. Tilki, kartal, boğa gibi düşük seviye canavarlar ilk aşamalardaydı. İlerledikçe daha güçlü canavarlarla karşılaşılıyordu. Düşük seviye canavarlarla uğraşmadı. Akademi eğitim alanında avlanabileceği süreyi ve seviyeleri kısıtlamıştı. Zamanın çoğunluğunu düşük seviyelerde harcamasına izin verilmiyordu.

Kendi seviyesindeki canavarları ise üç saat avlayabilirdi. Yedinci seviye canavarların yerleştirildiği alana geldi. Kısa sürede kedi türü bir canavarla karşılaştı. Bir metre boyutlarında keskin pençeli bir canavardı. Ersa canavara saldırıya geçtiğinde canavarın yeşil gözleri Ersa’ya döndü.

Canavar doğuştan gelen içgüdüsü ile Ersa’nın saldırısına karşılık vermek için pençesini savurdu. Kılıç ve pençe çarpışmasıyla iki tarafta birbirlerinden uzaklaştı. Canavarın pençeleri kırmızı bir renge büründü. Ersa’nın saldırısı etki etmişti. Hırlayarak Ersa’ya baktı.

Gerçek bir canavar ile ilk savaş Ersa’yı tuhaf hissettirdi. Simülasyondan farklı bir duyguydu. İki tarafta yeniden hamle yaptı. Canavarın tüm saldırılarını Ersa kılıcıyla engelliyordu. Ondan fazla saldırı değişimi olsa da üstün bir taraf olmamıştı.

Ersa ani bir hızla canavara doğru koştu. Canavara tam yaklaştığında vücudunu döndürerek canavarın sağına geçti. Canavar hemen tepki verdi ama yine de geç kalmıştı. Ersa, korkutucu bir sakinlik ile kılıcını canavarın kafasına savurdu.

Kılıcın hamlesi ile canavarın sağ yüzü yarılmıştı. Gözü zarar görmüş, kanlar ile kaplanmış bir yüzle Ersa'ya çok kızgın gözlerle baktı. Kükreyerek, Ersa'nın üzerine koştu.

Canavar, Ersa’ya hırlayarak saldırdı. Ersa canavarın sağ gözündeki yaralanmasını kullanarak kör noktasında durmaya çalışıyordu. Canavar, pençesini Ersa'nın yüzüne savurdu.

Ersa gülümsedi ve eğilerek kaçtı. Tekrar sağ tarafa yönelerek, bu sefer tüm gücünü kullanarak boynuna saldırdı. Kılıç darbesi canavarın boynuna çarpınca canavar acı dolu bir inleme verdi.

Boynunda derin bir yarık oluştu. Ersa, canavarın vücudunun sağlamlığı karşısında şaşırmıştı. Canavar bir süre yerde kıvrandı ama kısa sürede vücudu hareket etmeyi bıraktı.

Ersa ise nefes nefese kalmıştı. Gözleri canavara çevrildi. İlk defa bir can almıştı. Normalde daha korkutucu olacağını düşünmüştü ama düşündüğünün tam tersiydi. Heyecan duyuyordu. Deli biri olduğunu düşündü. Bir can almasına rağmen nasıl korku yerine büyük bir heyecan duyabilirdi?

Savaş sırasındaki gülümsemelerini hatırladı. Savaşa kendini kaptırmış istemsizce gülümsemişti. Tuhaf hissetmekten kendini alamadı.

Canavarın cesedinin yanına geldi. Canavarın türü bir derecaydı. Tabi öldürdüğü dereca gelişmemiş bir tanesiydi. Normalde çok daha güçlü olurlardı. Seviyesi daha düşük olsa da dereca değerli bir canavardı. Bu yüzden sadece çekirdeğini almayacaktı. Kürkünün de iyi bir değeri vardı.

Yarım saatlik uğraştan sonra kürdü acemi bir işçilikle çıkardı. Kalbinin tam tersi olan konumdan da çekirdeğini çıkardı. İlk defa bir çekirdeği yakından görüyordu. Kahverengi tonlarında kalbe benzer yapıda bir çekirdekti. Canavarın pençelerini de aldı ve başka bir canavar aradı.

Ersa yedinci seviye olan altı canavar daha öldürdü. Dereca kadar güçlü değillerdi ama ard arda yaptığı savaşlar Ersa’yı yıprattığından dolayı zorlanmıştı. Diğer canavarların sadece çekirdeklerini topladı.

Üç saat neredeyse dolmuştu. Ersa eğitim alanından çıkarak akademideki yeşillik bir alana geçti. Eğitim alanında elde ettiklerine göz attı. Yedi adet yedinci seviye çekirdek ve derecanın pençeleri ile kürkü vardı. Ne kadar para edeceklerini merak etti.

Bugünkü savaşlar Ersa’nın motivasyonun arttırmıştı. Bedensel dövüş sanatları gerçekten de işe yarıyordu. Çabalarının karşılığını görmek Ersa da daha fazla çalışma isteği oluşturdu.

Çekirdekleri satmak için pazara gitti. Okulun eğitim alanından kazandıklarını satabileceği bir mağaza bulunuyordu. Ersa da bu amaçla mağazadan içeri girdi.  Mağazada onlarca eşya alım tezgahı vardı. Ersa boş bir tanesine ilerledi. Kırk yaşlarında bir kadın görevli sordu.

“Evet, ne satmak istiyorsun?”

Ersa çekirdekleri, kürkü ve pençeleri çıkardı.

“Yedinci seviye çekirdek on beş kahverengi sikke. Kürk on ve pençeler beş kahverengi sikke sikke. Yüz yirmi kahverengi sikke ediyorlar.”

Ersa, alacağı parayı duyunca şaşırmıştı. Bu para için sadece üç saat çalışmıştı. Görünüşe göre akademi avlanmayı teşvik etmeye çalışıyordu. Bu sebeple verdiği aylık harçlık azdı. Altı ayda alabileceği parayı bir günde kazanmıştı.







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr