Bang… Bang… Bang...

  Güneş ve 7. Yaşlı henüz önlerindeki hazinelere bakmadan dışardan devasa çekiç sesi yankılanmaya başladı. Güneş bu sese aşinaydı. Bu birinin devasa Demirci Düzeni’ne bir eşya soktuğunu ya da bizzat birinin düzene girdiğini gösteriyordu. Bu ses ise çekicin dövme sesiydi.

  Ses yankılarken 7. Yaşlı ve satış danışmanı da Güneşle birlikte başını o yöne çevirdi.

  Bang… Bang… Bang… Bang…

  Toplam 32 Bang sesinden sonra 33. Ses boommm diye yankılandı. Bu çok üzücü bir durumdu. Zira 33. Darbe son darbe olarak bilinirdi ve 33. Darbe ile eşya tamamlanırdı.

  Heyecanlanmış olan 7. Yaşlı ve satış danışmanının yüzü bir anda hüzünlü bir hal aldı. Kendileri de daha önce çok eşya kaybetmişlerdi bu düzende bu yüzden kader arkadaşları ile empati kurmuşlardı.

 Güneş çoktan eşyalara bakmaya başlamıştı. Teker teker kılıçları eline alıp kontrol etse de hiç biri ona uygun gelmiyordu.

  Önlerine gelen eşyaların hemen hepsi de kaliteli eşyalardı. Güneşe uymamasının ise tek bir sebebi vardı, boyut. Güneş her ne kadar kılıç ustalığının temellerinde ustalaşmış olsa da henüz 5 yaşındaydı haliyle boyu oldukça küçüktü ve kılıçların tamamı onun boyundan bile büyüktü. Aynı durum zırhlar ve diğer eşyalar için de geçerliydi.

  Durumu fark eden satış danışmanı endişelenmişti. Her ne kadar çocuğun bu eşyayı biraz daha ilerde kullanacağını düşünmüş olsa da anlaşılan durum böyle değildi.

  Hemen tatlı diliyle ve usta yetenekleriyle eşyaları övmeye başladı ama bunun hiç etkili olmadığını fark etti.

  7. yaşlı da durumu fark etti ve kardeşine dönerek “istersen başka dükkanlara da bakabiliriz tek yer burası değil endişelenme” diye teselli etti.

  Ellerindeki iki yağlı müşterinin kayıp gitmek üzere olduğunu gören satış danışmanı oldukça endişelenmiştİ. 7.Yaşlı’nın ayağa kalktığını gördüğü anda aklına birden bir şey geldi. Son bir umutla 7.Yaşlıya “aslında bir eşya daha var elimde, doğrusunu söylemek gerekirse bir kılıçtan çok bir bıçak boyutunda ama kılıç gibi tasarlanmış. Dengesi oldukça iyi. Sadece… Doğrusunu söylemek gerekirse sınıfını tam belirleyememiş olsak da Dünya-? sınıfı bir hazine ama boyutundan ötürü yetişkin insanlar onu kılıç olarak kullanamayacağı gibi şeklinden ötürü de bıçak olarak kullanılmaya çok uygun değil bu yüzden uzunca bir süredir elimizde.” Dedi. Ve hemen hizmetçisine işaret etti.

  “Dediğim gibi sınıfını tam olarak belirleyemedik bu yüzden Dünya-Orta sınıf olarak fiyatlandırmıştık başta. Ama yetişkinler için olan uyumsuzluğu yüzünden Dünya-Düşük sınıf fiyatlandırılmasıyla satacam size.”

  7. Yaşlı bir şey demeden beklemeye başladı. Dünya-düşük aşama hazineler 100 altın ile satışa başlardı. Bu fiyat insan yüksek aşamanın en zirvesinde bulunan hazinelerin bile 5 katı fiyatınaydı. Kendi bütçesi Yıllık yaklaşık 500 altındı bu durumda bu fiyat onu çok zorlayacaktı. Ama satış danışmanının istekliliğini görünce fiyatı biraz daha düşürebileceğini fark etti. Ayrıca kalitesi beklediğinin üstündeyse daha sonra kardeşi bir okula girdiğinde bunu çok daha iyi bir fiyattan değerlendirebilirdi. Bilinirdi ki okullarda çok daha zengin klanlardan binlerce öğrenci katılırdı. Bu yüzden bu satın alım kardeşinin geleceğine iyi bir yatırım olabilirdi.

  Satış danışmanının hizmetçisi geldiğinde 7. Yaşlı’nın gözleri parıldadı. Her ne kadar tam olarak anlayamasa da bu kılıç en azından Dünya-Orta adım bir hazineydi. Bu da değerini 3 katına çıkarırdı.

  Güneş kılıcı eline aldığında sanki kılıç onun için yaratılmış gibi hissetti. Kılıç tutma kabzasından tut ucuna kadar tamamiyle minyatür bir hava verse de oldukça iyi yapılmış güzel bir kılıçtı. Hemen iştahlı gözlerle abisine döndü.

  7. Yaşlı kardeşinin bu beğenmiş ifadesini görünce daha çok sevindi. Zaten kılıcı almayı kafasına koymuştu üstüne kardeşinin sevmesi çok daha iyi oldu.

  Satış danışmanı da bu durumu fark etti. Yüz ifadelerini okuyamayacaksa zaten burada ne işi vardı. Hemen bu isimsiz kılıcı ballandıra ballandıra anlatmaya başladı. Ama o konuştukça 7. Yaşlının yüzünün düştüğünü fark etti.

  “anlıyorum” dedi 7.Yaşlı. “Kabul etmem gerek, bu gerçekten çok iyi bir kılıç” dedi ve satış danışmanına baktı. Yüzünde hafif bir hüzün ifadesi oluşturmuştu. “ bu gerçekten iyi bir kılıç ama sence kaç yaşına kadar kullanabilir bunu 11 hadi geç uzasa 12. Sonrasında ne olacak sence bu kılıcı kimse alır mı?” dedi ve satış danışmanına döndü.”insan adım hazine olsa neyse o fiyat gözden çıkarılabilirdi birkaç yıl kullanılacak bir silah için ama dünya adım hazine… çok zor”

  Satış danışmanının rengi atmıştı. Bu silahın satılmamasının en büyük sebebi buydu. Genelde gerçek kılıç kullanımına 10 yaşlarında başlanırdı. Her ne kadar bu kılıç başlangıç için iyi olsa da çocuk 11-13 yaşları arasında birden boy kazanacağı için artık bunu kullanamayacaktı. Kimse bu kadar düşük süre için sonrasında elden çıkarılamayacak bir ürüne bu parayı vermek istemiyordu.

  Satış danışmanı artık fazla söz sarf etmek istemiyordu. 7.Yaşlı’ya dönerek “50 altın” dedi ve ekledi “bu para isteyebileceğim en düşük miktar daha fazla düşemem.”

  7. Yaşlı sakalını sıvazlayıp kılıcı incelerken “kardeşime İnsan adım kılıç alacağıma söz verdim ve Yüksek-İnsan adım kılıçlar sadece 10 altın. Ayrıca alacağı kılıcı muhtemelen seviyesini iyice ilerletene kadar kullanacak. Söylesene neden küçük bir çocuğa 50 altın ayırayım ki? Hem de sadece birkaç yıl kullanacağı bir silah için”

  Satış danışmanının rengi atmıştı. Bu silahı Yüksek-İnsan adımın zirvesi fiyat olan 20 altına satsa bile onu ödüllendireceklerini biliyordu. Çünkü 15 altına almışlardı ve uzunca bir süredir ellerindeydi ama 20 altının üstünde olan her bir miktar doğrudan cebine girecekti bu yüzden fiyat düşürmeye hiç niyeti yoktu.

  Uzunca bir pazarlığın ardından 7.Yaşlı 25 altına kılıcı aldı ve kınıyla birlikte kardeşine hediye etti. Bu sayede hem kardeşinin birkaç yıl kullanabileceği güzel bir kılıcı olmuş oldu hem de ilerde iyi bir okula gittiğinde onu oradaki zenginlerden birine en kötü ihtimalle 100 altına satıp kendine yeni bir silah alabilecekti. Bugün çok kazançlıydı.