4. BÖLÜM- SU ŞEHRİ

avatar
493 4

YÜKSELİŞ - 4. BÖLÜM- SU ŞEHRİ


  Su şehri demirciler için krallığın en gözde şehirlerindendi. Bu gözdeliğin en büyük sebebi ise şehrin merkezinde bulunan devasa düzendi ve buna Demirci Düzeni denirdi. Bu düzen kim tarafından kuruldu bilinmese de gücü inanılmaz bir seviyedeydi. Sıradan silahlar bile ruh taşlarıyla birlikte düzene bir kere bırakıldığında düzen aktif hale gelir ve devasa bir demirci ortaya çıkardı. Silahla beraber aktarılar ruh taşlarının enerjisi tükenene kadar veyahut silah parçalanana kadar demircinin devasa çekici ile dövülürdü.


  Demirci Düzeni’ni keşfeden kral burada devasa  Su şehrini kurdu ve birkaç yıl içerisinde çevresindeki çoğu şehri geçti. Ne yazık ki şeytani topraklara çok yakın olduğu için hiçbir zaman bir seviyenin üzerine çıkamadı. Birkaç ayda bir devasa demirci akını olur ve devasa silahlar geliştirilirdi bu sayede ekonomi hareketlenirdi.


  Bazen de nadir de olsa bazı yüksek seviyeli savaşçılar gelir ve demirci düzeninin baskısı altında güçlerini arttırmaya çalışırlardı. Bu çaba çoğu zaman bir yıkımla sonuçlanırdı. Demircinin baskısı eş zamanlı olarak vücudun tüm alanlarına devasa bir güç olarak uygulanırdı ve uzmanların yetişimi tam değilse en ufak bir açıklık bile varsa onu tamamen yok edebilirdi yahut bu bütün vücudun eşit seviyeye gelip gelişimde çığır açmasını da sağlayabilirdi. Çekiş bırakılan silahın veya insanın en güçlü parçasına göre otomatik ayarlardı gücünü. Yıkımın asıl sebebi buydu.


  Genç Anka ve 7. Yaşlı Su şehrine gitmek için devasa bir kartalın sırtına bindiler. Her ne kadar Anka Klanı ismini taşısalar da bir Anka’ya sahip olamamışlardı henüz. Bağlı oldukları Kudretli Anka Klanı’nın sadece bir yan dalıydılar. Eğer yeterince güçlü olsalardı Kudretli Anka Klanı onları bir Anka ile ödüllendirebilirdi, onun haricinde Anka gibi efsanevi bir yaratığı ele geçirme ihtimalleri yoktu.


  Kartal havalandığında Genç Anka kartalın başının üstünde duruyordu. 2 yıldır bu kartalı beslediği için ona karşı ayrı bir sevgisi vardı, aynı şekilde kartalda çocuğa bağlanmıştı. Kartalı ilk beslediği zaman inanılmazdı. Küçücük elleriyle kendi boyutundaki bir et parçasını sürükleyerek kartalın önüne bırakmıştı. Genç Anka’nın gücünü gören tüm çalışanlar ağzı açık bir şekilde izlemişti bu olayı.


  Su şehrinin semalarına girdiklerinde milyonu aşmış hane sayısı ve tam ortadaki devasa Demirci Düzeni ile birlikte Su şehri muhteşem ihtişamıyla önlerine serilmişti. Kartal hiç hızını kesmeden Su şehrine girip bilindik bir nokta olan su şehrinin en büyük mağazasının devasa alanına ilerledi ve oraya yumuşak bir iniş gerçekleştirdi. Kartalı fark eden yüksek rütbeli bir satış danışmanı elini birbirine sürterek hızla onlara yaklaşmaya başladı.


  Bilinirdi ki su şehrinde çok fazla uçan yaratık yoktu, eğer biri uçan yaratık kullanıyorsa bu onun çok güçlü olduğunu gösterirdi. Güç zenginliği ve zenginlik de gücü beslerdi, böylelerinde her zaman çuval dolusu para olurdu. Bugün kim olduğu önemsiz gelen bu kişi ona iyi para kazandıracaktı.


  Kartaldan inen yaşlı adam ve küçük çocuğu hemen tanıdı. Adımlarını hızlandırdı ve hemen yanlarına vardı. “Anka klanın 7. Yaşlısı ve küçük Güneş’i selamlıyorum.” Yaşlı gülümseyerek karşılık verdi ama Genç Anka hiç oralı olmamıştı.


  Söylenmesi gerek ki Genç Anka pek dışarı çıkmazdı. Klandaki herkes de onu genç efendi veya Genç Anka diye çağırdığından gerçek ismini hiç kullanmazdı. Bu yüzden dışarı çıktığı nadir zamanlarda klanlarına yakın bazı simalar ona ismiyle hitap ettiklerinde bunun farkına varamayabiliyordu.


  Satış danışmanı çocuğun onu takmamasını çok önemsememişti, onun güzünde o hep soğuk biriydi zaten. İkiliye içeri doğru eşlik ederken oraya yeni varmış bazı satış danışmanları kıskanç gözlerle ona baktı ama o gülümsemeyle karşılık verdi. Para kazanmak istiyorlarsa sürekli hazır beklemeleri gerekirdi.


  İçeri özel bir odaya geçtiler ve satış danışmanı en kaliteli şaraplarından birini servis etti 7. Yaşlıya, çocuğa da bir bardak meyve suyu ve biraz kurabiye getirttikten sonra sohbete başladılar.


  7. yaşlı çok uzatmadan direk konuya girdi “küçük kardeşim bu yıl 5 yaşına girdi ve ona bir hediye sözüm var bu yüzden elindeki yüksek-insan adım kılıçlara bir göz atmaya geldik” dedi.

  Satış danışmanının gözleri fal taşı gibi açılmıştı. İnsan adım hazineler her ne kadar nadir görülmese de usta zanaatkarların elinden çıkmaları lazımdı. Böyle silahlar genelde 1 altın civarında bir değeri olurdu bu da 1000 gümüş yani 1 milyon bakır ederdi üstelik bu miktar düşük-insan adım hazineler için geçerli olan miktardı. Küçük bir çocuğa böyle bir silah alabilmek ancak Anka klanı gibi büyük bir klanın yapabileceği bir işti.


  Her ne kadar küçük bir çocuğa yüksek-insan adım hazine vermeye büyük bir israf gözüyle baksa da bu iyi bir kar elde edeceği gerçeğini değiştirmezdi bu yüzden hemen iki çalışan çağırarak onlara birkaç komut verdi ve bir anda odaya onlarca insan-adım hazine gelmişti. İçlerinden sadece 7 tanesi  yüksek-insan adım kılıçtı. Satış danışmanı işinin ehli bir insandı ve böylesi dolu bir keseyi başkasına kaptırmak istemiyordu. Bu yüzden ihtiyaçlarını karşılamaması yahut beğenmemeleri ihtimaline karşı farklı sınıflardan ve türlerden de insan adım hazineler getirtmişti.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46904 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr