Bölüm 8: Gerçekler

avatar
251 0

7 Büyük Güç - Bölüm 8: Gerçekler


"Nasıl başlasam bilemiyorum."

"Öncelikle çok uzun zaman öncesini anlatmakla başlayayım. O kadar eski bir tarih ki ne zaman olduğunu bile bilmiyorum."

"Eski çağlarda insan nüfusu bu kadar fazla değildi. Zar zor 10 milyar nüfusları vardı." dedi Julian.

Milius ve Daniel eski çağların nüfusunu duyduklarında şok oldular. Onlara göre bu nüfus bahsetmeye bile değmezdi. Sadece Moren şehrinin nüfusu bile 8 Milyardı. Tüm dünya ile kıyaslandığında........ Bu sayı karınca kadar basit kalıyordu.

" O Zamanlar insanlar çok çalışkandı. Kendilerini geliştirmek için ellerinden geleni yaptılar ancak gezegenin büyüklüğü buna her zaman engel oldu. Uzun bir süre boyunca bilinmezde yaşadılar. Bir gün kimsenin anlayamadığı Bir şekilde adını bilmediğim bir kıtada bir olay oldu. 2 gün önce size olan şey ile aynı.... "

" Sadece bir kıta bundan etkilendi. Kıtanın kendisi tamamen yok olurken içindeki insanlar da sahip oldukları güçler ile dünyaya yayıldılar. Bazı insanların 2 gücü vardı, Bazılarının 1."

" Yok olan kıtadaki insanlar sadece 1 milyon kişiden oluşuyordu. Tüm kıtalar arasında en az insan nüfusu Oradaydı. Yine de kıta yok olduktan sonra yüzlerce krallık ve İmparatorluk kuruldu. Bu imparatorlukların İmparatoru ya da Kralı her zaman güçleri olan insanlardan olmuştu. Ölümsüz olmayanların güçleri soyları ile beraber devam etti. Soy devam ettikçe güçleri olan insanlar arttı. Sanırım şu zamanda 1 milyar kadar güçleri olan insan var. Belki de daha fazla. Benim soyum da öyle. Benim Atam Dönüşüm Vücudu adlı bir yetenek kazanmıştı. Ben de de o yetenek var.

Sizin gibi elementler veya ona benzer güçleri olan insanlarda 10. Evreye geçtiğinizde gücünüz değişir. Buna artar da diyebiliriz. Siz Önce Lord unvanını alırsınız. Sonra Efendi. Sonra da Hükümdar daha sonra ne geldiğini bilmiyorum. Bu dünya da Hükümdarı aşmış birisi yok. Aşmaya en yakın kişi ise senin geçen gün karşılaştığın Karanlığın Hükümdarıyı José.

Bizim gibi biyolojik yetenekleri olan insanlarda ise böyle bir ad sistemi yoktur. Biz 10. Evreye geçtiğimizde gücümüzün adı değişir fakat değişen ad her biyolojik güçte farklı olabilir.

Benim atamın sadece 1 gücü vardı.  Senin durumun ise çok daha farklı. Ya bir kaç tane gücün var . Ya da çok daha farklı bir gücün. Bana Rira dağından düşüp ölmediğini söyledin. Aynı zamanda Aydınlığın Efendisi olduğunu ve Karanlığın Efendisi olduğunu. Kendi gözlerimle kanatlarını gördüm. Aynı zamanda Easterr öldüğünde bir ışık gördüğünü söyledin. Belki de gücün budur. Easterr ölürken saçının yarısı beyazdı. İnsanların özniteliğine göre vücudunda belirli şeyler oluşur. Mesela Ateş öznitelikli insanlar kızıl saçlı su öznitelikli insanlar mavi saçlı olabilir. Aynı zamanda saç renkleri hiç değişmeyedebilir. "

" Senin saçların Beyazken gözlerin Mor. Easterr'ın görünüşünden dolayı onun dönüşümünün tamamlanmamış olduğunu düşünüyorum. Easterr ve senin nasıl hiç Lord unvanını almadan Efendi ünvanını aldığını bilmiyorum ama mantıklı düşünürsek senin normalde 3 gücün var. "

" 1. senin Uçurumdan düşüp ölmemeni sağlayan güç. Ölümsüzlük demek isterdim ama biyolojik güçlerin kendi adları olur. Mesela Kan Ölümsüzü ya da Ruh Ölümsüzü gibi. Kendi Ölümsüz yeteneğin olabilir. "

" 2. Senin en büyük gücün. Karanlığın Efendisi...... Çoktan 'Karanlığın Efendisi' evresini açmışsın. Umarım Ölümsüzlüğünü de açabilirsin. Lord olmadan önce 10. Evreye kadar ulaşman gerekir normalde. Ondan önce ise gücünü açman gerekir. Karanlığın Efendisini ve 3. gücünü açmış olman gerek. Normal güçlerinden sadece ölümsüzlüğü açmamışsın. Onun nedeni de zaten uçurumdan atladığında Karanlığın Efendisinin Açığa çıkmış olması. "

" 3. Gücün ise bu 3 gücün arasından ve diğer güçlerin arasındaki en önemli olanı. Kesinlikle diğerlerinden daha güçlü. Böyle bir gücün var olması bile bir kıtayı birbirine düşürecek kadar büyük. Tam anlamasamda Easterr'ın öldüğü gün senin bu gücünün Açığa çıkmış olması gerek. "dedi Julian. Konuşma şeklinden ne kadar heyecanlı olduğu anlaşılıyordu. Sadece Easterr'ın ölümünü söylerken biraz dili tutulsa da hemen kendini düzeltti.

O sırada ise Milius meraktan çatlayacağını hissediyordu. Babasının açıklama yapma şekli onun sinirini bozuyordu.

"Baba insanı çıldırtmayı bırak!! Artık 3. Gücümün ne olduğunu söyleyebilir misin?!?" Dedi Milius. Julian derin bir nefes aldı ve yüzündeki gülümseme ile direk olarak Milius'un gözlerinin içine baktı.

"3. Gücün insanların gücünü alıyor. Ya da ölen insanların. Easterr da senin gibi 3 güce sahipse sen üç gücün ikisini emmiş olmalısın."

Milius babasını dinledikten sonra içinde olan hisse engel olamadı. Konuşmamak istiyordu ama kelimeler kendi kendine çıkıyordu. Yüzünde şaşkın bir ifade vardı.

" Cennetin Melek Kanatları, Aydınlığın Efendisi...."

Milius kendi konuşma şeklini dinlediğinde bir şey fark etti. O konuşurken sanki güçleri kendilerini tanıtıyorlardı. Güçleri kendilerinin orada bir yerde olduğunu gösteriyordu. Sanki kendi bilinçlerini vardı.

Milius bunu düşünürken bir anda yine kalbinde bir şeyler hissetti. Easterr'ın öldüğü gün hissettiklerini yeniden hissediyordu. Gözleri istemsizce daha da koyulaşmıştı. Milius'un gözlerinde korku dolu bakışlar belirdi.

"Ölüm Tao'sunun Ruh Emicisi!!"

Kendi söylediği sözlerin ne anlama geldiklerini çok iyi biliyordu. Bu kelimeler 3. Gücünden bahsediyordu. Ölüm Tao'sunun Ruh Emicisi. Bu ne anlama geliyordu. O ruhları mı etmiyordu? Eğer ruhları emiyorsa bu ölen kişilerin yeniden reenkarne olamayacağını mu gösteriyordu?

Milius'un aklına Easterr geldi. O Easterr'ın ruhunu özümsemişti. Bunun anlamı Easterr yeniden doğmasını mümkün olmadığı idi.

"B-ben kendi ellerimle Easterr'ı yok ettim!! O-o yeniden doğamaz." Milius üzünce yere bakıyordu. Kendi hatası yüzünden Easterr'ın doğmayacak olması kendi sevdiği kızı öldürmüştü.

Milius bir anda yanağında hissettiği acı ile kendine geldi. Kafasını çevirip ona vuran kişiye baktığında kızıl saçlı annesini gördü.

" Aptal velet!! Bunu senin mi yaptığını sanıyorsun?!?! Eğer böyle düşünüyorsan tam bir aptalsın!!!! Onu öldüren çektiği acıydı. Vücudunun acıya dayanamamasıydı!!! Onlar yaptı!! O 7 kişi senin sevdiğin kızı öldürdü ama sen suçu kendi üstüne alıyorsun!! İntikam almanı istemiyorum..... Ama sen benim oğlumun. Kalbinden geçeni dinlemen gerekiyor. Ve ben eminim ki kalbin Easterr'ı senin öldürmediğini kabul ediyor. "

Miranda'nın konuşmasıyla Milius kendi aptallığını fark etti. Evet Easterr yeniden dirilemeyecekti. Bu onun suçu idi. Ama bu güçler Easterr'ın ona emanet ettikleri idi. O bu güçleri öylece bırakıp gidemezdi.

" İnsanlar çevreye dağıldı ve Şehirler, Krallıklar, İmparatorluklar kurdular. Şu anki imparatorlukların çoğunun İmparatorunun gücü var zaten. Gücü olmayan İmparatorların ise Güçleri olan bir soya sahip olabilirdi. Hatta bir Ölümsüz varsa bu o İmparatorluğu ya da Krallığı çok korkutucu yapabilirdi. "

Milius ve Daniel'in kafası karışmıştı ama bu sefer soruyu soran Daniel'di.

" Neden Ölümsüzlerden bu kadar korkuluyor. Onlar Ölümsüz olsa da kafası kesilse ya da kalbi sökülse ölmesi gerekmez mi? "

Julian Daniel'i dinlemesinin ardından umutsuzca başını iki yana salladı.

"Ölümsüzler çok uzun zamandır yaşamış insanlar. Bu kadar uzun zaman yaşadıktan sonra onların gücü kesinlikle bizim neslimizi aşıyor. Ölümsüzler kendilerine 1. Nesil der. Biz de 2. Nesil oluyoruz haliyle. Bu durumda siz de 3. Nesilsiniz."

Milius ve Daniel yine çok şaşırmıştı. Ölümsüzler çok güçlü olması gerçekten çok mantıklı idi. Şimdiden ikisi de onların ne kadar güçlü olduklarını merak etmiştiler.

" Gerçekten ne kadar güçlüler? "

Julian parmağıyla kafasını kaşımaya başladı. Gözlerini tavana diktikten sonra 2 arkadaşa bakmadan konuştu.

"Sanırım...... Ellerini sallamalarıyla bir şehri yok edebilirler...."

"....."

Odada bir süre sessizlik oluşmuştu. Milius ve Daniel böyle bir güç beklemiyordu. Milius her şeyini verip şehrin yarısını yok edecek bir saldırı yapmıştı. Yine de Milius bir şehri Sonsuz Döngünün Işığı ile yok edemezdi. Aynı zamanda Ölümsüz olmasına rağmen Sonsuz Döngünün Işığı ona çok zarar veriyordu. Yani bir savaşta bu teknikte ustalaşmadan kullanamazdı. Ve buna rağmen bir dağı tam olarak yok edemezdi. Ölümsüzler ise elini sallamasıyla bir dağı yok edebiliyorlardı. Bu güç farkı inanılmazdı.

Tam o sırada bir anda herkes zihninde duyduğu sesle şok oldu. Tüm Dünya aynı anda kulağında bir ses duymuştu. Ufak bir çınlama gibiydi ses. Ardından nefes alma sesi kulaklarına ilişti.

"Hepinize Merhaba. Benim kim olduğumu merak ediyorsunuz değil mi? Merak etmeyin bu kulağınıza duydunuğunuz sesim tüm Jaeronda ki insanlar tarafından duyuluyor.

Öncelikle kendimi tanıtayım. Ben bazılarınız öldürmek istediği bazılarınızın teşekkür etmek istediği ama kısaca tüm dünyanızı değiştiren 7 kişiden biriyim. Adım Miliana Aydınlığın Hükümdarı ve 7 Büyük bilim insanından Milliana'yım .

Şu anda hepinizin kafası karışık olduğunu biliyorum. Biraz sakinleşmeniz için iki gün bekledik. Şimdi size neler olduğunu anlatacağım.

1 Ay önce 13 yaşındaki bütün çocuklara bir aşı yaptık. Bu aşıyı size panzehir diye vermiş olsak da bu Aşının asıl amacı bu idi. Güçler.

13 yaşındaki herkesin artık güçleri var. Kısaca söylemek gerekirse herkesin 2 gücü var. 7 kişi dışında. O 7 kişi bizim varislerimiz. Aslında zerre kadar umrumuzda değiller. Sadece zorunluluktandı.

O 7 kişi bizim Element güçlerimizi varis almış kişiler. 4 doğa 3 evren elementi.

Doğa elementleri Ateş, su, toprak ve hava.

Evren elementleri de Karanlık, Aydınlık ve Boyut( Uzay-Zaman da denilebilir.)

O 7 kişi kendi 2 gücünün dışında bir de bizim elementlerimize sahipler. Daha fazla konuşmama gerek yok. Kalan gerçekleri Krallıklarınız ve İmparatorluklarınız size anlatır artık. Onlar gerçekleri biliyor.

Eğer o 7 kişiyi bulmak istiyorsanız bir turnuva yapabilirsiniz. Ya da en güçlüyü belirlemek için ve bir birlik kurmak için. Loncalar, Klanlar ve ona benzer şeyler de yapabilirsiniz. Merak ediyorum acaba dünya nasıl değişecek?"

Kulaklarında ki ses yok olduktan sonra Herkes şaşkınlıkla kalmıştı. İnsanlık o an olan şeylerle şoke olmuştu. O sırada Milius öfkeyle ayağa kalktı parmaklarını sıkarken etrafa istemsizce karanlık bir aura yayıyordu fakat yayılan aura Julian tarafından tutuluyordu.

"Kesinlikle bunun bedelini onlara soracağım. Anne... Kalbimin sesini dinliyorum ben. Evet güçlenmem gerek. Ve bunun için elimden geleni yapacağım. Ben gidiyorum. Elimden geldiğince hızlı bir şekilde güçlenme ve intikamımı almam gerek."

Milius yerinden kalkıp bahçeye çıkmak için bir adım attığı sırada bir anda ayakları onu tutmadı. Yavaşça yere düşerken vücudu bütün gün boyunca yaptıkları yüzünden bitkin düşmüştü. Yin-Yang Formasyonu, Aydınlığın Aziz Kalkanı ve Peri Azizinin Işığı. Bu 3 teknik onun bütün gücünü bitirmişti. Yere düşerken sonunda kendisi de biraz uyuması gerektiğine karar verdi ve gözlerini bir süreliğine yumdu. 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46884 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr