Feyzai karmakarışık rüyalar içinde huzursuca inlerken Köle kız Onu uyandırdı. Gözünü açar açmaz genç kızı gören Feyzai Onu hatırladı. Bu genç abla dün Onu dilsiz kadının elinden kurtaran ablaydı. Genç kız şefkat dolu bir sesle konuştu.
''Ne oldu minik kardeş? İnleyip duruyordun. Yoksa kabus mu gördün?'' Feyzai halen genç ablasının kucağındaydı. Yattığı yerden kafasını evet anlamında salladı. Sonra ayağa kalkmak için doğruldu.
Feyzai masum masum etrafına bakıp nereye düştüğünü anlamaya çalışıyordu. Her yer karanlıktı ve meşale ateşleri aydınlatma için pek de yeterli değildi. Etrafta başka kafesler ve başka insanlar vardı.
Bir ara Feyzainin gözü ihtiyar bir kadına takıldı. Kadın lime lime olmuş eteğini sıyırdığı gibi çömeldi. Bir taraftan Feyzainin gözlerinin içine bakarken diğer taraftan hiç çekinmeden kakasını yapıyordu.
Yaşlı kadın Feyzainin rahatsız yüzünü görünce sırıtmaya başladı. Feyzai ise anında kafasını çevirip etrafı taramaya devam etti. Kafes içindeki insanların durumu tarif edilmeyecek kadar vahimdi. Bir kaç tanesi soğuk zemine yatmış öksürüyordu.
Genç kız Feyzaiye seslendi. ''Benim adım Ann, ya senin ismin ne minik kardeş?'' Feyzai etrafa bakınmayı bırakıp yüzünü Ann'a döndü. ''Benim adım da Feyzai'' dedi. Genç kız gülümseyerek Feyzaiye baktı.
Ann sırtını kafesin parmaklıklarına dayadı. Feyzaiyi de hemen yanına oturttu. Sağ elini Feyzainin omuzuna attı. Yavrusunun kanadının altına almış kuş misali onu sarıp sarmaladı. Ve yüzüne baktı.
Ann-- Sen benim rahmetli kardeşime çok benziyorsun Feyzai.
Feyzai-- Kardeşinin adı Rahmetli miydi?
Ann-- Hahahaha! Hayır hayır, Onun adı Akbardı. Hastalıktan öldü. Aslında hastalığı öyle çok çaresiz bir hastalık değildi. Ama fakirliğin gözü kör olsun. Tedavi ettirmek için paramız yoktu.
Feyzai-- Üzgün müsün Ann abla?
Ann-- Hayır. Aradan uzun zaman geçti. Artık alıştım. Peki ya sen?Yüzün pek bir sıkıntılıydı.
Neydi o gördüğün kabus?
Feyzai-- Annemi gördüm Ann abla. Ama yüzünü hiç göremedim. Biliyor musun ben aslında eskiye dair hiç bir şeyi hatırlamıyorum. Ben gözümü tapınak denen bir yerde açtım...
Feyzai uzun bir süre başından geçenleri anlattı. Böylece Ann tam olarak çocuğun başına ne geldiğini anladı. Gördüğü rüyayla anlatımını tamamlayan Feyzai soru sormaya başladı.
Feyzai-- Ondan sonra da buraya geldim işte. Söylesene Ann abla, Tonmar baba sonra gelip beni alır değil mi?
Ann-- Çok üzgünüm Feyzai. Ama maalesef o şerefsiz herif seni geri almayacak.
İşte bu sözler Feyzai için ağır gelmişti. Feyzai kendini bir yere ait hissetmek , bir aile sahibi olmak istiyordu. Ann ise Feyzaiyi karşısına alıp Tonmar ve lomelyanın yaptığı şeyin ne denli iğrenç olduğunu anlattı.
Kendisinin artık köle olduğunu, kölenin ne demek olduğunu, bundan sonra canının her istediğini yapamayacağını birbir anlattı. Feyzai ise dinledikçe yüzü yamularak ağlamaya başladı.
Ann açık seçik konuşarak Feyzaiye kaldıramayacağı şeyler söylediğinin farkındaydı. Ona bir umut vermek istedi. ''Üzülme Feyzai. Belki bir gün Kralın gözüne girer ve özgürlüğünü kazanırsın''
Bu sözleri duyan Feyzai ağlamaklı gözünü ovuştururken ''Haaa?'' diyerek şaşırdı. Ann ise daha açıklayıcı konuştu. ''Bizim şu anki sahibimiz efendi Abdoradır. Efendi Abdora da bir zamanlar köleydi. Ama şu anda özgür bir Osirian vatandaşı. Zamanında Kral ARimet Onu özgür bırakmış. Belki bir gün sen de şimdiki Kralımız Behemet in gözüne girersin. Belki Kral behemet de Seni özgür bırakır.''
Bu sözleri duyan Feyzai anında teselli bulmuştu. ''Ben ne yapıp yapıp Kralın gözüne gireceğim. Özgür kalacağım. Sonra da gelip seni burdan kurtaracağım Ann abla. Sen hiç merak etme''
Feyzai önü sonu bir çocuktu. Ama o an öyle kararlı bakışlar atıyordu ki bir an için Ann bile ümitlendi. İçinden Feyzainin büyüdüğünde çok büyük bir adam olacağına kanaat getirdi. Sonra Feyzaiye sarılıp Onu bağrına bastı. Feyzai ise bu sevgi dolu kucaklamadan memnundu.
Sanki öz kardeşmiş gibi Feyzai ve Ann birbirlerine sarılırken Assanın sesi duyuldu.
Assan-- Askeeeer! Yeni gelenleri toplayıp eğitim odasına getirin.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..