Bölüm 73: Lu Zhannan ile Çarpışma

avatar
14851 48

Against The God - Bölüm 73: Lu Zhannan ile Çarpışma


 

   

"Hayır. Bana meydan okuyan sensin."

 

Bu kişinin gözlerinde ve bakışlarında aşırı bir küçümseme vardı. Böyle bir bakış ve tutuma karşı karşıya geldiğinde, Yun Che de kaşlarını onunki gibi biraz kaldırdı ve bakışları da daha tehlikeli bir hale büründü.

 

Gerçekte kimin kime meydan okuduğu doğal olarak farklı 2 kavramdı. Sadece zayıf güçlüye meydan okuyabilirdi. Eğer yenilirse bu sadece bir yenilgi olurdu ve eğer yenerse de güçlünün yerine geçerdi. Ancak güçlünün zayıfa karşı gelmesi meydan okuma olmazdı bunun yerine başka birinden haksız avantaj sağlamak olarak yorumlanırdı.

 

(Ç.N: Yun Che: Ben güçlüyüm çöp - Rakibi : ben güçlüyüm çöp - Kazanan Useless: En büyük benim :D )

 

Sadece birkaç kelimeyle onlar çoktan kısasa kısas durumuna gelmişlerdi. Ana saraydaki atmosfer sessizce değişti.

 

"Heh-heh heh-heh."

 

O kişi kayıtsızca güldü ve garip hareketlerle birkaç adım atarak mesafeyi kolayca kapayıp Yun Che'nin önüne geldi.

Daralmış gözlerinin arasında, kayıtsızlığın soğuk ışığı aktarılıyordu.

 

"Bu durumda senin dediğin gibi yapacağım. Ben çoktan sayısız dâhiyi bertaraf ettim ve görünüşe göre bugün sayıyı 1 arttıracağım."

 

"Lu....Lu Zhannan"

 

 O ana sarayın ortasına geldiğinde birçok öğrenci onun adını bağırdı.

 

"Bu kişi.....7 Ölümcül Kılıç Köşkünden acımasız Lu değil mi?"

 

"Bu doğru! Bu kesinlikle o!

Yun Che onunla maç mı yapmak istiyor?

B....bu....

Onların güçleri aynı seviyede bile değil! Ayrıca "Acımasız" adı sadece bir yalanda değil! Onla maç yaparak.....

Yun Che artık hayatına önem vermiyor mu?"

 

Saray hemen kaotik fısıldaşmalarla doldu çünkü şuan sarayın merkezinde duran iki kişinin karşı karşıya geleceğini kimse beklemiyordu.

 

Çünkü onlar tamamen farklı dünyaların insanlarıydı...

 

Yun Che 16 yaşındaydı ama Lu Zhannan daha şimdiden 18 yaşındaydı!

 

30’lu yaşlardan sonra yaş farkı çok problem olmuyordu. Çünkü o yaşlardan sonra bilge enerjisi birikimi küçük oluyordu ve farkı belirleyen anahtar faktör, doğuştan gelen yetenek oluyordu.

 

Eğer birisi yeterli doğuştan gelen yeteneğe sahipse Gerçek yada Ruhsal Bilge Alemine geçebilirdi.

Eğer birinin yeteneği yoksa Gerçek Bilge Alemi engelinde takılabilir ve hayatları boyunca onu geçemeyebilirlerdi.

 

Ancak 20’li yaşlardan önceki dönem bilge gücü biriktirmek için kritik bir zamandı.

1 yıl farktan bahsetmeye gerek yoktu çünkü sadece yarım yaş fark bile bilge gücünde büyük bir eşitsizlik yaratabilirdi.

 

Örneğin;

16 yaşında 1.seviye Başlangıç Bilge Alemine girenler iyi yetenekli olarak düşünülse de şehirde onlardan düzinelerce vardı.

 Ama 1.seviye Başlangıç Bilge Alemine 15 yaşında girenler en üst seviye dahi olarak düşünülürdü ve şehirde onlardan 5 taneden daha az vardı.

 

20’li yaşlardan önce, 1 yaş farkının gökyüzü ve yeryüzü arasında ki fark kadar olduğunu söylemek abartı olmazdı.

 

Bu nedenle 20’li yaşlara ulaşmamış kişilerin arasındaki maçlar genellikle aynı yaş grupları arasında yapılırdı çünkü aksi halde haksızlık olurdu.

 

Yun Che ve bu Lu Zhannan arasında tam 2 yıl yaş farkı vardı...!

 

Buna ek olarak Lu Zhannan'ın bilge gücü 7.seviye Başlangıç Bilge Aleminde olacak kadar yüksekti...!

Yaş yada bilge gücü düşünüldüğünde onlar iki farklı alemde yaşayan insanlar gibiydi!

 

Onların arasındaki dövüş bir

 "maç"

olarak adlandırılmayacaktı bu sadece tek taraflı bir hakimiyet olarak düşünülecekti.

 

Yaş farkı yüzünden Lu Zhannan'ın yüzünün derisi ne kadar kalın olursa olsun girişkenlik yapıp sahneye girmesi imkansızdı.

 

Ancak bu durumda Lu Zhannan'a etkin bir şekilde meydan okuyan Yun Che idi ve buda tamamen farklı bir kavramdı.

 

Eğer Lu Zhannan meydan okumayı kabul etmezse bu onun Yun Che'den koktuğu anlamına gelirdi.

 

Herkesin bakış açısına göre.....

 

Yun Che'nin Xuan Yu, Yan Ming, ve Feng Guangyi'ye karşı kazanması zaten çok etkileyiciydi. Tie Hengjun'e karşı kazanması sadece etkileyici değildi ayrıca onu anormal yapmıştı.

 

Ama 7.seviye Başlangıç Bilge Alemindeki Lu Zhannan'a meydan okumak....

 

Bu sadece bir pisliğin kendinden önde gitmesi ve hırpalanmak istemesiydi...

 

1.seviye Başlangıç Bilge Alemi ve 7.seviye Başlangıç Bilge Alemi arasındaki fark yarım bilge aleminden daha fazlaydı.

 

Bu büyük eşitsizlik neredeyse hiçbir şekilde telafi edilemezdi. Onlar nasıl mücadele edecekti?

 

7 tarikatın tarafındaki öğrenciler birbiri arkasına sinsice sevindiler.

 

Etkin bir şekilde Lu Zhannan'a meydan okumak mı?

Bu basitçe ölüme kur yapmaktı.

Lu Zhannan'ın takma adının

 "Acımasız Lu"

olmasının sebebi, kalbinin soğuk ve acımasız olması ayrıca her gittiği yerde bir ölümün yaşanmasıydı.

Yun Che onlar savaşırken yenilerse sadece bir kolu yada elinin kesilmesi hafif bir yaralanma olarak düşünülürdü.

 

(Ç.N: Onunki kesilmesinde :D )

 

Yeni Ay Bİlge Sarayındaki tüm büyükler yüzleri solacak kadar şoka girmişlerdi.

Hepsi tam olarak bu Lu Zhannan'ın karakterinin farkındaydılar.

Eğer Yun Che onunla karşılaşırsa büyük olasılıkla Lu Zhannan tarafından sakat bırakılacaktı ve Yeni Ay Bilge Sarayı’da yüzyılda bir kez gelen böyle bir dâhiyi kaçınılmaz olarak kaybedecekti.

Si Konghan hızlı bir şekilde Lan Xueruo'ya anlamlı bir bakış attı ama daha bir şey söylemeden Lan Xueruo kalkıp ilerledi ve Yun Che'yi engellemek için onun önüne geçtikten sonra

 

"Küçük kardeş Yun bu savaşı bana bırak.

O senden 2 yaş büyük.

Sizin tecrübelerinizi paylaşmanız sadece sizin için uygun değil." Dedi.

 

Ancak Yun Che kafasını salladı ve tamamen kendine güvenen bir yüzle

 

"Gerek yok.

Böyle bir çöpe karşı kıdemli kız kardeşimin savaşmasına gerek yok. Her ne kadar ben 2 yaş küçük olsam da bu hala tamamen yeterli." Dedi.

 

İlk başta Lan Xueruo sahneye geldiğinde 7 tarikatın öğrencileri zihinlerinde

 

"Bu çok kötü"

 

diye bağırıyordu çünkü Yun Che o an sahneden ayrılsaydı kimse itiraz edemezdi.

 

Lan Xueruo 18 yaşındaydı yani Lu Zhannan ile savaşmak için idealdi.

Ancak beklenmedik bir şekilde Yun Che inatçılık yaptı ve Lu Zhannan ile savaşmak istemekte ısrar etti.

Bu 7 tarikatın çok sayıda öğrencisini hemen kahkahadan sıçratmıştı.

 

Lan Xueruo bir süre dondu ve daha sonra endişeyle

 

"Küçük kardeş Yun! Ani bir istekle davranmayın. Bu kişinin bilge gücü 7.seviye Başlangıç Bilge Aleminde ve çok zalim bir zihne sahip, bu temelde sizin başa çıkabileceğiniz bir şey değil...!

 

Bunu bana bıraksan daha iyi olur!" Dedi.

 

Ancak Yun Che yine kafasını salladı ve belli belirsiz bir şekilde gülümseyerek ;

 

"Kıdemli kız kardeşime endişesi için teşekkür ederim ama endişelenmenize gerek yok.

 Ben çoktan Yeni Ay Bilge Sarayının bir öğrencisi olduğumdan kesinlikle Yeni Ay Bilge Sarayının saygınlığını kaybettirmeyeceğim." Dedi.

 

Yun Che'nin gülümsemesi açıklanamaz bir karizma taşıyordu.

O bu kadar ısrarcı olduğundan Lan Xueruo daha fazla üsteleyemezdi. Kalbinden derin bir nefes aldı ve karmaşık bir bakışla ona baktı.

 

" Maçı kaybetsen bile Yeni Ay Bilge Sarayının saygınlığını kaybedemezsin.

 

Bu yüzden ne olursa olsun kendini koruman gerek.

 

Bu kişinin takma adı "acımasız" o yüzden saray şefinin burnunun dibinde seni öldürebilir yani kesinlikle dikkatli olmalısın.

 

Eğer bunun için gelirse maçtan çekilsen bile bu utanç verici olmaz."

 

Yun Che Lan Xueruo'ya doğru hafifçe başıyla onayladı.

Lan Xueruo geriye 2 adım attı ve isteksizce koltuklara geri gitti.

Ancak Xia Yuanba'nın kalbinin tamamı bir ipte asılı gibiydi çünkü Yeni Ay Bilge Sarayına katılalı sadece 6 ay olsa da o, Acımasız Lu ismini duymuştu.

 

"Ben gerçekten senin tamamen yapmacıksız kibirli ve küstah kişiliğini taktir ediyorum."

 

Lu Zhanna derin ve soğuk bir sesle kayıtsızca konuştu.

 

"Ama ne yazık ki küstahlığın sınırını çok aştı. Bu tür insanlar genellikle çabuk ölür."

 

"Daha fazla saçmalamana gerek yok sadece adını belirt."

Yun Che ifadesiz bir şekilde konuştu.

 

"İsim….?"

 

Lu Zhannan kafasını biraz kaldırdı. Uzun ve dar gözleri aşağılama ve alayla doluydu.

 

"Sen.....bilmeye layık değilsin."

 

"Tamam sözümü geri alıyorum."

 

 

 

Yun Che dudaklarını kıvırdı.

 

 

"Ben zaten artık senin ismine en ufak bir ilgi bile duymuyorum çünkü sen sadece hayat yolumdaki basamak taşlarının en sıradanlarından birisin.

Ve basamak taşlarının isimleriyle kesinlikle ilgilenmiyorum."

 

"Hehe bu hayatında söylediğin son kendine güven dolu sözler olabilir."

 

Lu Zhanan azametli bir şekilde gülümsedi.

 

Gözleri önündeki bu gencin sadece sınırları olmayan bir küstahlığa değil ayrıca aşırı kibir ve aptallığa sahip olduğunu hissetti.

 

"Görünüşe göre bu Yun Che'nin daha şimdiden sakatlanacağı düşünülebilir.

Bu Lu Zhannan şimdiden savaş durumuna girmiş gözüküyor."

 

Xiao Tarikatının Dış Tarikatından orta yaşlı biri kafasını sallayarak konuştu.

 

"Lu Zhannan zaten ilk başta acımasızken bu velet tarafından birçok yönden provoke edildi şuan nasıl ona karşı acımasız davranmasın!"

 

Xiao Luocheng başıyla onaylarken hafifçe gülümsedi ve alçak sesle konuştu.

 

"Aslında Tie Hengjun'u yendiğinin gördüğümde çıkıp onu ezerek gerçek bir dâhinin nasıl olduğunu göstermek istiyordum ama artık bana gerek kalmayacak gibi görünüyor."

 

Orta yaşlı adam apar topar

 

"Genç lider nasıl bir statü ve güce sahip! Bu velet sizin şahsen çıkıp ortadan kaldırmanıza nasıl değebilir."          Dedi. 

 

(Ç.N: Jasmine bir çıksa hepiniz tek yersiniz ulan :D )

 

Xiao Luocheng hafifçe gülümsedi ve başka bir şey söylemedi.

 

"Senin küstahlığının seni yok etmek için bana güçlü bir istek verdiğini söylemem gerek...!

 

Düzgün bir şekilde zarar görmemiş bedeninin son anlarını yaşa.

 

Heh..."

 

 

Lu Zhannan'ın sağ eli sol eline dokunduğunda 4 adım boyutunda bir uzun kılıç ortaya çıktı ve onu kavradı.

 

Ağzının kenarında kirli bir sırıtış oluştu. Duran bedeni birden sarayın içinde siyah gölge çizgilerine dönüşmeye başladı ve bir anda Yun Che ile arasındaki mesafeyi 3 adımda sanki şiddetli bir fırtınanın çıkardığı uğuldama sesiyle birlikte kapattı.

 

"7 Ölümcül Kılıç Köşkünün Bilge Hareket Yeteneği......Fırtına Tarzı Sürüklenen Bulut."

 

*Shing~~~*

 

Lu Zhannan'in fırtına benzeri hareketlerine tuttuğu kılıcının titreyen ucundan aniden çıkan kan dondurucu ses eşlik etti.

Hemen sonra Lu Zhannan'ın uzun kılıcı sanki bir yıldırım çarpması gibi dışarı savruldu....

Kılıcın parlaklığı sanki aniden düşen bir yıldırım gibiydi ve o kadar hızlıydı ki sadece bir an için göze batan soğuk ışık görülebiliyordu.

 

"Bu Yıldırım Parıltısı…!!!

Kıdemli kardeş Lu daha şimdiden bu hareketi kullandığına göre gerçekten bu küstah veledi tek hamlede sakat bırakmak istiyor."

 

7 Ölümcül Kılıç Köşkünden genç bir öğrenci bağırdı.

 

"Kesinlikle. Eğer kıdemli kardeş Lu bu küstah veledin ona 3 hamleden fazla dayanmasına izin verirse o artık kıdemli kardeş Lu olmaz."

 

Başka bir 7 Ölümcül Kılıç Köşkünden genç bir öğrenci konuştu.

 

Bu görkemli kılıç savrulması çabukluğun zirvesindeydi ve ince kılıçta Lu Zhannan'ın güçlü bilge enerjisiyle dolmuştu. Kılıcın momentumu da akıl almaz derecedeydi.

 

Bu kılıç hareketinin kusursuz bir şekilde mükemmel olduğu söylenebilirdi.

7 Ölümcül Kılıç Köşkü binlerce kilometrede

 

"Hızlı Kılıç" olarak ünlüydü.

 

Ve Lu Zhannan bu "hızlı kılıcı" mükemmel bir şekilde sergiliyordu.

 

 

Riiipp...!!!

 

 

“AHHHH...!”

 

Kulak delici bir havayı yarma sesi yankılandı. Yıldırım gibi kılıç Yeni Ay Bilge Sarayının öğrencilerinin çığlıkları arasında doğrudan

Yun Che'nin siluetine gitti.

Bir adam ve kılıç beraber onun bedeninden geçti.

 

 (Ç.N: Ve Yun Che ikiye ayrılır :D )

 

Ama maalesef o sadece bir ardıl görüntüydü.

 

"O....Gerçekten....sıyrıldı mı?

 

Bu…. nasıl mümkün olabilir?"

 

7 Ölümcül Kılıç Köşkünün öğrencileri birbiri ardında şoktan dolayı bağırdı.

Lu Zhannan'ın Yıldırım Parıltısının mükemmel bir şekilde yapıldığı söylenebilirdi ve hiçbir öğrenci bu derecede kullanabileceğine yeterince emin değildi.

Bu kılıcın hızı gökleri titretmeye ve hatta tanrıları ağlatmaya layıktı ve biri bu saldırıya hazırlıklı olsaydı bile saldırıdan sıyrılması aşırı derecede zordu. Ancak Yun Che'nin 7 Ölümcül Kılıç Köşkünün bir öğrenciyle ilk mücadelesiydi ve bu yüzden 7 Ölümcül Kılıç Köşkünün kılıç hareketlerine aşina olmaması gerekiyordu.

 

Ve hiçbir hazırlığı olmamasına rağmen o gerçekten......sıyrılmayı başarmıştı.

 

"O gerçekten sıyrıldı…!!!"

 

Yeni Ay Bilge Sarayının büyükleri içlerinden, iki tanesi heyecandan aniden ayağa kalkacak kadar şaşırmışlardı.

 

Yun Che'nin sadece bilge enerjisi anlamanın mümkün olmadığı kadar kalın değildi.

 

Ayrıca tuhaf ama fantastik bir bilge hareket yeteneği vardı ve hatta onun reaksiyon hızı tamamen bu kadar hayret vericiydi.

 

"Çok hızlı!"

 

Yun Che'nin kaşları biraz battı. Eğer o 54 bilge damarının hepsini açmasaydı ve Yıldız Tanrısının Kırık Gölgesinin en yüksek hızını kullanmasaydı bu yıldırım gibi hızlı kılıçtan sıyrılamayabilirdi.

                      -------------ÇEVİRMEN NOTU-----------

Savaş heyecanlanıyor bakalım ne olacak burada bitmeyecek merak etmeyin. Devammmm :D

Bu şaşkınlık ne kadar daha sürecek?

Yun Che karşılık verebilecek mi?

Yun Che mi yoksa rakibi mi daha çok acımasız?

Eğer yenere başka rakibi olacak mı?

Olursa kim olacak?

Kızlar Yun Che'ye hasta mı?

Savaşlardan sonra Yun Che Yeni Ay Bilge Sarayının harem kralı mı olacak?

Merak mı ediyorsunuz?

O zaman beklemeyin bence hemen okuyun ve öğrenin…………………..

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44331 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr