Cennetin Acıdığı Yun Ailesi
Yun Che'nin sinirli suçlamaları gök gürültüsü gibi çınlayarak kulaklarını ve ruhlarını titretiyordu.
Daha önce Helian, Jiufang, Nangong, Chiyang, Lin, Xiao ve Bai Ailelerinin hepsi Yun Che tarafından başlarından aşağı köpek kanı dökülme noktasına gelene kadar suçlanmışlardı ve bu suçlamaları yalanlayamamışlardı.Ancak herkes sonuç olarak Şeytan İmparatorluğu Mührü'nün Yun Canghai yüzünden kaybolduğunu düşünüyordu.Bu Yun Ailesini bağlayan biz dizi zincir gibiydi,nasıl bir konuşma yaptıklarının önemi yoktu,nasıl bir neden verdiklerinin önemi yoktu ya da ne kadar sadık olduklarını göstermelerinin önemi yoktu.Bundan kaçamazlardı.
Ve şimdi,Şeytan İmparatorluk Mührü geri dönmüştü.Yun Canghai'nin cesedi de aynı şekilde geri dönmüştü.
Yun Canghai'nin cesedi kurumuş ağaç gibi pörsümüşken Şeytan İmparatorluğu Mührü sapasağlamdı.Şeytan İmparatorluğu Salonundaki en taş kalpli insan bile o an kalbinin derinliklerinin titretmesini engelleyememişti.Şeytan İmparatoru için tereddüt etmeden ailesinin en güçlü kuvvetleriyle Gökyüzü Kaynak KItasına aceleyle girmişlerdi. Ailesinin gücünde büyük bir düşüşe neden olabilmesinin aşırı yüksek bir ihtimal olduğunu çok açık bir şekilde belirtmesine rağmen...
Geçen yüz yılda hayal bile edemeyeceği acı ve işkenceye maruz kaldı.Tam yüz yıl katlandı,önceki Şeytan İmparatoru tarafından kendisine emanet edilen Şeytan İmparatorluk Mührü'nü korumak için kendi hayatını,irade gücünü ve tüm inancını kullandı.
Bedenindeki her yara 'sadakatin' ve 'gücün' ne demek olduğunun tanımıydı.
Herkes kendi yüreğine sordu, ama hiç biri bunu yapabileceğine inanmıyordu.
Yine de bu yüz yılda Şeytan İmparatorluğu Mührü'nü korumak için her şeyini verirken...Yun Ailesi diğer koruyucu Aileler tarafından ağır bir şekilde cezalandırılıyor,iş birliği yapılıp Yun Ailesine baskı uygulanıyor ve hatta zorbalıklarından dolayı acı çekiyorlardı.''Şeytan Kralı'' unvanı bile diğer Koruyucu Aileler tarafından sürekli üstü kapalı söylemlerle ''günahkar'' olarak çevrilmişti.
Yun Canghai nasıl günahkar olabilirdi?
Cennetin gözlerinde bile,Yun Canghai kararlı,sadık ve onları kederden kurtarabilecek bir cesarete sahipti.Eğer bütün Hayali Şeytan Ülkesinde tek bir günah işlememiş bir insan varsa o da Yun Canghai idi.
Geçmişe bakınca,yüzlerce yıl Yun Canghai'ye karşı yapılan suçlayıcı iftiralar,Yun Ailesi'nin yüzlerce yıl günahından dolayı acı çekmesi bütün Hayali Şeytan Ülkesindeki en üzücü şaka olmalıydı…
Aynı unvanı tutmaya çalışırken her fırsatta Yun Ailesi'nin aleyhine davranan ve konuşan yedi büyük aile, yüz yıl önce Yun Ailesini bastırmak için birlikte çalışmayı kişisel olarak kabul etmişlerdi. Seyretmesi dayanılmaz derecede korkunçtu.Kendi dürüstlük ve sadakatleri ile hava atarak yaptıkları her şeyi Hayali Şeytan Ülkesi için yaptıklarını söylemeye devam ettiler...Şu anda,Yun Canghai'nin bedeninin önünde,açıkça önemsiz ve gülünç gözüküyorlardı.Önceden söyledikleri her söz fanlara dönüşüp yüzlerine sertçe tokat atmıştı.
''Büyükbabamın irade gücü ve sadakati güneş ve ay'dan yansıyordu,cennet ve yeryüzü tanık oldu! Hayali Şeytan Ülkesi kadar temiz,cennet kadar temiz,'Şeytan Kral' kadar temiz bir vicdanı vardı.Gözlerinizi kullanın da cesede iyice bir bakın...Hayali Şeytan Bölgesi için neler yaptığına iyice bakın!! Şeytan İmparatoru için arafta hapsoldu ama asla buna içerlemedi,önceki Şeytan İmparatoru'nun ona emanet ettiği Şeytan İmparatorluğu'nun Mührü'nü umutsuzca korudu. Şeytan İmparatorluğu'nun Mührü için yaşayan bir ölü olarak yüz yıl acı çekti.Yine de kızgınlıkla tek bir kelime dahi etmedi...Ölümünden hemen önce bile,hala Şeytan İmparatorluğu Mührü’nün güvenliği için endişeliydi...''
“Helian Kuang, Jiufang Kui, Chiyang Bailie, Nangong Zhi, Xiao Xifeng, Lin Guiyan, Bai Yi… Bu bahsettiğiniz affedilmez 'günahkar'! Bu zehirli sözlerinizle iğnelediğiniz 'aptal insan'!Şeytan İmparatoru'nun soyu büyük sıkıntılar çekti,ama siz yedi aile ne tek bir asker ya da general kaybettiniz ne de en ufak bir erdem kazandınız.Bununla birlikte yedi ailenin yaptığı şey,birlikte iş birliği yaparak büyükbabama iftira atmak,Yun Aile'me baskı uygulamak ve Hayali Şeytan Bölgesi'ne Yun Ailemizin 'büyük günahı'nı yaymak için ellerinden geleni yapmaktı.Bugün bile,Yun Ailem tamamen reddetse de, hepiniz hala Yun Aile'mi Koruyucu Ailelerden çıkarmak için birlikte iş birliği yapmak ve hatta büyükbabamı sözlerinizle küçük düşürmek istiyorsunuz !!''
''Eğer cennet bize acımasaydı,büyükbabamla benim yeniden birleşmeme olanak sağlamasaydı,büyükbabamın şerefli adı sizin gibi alçak günahkarlar tarafından lekelenmiş olacaktı! Bütün Yun Ailem adalete sonsuza kadar ulaşamamış olacaktı!''
''Büyükbabamı ve Yun Ailemi yargılayabilecek özgüveni, cürreti,niteliği, yüzü nereden buluyorsunuz ?!''
''Sen efendini terk ettin,kendi bencil nedenlerince hareket ettin,atalarına ihanet ettin,masumlara komplo kurdun ve kötü dürtüler besledin… Büyükbabama kıyasla,hanginiz Koruyucu Aile Patriği olmayı hak ediyorsunuz?! Vicdanının yüzde otuzu ile hareket eden bir canavar… Hiçbiriniz canavar olmayı bile hak etmiyor !!''
Yun Che'nin bakışları şimdiden bulanıklaşmıştı.Yun Canghai kendi hayat çizgisini kopararak kendine bir son vermişti ve hayatını kaybetmesine rağmen gülümseyerek ölmüştü. Bugün sonunda büyükbabası için küçük de olsa bir şey yapabilmişti,torunu olarak yapabileceği bir şey.
Yedi Patriğin her birinin ifadesi aşırı derecede çirkindi.Hatta bazılarının yüzü kulaklarına kadar kıpkırmızı olmuştu ve yüzlerini çarpıtmışlardı.Yun Che'nin kızgın suçlamaları ile yüzleşmek… Gücüyle dünyayı sarsabilecek yedi Koruyucu Aile Patriği… Gel gör ki tek bir kelime dahi edememişlerdi... O an herkesin gözlerinin, küçümseyici bir bakışla bakan gözlerinin önünde, çırılçıplak soyunmuş halde duruyorlarmış gibi hissetmişlerdi... İkinci bir bakış atarak zahmete bile girmedikleri insanlar onlara kibirli bir şekilde soğukça bakıyordu.
Reddedilmiş olan Yun Ailesi biz zamanlar sahip oldukları gurura tekrar sahip olmuşlardı,Şeytan İmparatorluğu Mührü mucizevi bir şekilde geri dönmüştü ve Yun Canghai'nin Araf'ın yaralarıyla kazınmış cesedi… Gözleri kör olmadıkça,hangi tarafın sadık hangi tarafın entrikacı olduğunu bariz bir şekilde görebilirlerdi.Tek bir bakışla on binden fazla dedikodu ve söylenti karşısında galip gelebilirdi.
Yedi ailenin birçok büyüğü ve müridi de başlarını aynı şekilde aşağıya eğmişti kimseyle göz teması kurmaya cesaret edememişlerdi.Bu utanç duygusu sanki bacakları karıncalanmış bir halde oturuyormuş gibi hissetmelerine neden olmuştu.
''Dük Huai... Şimdi ne yapmalıyız?'' Dük Zhong titreyen sesiyle iletti.
Şu anki durum tamamen Dük Huai'nin tahminlerinden ve kontrolünden çıkmıştı.Bugünden önce,birçok beklenmedik olay tahmininde bulunmuştu. Ancak durumun böyle gelişeceğini hiç düşünmemişti.
Daha önceki yarışmada Yun Ailesi'nin zafer kazanması inanılmaz derecede şaşırmasına yetmişti ama hala o duruma karşılık verebilirdi. O an,kafası yakında patlayacakmış gibi hissediyordu.
Bugün için yaptığı ilk planın ne olursa olsun başaramayacağını anlamıştı.
Dük Zhong'un ses transferini duyan Dük Huai şiddetli bir şekilde derin nefes aldı,kendini yavaşça öne bir adım atmaya zorladı ve konuştu: ''Şeytan Kral Yun Canghai'nin sadıklığı gerçekten bütün dünyayı yerinden oynatabilir... Ama,bu dükün anlayamadığı bir şey var! Şeytan Kral Kaynak Gökyüzü Kıtasında Kudretli Cennetsel Kılıç Bölgesi'nde tutsak olduğuna göre,onunla nasıl görüşebildin,hatta cesedini geri getirebildin!'' Sesi alçaldı. ''Yun Ailesi'nin bir üyesi olduğundan beri... Neden Kaynak Gökyüzü Kıtasındaydın? Kaynak Gökyüzü Kıtasından buraya nasıl gelebildin ?''
Dük Huai'nin soruları herkesin içinden geçen sorulara ayna tutmuştu.Ancak,ciddi ses tonu açıkça Yun Ailesi'nin gizli sebepleri olduğunu ima ediyordu.
Yun Che'nin bakışları değişti.Tam konuşmak üzereyken,yürek parçalayıcı soğuk bir kadının sesi duyuldu. ''Bu sorulara gelince, cevapları bu İmparatoriçe verebilir!''
Küçük Şeytan İmparatoriçesi yavaşça aşağıya indi. Sesi duyulduğunda,oradaki herkesin dikkatini çekti.Gözleri soğuk yıldızlar gibiydi,soğuk bir şekilde ''O günlerde, İmparator babam ve Şeytan Kralı Kaynak Gökyüzü Kıtasında tuzağa düşürülmüşlerdi.Hiçbir mesaj olmamasına rağmen,yine de ikisinin de cesetlerini görmek zorundaydık.Bu yüzden bu İmparatoriçe, İmparator babasının çoktan vefat ettiğine tamamen inanmak istemiyordu ve Patrik Yun Şeytan Kralı ile ilgili bilgi bulmaktan hiç vazgeçmedi.''
''Yüz yıl önce, Kaynak Gökyüzü Kıtasından Hayali Şeytan Ülkeme, Şeytan Kralı'nın ölmediğini ve Samsara Ayna'mızı onun hayatı ile takas etmek istediklerini söyleyen sık sık aralıklı mesajlar geliyordu.Patriklerin ve Düklerin büyük bir kısmı bunun Kaynak Gökyüzü Kıtası'nın yaptığı bir komplo olduğu konusunda ısrar etmelerine rağmen, konu Şeytan Kralı'nın hayatıyla ilgiliydi ve bu İmparatoriçe ile Patrik Yun da buna inanmamak yerine inanmayı tercih ettiler! Yirmi beş yıl önce,Patrik Yun ve eşinin gizlice Kaynak Gökyüzü Kıtası'na gittiğini bütün dünya biliyor...O sırada,İmparatoriçe'nin ricası üzerine gitmişlerdi.Yoksa,Yun Patriği'nin sadakati ile koruduğu Samsara Aynası'nı kendi iradesiyle asla yalnız başına yanında götürmezdi.Samsara Aynası Şeytan İmparatorluğunun kıymetli hazinesi olmasına rağmen,sonunda yine de ölü bir nesneydi.Eğer gerçekten de Şeytan Kralı'nın hayatı ile takas edilebilecekse İmparatoriçe bunu yapmamak için asla en ufak bir isteksizlik duymazdı.''
Yun Ailesi'ndeki herkesin gözleri sulanmıştı ve ifadeleri karışmıştı.Yirmi beş yıl önce yaşanan her şeyin Küçük Şeytan İmparatoriçesi tarafından kolaylaştırıldığını daha o an öğrenmişlerdi,Şeytan Kralı'nın hayatını geri alabileceği konusundaki en ufacık bir umut için Yun Qinghong'un değerli hazine Samsara Aynası'nı yanında götürmesine tereddüt bile etmeden izin vermişti.Bu son yıllarda,Yun Ailesi'ni baskı altında cezalandırsa da,kalbinde Yun Ailesini önemsemiyor değildi.
''Sonrasında olan olaylara gelince,hepiniz çoktan ne olduğunu fark etmiş olmalısınız.'' Küçük Şeytan İmparatoriçesi soğuk bir şekilde bakışlarını önde gezdirdi. ''Üç yıl sonra Patrik Yun ve eşi ağır yaralarıyla birlikte,kaynak güçleri engellenmiş bir halde yanlarında bir oğlan getirdiler. Patrik Yun Samsara Aynası'nı kaybederek işlediği günahını itiraf etmeye geldiğinde, İmparatoriçeye yaşanan her şeyi anlattı.İmparatoriçe o zaman Patrik Yun'un ve eşinin Kaynak Gökyüzü Kıtasında bir çocukları olduğunu, ama bu çocuğun geri getirdikleri Yun Xiao olmadığını öğrendi!''
Yun Xiao Kaynak Kulpu'nu yapamıyordu ve onun Yun Qinghong'un oğlu olmadığı ile ilgili dedikodular çok uzun yıllar önce bütün şehir tarafından duyulmuştu.Yun Ailesi bile asla onun Genç Efendi kimliğini gerçekten kabul etmemişti.Bu nedenle,Küçük Şeytan İmparatoriçesi Yun Xiao'nun Yun Qinghong'un ve eşinin oğlu olmadığını söylediğinde,oradaki insanların ifadesi biraz garipte olsa,kimse buna şaşırmamıştı.
''Çok sürmeden Patrik Yun ve eşi Kaynak Gökyüzü Kıtasında sahip oldukları çocuğun uzun bir süre peşine düştüler.Ölümcül sona yaklaşmak üzereyken,Kaynak Gökyüzü Kıtasında edindikleri iyi bir arkadaşlarıyla karşılaştılar. Arkadaşları Patrik Yun ve eşine sadece kaçış yolunda yardım etmedi,çocuklarının kaçış sırasında bazı belirsizliklerle karşılaşmasından ve tek oğullarını kaybedeceklerinden korktu.Bu nedenle,sessizce kendi çocuğu ile Patrik Yun'un çocuğunu değiştirdi.''
Şeytan İmparatorluk Salonu'nda bağrışmalar ve tartışmalar patlak verdi.Küçük Şeytan İmparatoriçesi Yun Che'ye doğru baktı ve yavaşça ''Yun Che,Yun Patriği'nin Kaynak Gökyüzü Kıtası'nda bıraktığı çocuğusun,değil mi?'' dedi.
Yun Che'ye soruyor olmasına rağmen,şüphesiz bir ses tonu kullandı.Çünkü bunun dışında ikinci bir seçenek yoktu.Yun Che başını salladı ve ''Evet,Kaynak Gökyüzü Kıtası'nda büyüdüm ve yalnızca üç ay önce sonunda Hayali Şeytan Bölgesi'ne gelebildim.''
''O zaman sen ve Şeytan Kral nasıl tanışabildiniz? İmparatoriçeyi bilgilendirebilir misin?'' Küçük Şeytan İmparatoriçesi sakince sordu.
Yun Che hafifçe cevap verdi.''Gökyüzü Kaynak Kıtası'nda,on yedi yaşındayken,Sıralama Turnuva'sının kazananı oldum.Sonucunda,Kudretli Cennetsel Kılıç Bölgesi'nin düşük seviyedeki Büyüğü tarafından şeytan mühürleme seremonisini izlemek için davet edildim... Ve bu 'şeytan',büyükbabamdı.Ancak ondan önce, ne kendi aile geçmişimi biliyordum ne de onun aslında benim akrabam olduğunu biliyordum.Bu süre zarfında,aniden oluşan bir kazadan dolayı, büyükbabamın mühürlendiği yere süpürüldüm ve sonra büyükbabamın yanında karanlık yeraltında mühürlendim...Bundan sonra,büyükbabam Samsara Aynası'nı vücudumda gördü,sonra kaynak enerjisini kullanarak Kaynak Kulp İşareti'mi çıkardı.Ancak o zaman onun aslında akrabam olduğunu ve ailesel geçmişimi öğrendim.''
Yun Che sadece kısa bir kaç cümle kurmuş olsa da zaten herkesin zihnindeki net ve garip sahneleri tarif etmişti.Hayali Şeytan Bölgesi'nin Şeytan Kralı,düşmanın bölgesinin derinliklerinde hapsedilmişken Kaynak Gökyüzü Kıtasında biyolojik torunu ile karşılaşmış ve kavuşmuştu.Bu gerçekten cennetin ayarlaması olmalıydı. Gerçekten, cennet Yun Ailesi'ne acımış olmalıydı…
Yun Che elini uzattı ve avucunu açtığında sade görünümlü Samsara Aynası'nın kolye zinciri yere düştü ve elinin altında yavaşça sallandı.
''Ah... Bu gerçekten Samsara Aynası!'' Çevredeki birkaç insan hep bir ağızdan bağırdı.
''Samsara Aynası gençliğimden beri benim üzerimdeydi. Beni büyüten büyükbabam gelecekte biyolojik ebeveynlerimi ve ailesel geçmişimi bulmam için bunun tek rehber olduğunu söylemişti.'' Yun Che Samara Aynası'nı tekrar elinde sıktı.Göz kapaklarını kapayarak,nazikçe devam etti: ''Büyükbabam Şeytan İmparatorluk Mührü'nü ve Yun Aile Patriği'nin Sembolünü bana emanet etti,sonra da,o yerden kaçmamı sağlamak,hayat çizgisine bağlanan mühürü iptal etmek için kendi hayat çizgisini kopardı...Bu yalnızca üç yıl önceydi.''
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..