Akşam yemeğinden sonra devam eden sohbet bitince herkes odasına çekildi Harang ve ustası da salonda gelişime başlamadan önce Chi düzenlemek için hazırlıkları yapmaya başladı.
Crow önünde bulunan tabağın içerisinde tokmak ile bazı otları ezip toz haline getiriyordu.
"Evlat bugün simyagerler birliğinden aldığın hapları da ver onları da bu karışıma katacağız."
Ustasının sözünü dinleyerek bugün aldığı yirmi hapı torba ile birlikte verdi, ustası torbanın içerisinden beş Chi Yoğunlaştırma Hapı ve beş tane Ruh dindirme Hapı alarak tabağa koydu ve içerisinde ki herşey gibi hapları da ezmeye başladı.
Tokmağı her vuruşunda hapların kalitesinden olacak ki derin tabaktan beyaz dumanlar yükseliyordu, kısa süre sonra muazzam bir aura salona yayıldı ve ortamı güzel bir aroma kapladı.
"Karışım hazır evlat üzerini çıkart, üst bedenini tamamen bu toz ile kaplamamız lazım."
"Kıyafetimi çıkartmak problem değil usta ama tozu ben sürsem daha iyi olacak gibi."
"Salak varisim benim birde benim süreceğimi mi düşündün? Hahaha."
Harang bu işlemi kendisi yapacağı için sevinmişti, ustasına söylemese de kendi planları vardı ve tozu bedenine sürerken değişik bir işlem uygulaması gerekiyordu daha etkili olması için. Karışımı ustasının önünden alarak masaj yapar gibi üst bedenine sürmeye başladı, belirli yerlere geldiğinde baskı uyguluyor ve Gölge üzerinde kullandığı tekniği kullanarak kendi bedeninde de Chi damarlarını hızlıca açıyordu, zaman ilerledikçe ve işlem devam ettikçe bedeni kıpkırmızı olmaya ve alnından terler akmaya başladı.
Ustası karşısında oturmuş yeni edindiği varisinin bu kadar dayanıklı olmasından dolayı kendi kendine mırıldanarak övünüyordu.
Tozu bedene sürme işlemi bittikten sonra Harang yere bağdaş kurarak oturdu ve bedeninin tozu tamamen emmesini beklemeye başladı, dakikalar geçtikçe daha çok terliyordu ve hissettiği acı daha da fazla artmaya başlıyordu.
Toz tamamen bedene emildikten sonra üst bedeninde bulunan gözeneklerden zifiri siyah kir ve irinler akmaya başladı, gözleri kapalı olan Harang gözlerini açarak ustası ile konuşmaya başladı.
"Usta hemen temizlenip geliyorum, ilk adım tamam şimdi gelişime başlama zamanı."
"Burada bekliyorum evladım."
Harang odasına giderek banyoya girdi ve üzerinde bulunan kir ve irinlerden tamamen arındıktan sonra yeni kıyafetler giyerek tekrardan ustasının yanına indi, salona geldiğinde gözleri kapalı olan ustası gözlerini açarak Harang' ı baştan aşağıya inceledi.
"Tamamdır bedenin tamamen kirlerden arındırılmış vaziyette şu anda, şimdi ilk aşamaya çalışmaya başlayabilirsin kendine özgü çalışma tekniklerin muhtemelen vardır benim yardım etmeme gerek yok, aksi bir şeyler olursa karışacağım sadece."
"Herşey için teşekkürler usta."
Harang sustuktan sonra yerden bağdaş kurarak oturdu ve gözlerini kapatarak meditasyon yapmaya başladı, zihnine odaklandığında Chi denizi çalkalandı denizin tam ortasında üç metre yükseklikte bağdaş kurmuş olan Harang' ın etrafında denizden yükselen öz suları küre oluşturmaya başladı ve bedenini tamamen kapladı.
Küre kendi etrafında dönmeye başladığında her turu tamamladığında siyah ışıklar etrafa saçılıyordu.
"Mükemmel ilk seviye olan Temel Chi Alemim oluşmaya başladı." Harang oluşan küreyi dikkatlice incelerken Chi denizinde gözüne birşey takıldı"Bu da ne Chi denizimin ortasında bir kule mi?"
Şu anda anlam veremediği ve daha önce yaşamadığı bir şekilde Chi denizin ortasında beyaz bir kule ortaya çıkmıştı, ne olduğunu anlamak için zihnini kuleye odaklayan Harang kulenin kapısında ki 'Kadim Mühürleme Kulesi' yazısını gördü.
Girişi zihinsel baskı ile açmaya çalıştığında geri tepmesi ile Harang bir kaç kez daha denedikten sonra anlamıştı şu anda gücünün bu kapıyı açmaya yetmediğini, daha fazla kule ile ilgilenmeyi bırakan Harang zihnini tekrardan gelişimine odakladı ve etrafına küreyi bir kez daha topladı.
Salonda Harang'ın karşısında gözleri kapalı olan ustasının gözleri bir anda açıldı arkasına dönüp kapıya baktığında Siyon' nun gözlerini ovalayarak içeriye girdiğini gördü göz ucuyla camdan dışarıya baktığında hala gece olduğunu gören Crow tekrardan Siyon' a bakarak konuştu.
"Daha sabah olmadı, neden bu saate kalktın?"
"Uykum kaçtı bende sizin gelişim yapacağınızı bildiğim için bir bakayım dedim."
"Güzel demişsin ama gel dışarıya çıkalım, şu anda Crain gelişimine odaklı rahatsız etmeyelim."
"Aynen rahatsız etmek istemem çıkalım."
Siyon önden Crow arkasından malikanenin bahçesine çıkmışlardı, gökyüzünde yıldızlar aya eşlik edercesine dans ederken muhteşem gözüküyorlardı, ilk söze giren Siyon oldu.
"İçimi rahatlatmak için konuşmam gereken konular var seninle. "
"Çekinmene gerek yok Siyon, seni dinliyorum."
"Sende fark etmişsindir bu zenginlik bizim elde edebileceğimiz bir şey değil, hepsi Crain sayesinde oldu zenginlik pekte umurumuzda değil Crow. Lakin Crain o bizim herşeyimiz oldu kısacık sürede kutsal kıtaya birlikte gideceğinizi biliyorum benim gücüm buradan onu korumaya yetmez ki burada bile yetmiyor bu yüzden lütfen bana söz ver Crain' i orada koruyacağına! "
Crow çocuğun böyle bir aileye denk geldiği için çok mutluydu, kendi zenginlikleri umurlarında bile değildi tek istedikleri Crain' nin tehlikeye düşmemesiydi.
"Ben yaşadığım sürece Crain hiçbir zarar görmeyecek bundan emin olabilirsin Siyon, bizzat karşında söz veriyorum sana!"
Siyon' nun gözlerinden birkaç damla yaş akmaya başladı.
"Biz Clara ile on altı yaşımıza girdiğimizde evlendik ve o zamandan beridir bir evladımız olsun istedik her zaman bunun hayalini kurduk ama olmadı, şimdi ise tanrı sesimizi duydu ve bize Crain'i yolladı bu yüzden göz göre göre onun zarar görmesine nasıl izin verebiliriz? Eğer sen olmasaydın onun gelişim yoluna bile girmesine izin vermezdik! "
"Merak etme Siyon, Crain artık benimde evladım sayılır ona karşı yapılan bir hareketi kendime yapılmış sayarım ve kendime yapılan bir harekete nasıl tepki veriyorsam ona da aynı şekilde tepki veririm."
Gözyaşlarını elinin tersi ile silen Siyon konuşmaya başladı.
"Se..sende bizim bir parçamız oldun artık Crow, sadece söylemek istedim lütfen kusura bakma zamanını aldım, istersen geri dönebilirsin ben biraz yıldızları izleyeceğim."
Dışarıda masada karşılıklı oturan iki adam kafalarını gökyüzüne çevirmiş yıldızları izliyordu ortamın sessizliğini Crow bozdu.
"Peki Crain size nasıl geldi?"
"O konu.. Onu kuzey tarafımızdaki sahil kesiminde kayalıklara vurmuş ahşap bir kayığın içerisinde baygın bir şekilde eşim Clara bulmuş, ilk gördüğünde çocuğu ölü zannetmiş tam geri dönüp eve geleceği sırada çocuk hareket etmeye başlamış, Crain tamamen kendisine gelene kadar başında bekledikten sonra onu alarak evimize getirdi. "
"Anlıyorum her şey çok hızlı gelişmiş, çok iyi insanlarsınız sen ve karın, kayık ta bulduğunuz bir çocuğa yardım eli uzatmanın ve hiç durumunuz olmadığı halde tam anlamı ile mükemmel insanlarsınız sizlere tekrardan teşekkür ederim."
Crow, Harang' a bir şey olmadığı için çok mutluydu ve bundan sonra da ona bir şey olmaması konusunda kesin karara sahipti.
"Yan ailesi olarak bizde sana çok teşekkür ederiz, bu arada Crain gerçekten akademi seçmelerini geçebilecek mi?"
"Crain kesin olarak geçecek, benim korkum Crain yüzünden geçemeyecek adaylardan yana ama misafir olarak oraya geleceğim için kimse bir şey yapamaz ve varisim olduğunu orada belirteceğim zaten."
"Bu çok güzel varisin olduğunu duyan insanların arasında ona zarar vermeye kalkışacak kadar salak olan yoktur ve orada senin sözünde geçecektir, bir ayrımcılık yapılamaz yani bu seneki seçmeler de önceki seçmeler de ki gibi ayrımcılık yapılamaz."
"Ayrımcılık derken, nasıl bir ayrımcılık?"
"Kutsal kıtanın verdiği sınırının ne kadar olduğunu sen benden daha iyi biliyorsundur, soylular o yerlere oğullarını yerleştirmek için değerli hediyeler ve çok yüksek miktarlarda ücretler ödüyorlar ve bu şekilde seçimi kazanmış asıl kişinin yerini alarak kendi oğullarını kutsal kıtaya yolluyorlardı. "
Bu duydukları karşısında sinirleri küplere binmeye başlamıştı Crow' un.
"Bugün gün ağırdığında Crain' i de alarak merkeze gideceğim, hem seçmelere katılacağı yeri görmüş olur hemde yetkililere bir gözükeyim bakalım seçmelerde neler dönüyor."
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..