Odaya vardıklarında odanın çok fazla lüks olmasa da standartların üzerinde olduğu görülebiliyordu, yatakların hergün temizlediği belli oluyor ve odada bulunan camın önünde ki çiçeğinde hergün sulandığı belliydi güzel desenli bir avize odaya şıklık katmak için takılmış hallice geniş olan camın önünde bir masa ve iki koltuk bulunuyordu en azından oda ferahtı.
Odaya girdikten sonra Crow camın önünde bulunan koltuklardan birisine ilerleyerek oturdu ve gözleri kapatarak dinlenmeye başladı hiç konuşmamıştı.
Harang' da diğer koltuğu yatağın yanına çekerek konuştu.
"Mian gel karşıma otur bakalım kolunda nasıl bir zehir varmış."
Mian çocuğun söylediklerini duyduktan sonra ilerleyerek yatağa Harang'ın karşısına denk gelecek şekilde oturdu ve üzerindekileri çıkarttıktan sonra kolunu çocuğa uzattı.
Harang adamın koluna uygulayacağı işlemlere başlamadan önce adamı uyardı.
"Kolun üzerinde kullanacağım yöntem çok gizlidir kesinlikle aramızda kalacak ve bu odadan dışarıya asla çıkmayacak anlaşıldı mı?"
"Kolumu eski haline getirebildiğin sürece asla kimsenin bu teknikten haberi olmayacak emin olabilirsin savaşçı yolum üzerine yemin ederim."
Adamı dinledikten sonra torbasından bir kaç tane gümüş iğne çıkartarak hızlı ve seri bir şekilde adamın kolunda morluk olan bölgelerde belirli yerlere iğneleri saplamaya başladı kısa süre sonra adamın kolu taş gibi olmuştu kaskatı kesilmişti, iğneleri yerleştirme işleminden sonra morluk olan bölgenin sonuna işaret parmağını bastırarak yaralı olan bölgenin orta kısmını doğru sürüklemeye başladı sürükledikçe sırası gelen iğneyi çıkartıyor her çıkan iğnenin ardından mor bir sıvı kolunda dışarıya çıkıyordu, bu işlemin tamamen bitmesi bir buçuk saat sürdü Harang ter içinde kalsada sonunda işlemi doğru bir şekilde bitirebilmiş ve adamın kolunda bulunan morluk tamamen kaybolmuştu.
Adamın gözleri dolmuştu yıllar sonra kolundaki Chi damarlarından tekrar Chi enerjisinin aktığını hissedebiliyordu bu bilmeyenler için hiç birşey ifade etmeyebilirdi ama onun için dünyanın en güzel hislerinden biriydi yıllar sonra tekrardan kolunu düzgün ve tam gücünde kullanabileceğini biliyordu artık, gözyaşları ile dolmuş gözlerle Harang'ın önünde dizlerinin üzerine çökerek yere kapandı adam gözlerinden sızan yaşlar yere yakın olduğu için yerde toplanmaya başlamıştı konuşmuyordu sesinden sadece ağladığı belli oluyordu adamın yılların verdiği acının gözyaşları.
"Ayağa kalk ben birşey yapmadım elimde senin kolunu iyileştirilmesi için imkan vardı bende o imkanı kullandım o kadar, bir doktor adayı olarak nasıl olurda gördüğüm bir hastanın acısını dindirmenin yollarını aramam."
Harang doktor olmasa bile doktorluk hakkında bu devirde yaşayanlardan daha çok bilgiye sahip olduğu kesin olarak söylenebilirdi, elinde imkan olduğu takdirde doktorluk alanında ki bütün tedavileri hastasına uygulama kapasitesi vardı.
Gözleri dolu adam ayağa kalkarak Harang'ın yüzüne bakmaya başladı kısa bir sessizlikten sonra konuşmaya başladı, sesinde ki o mutluluk tonunu gizleyemiyordu.
"Çocuk bugünden sonra bu şehirde senin gözün kulağın olmayı kabul ediyorum bana hayatımda ikinci şansı veren senin için elimden gelen ne varsa yapacağım asla geri durmadan."
"Senden benim adamım olmanı istemiyorum eğer bana yardımcı olmak istiyorsan arkadaşım, yoldaşım ol bu bana yeter ben kimseye adamım gözü ile bakmam."
Adam Harang'ın sözlerini duyunca gerçekten sevindi karşısında duran çocuk akıllı ve yaşından daha çok olgun davranabilen bir kişiliğine sahipti bu hayatta adam değil arkadaş yoldaş toplamaya bu yaşında başlamıştı, karşısında bulunan çocuk Mian'nın gözünde saygısını kazanmıştı.
"Tamam o halde arkadaş veya yoldaş fark etmez sanırım size bilgi lazımdı neyi öğrenmek istiyorsunuz gücüm dahilinde olan her bilgiyi size sağlayabilirim."
Tüm iyileştirme işlemleri boyunca dinlenmeye çekilen Crow şu anda gözlerini açarak adama bakmaya başlamıştı, adam Crow'a arkası dönük olsa da arkasından üzerine dikilen gözleri hissederek bir ürperti hissetmişti hızlı bir şekilde dönerek oda Crow'a bakmaya başladı.
Bilgi alışverişi konusunda ilk söze giren Crow oldu.
"Senden istediğim bilgi bu krallık hakkında olacak kral ve soylular?"
adam elini çenesine götürerek birkaç kez ovalayıp düşündükten sonra anlatmaya başladı.
"Burası William Krallığı kral ise IV, Roland'dır, on soylu aile ve üç klan bu krallıkta gücü elinde tutarlar, kral ne kadar iktidarın başında olsa da çoğu konuda kararları soylu aileler ve klanların arzularına göre verir, soylu aileler de kendi aralarında bazen çatışmalara girerler ama fazla büyütmezler güçleri neredeyse birbirine denk bir seviyededir en güçlü olanları ise Zümrüt Ailesi'dir olaylara pek müdahale etmez."
Bir süre sessiz kalıp nefesini tekrar düzene soktuktan sonra konuşmaya devam etti adam.
"Üç gün sonra olacak olan müzayedede görebilirsiniz hak etmedikleri eşyaları para ile değil güçlerini kullanarak alacaklar. "
Adamın son sözlerini duyan Crow gülmeye başladı.
"Hahaha göreceğiz bakalım güçlerini kullanabilecekler mi!"
Adam Crow'un söylediği sözlere anlam verememişti ama bir şey de diyemiyordu bu ikilinin arka planını bilmiyordu, daha on yaşına bile olmadığı belli olam bir çocuk yıllardır hiçbir doktorun çözemediği sorununu çok basitmiş gibi çözerken yanında olan yaşlı adamın ise gücünü hiç kestiremiyordu.
Üçlü bir süre daha konuştuktan sonra adam odadan ayrıldı, daha sonraki günlerde Harang Chi eğitimine odaklandı sadece yemek için uyanıyor ve daha sonra tekrar eğitimine kaldığı yerden devam ediyordu, ustası ise ilk gün oturduğu koltuktan hiç kalmamıştı aynı yerde duruyordu üç gün hızla geçti.
Harang ve Crow handa kahvaltılarını yedikten sonra şehirde biraz gezip sonra müzayede evine gitmek için sabahın erken saatlerinde handan ayrılmışlardı, şehrin sokakları tıklım tıklım insan doluydu başka kasabalardan, kabilelerden ve krallıklardan gelen birçok insan vardı zengini, orta düzeyde olanı, fakiri bile bir umut müzayedeyi izlemek için gelmişti.
Müzayede daha başlamadığı için gelen misafirler sokaklarda bulunan çok sayıda ki satıcılar ile alışveriş yapıp ürünlerine bakınıyordu, bir ihtimal güzel yada değerli bir hazine gözlerine çarpar diye aranıyorlardı.
Harang ve ustası sokakta gezerken ipek kıyafetler giyen siyah bukmeli saçları olan bir kız onları görerek hızlı bir şekilde yanlarına yaklaştı ve Crow'u selamladı gelen kız prenses Yuriydi.
"Merhaba efendim, sizi hala burada görmek beni mutlu etti aradığınız birşey mi var acaba?"
Kızın sorusundan sonra Crow yerine Harang söze dahil oldu.
"Evet bazı eşyalar arıyoruz, aslında birazdan başlayacak olan müzayedeye katılmayı planlıyoruz orada daha kolay bulabiliriz gibi geliyor."
Yuri ikilinin burada bir şeyler aradığını duyduğunda sevindi onlarla birlikte gezebileceğini ve müzayedeye katılabileceğini düşündü.
"O halde size katılmama izin verin aradığınız şeyi bulmanızda size yardımcı olabilirim belki hem müzayedeye herkesi almayacaklar benim yanımda oraya daha kolay girebilirsiniz yani sizi tanımadıkları için bu şekilde konuştum yoksa tabiki kolay girebilirsiniz kıdemlim. "
Tam sözü bittiği anda arkalarından bir ses duyuldu kibirle dolu bir ses, arkalarını döndüklerinde mavi kıyafetler giyen, yüz hatları daha oturmamış çocuksu bir surata sahip kısa saçlı bir genç onlara doğru yaklaşıyordu.
"Yuri senin böyle fakir aile insanları ile ilişki içerisinde olman gerçekten beni üzüyor yanımıza gel."
Kız çocuğun söylediği kelimelere sinirlenmişti.
"Benim kiminle ilişki içerisinde olduğum seni alakadar etmez lütfen uzaklaş buradan."
Prensesin kendisine kızdığını gören çocuk suçu hemen Harang ve ustasına atmıştı.
"Siz kim olduğunuzu sanıyorsunuz da prenses ile sohbet edebileceğinizi zannediyorsunuz o size acıdığı için laf atıyor asla cevap vermeye kalkışmayın, şimdi üzerinizde bulunan her şeyi bana vererek özür dileyebilirsiniz yoksa sizin buradan sağ gitmenize asla izin vermem! "
Çocuk bir anda göklerin altında ki hükümdar havasına girmişti kiminle konuştuğunu bilmesede kendisi soylu aileden geldiği için karşısında ki kişinin kendisine cevap veremeyeceğini düşündü.
"Ne dedin duyamadım?"
Harang çocuğu daha da çileden çıkartmak istiyordu onu kışkırtmak için konuşmaya başladı, sinirlenen çocuk ayağını yere vurarak konuşmaya başladı.
"Fakir olduğun gibi sağırsında herhalde! Anlamamazlıktan gelme derhal verdiğim emirleri yerine getir ve canını bağışlayayım."
Harang çocuğa iyice kıl olmuştu.
"Siktir git gözümün önünden manzaramı bozuyorsun!"
Harang'ın söylediği son cümleyi duyduğunda kafasından aşağıya kaynar sular dökülüyor gibi olmuştu, bu yaşına kadar kimse ona bu şekilde hakaret edememişti.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..