Kendisine böyle davranıldığı için suratı kırmızıya dönen çocuk sinirli bir şekilde konuştu.
"Se..sen kim olduğunu zannediyorsun bana ne hakla hakaret edersin benim kim olduğumu biliyormusun? Ben Zümrüt Ailesinin genç neslinin önde gelenlerindenim haddini bil fakir pislik!"
Harang çocuğu hala takmıyordu prensese dönerek konuşmaya başladı.
"Prenses Yuri daha fazla burada durmamıza gerek yok hadi gidelim birazn müzayede başlayacak."
"Tamam gidelim beni takip edebilirsiniz."
Prenses ve diğer ikilinin dönüp gitmek üzere olduğunu gören çocuk çileden çıkmıştı kibirli bir şekilde konuştu.
"Bana bu şekilde hakaret ettikten sonra bu şekilde çekip gidebileceğini mi zannediyorsun? Yetişimini yok etmediğin sürece buradan kesinlikle ayrılamazsın."
Harang çocuğun son dediklerini duyduktan sonra ilerlemeyi bırakarak arkasını döndü ve çocuğun önüne kadar geldikten sonra konuştu.
"Sen kim oluyorsun ki bana bu şekilde emir verebileceğini zannediyorsun, Zümrüt Ailesi'de kimmiş? Biliyormusun tırnağımın ucu kadar değeriniz yok gözümde haberin olsun istersem seni burada öldürebilirim bence bunu istemezsin degilmi?"
Harang bu zamana geldiğinde bu yana gizlediği öldürme niyetini bir anda saldı, öldürme niyetinin salınmasıyla Crow bile baskısına dayanamadı ve burnundan kan gelmeye başladı Crow dayanabilse bile kibirli çocuğun burnunda kan sel gibi akmaya başladığında çoktan bayılmıştı, prenses ise Crow'un onu arkasına çekip tüm baskıyı üstlenmesi ile birlikte kendinde kalabildi.
Ama yaşanan bu olaya em çok şaşıran kişi Crow olmuştu kendi gücünün çok iyi farkındaydı ama Harang'tan gelen baskı onu bile zorlamıştı.
Crow cebinden çıkarttığı mendile burnundaki kanı sildikten sonra müzayede evine dönerek sessiz bir şekilde ilerlemeye başladı prenses ise olanlardan dolayı şoka girmişti, dokuz yaşında olan bir çocuktan bu kadar kuvvetli bir öldürme niyetinin yayılması imkansız olması gerekiyordu ama gözlerinin önünde bu olay gerçekleşmişti beynine böyle bir şeyin olamayacağı konusunda yalan söyleyemez di.
Harang ilerlemeye başlamadan önce prenses kıyafetinden tutarak konuştu.
"O öldürme niyeti de neydi öyle?"
Harang bir süre prensese baktı daha sonra konuşmadan arkasını dönerek ustasını takip etmeye başladı, Crow kızın cevap alamadığını görünce yürümeye devam ederken konuşmaya başladı.
"Yuri sen bu yaşına kadar hep sarayda yetiştim yapıp büyüdün, Harang benim varisim olmasına rağmen onu kutsal kıtaya yanıma almadım ve onu kıtada büyüttüm siyah seviye chi saflığına sahip ve bu zamana kadar o verdiğim görevlerinde içerisinde her zaman katil veya suçlu insanları katletmesini istedim, tam sayısını bilmesem de yüzün üzerinde insanı öldürmüştür on yaşında bile olmamasına kanma sakın. "
Yuri bu duydukları karşısında yürümeyi bırakarak donup kaldı bir cana kastetmek? Harang'tan büyük olsa bile bu yaşına kadar kimseyi öldürmemişti, öldürebilirmiydi ki?
Yuri bunları düşünürken Harang ve Crow ondan uzaklaşmaya başlamıştı kendisini beklemeden gittiklerini görünce arkalarından koşmaya başladı.
Üçlü Müzayede Evine vardıklarında ilk geldikleri gibi aynı ihtişamını koruyordu ve o günden yirmi kat daha kalabalıktı müzayede olduğu için, yanlarında prenses olduğu için hiç engellenmeden yollarına devam ederek içeriye girdiler, içeride insanları karşılayan kişi Harang ve ustasını gördüğünde hemen yanlarına gelerek selamladı, gelen kişi o gün ilaç reçetesini değerlendiren uzmandı.
"Hoşgeldiniz efendim, görüşmeyeli nasılsınız acaba?"
Adamın samimi görüntüsünden mutlu olan Harang yalandan olmadığı için konuşmaya başladı.
"Merhaba bugün neden geldiğimizi biliyorsun zaten reçeteyi size teslim ediyorum umarım anlaştığımızın altında bir durum ortaya çıkmaz."
Değerlendirme uzmanı gülümseyerek konuşmaya başladı.
"Tabiki de anlaştığımız gibi 500.000 Mor Kristal olarak başlangıç fiyatı belirledik emin olabilirsiniz ki o fiyatın çok üzerine çıkacağını garanti edebiliriz."
"Bu çok güzel."
Uzman reçeteyi aldıktan sonra eliyle salonun üst katını işaret ederek.
"Bu taraftan buyrun efendim sizin için çoktan vip salonu hazırladık.
Prenses ne olduğuna anlam veremiyordu onlara yanımda durursanız sıkıntı çekmeden girebilirsiniz demişti ama ikili onun yardımı olmadan çoktan bir vip salonuna götürülüyorlardı ve uzman sadece onları bekliyor gibi gözüküyordu, uzman Harang ve Crow'u vip salonuna götürürken arkalarından onları takip eden kızı gördüğünde donup kaldı.
"Pr..prenses efendim siz?"
Harang adamın düştüğü durumu gördüğünde gülümseyerek konuşmaya başladı.
"Sıkıntı yok oda bizimle birlikte geldi ve yanımızda duracak."
Adam ne diyeceğini bilemeden kafası ile onaylayarak prensesi de buyur ederek vip salonuna kadar eşlik etti, salona girdiklerinde burunlarını enfes yemeklerin kokuları ve odada bulunan çiçeklerin müthiş kokusu geldi, salonda iki kolon vardı ve üzeri altın işlemelerle süslenmişti oturmaları için hazırlanan koltuklar ipek kaplama olarak ayarlanmıştı.
Prenses bile salonu gördüğünde dilini şaklatmadan duramadı, böyle bir salon kral olmasına rağmen babasına bile bu zamana kadar hazırlanmamıştı.
"Efendim sizin için özel hazırladığımız salon istediğiniz gibi kullanabilirsiniz acıkacağınızı düşünerek yemekleri de önceden sizin için hazırlattık efendim."
"Teşekkürler bu arada isminiz nedir acaba sormadım kusuruma bakmayın."
Harang adamın ismini bilmediğini hatırlayarak ismini sordu.
"Benim ismim Feng Lu efendim."
"Memnun oldum Feng, benim ismim de Crain."
"Memnun oldum efendim müzayede şimdi başlamak üzere keyfini çıkartın."
Dedikten sonra salondan çıkarak kapıyı arkasından kapattı, Fen'in dediği gibi müzayede sarı saçlı vücut hatları muazzam olan bir bayanın sahneye çıkması ile başladı.
"Bugün buraya gelen bütün misafirlerimize hoşgeldiniz demek istiyorum, öncelikle açıklamak istiyorum ki yıllardır yapmadığımız bir yöntem ile bir eşyayı müzayedeye koyduk ama bu eşya en sonda sizlerin huzuruna sunulacak, hadi başlayalım."
Kadın başlayalım dedikten sonra ürünler sırasıyla gelmeye başladı, gelen her ürün yüksek fiyatlar ile satılıyor ve halktan gelenler fiyat bile veremiyorlardı.
Kısa süre sonra Harang'ın aradığı ögelerden birisi satılmak üzere sahneye çıkarıldı,
"Bu ürünümüzün adı Dokuz Gökyüzü Nilüfer'dir ilaç yapımında ve gelişim için kullanılabilir yüksek katmanlı bir hazinedir, başlangıç fiyatı 50.000 Mor Kristal buyrun tekliflerinizi alalım."
Halk tabakasından olanların teklif verememesi ile birlikte açık arttırma tekrardan başladı
"60.000 Mor Kristal!"
"65.000 Mor Kristal!"
"75.000 Mor Kristal!"
"85.000 Mor Kristal!"
"100.000 Mor Kristal!"
En son gelen teklif fiyatı biranda 15.000 Bin Mor Kristal arttırmıştı teklifin arkasından bir ses duyuldu.
"Bu Nilüfer bizim Zümrüt ailemize çok lazım, bana yüz vererek teklif vermenizi bırakmanızı istiyorum."
Konuşmadan sonra hiçbir vip salonundan ses gelmediği için görevli kadın saymaya başladı.
"Dokuz Gökyüzü Nilüfer için 100.000 Mor Kristal 1!"
"Dokuz Gökyüzü Nilüfer için 100.000 Mor Kristal 2!"
İkiye kadar saydığında başka bir vip salonundan teklif geldi.
"200.000 Mor Kristal!"
Teklifi duyan herkesin dudakları uçukladı, Zümrüt ailesinin tarafında ise sinirler gerilmişti onların teklifinin üzerine teklif veren birisi çıkmıştı.
"Bize yüz vermeyerek teklifimizin üzerine çıkanın kim olduğunu hangi soylu olduğunu görmek isterim kendinizi tanıtırmısınız acaba?"
Adamın sesinde kibirli bir tonlama seziliyordu, teklif veren diğer tarafa düşmanlık beslediği de öyleydi.
"Kim olduğumuzun bir önemi yok, Dokuz Gökyüzü Nilüfer size lazım olduğu kadar varisim içinde lazım o yüzden siz bize yüz vererek teklif vermekten vazgeçin lütfen."
Adam karşı taraftan bu şekilde bir cevap beklemiyordu sinirli bir şekilde konuşmaya başladı.
"Bugün bu müzayede'de Zümrüt Ailesini kendinize düşman ettiniz hadi bakalım kim daha kararlı görelim o halde, 250.000 Mor Kristal!"
Zümrüt Ailesinin tarafından gelen rakamı duyanlar şaşırmıştı, Crow adamın teklifini duyduğunda gülümseyerek konuşmaya başladı.
"Demek yarışmak istiyorsun peki teklifinizin üzerine çıkmama izin verin hahaha, 500.000 Mor Kristal!"
O rakamı duyan herkesin gözleri fal taşı gibi açıldı, zümrüt ailesi tarafında ise teklif sunan adam geriye doğru iki üç adım ilerleyerek koltuğa devrilir bir şekilde oturdu.
"Güzel, güzel çok güzel Nilüfer sizin olsun ama onu koruyabilecek misiniz bakalım!"
Adam o miktarın üzerine bir teklif veremeyeceğini biliyordu o yüzden ailesinin gücünü kullanmak istedi ama işe yaramamışa benziyordu.
"Gücünüzün yetmeyeceği insanlar var haberiniz olsun her zaman bekleriz sizleri biz bu Nilüfer'i koruyabileceğimize eminiz."
Dedikten sonra öyle muazzam bir öldürme niyeti Zümrüt ailesinin tarafına gitmişti ki tamamen kendilerinden geçmişlerdi bu derecede bir öldürme niyeti Harang'a aitti.
Sahnede ki görevli tekrardan sayarak Nilüfer'i alan vip salonunu açıkladı ve diğer ürünlere geçmeye başladı.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..