Baek Yisoo güneşin doğumuyla beraber yatağından kalktı. İlk yaptığı şey sürüklenerek de olsa odanın girişindeki tahta kovadan yüzüne su çarpmaktı. Ardından gerinme fırsatı bile bulamadan işe çağrıldı. Dün geceki kutlama etrafta çok fazla çöpün birikmesine neden olmuştu. Bugünün görevleri çok ağırdı. Süslemeler, heykeller kaldırılacak ve çöpler temizlenecekti.

Baek Yisoo derin düşüncelere dalmış bir şekilde işlerini bitirdi. Onu uzaktan izleyen tanıdıkları onda biraz farklılık olduğunu anlamışlardı. Önceden kimsenin yüzüne bakamayan Baek Yisoo şimdi garip bir özgüvene sahipti.

Ondaki bu değişim barizdi. Fakat bu bazı kişilerin sinirini bozmuştu. Özellikle köleleri yönlendirmekle görevli olan görevliler ona dikkat etmeye başlamışlardı.

Heykellerden birini dikkatlice taşıyan Baek Yisoo sıradaki görevin ne olacağını düşünüyordu. Gece yarısı dikkatlice kayda aldığı görüntüleri bir şekilde kullanacaktı ancak bunun ne zaman olacağını merak ediyordu.

Görev ödüllerini almıştı. Serbest İstatistik Puanları’nı daha sonra dağıtacaktı. Hedef Kuponu ve Baek Iseul İlişki 10x gibi ödüllerin ne işe yaradığını henüz öğrenememişti. Sistem yardımıyla açıklamalarına bakmış ancak hiçbir şey çıkmamıştı.

‘Baştan Çıkarma Puanları’nı kullanmak için beklemeliyim. Geri dönüşü olmayan bir yola girmemek için daha fazla bilgi edinmek zorundayım.’

Heykeli dikkatlice yük arabasına yerleştirdiğinde alnından ter damlaları süzülüyordu. Yorulmuştu. Aynı zamanda kaderinin ne kadar acınası olduğunu bir kez daha fark etmişti. Hayatta zevk alabileceği neredeyse hiçbir şey yoktu.

“Yisoo,” görevlilerden biri onun ismini seslendi.

“Efendim bir isteğiniz mi var?”

Yalakalıkla dolu bir gülümseme yüzünde belirdi. Neredeyse onun kadar çirkin olan şişko, tıknaz adama karşı kırk beş derece eğilmişti.

Adam sert gözlerle ona baktı.

Şak!

Baek Yisoo’nun vücudu yediği tokadın etkisiyle sarsıldı. Adam beklenmedik bir şekilde ona sert bir tokat atmıştı. Baek Yisoo’nun beynine kan sıçradı ancak kendini dizginledi. Ne kadar önemsiz olduğunu biliyordu. Burada yaptığı en ufak hata onun tekrardan madenlere gönderilmesine neden olurdu. Orası tehlike bakımından savaş alanlarından aşağı kalmazdı.

“Bir daha dünya senin için yaratılmış gibi davranırsan kömür kazarken bulursun! Haddini bil.” dedi öfkeyle, bu adamın adı Baek Chunyong’du. Baek Yisoo’nun amirlerinden biriydi. Baek Klanı’ndaki kölelerin çoğu bu adamın kontrolü altındaydı. Kıdem bakımından ana soyun kıdemli hizmetçilerinin bir kademe altındaydı.

Baek Yisoo yirmi yılda bu adamdan çok şey çekmişti. Dar görüşlü, kötücül niyetlerle dolu bağnaz adamın tekiydi. Başkalarını aşağılamayı sever, kendinden üstün niteliklerle doğmuş kişilerden nefret ederdi. Tabii bunu açıkça dile getiremezdi fakat ondan düşük rütbeye sahip kölelere eziyet ederdi.

“Özür dilerim…”

Baek Yisoo hemen özür diledi. Sonunda hayatını değiştirme fırsatı elde etmişti. Böyle gereksiz bir adamla uğraşarak bu fırsatı boşa harcayamazdı.

Onun bu ezik tavrı Chunyong’un arsız bir gülümseme takınmasına neden oldu.

“Birazcık onurun olsun…” diye konuşmaya başladı Chunyong, çok bilmiş ifadesi yüzünde belirmeye başlamıştı.

Yaklaşık bir dakika boyunca her türlü şekilde kendini övüp Baek Yisoo’yu gömdü. Baek Yisoo’nun vücudu eğikti. O konuşurken araya girmeye cüret bile edemedi. Dudaklarını ısırdı, kalbinin derinliklerinde açığa çıkan bu korku midesinin bulanmasına neden oldu.

Kendinden nefret ediyordu.

Dün gece kazandığı özgüveni kaybetme noktasına gelmişti, bunun farkında bile değildi.

“Hey! Beni dinliyor musun?” diye sordu Chunyong.

Baek Yisoo kafasını kaldırıp sonuna kadar açılmış gözlerle baktı. Fakat bir gariplik vardı. Chunyong bu veledin kendisine bakmadığını arkasındaki bir noktaya baktığını birkaç saniye sonra anladı. Kafasını çevirdi ve arkasında bu kadar önemli neyin olduğuna baktı.

Bir şey göremeyince kan tekrar beynine sıçradı.

“Orospu çocuğu! Benimle taşşak mı geçiy-!”

Bam!

Herkesin kanını donduran bir sahne o anda meydana geldi.

Omurgasızlığıyla bilinen Baek Yisoo hiç kimsenin beklemediği bir anda yumruğunu kaldırmış ve Chunyong’un yanağına sert bir yumruk atmıştı. Chunyong bir dövüş sanatçısı değildi. Darbenin etkisiyle dengesini koruyamadı ve birkaç adım gerileyip çığlıklar eşliğinde yere düştü.

Baek Yisoo yetersiz beslendiğinden cılız olsa da yıllar boyunca ağır işlerde çalışması birazcık güçlenmesine neden olmuştu. Sıradan bir insandan daha güçlü olduğu söylenebilirdi. Onun hakkındaki tek iyi şey buydu belki de.

“Sen…”

Chunyong yanağını tutarken gözlerine inanamıyordu.

“Nasıl cüret edersin?”

Baek Yisoo omuz silkti. Chunyong’un ne dediğini umursamadı. Bir şeyleri değiştirmenin zamanının geldiğinin farkındaydı. Hayatını bu adam tarafından aşağılanarak geçirmişti. Yaptığı şeyin iyi ya da kötü olması önemsizdi. Sadece kendi egosunu tatmin etmek için her zaman onu kötülemiş, azarlamış ve cezalandırmıştı.  

“Şunu yakalayın ve falakaya yatırın!”

Diğer köleler bir VIP’nin korumalarıymışçasına üzerine atlarken Baek Yisoo’nun yüzünde gurur dolu bir gülümseme vardı.

---

[Görev Serisi: Üstün Erkeğin Yolu]

[Metamorfoz]

[Açıklama: Üstün Erkeğin Yolu, bilinebilecek ve tecrübe edilebilecek her şey ifade eder. Besin zincirinin en alt noktasından zirvesine giden yolda bir rehberdir. Metamorfoz bir tırtılın en sonunda hayran olunası bir kelebeğe dönmesi gibi seni bir düşük kalite bir erkekten üstün kalite bir erkeğe çevirecektir. Bu yeni evrimleşen erkek, kainata hakimiyet sağlayan goril gibi korkmuş bir zorba değildir. Omurgasız, gözlerinin içi pırıl pırıl ve sürekli gülümseyen bir modern çağ eziği de değildir.]

Görev 1: Zincirleri Kır

[Açıklama: Korkularının üzerine git. Konfor alanından çık. Bir çınar gibi dimdik dur.]

Tamamlama Koşulu: Görevli Chunyong’a bir yumruk at!

Görev Ödülü: Baştan Çıkarma Puanı x1, EXP 10x, Tam İyileştirme

[Görev Tamamlandı!]

Baek Yisoo gözlerini açtığında kendini bir çöp kovası gibi kenara atılmış bir şekilde buldu. Burnuna gelen bok kokusu başının ağrımasına neden oldu. Nerede olduğuna baktığındaysa malikanenin arka taraflarındaki ahır da olduğunu fark etti.

Ayaklarındaki acı hareket etmeden önce düşünmesine neden oldu. Eğer bu acıya birazcık da olsa dayanıklılık geliştirmemiş olsaydı şu anda ağlıyor olurdu. Bacaklarını hareket ettirmeye çalıştı ancak başarısız oldu. Acıdan bayılmadan önce hatırladığı tek şey Chunyong’un ona bakarak lanetler etmesiydi.

“Bundan sonra bok temizleyeceksin! Emsallerinle takılmanın zamanı geldi!”

Aşağılama dolu haykırışları kulağında çınlıyordu. Bu aşağılanma Baek Yisoo’nun kalbinde yeni duyguların harekete geçmesine neden oldu. Öfkeliydi, kalbindeki nefret bir orman yangını misali büyüyordu.

Görev Penceresi’ne bakıp görevin tamamlandığı gördü. Rahat bir nefes verirken kendini sakinleştirmeye çalıştı. Artık bok temizleyecek olması bir şeyi değiştirmiyordu. Daha önceden yapmıştı sonuçta.

Midesi güçlü olanlar için fena bir iş değildi.

“Bu ayaklarla hareket etmem mümkün değil. O piç, çok acımasız davrandı.”

Bu haldeyken görevleri zamanında yerine getirmesi imkansızdı. Görevleri zamanında yerine getirmeyen köleler için de pek hoş olmayan cezalar vardı. Bunlardan bazıları dayak yemekten bile daha kötüydü.

“Tam İyileştirme’yi kullan.”

Bu sözleri söyledikten sonra vücudunu rüzgar sardı. Soğuk havada sıcak çay içmek gibi hafifletici bir hissiyatı vardı. Ayaklarındaki acı, morluk ve hatta şişlikler anında iyileşti. Her şey çok hızlı gerçekleştiğinden Baek Yisoo bu kusursuz iyileştirmenin arkasındaki mantığı merak etti.

Bu sistem bir Tanrı değil de neydi?

Dövüş sanatçıları sıradan insanlardan onlarca kat hızlı iyileşse de bunun sebebi vücutlarındaki içsel enerjiydi. Ancak Usta seviyesindeki dövüş sanatçıları bile vücutlarındaki yaraları bu kadar hızlı iyileştiremezdi.

Sistemin yapabileceklerini düşününce hem hayranlık hem de korku hissetti.

 Yerden kalktı ve işlerini halletmek için seyislerden biriyle konuştu. Ahırın gerçek yöneticileri onlardı. Baek Ailesi’nin yalnızca iki seyisi bulunuyordu. Bunlar anlaşması nispeten kolay insanlardı. Bu yüzden Baek Yisoo onlarla konuşmaktan çekinmiyordu.

Tezekleri temizlemek dışında pek çok görev daha verildiğini fark edince kaşlarını çattı ancak sesini çıkarmadı. Chunyong özellikle rica da bulunmuştu. Onunla uğraşmaları için…

Küreği aldı ve içindeki tezekleri el arabasına aktardı. Ardından onları ahırın arkasına taşıdı ve oraya boşalttı. Daha sonrasında boşalttığı tezekleri de başka bir yere aktarmak için aynı işlemi tekrarladı. Koku ve kızgın güneş onu en çok yoran şeylerdi. Ne var ki başka bir seçeneği yoktu. Zincirleri kırmak için Chunyong’a attığı tokat onu diğerlerinin hedefi haline getirmişti.

Bu kadar baskı altındayken herkes başka birini ezmek için fırsat arıyordu.

Onlara bu fırsatı vermemek için elinden geleni yapmalıydı.

Baek Yisoo güneş batmaya yakınken işlerinin hepsini bitirmişti. Yorulmuş olsa da kalbindeki yükün hafiflediğini hissediyordu. Ter ve bok kokusunun sindiği kıyafetlerini çıkartıp çimenlerin üzerinde biraz dinlendi.

Sistem Market’indeki eşyaları incelerken bir şey gözüne çarptı. Baştan Çıkarma Kategorisi’ndeki eşyaların bir kısmı hediyelik eşyalara oldukça benziyordu. Üstelik fiyatları oldukça makuldü. Baek Yisoo daha öncesinde bunları görmemişti.

[İsme Özel Kolye]

Açıklama: Kolye, her kadının gardırobunun temel bir parçasıdır. Bir kadının doğum tarihini, adını veya bir başka önemli özelliğini taşıyan kişiselleştirilmiş bir kolye, ona özel ve değerli hissettirecektir.

Sınıf: Hediyelik Eşya

Fiyat: 25 Baştan Çıkarma Puanı

Estetik görünüme sahip gümüşi bir kolyeydi. Baek Yisoo elindeki tüm Baştan Çıkarma Puanları’nın bir kolye almaya dahi yetmeyeceğini görünce biraz bozuldu. Dikkatli bir şekilde kolyeyi inceledi ve açıklamanın biraz altındaki notu fark etti.

[Hediye seçerken, kadının ilgi alanlarını ve kişiliğini göz önünde bulundurmak önemlidir. Hedefinizi iyi tanımadan harekete geçmeniz önerilmez! Sistem bu konuda size yardımcı olmayacaktır!]

Bu uyarıyı gören Baek Yisoo sıradaki görevin ne olabileceğine dair fikirlere sahip olmuştu.

[Görev Serisi: Üstün Erkeğin Yolu]

Görev 2: İlk Adım

Açıklama: Bir baştan çıkarma uzmanı bolca deneyim sahibi olmalı, tüm tabuları çiğneyecek cesarete sahip olmalıdır. Bunun için ilk adımı atmak çok önemlidir!

Tamamlama Koşulu: Minji ile konuşma başlatıp alttaki bilgileri edin. Minimum İlişki’yi %50’ye çıkar.

Hoşlandıkları []

İlgi alanları []

Geçmişi []

Hayalleri []

Erkek Tercihi []

Görev Ödülü: Serbest İstatistik Puanı x10, Baştan Çıkarma Puanı x50, EXP x60

Zaman Sınırı: Bir Hafta

Uyarı!

[Başarısızlık durumunda kullanıcı Baştan Çıkarma Sistemi’ne olan uygunluğunu kaybedecek ve sistem tarafından terk edilecektir!]

Baek Yisoo soğuk gözlerle Görev Penceresi’ni inceledi. Sakinliğini korumaya çalışarak şu anki durumunu analiz etti. Kırmızı şekilde yazan uyarıyı görünce korkmuştu açıkçası. Bir şeyi değiştiremeyeceğini fark edince de endişelenmek yerine üzerine düşündü.

Minji hizmetçiler arasında nispeten sevilen bir kadındı. Ortalama bir güzelliğe sahip olsa da Baek Yisoo için yüksek bir hedefti. Söylentilere göre Minji yakında ikinci genç hanımın kişisel hizmetçisi olacaktı. O zamana pozisyonu Kıdemli Hizmetçi seviyesine yükselecek ve aralarındaki fark iyice açılacaktı.

‘İyi değil. Bir an önce özgürlüğümü kazanıp köle statüsünden kurtulmalıyım.’

Ellerini başının arkasına koydu ve gökte yerini alan yıldızlara baktı.

‘Önceliklerimi belirlemem lazım. İstediği bilgileri elde etmek için önce Minji ile muhabbetimin olması gerek. Beni aşağıladığı zamanları bir kenara bırakırsak benimle hiç konuşmadığını var sayabiliriz. Sistem benden üç aylık işi bir hafta da halletmemi istiyor.’

Başka bir seneği olmadığı ortadaydı. Sistem tarafından terk edilmek ölümle aynı anlama geliyordu. Böyle bir fırsatı kaçırmak istemiyordu Baek Yisoo. Bu yüzden kendine bir yol haritası oluşturmaya başladı.