İmparotorluğun girişi edata büyüleciydi ormanın içinde sanki anlatis şehrine benzer bir görünümü vardı. Yoshio ve kız kardeşler çağırıcı bulmak için, ülkenin büyük kapsından giriş yaptılar etraf canlı ve çok rengarenkti imparatorluk tüm sehirlerin ticaret noktası olmasından kaynaklı sürekli insanlar alış veriş içindeydi. Yoshio şehrin büyük olduğunu fark edince mektubun pusulası bile doğru noktayı göstermekte şaşabilirdi bu yüzden etraftaki insanlara sormaya başladı.
Yoko: abi abla biraz alışveriş yapalım gezelim, etraf çok güzel.
Yoshio: Haa!! tabii, hem kendimize yeni ekipmanlar bakmalıyız...
Karen: Burda çok iyi ekipman satan bir yer biliyordum.
Karenin bildiği dükkana doğru yürümeye başladılar hemde yolda yemek falan yiyerek güle oya yol aldılar. Dükkana geldiklerin onları beyaz sakallı yarı insan bir ejderha karşıladı.
Satıcı: Hoşgeldeniz... Yabancılar.
Yoshio: Merhaba satıcı.
Satıcı: Bana yaşlı drago diyebilirsiniz, size nasıl yardım edebilirim?
Yoshio:üçümüze uygun ekipmanlar bakıyoruz elinizde sağlam dayanaklı ekipmanlar var mı?
Yaşlı Drago: Hemen burada bekleyin...
Yaşlı Drago dükkan en özel eşyalarını getirdi hepsi birbirinden güzel sağlam ve dayanıklı görünüyordu, Yoshio sıra sıra zrıhları denedi, kendisine uygun kahveringi omuzlukları ve omuz dikeni bulunan alt tarafı hafif siyah olan bir zırh seçti Karen ve Yoko onların pek bilmedikleri için en pahalı olanları seçti ve hazır durumdalardı.
Yoshio: Keskin bir kılıca ihtiyacım var Drago.
Yaşlı Drago: bu elim de ki en iyi kılıç bununla golemlerin zırhı bile kesebilirsin.
Yoshio tam hoşuna gitmiş kılıcı kabul ederken birden kulaklarına bir ses geldi.
SES:(yaklaş buradayım)
Yoshio sese doğru baktı aynı şeylerin tekrarlandı noktaya doğru gitti, bıçak tarafı siyah kabzası siyah ama üstünden kırmızı şeritler geçen katanayı andıran kılıca baktı.
Yoshio: Bunu alıyorum.
Yaşlı Drago: O kılıç bugün geldi onu bulan kişi kullanmaya çalıştığından elleri kesilip kan için de kalmış, bu yüzden lanetli deyip bana getirdi, ama istiyorsan uygun bir fiyata bırakabilirim.
Karen ve yoko şaşkın bakışlarla satıcıyı dinliyorlardı birazda korkmuştular.
Yoshio:Alıyorum.
Yaşlı Drago: Dikkatli ol gizemli yabancı.
Dükkandan çıktılar ve mektu-pun, yardımı ve etrafa sora sora varış noktasına vardılar. Yoshio soğuk kanlı olmasına rağmen kapının girişine geldiklerinde bir ağırlık basmaya başlamıştı, belkide bu merak ve sinirdi anlam veremiyordu ve çadırın perdesini ayırdı evet onu çağıran kişi eski savaş döneminden kalma bir çadırda duruyordu kapısı mordu gerçek tahta kapı değildi, perdeden olan bir kapı idi, içeri girdiklerinde bir karanlık kaplamıştı ince bir ses yankılanıyordu.
İnce ses: Hoşgeldinizz...
Yohio sesin sahibene baktı karanlık yavaş yavaş gitmeye başlamıştı, bu onu getiren kişimiydi? yoksa güzel bir prenses mi? Evet Yoshio kendisini bu dünyaya getiren kişinin güzel bir kız olduğunu fark etmişti ama Yoshio soğuk kişiliği’de olsa onun güzel olduğunu biliyordu kafası karışık bir şekil de ilk sorusu.
Yoshio: Beni neden buraya getirdin?
Çağırıcı: Öncelikle İsmim Alice ve getirme sebebim yardımına ihtiyacım var.
Yoshio: .... Ne yardımı? Bu yardım neyin nesi? Ne konu da yardım etmem gerek?
Alice: Uzun zaman önceydi senin dünyan gibi bizim dünyamız da sıradandı. Herkes barış içinde yaşıyordu, Bir gün kralımız bir suç işledi, Tanrıya karşı, yapılmaması gerekeni yaptı, yasak olan şeytana ait büyü kitapları kullandı, kendisi'de farkında olmadan yanlış bir büyüyü telafus etti, yaptığı büyü tüm doğa harap edecek bir büyüydü. Tanrıda doğasının zarar gördüğünü fark edince bize ceza olarak bir boyut kapısı açarak canavarları dünyamıza yolladı evlerimizi binalarımızı yok etti o gün bizim içn kıyamet kopuyordu. Ama bir sebebdir bilinmez biri canavarların da kanı akar deyip bize öncülük etti var gücümüzle savaştık, ama yanılmışız çünkü işler istediğimiz gibi gitmedi. Tanrı bizim cesaretimize hayran kalacak ki bize bir şans daha verdi ve bu şans bizim için iyi bir şey gibi görünsede aslında öyle olmadı. Bu şans SINIF(RÜTBE) şansı idi, aradan zaman geçmişti kimimiz sınıf kasmak için çalıştık kimimiz ise hayatımıza devam ettik, ama o an Gümüş sınıfı biri geldi ve bizden krallığımızı istedi, bazılarımız onu ciddiye almadı bazıları ise sınıf sistemin pek kavrayamamıştı. Yabancı saldırdılar ama adımlarını atar atmaz balon gibi kanlar için de patladılar. Herkes korkmuştu ve bizim sadece en yüksek bronz sınıflarımız vardı ve pes etmiştik, karşı çıkanları ise hepsini yok etti, Bu kişi 7 diyarın imparatoru 3 Tanrı Yıldız sınıfı Tsuyoshi karşısına çıkan herkes yok etti ideal dünya düzeni kurmak için herkesi köleliğe zorladı, Ben ise bağımsız bu imparatorluğun büyücüsüyüm ve senden Tsuyoshi yenmeni ve sınıf sistemini kurtarmanı istiyorum seni çağırmak için tüm gücümü kullandım, geri döndürmemi istiyorsan yardım et...
Yoshio kararsız bir şekilde başka çaresi yoktur geri dönmek ister.
Yoshio: Tamam kabul ediyorum ama bana önce şu sınıs sistemini anlatman lazım
Alice mutlu yüz ifadesiyle
Alice: Hemen..
Alice: Bizim dünyamız sizin dünyanızdan farklı sınıf sistemlerinden oluşur ama böyle basit bir sınıf sistemi değil daha çok rütbe gibi ama basit rütbede değil örneğin sen şimdi 0 sınıfında oluyorsun 0 sınıfından sıfır bir yıldız karşına çıkarsa seni ezebilir, Yani kendi üstün bir rütbeyi yenmek aşırı zor zaten rütbende bir yıldız almak uzun zamanlar sürebilior. Ben Altın sınıf 2 yıldızım ve tam olarak 30 yılımı aldı
Karen ve Yoko:(Heee!! çok genç gösteriyor :(. )
Alice: Sınıflar şu şekilde ayrılıyor en alta
*. 0 Sınıfı |
*. Bronz |
*. Gümüş |
*. Altın |
*. Platin |
*. Elmas |
*. Efsanevi |
*. Ölümsüz |
*. Tanrı |
*. ve kimsenin bilmediği gizemli sınıf |
Sınıf atlaman için 3 yıldız almalısın ve bu sayade üst sınıfa atlayabilirsin ama bu sınıflar yaptığınız işe göre sürekli çiftçilikle uğraşırsan sadece onun sınıf rütbesine tabii tutuluyorsun, şu ana kadar sadece 3 kişi iki tür sınıf da rütbesi oldu, üç yıldızlı Tanrı Sınıfı Tsuyoshi, Ölümsüz sınıfı gezgin yağmacı Whirlpool ve en genç üç yıldız Elmas sınıfı Glory prensi Discrete, sınıflar çok olsa da kişi sayısa çok az kimse sınıfların neler olduğunu bilmiyor, ama bu kaybedemicek'leri anlamına gelmez, Her zaman üst sınıflar Mihoyi diye bir güçle baskı uygularlar bu alt sınıfları ezmede çok işe yarayan bir güç eğer dayanaklı isen kılıç dövüşüne hak kazanırsın ama ben bunu tavsiye etmem.
Yoshio karmaşık'da olsa bazı şeyleri anlamıştı anlamasa bile başka çaresi yoktu.
Alice: şimdi benimle geliyorsunuz sizi eğitecek biri ile tanıştıracağım.
Yoshio ve ekibi Alice peşinden gitmeye başladılar, karşılarında akan bir nehir nereden geldiği belli olmayan bir soğuk rüzgar esintisi ağaçların arasından yavaşça üzerilerine uygulanan anlamsız bir baskı geliyordu sanki o şey yaklaştıkça dahada vücüdların'da bir çöküntü oluşuyordu, bir siz yankılandı aniden
SES: GÜÇLENMEYE HAZIR MISINIZ?
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..