13.Bölüm Pandüller

avatar
821 3

Beyaz Yazgı - 13.Bölüm Pandüller


Odunları şömineye attıktan sonra tekrar koltuğa oturamadı sadece olduğu yere çökebildi. Yanan ateşi izlerken aklında Lucy’nin ona dediklerinin tekrarı dönüyordu.


"Kardeş, arkadaş, hatta hayat yoldaşı demek... Beni böyle görüyorsan Lucy, sana kendimi zorla sevdirecek değilim. Böyle daha çok mutlu oluyorsan ne diyebilirim ki..."


Şöminede yanan alevi harladı. Lucy onu sevmiyorsa daha ne yapabilirdi? Zorla sahip mi olacaktı? Kendisi kuzeydeki dağlardan gelen köylü bir barbar değildi. Bunu her şeyden önce kendine yakıştıramıyordu.


"Siktir siktir siktir, AHHHHH GÖĞSÜME SANKİ FİL OTURDU BU NE BE!”


Artık ağlıyordu. İki eliyle kalbini sıkıca tutmuş ateşe bakarak göz yaşlarının dökülmesine izin veriyordu. Lucy'den çok kendine kızıyor, neden beklentiye girerek işleri zorlaştırdığını mantığa oturtmaya çalışıyordu ama olmuyordu. Ona tam olarak bu konuyu açma nedeni bile yoktu, sadece merak ediyorum diyerek geçiştirmişti ama aslında daha fazlası vardı.


Aaric'in üst üste yaşadığı değişimlere dayanacak gücü kalmıyor, sabrı ise tükeniyordu. Belki bunları bir şekilde sindirebilirdi, üstünü kapatıp her şey yolundaymış gibi yaparak kendini kandırır ve problemini çözerdi. Onu bu bahsettiği şeyler dışında artık çıldırtma noktasına getiren ve tüm sabrını yiyip bitiren, yaşadıklarının başlangıç olduğunu bilmesiydi. Hayatı rutin olmayacaktı, sürekli bilmediği durumlara ya da düşmanlarına karşı tetikte duracak, zihnini her daim yoran cevapsız sorular ve sırlar olacaktı. 


"Bıktım artık dünyadan. Düşmüş melekler denen o boktan bıktım. Okulda neden ben dışlanacak kadar şansız oluyorum? Bundan da bıktım, annemin benden sakladığı diğer sırlardan da, hayatımın nereye gittiğini bilmememden de bıktım. Okuldan mezun olunca ne olucak ki? Kim erkek şifacı ister? Kim bana inanıp tedavi olmaya gelir? Ordu bile kabul etmez. Disiplini, mevcut düzeni bozuyorum diye kabul etmez. Ne işe yararım ki o zaman, hayatımı sürekli birilerine bir şeyleri kanıtlayarak mı geçecek bu mu olay ? ”


Böyle söylenerek yaklaşık bir saat geçirince yorgunluktan ve ateşin yarattığı sersemlikten dolayı uyuyakaldı. Yaşadıkları zamanla kabul edilecek gerçeklerdi. Dünyanın ve hayatın eşit olmadığını, evrenin sizi önemsemediğini anlamak, bunlar zamanla kabullenilirdi. 



----------------------------------------------------------



"Evet çocuklar ben "Pandüller" dersini verecek olan hocanız Ava Cox. Bu dersi sadece bu sene alacaksınız ve eğer geçerseniz hepinize okul tarafından, kişiye özel olarak sarkaçlarınız verilecek."

 

"Hocam bir sorum var sorabilir miyim ? "


"Buyur kızım."


"Bu sarkaçları sadece biz kullanmıyoruz değil mi? Falcılar, kahinler, hatta bazı büyücüler büyü depolamak için bile kullanıyor. Biz ise insan bedeninde hasarlı yerleri tam olarak bulabilmek için öğreniyoruz."


“Esas konuya gel, ne demek istiyorsun?”

 

“Hocam sormak istediğim şey, bize verilecek olan bu sarkaçlar ile fal bakabilir miyiz ya da bizde içine şifa gücü depola-"

 

"Hayır, tek akıllı sen değilsin. Her sarkaç amacına özel, sahibi tarafından üç dört yıl kadar süren bir süreç içerisinde programlanır. Aynı şekilde insan bedeni birden fazla sarkaca uyum sağlayamaz. Sizler şifacı olduğunuz için normal insanlara ya da büyücülere göre daha kolay bir uyum sürecinden geçeceksiniz ama açgözlülük yaparak kendinize beş altı adet sarkaç almak gibi bir hataya düşerseniz sakat kalabilirsiniz. Evet aklındaki sorulara gayet yeterli cevap verdiğimi düşünüyorum, daha var mı sormak istediğin?”

 

"Yok hocam sağ olun."

 

"Güzel, daha sorusu olan var mı? Yoksa derse devam edeceğim."


Aaric şöyle göz ucuyla sınıfa bir göz gezdirdi. Elbette bazılarının hâlâ merak ettiği şeyler vardı ama hocanın sanki azarlıyormuş gibi anlatış tarzı yüzünden kimse sormak istemiyordu.


"Evet kimsenin sorusu yok anlaşılan o zaman başlayabiliriz. Bu derste kitap kullanılmayacak o yüzden boş bir kağıda önemli dediğim yerleri yazmanızı tavsiye ederim. Şimdi, elimde görmüş olduğunuz şey tipik bir şifacı sarkacıdır. Benimki Jasper taşından yapılma gümüş zincirli bir sarkaç. Üstündeki ufak ufak oluşan siyah noktaları gördünüz değil mi? İşte onlar zamanla büyüyor ve sarkacınızı kullanılamaz hale getiriyor. Yani zamanla yeni bir tane almanız gerekecek, bunu unutmayın ve not alın. Ortalama 280-300 yıl yaşadığınız düşünülürse tahminen beşten fazla sarkaç tüketeceksiniz. Tabii bu kullanım sıklığınıza göre azala veya artabilir.

 

"Hocam değiştirmemiz şart mı? Mesela toprağa gömdüğümüzde düzeldiğini duymuştum."


"Hiç fena bir soru değildi kızım, adın ne senin?"


"Ciara hocam, okuduğum bir kitapta eğer toprağa gömersek eski haline geldiğinden söz ediliyordu."


"Eh yanlış değil ama bu doğru olduğunu da kanıtlamıyor. Sarkaçlarınız çok karardığı vakit yenisini alacak paranız, zamanının yoksa veya acilen kullanmak gerekirse bir günlüğüne yedi metre derinliğe, kuru toprağa gömmeniz sarkacınızı kısa süreliğine tekrar kullanılabilir hale getirecektir."


"Anladım. Yani kesin değil geçici ânı kurtarmaya yönelik bir çözüm bu."


"Hangi kitaptan bu bilgiyi okudun bilmiyorum Ciara ama evet sonrasında yenisini almanız kaçınılmaz olacak." 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 47022 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr