Bölüm-32 Paris Hazırlığı Öncesi Tantana

avatar
125 0

Bir Yazarın Hayatı - Bölüm-32 Paris Hazırlığı Öncesi Tantana


(Ayaz)-Hazır mısın?


(Göknur)-Değilim. Birkaç kıyafet daha sığdırmam gerekiyor valize.


(Ayaz)-Daha büyüğünü alalım demiştim yavrum.


(Göknur)-Yav valiz benim kadar zaten. Daha büyüğü mü var bunun?


(Ayaz)-Yaptırırdık bebeğim.


Göknur’un tahminen yüzbinlerce parça kıyafeti olduğu için ne zaman bir yere gidecek olsalar valizlerin dolması yönünden en çok sorunu o çıkartıyordu. Ayaz artık ona gerçekten büyük bir valiz yaptırmak istiyordu. Her yere sadece Göknur için 3 4 valiz taşımaktansa tek ve büyük bir valiz olsa daha iyi olurdu. En azından herkes için iş yükü azalmış olurdu. Şu anda tek şansları sadece 1 haftalığına gidiyor olmalarıydı. O yüzden Ayaz 2 valizle kurtulabilecekti.


(Ayaz)-Doğum gününde yaptırsam bir tane sana ya. İkinci hediyen o olur.


(Göknur)-Doğum günü hediyemi ne ara hazırladın lan? 3 hafta var daha. Ne olur başka bir yere gitmeyelim yoruluyorum ben.


(Ayaz)-Yok yok. Bu sefer buradayız. Ama hediyen hazır. Bir sorun çıkmazsa tam gününde elinde olacak. Neyse. Boş ver şimdi hediyeyi. Valizini hallet sen. Ee, birde çok kalın şeyler almasaydın yanına. Hava iyi olacakmış orada. Kontrol ettim.


(Göknur)-Aldım aldım merak etme. Geceleri için ince ceketler falan da aldım.


(Ayaz)-Heh iyi bari. Gerçi oradan da alabilirdik lan. Neyse. Almışken getir artık yanında.


Ayaz çoktan ihtiyacı olan şeyleri yanına almıştı bile. 1 tane valizin yarısını bile doldurmamıştı. Yanına sadece 2 beyaz 1 siyah tişört, 3 pantolon ve 1 eşofman almıştı. Daha fazlasına gerek yoktu. Birde ekstradan takım elbise almıştı ama Göknur’un takım elbiseden haberi yoktu.


Göknur Ayaz’ı takım elbise içinde görmeyi seviyordu o yüzden de Ayaz ona sürpriz yapacaktı. Planladığı zaman geldiğinde şok edici bir şekilde harika bir harekette bulunacaktı.


(Göknur)-Yine alırız. Paris’e gitmişken kıyafet almadan döneceğimi düşünmedin sanırım.


(Ayaz)-Tabii ki alacaksın. Senden başka kimin için para kazanıyorum ben.


Ayaz yine şovunu yaparak Göknur’un aklını almıştı. Göknur kızarmış ve Ayaz’a bakakalmıştı.


(Ayaz)-Hadi hadi. Oyalanma.


(Elisa)-Ayaz abi gerçekten de az değilsin.


(Ayaz)-Hehe, ne sandın kızım beni? Dünya üzerindeki en ormantik erkek benim.


(Elisa)-Romantik değil mi o ya?


(Atakan)-Yok canım yok. Ormantik. Bu arkadaş birazcık maymunvari bir kişiliğe sahipte ondan böyle diyor.


Atakan elini Ayaz’ın başına koyup ağırlığını vermiş ve press makinesi gibi Ayaz’ı ezmeye başlamıştı. Acı içinde kurtulmaya çalışırken gerçekten de maymun gibi hareketler yapıyordu.


(Ayaz)-Akşam yemeği için sakladığım Hindistan cevizimi kafana vurarak açarım bak.


Ayaz üstten baskılanmış 1 metrelik komik görünüşüyle abisine meydan okuyordu.


(Atakan)-Boyuna ne oldu lan?


(Ayaz)-Üzerime çöktün gezegen kılıklı. Kafasına tava yemiş çizgi film karakterlerine döndüm.


Ayaz derince nefes alıp parmağını ısırdı ve kendi kendine hava üfleyerek bedenini şişirdi.


(Ayaz)-Böyle daha iyi. Ne diyordum en son? Heh. Ben görüp görebileceğin en ormantik erkeğim.


(Göknur)-İnan bana şu anda bir ormantikliğini görmedim deyip seni balon gibi gökyüzüne bırakmayı çok isterdim ama hakkını yiyemeyeceğim. Gerçekten en ormantik erkek sensin.


(Ayaz)-Hihuhahihuağuhhahuğhi!!!


(Atakan)-Bir de maymun gibi gülmesen on numara çocuksun gerçekten.


(Ayaz)-Ne diyon? Sen kendi tipine bak?


(Atakan)-Tipimde ne var lan? Gayet yakışıklıyım. Demi yavrum?


(Elisa)-Öylesin Atakan abi. Ama bence Ayaz abi daha yakışıklı.


O anda sadece yarım saniyeliğine Ayaz ve Atakan göz göze geldiler.


(Ayaz)-HAHAHAHAHAHAHA!!!!! NASIL BOZULDUN AMA!?!?!? AL SANA YAKIŞIKLI HERİF!!! TÜM YAKIŞIKLILARIN SONU BU OLACAK!!! HUHAĞĞĞ!!! ÖYLE KALIRSIN İŞTE!!!


(Atakan)-Aşk olsun ufaklık. Şunun ağzına laf veriyorsun sende.


(Elisa)-Hehehe. Ben her zaman Ayaz abimin tarafındayım.


(Ayaz)-Kapak olsun yakışıklı prens. Böyle kalırsın o tipinle.


Elisa Ayaz’ın eline harika bir koz vererek onu bir adım öne geçirmişti ve Ayaz’da tabii ki bu kozu kaçırmadan abisine saldırmıştı. Bu sefer Ayaz’ın galibiyetiydi.


(Atakan)-Neyse. 1000 seferde 1 galibiyet. Tabii sevineceksin. Senin de hakkın.


(Ayaz)-Kıskançlık sezdim kral. Ben daha yakışıklıyım diye ağlayacak mısın yoksa?


(Atakan)-Bir kişi seni benden daha yakışıklı buldu diye bu kadar yükselmesen mi? Her konuda hala daha iyiyim.


(Ayaz)-Dedi, sadece tipi olan arkadaş.


Ayaz bu noktadan yürüyüp saatlerce abisini zorbalayabilirdi ve hiç zorsunmazdı.


(Atakan)-Şirketin hisselerini bilerek batırmadım mı şimdi ben? Kal ortada.


(Ayaz)-Batır. Ne yapayım? Bugüne kadar senin şirketinle mi para kazandım ben? Hah, öyle de kalırsın işte. Benimle savaşamazsın ölümlü. Benimle yalnızca üstün varlıklar savaşabilir.


(Atakan)-Tokadı bir koyacağım farelerle arkadaşlık edeceksin. Sonra vay efendim abim beni dövdü. Ya da vazgeçtim. Gel lan buraya velet!


Atakan bir anda Ayaz’ı belinden kavradı ve birlikte yere düştüler. Atakan Ayaz’ı sırt üstü çevirdi ve sırtın oturup bacaklarını tuttu.


(Ayaz)-Bacaklarımı çekmeyeceksin değil mi?


(Atakan)-Arada kafan çalışıyor ha. Tam da o dediğinden yapacaktım.


Diyen Atakan Ayaz’ın bacaklarını terse doğru çekmeye başladı.


(Ayaz)-İmdaaaaaaat!!!!! Adam öldürüyorlar komşulaaarrr!!! Kurtarın beni bu gaddar herifin elinden!!!


Atakan Ayaz’ın bacaklarını biraz daha çekti.


(Ayaz)-Ay imdat ayol valla koparacak bacaklarımı! İmdatsanıza ne olur!


(Atakan)-Abi de lan bebe!


(Ayaz)-İmdaaaattt… abi mi? Demem. Ben daha büyüğüm! Avçoiyyyyy!!!


Ayaz acı içinde inilderken Atakan gaddar bir kral gibi kahkahalar savuruyordu. Evi anında bir savaş alanına çevirmişlerdi.


(Atakan)-Hahahahaha!!! Tek yapman gereken şey abi demek! Tek kelime, tek hece, 3 harf!


(Ayaz)-Kes be! Yakışıklı prens seni. Demiyorum abi falan. Vaçooooo!!! Sal bacağımı be. Yeter.


(Atakan)-Melisa etrafta olmayınca bir şey yapamıyorsun bakıyorum.


(??)-Öhöm.


Atakan iyice gaza gelmişken duyduğu bir sesle duruldu.


(Atakan)-Sanki tanıdık bir ses duydum.


(Melisa)-Bilmem. Tanıdık mıyım acaba?


Atakan yavaşça yüzünü Elisa’ya çevirdi ve korku dolu bir suratla…


(Atakan)-Arkamda, değil mi?


Diye sordu ve titreyerek arkasına döndü. Daha doğrusu arkasına dönemeden tavana çakıldı ve sallanmaya başladı. Atakan’ı tavana çivileyen Melisa Ayaz’ı yerden kaldırdı ve yüzünü gözünü ovarak…


(Melisa)-Oy benim tatlı çocuğum abisinden dayak mı yemiş? Hanimiş abisi, ölmüş abisi. Hanimiş abisi, tavana çakılmış abisi.


Bebek Ayaz’ı kucağına alan Melisa onu sallamaya başladı ve ağzına emziği vererek ağlamasını susturdu.


(Melisa)-Abisi bir daha dokunmayacak mıymış benim oğluma. Dokunursa onu dövecek miymişim ben? Seni yerim tatlı şey.


(Elisa)-Bende bende.


Elisa bebek Ayaz’ı tutmak için Melisa’ya yanaştı ve bebek Ayaz’ı kucağına aldı.


(Göknur)-Abla.


(Melisa)-Efendim canım.


(Göknur)-Atakan abiyi indirsene artık. Hala sallanıyor. Yazık.


(Melisa)-Ah, onu unuttum ben.


Melisa zıplayıp Atakan’ın ayaklarından tuttu ve onu çekti. Atakan kafası uzayarak tavandan çıktı ve yere serildi. Kafası üstten tavayla vurulmuş gibi ezilmişti. Kendisini düzeltmek adına saçlarından tuttu ve kafasını çekerek eski haline döndürdü.


(Atakan)-Bir anda orada kalacağım sandım.


(Melisa)-Çocuğuma dokunma bir daha.


(Atakan)-Deme şunu işte ya. Senden yüz buluyor çocuk.


(Melisa)-Konuşma. Bulacak tabii. Ablasıyım ben onun. Aynı zamanda yengesi.


(Atakan)-Alooo. Bende kocanım ya hani. Tanıştığımıza memnun oldum. Beni savunman gerekli senin. Alooo.


(Elisa)-Atakan abiii.


(Atakan)-Söyle canım.


(Elisa)-Al, bebek Ayaz.


(Atakan)-Anaa. Bebek Ayaz. N’aber lan velet?


(Ayaz)-Inga.


(Atakan)-Hala mı abi demiyorsun?


(Ayaz)-Ih. Inga.


(Atakan)-Aman be. Demezsen deme. Seninle mi uğraşacağım.


(Ayaz)-Inga.


(Atakan)-Sen adam değilsin velet. Laflara bak. Defol lan.


Atakan bebek Ayaz’ı hiç düşünmeden fırlattı ve Ayaz havada eski haline dönerek yere iniş yaptı. Tüm bu tantana onu yormuştu ve karnı acıkmaya başlamıştı. Olduğu yerde bir iki tur attıktan sonra döndü ve herkesi kapsayan bir soru sordu.


(Ayaz)-Benden başka canı pizza çeken var mı?


(Melisa)-Var.


(Göknur)-Var.


(Elisa)-Var.


(Atakan)-Sen ödeyeceksen var.


Herkes bir anda ellerini kaldırıp pizza isteğine katılmışlardı. Herkes tam da Ayaz’ın beklediği gibi acıkmıştı ve güzel bir pizzaya kimse hayır demezdi. Sonuçta insanların aksine pizza herkesi mutlu edebilirdi.


(Ayaz)-Pekâlâ. Herkese benden pizza.


(Atakan)-Çay değil miydi o?


(Ayaz)-Sahnemi bölme lütfen. 







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46950 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr