25.seviyeye ulaşınca gücü katlanan Brian teknik kitabından bir istekte bulundu. "%1'lik klonlarımla yaptığım meditasyon 2 katına ulaşabilmesi için bir görevin var mı?" Teknik kitabı altındaki kurnazlıgı anlayarak "klonuna %50 gücünü vererek 2 kişi meditasyona geçecek ve normalin 2 katı hızla enerji kazanacaksınız anladığım kadarıyla. Bu yüzden görev istediğin gibi olsun %1'lik 99 tane klon oluştur."

Görevin zorluğunu duyunca kendine kızan Brian 25.seviyeye geçtiği için artık sadece %50 enerjisiyle bir klon oluşturabiliyor olmasına biraz da olsa sevindi. Önce 2 klon daha oluşturdu ve sonra aydınlık odasına meditasyonla geçiş yaptı. Aydınlık elementini geliştirmesine henüz gerek olmadığı için bitki gezegenine girdi ve 3 klonunu kendinden olabildiğince uzağa gönderdi. Eğer birbirinden uzakta enerji çekerse çok daha hızlı enerji çekebileceğini biliyordu. Tüm klonlar %25 güç payı almıştı. Brian her %50 enerjiye ulaştığında bir klon daha oluşturuyor ve bu şekilde daha da yayılıyordu. 1 ay sonra 40.klona ulaşmış ve her seferinde daha hızlı enerji kazanmaya başlamıştı. 2 ay sonra 99. Klonuna ulaştı ve gerçek dünyada henüz 1 gün ancak olduğu için bir süre daha güçlenmek istedi. %1 tüm klonlar arasında paylaşılmışken aniden hepsinin %'si 2ye ulaştı. Görev sayesinde 199 klon oluşturabilirdi artık. 1 ay daha geçince 100 klon hemen üretilmişti. Brian'ın istediği şey birbirinden 5'er kilometre uzak tüm klonlar ile 8 ay boyunca etrafına enerji yayarak büyük bir orman oluşturmaktı. Ardından görev ödülünü alarak S- düzey bitki bilgisi ve bitki yetişirme teorisi kazanacaktı.

Tam 8 ay sonra tüm klonlarla gözünü açınca Brian başarılı olduğunu gördü. Her yer çok hoş yeşil ışıklar eşliğinde ışıl ışıl parliyordu. 200 farklı yerden çok hoş ormanın keyfini çıkaran Brian sonunda en ortada kendini birleştirerek %100 gücüne ulaşıp havalandı. Yeterince yükselince 1000 kilometrelik alanı kaplayan ormanı ve içinde rengarenk parlayan ışıkları izleyerek mükemmel hissediyordu. Böcek imparator halkının gücüyle beslendiğinden çoktan 26.seviyeye ulaşmıştı. Böcek yöneticileri ise 20 bine ulaşmıştı. Tüm orman büyük bir düzene girmişti ve gelişimine hep devam ediyordu. Gerçek dünyada hala 7 gün olduğundan zamanı hala vardı. Burada geçirdiği zamandan sonra 27.seviye ortasına ilerlemişti ve bitkilerle ilgili bilgileri S- seviyesine ulaşmıştı. Burada 3 yıl daha geçirerek tüm bitkileri işlemek ve 10.seviye simya seviyesine ulaşmak istiyordu.

İlk olarak 3 tane klonunu oluşturdu. 3ünüde farklı noktalara gönderdikten sonra simyaya başladı. Her biri en yaygın bitkilerden başlamak zorundaydı çünkü hiçbir simya malzemeleri yoktu. 10.seviyeye kadar bu konuda rahat olmayacaklardı. 1.yıla girmesine az bir zaman kala 8.seviyenin ortasında simya yetenekleri olmuştu. Artık pek yaygın sayılmayan bitkileri malzeme olmadan işleyebiliyorlardı. 2.yılın ortasında 9.seviyenin zirvesine ulaşmışlardı. Nadir bitkileri hep beraber işleyerek seviye atlamaya başlamışlardı. Brian tek başına daha uzun sürede işlediği bitkiyi 3 klonuyla beraber çok daha hızlı işleyebildiğini anlayınca daha rahat çalışmaya başlamıştı. 3.yılın bitimine 2 hafta kaldığında 10.seviyeye ulaşmıştı. Simyada gelişince etrafa pekte fazla görsel şölen oluşturamıyordu.

10.seviye olmasıyla simyacılık bilgisi S düzeye girdi ve S- ile S arasındaki farkı çok net bir şekilde gördü. 3 klonu ve kendisi gezegendeki en güçlü enerji bitkisini işlemeye başlamıştı. Bu bitkiyi işleyebilir ve kullanırsa 1 haftalık etkisi olan mükemmel bir hızlandırıcı etkisi kazanacaktı. 30.seviye olmadan ışık hızı tekniğinde 2.düzeye ulaşmalıydı. 2 hafta boyunca hiç durmadan işlediği bitki sonunda oluşmuştu. "Çok dakiksin. Bitki bilgini S seviyeye yükseltebildim." "Bu bilgi yükseltme işlerini kendi istediğin gibi yapmıyor musun zaten?" Dedi Brian biraz şikayetçi. "Hayır, sana bilgi verebilmem için senden bir şey almalıyım ve sen 'emek' denilen şeyi hayli hayli verdiğin için hızlıca gelişebiliyorsun. Anılarına biraz bakınca baban gerçekten haklıymış sen çok mükemmel bir iradeye sahipsin." Brian bu konuda yorum yapmadı. Yüzüğüne eneji bitkisininde suyunu kullanarak yaptığı karışımı attı ve boyutundan çıkarak 1 aydır oturduğu yerden kalktı. 29.seviye bölgesine uçarken etraftaki böcekleride gebertti. Bu sayede 28.seviye ortasına kadar geldi ve 29.seviye zirvesindeki herkesi uğraşmadan klonlarına öldürttü. Biliyordu ki 30.seviye hiç kolay değildi. 30.seviye canavarların bulunduğu çizgiye yaklaşsa bile aurası yüzünden ezileceğini gayet iyi biliyordu. 29.seviye zirvesinde 2.torbasını doldurmuş ve şehre doğru yola çıkmıştı. Bu 2.torbanın dolması ona çok büyük bir güç veriyordu. Bir de üzerine 3 yıl boyunca sadece bitkilere enerji vererek çalıştığı için vücudunun dayanıklılığı büyük oranda artmıştı.

Bir saate yakın sürede şehre ulaştı. Ormanlar gerçekten büyüktü fakat Brian yolunu bulmak konusunda gayet iyiydi. İlk önce canavarları satıp 4 koyu kırmızı altın kazandı. Bu altınla en fazla 32.seviye canavar cesedi alabilirdi ve Brian bu para için gerçekten çok çalışmıştı. Elinde şuan tam olarak 5 koyu kırmızı altın vardı ve bunu kendi için kullanmayacaktı. 1 koyu kırmızı altın ile altın depolama yüzüğü almalıydı. Hemen bankaya girerek kayıt yaptırdı ve yüzüğünü 1 koyu kırmızı altınlık yaptırdı. Bunun üzerine banka personelinin yüzü solarak işlemleri hızlıca bitirdi. Eli titreyen personel olabildiği kadar saygılı bir şekilde yüzüğü Brian'a verdi. Brian 4 koyu kırmızı altınıda yüzüğün içine atıp oradan hızlıca ayrıldı. 2.torbası sayesinde normal hızından yaklaşık 3 kat hızlıyken birde enerji enerji karışımını tüketince 10 kata kadar hızlanacaktı.

Şehirden yeterince uzaklaşınca enerji karışımını tüketerek 1 haftalık süresini başlatmış oldu. Doğduğu köye doğru tüm hızıyla gidiyordu fakat her zaman yere yakın gidiyordu. Yukarıdan yeterince uzak kalmazsa kendinden güçlüler rahatsız edebilirdi. 29.seviye biri olarak o kadar hızlıydıki bazı ormanın içinde savaşan kişileri donmuşlar gibi görüyordu. Yinede hiç bir zaman egosuna yenik düşmüyor, her zaman kendinden güçlülerin de olduğunu biliyordu. 1 gün boyunca durmadan devam ettikten sonra aurası sayesinde büyük bir haydut çetesi gördü. En güçlüsünün 25.seviye olduğunu anladığı bir haydutun koca bir kervanı soymaya çalıştığını gördü. Henüz kimse ölmemiş veya yaralanmamış olsada bu her an değişebilirdi.

Brian hızlıca oraya giderek kendi gözünden aşırı yavaş hareket eden haydut çetesi liderini sadece aurasıyla ezdikten sonra kafasına ayakları gelecek şekilde indi. Çete lideri üzerine koca bir kaya düşmüş gibi ezilirken toprak küçük bir kan dalgasıyla sarıldıktan sonra Brian'ın güzel aurasıyla temizlendi. Bunu gören çete küfürler ve çığlıklar ile kaçarken Brian kimseye koz göstermemek için klon oluşturmadan tüm çeteyi kazıklara geçirdi. Tek ayak darbesiyle koca adamlar toprakla bir olmuştu. Daha sonrada toprağın içine çekilerek cesetlerinin mineralleri ile güzel bitkiler oluşmuştu. "Bu şekilde daha yararlısınız." Diyen Brian arkasındaki büyük kervana döndü. "Çok teşekkür ederiz asil kişi. Burdan sonra yolumuz kısa." Tekrar tekrar teşekkür eden kervan oradan hızlıca uzaklaştı. Brian etrafta başka hiçbir haydut olmadığından emin olduğu için tekrar tüm hızıyla yola koyuldu. Az önce kazandığı bol miktarda enerjiyi aurasını güçlendirmek üzerine kullanmıştı. Haydutları görmek onun çok işine yaramıştı çünkü bu yolculuğa aurasını temizlemek için çıkmıştı.

Yol boyunca bol miktarda haydut öldürmüş, tertemiz aurasını dahada temizlemişti. "Aura temizliğin 2.boyuta geçti. Seviye atlama hızın ve auran iyileşti." Bunu pek garipsemeyen Brian birden hızının farklı bir boyuta eriştiğini görünce ışık hızı sanatının derece atladığını düşündü. Fakat sonra bunu neden farketmediğini anlamaya çalışırken teknik kitabı "aura temizliğin her olayına etki eder. Ne kadar temiz bir auraya sahip olursan bu gezegen sana o kadar yardımcı olur. Aynı şekilde ne kadar kirli bir auraya sahip olursan gezegene o kadar zarar verir ve güçlenirsin." İyiliğini zaten karşılıksız yapacak olan Brian bir karşılığının olacağını görünce çok sevindi. Hızına hız katarak sonunda köye ulaştı ve köy yaşlılarının konseyinin kurulu olduğu evin kapısına indi.

Köydeki tüm evler çok daha kaliteli ahşaptan yapılmış evlere dönüşmüştü ve her evin bacasından duman çıkıyordu. Brian bu sahne karşısında oldukça mutlu olmuştu. Köy yaşlılarının kapısını çaldı. "Girebilirsin." İçeriden hafif sıkıntılı bir ses gelince Brian hemen içeri girdi. Bu sahne karşısında tüm yaşlılar korkuyla ayağa kalktı "özür dileriz asil lord biz basit köylüler sizin gibi bir lorda hitabımıza dikkat etmeden konuştuk." Brian elinden ekmek yediği bu yaşlı kişileri ne hale soktuğunu görünce gözleri doldu. "Ben Brian. Size tarım için eşyalar getiren Brian." Köy yaşlıları bunu duyunca yüzlerine renk geldi. "Sayende köyümüz çok iyi yerlere geldi. Tarımdan kazandığımız para o kadar arttı ki vergiden bize kalan 10da 1 parayla bile güzel güzel kendimizi doyurabildik hatta bir kaç balta alıp 5.seviye orman ağaçları kesip evlerimizi ferahlattık. Her ev kendine 5.seviye ateş canavarı çekirdeği aldığından soğuk problemide kalmadı. Kışlar sayende çok rahat geçiyor. Tek sıkıntımız çok fazla yaralı gencimiz var fakat şifacı çağıracak paramız yok. Kışta çok yaklaştı acele etmezsek her gün güzel güzel kendini doyurmaya alışan köylü nüfusu kışın sıkıntı çekecek."

Brian bu mükemmel gelişime hayran kalarak yaşlıları tebrik etti ve "sabah olunca tüm yarası olan veya herhangi bir uzvunu kaybetmiş tüm köylüleri meydana toplayın." Dedi. Yaşlılar minnetle başını sallarken Brian meydana gitti ve aydınlık elementiyle meydandaki boş, kuru, verimsiz toprakları yemyeşil alanlara dönüştürmeye başladı. 5 saat sonra gecenin 3'ü olduğunda Brian işleri biraz abartarak meydanda çok hoş bir göl oluşturdu. Toprak elementiyle çok orantılı bir yuvarlağı büyükçe çizdikten sonra içini aydınlık elementiyle beslediği su ile doldurdu. Daha sonra ilüzyon yeteneğiyle oluşturduğu balıkları enerjisiyle seviyesi olan gerçek zararsız ve lezzetli balıklara dönüştürdü. Suyun içine bol bol yosun koyarak balıkların üremesine engel bırakmamış oldu. Saat daha 5'ti ve çok az kişi uyanmıştı. Her ihtimale karşı köyün etrafını 15.seviye gizli yılanlarla çevrelemeye başladı. Enerji karışımının etkisiyle vücudundaki enerjiyi neredeyse hiç harcamamış gibiydi. Tüm işi bittiğinde 20.seviyeleri bile büyük sıkıntıya sokacak 15.seviye zehirli yılanlar hazırdı. Sadece aurasında kötülük olanlara saldırmaya programlanmışlardı. Bu yüzden köydekiler rahatca işlerini görebilirdi.

Saat 9 olmuş tüm yaralı, uzvunu kaybetmiş herkes oraya gelmişti. Herkes Brian'ın karşısında oturmuş olacakları bekliyordu. Meydanın bu değişimi herkesi şaşırtmış olsada soruları saygısızlık olarak anlaşılmasın diye Brian'ı bekliyorlardı. Brian meditasyon durumundan çıkmamış olsada kimse ses çıkartmıyordu. 1 saat Brian onları denemek için hiç bir ses çıkartmadan öylece durmuş sonrasında gözlerini aralayarak "size edeceğim ve ettiğim yardımlar yüzünden kendinizi bana asla borçlu hissetmeyin. Tüm köylüler burdaysa başlıyorum." Köy yaşlıları hazır olduklarını söyleyince Brian, tüm 2.torbası dahil bütün enerjisini aydınlık elementiyle birleştirerek bütün köylüleri ve köyü çevreledi. Aniden aydınlık elementini parlatarak uzuvsuz köylüleri, yaşlı kişilerin hastalıklarını, sakat doğacak bebekleri ve tüm sağlıklı köylülerin gücünü iyileştirmiş, bütün köyün topraklarına verim katmıştı. Bunu yaptığı için kötü auralı 25.seviyeye kadar tüm insanlar ve canavarlar baskı altında ezilerek ölecekti. Aynı şekilde iyi auralı kişiler aurasının temizliğine göre güç takviyesi alacaktı. Bu köy için mükemmel bir gelişme fırsatıydı. Diğer köyleri bilmiyordu fakat kendi köyündeki tüm insanların tertemiz auraları olduğuna emindi. Bu yaptıklarından sonra aniden sanki bir karadeliğe çekilmiş hissine kapılan Brian şuan sadece düşünbiliyordu. Bedeni ve hatta ruhunu bile hissedemiyordu.

"Brian, ben doğa ruhuyum. Korkma ölmedin seninle bir süreliğine konuşmam gerek. İçinde hiç bir art niyet olmadan insanlara iyilik yaptığını, topraklarımı zenginleştirdiğini gördükçe sana karşı borçlandığımı hissediyorum. Şimdilik temiz auranı 5.düzeye getiriyorum. Bu şekilde devam et ve benden daha güçlü biri ol. Sana tüm gücümü vererek normal bir insan olarak yaşamak istiyorum. Senin kontrolünde bir gezegende normal bir insan olarak yaşamak benim için muhteşem bir onur. Görüşmek üzere hiç bir zaman kendini zorlamaktan geri durma."

Tekrar köyde oturduğu şekilde gözlerini açan Brian öncekine oranla katlarca mükemmel bir aura yayıyordu. Hızı 2.düzeye ulaşmış ışık hız sanatıyla öylesine artmıştıki artık 30.seviye canavarlar hiç sorun değildi. Bir kaç dakika boyunca 5.düzey temiz aura sayesinde gücü üzerinde kazandığı kontrolü karşısındaki şaşkınlığını dindirdikten sonra ayağa kalktı. Normalde kazandığı güce ayak uydurana kadar gücünü ayarlayamazdı fakat az önce şimdiye kadar kazandığı en büyük gücü kazanmış olsada rahatça ayağa kalkmıştı. Köydekilere baktı ve "sizin için köy lorduyla konuşacak ve ödemeniz gereken vergilerinizi 0'a indireceğim. Bu süreçte sizde benim bir arkadaşım ile meditasyon yapmayı öğrenecek ve güçlenerek daha hızlı büyüyeceksiniz. Size tek kuralım asla köye başkalarını almayın. Uzak yerlere başka köyler kurarak size katılmak isteyenleri oralara gönderin. Sadece resmiyette size katılmış gibi gözüksünler gelecekte ben o köylerdekileri tartarak sizin köyünüze alırım. Şimdilik görüşürüz." Basit bir eğitim klonu ayarlayan Brian sadece aurasını kullanmıştı. Sadece aurasıyla 1 hafta dayanan bir klon yapabilecek güce ulaşmıştı. Brian'ın teknik kitabı sayesinde büyük bir başlangıç ustası olan eğitim klonu Brian'a hiç benzemiyordu. Köydeki tüm gençler temeli kavrayarak güçlenirken Brian şehre yola çıkmıştı.

Sonunda şehre varınca korumalar ona yol vermiş ve Brian hızlıca öğretmeninin yanına gitmişti. Köyden şehirdeki öğretmenine sadece 2 dakikada gitmesi onu gururlandırmıştı. Yol gerçekten uzundu. "Merhaba ben köy lordunun yerini arıyordum da nerede biliyor musunuz?" Brian kendini gizlemeye çalışarak sormuştu. Öğretmeninin onu tanıyıp tanımadığını merak ediyordu. Fakat öğretmeni kafasını bile kaldırmadan "Brian benimle gel." Demişti. Biraz garipseyen çocuk öğretmeninin peşine takılarak aşağı inmişti. "Ne oldu neden bu kadar ciddisin?" "Birazdan görürsün sadece hazırlan."

Brian merdivenlerin hepsini inince karşısındakine inanamadı. Bu gördüğü en büyük simya setiydi ve sadece 1 iksir için kullanılıyordu.