Dimensional Sovereign - Bölüm 2: Kara Büyü Uyanış (1)

---

 

Çeviri: Renholm Düzenleme: Grandal

 

“Ahh! Hah!”

O daha anlamadan, yatağın altındaki cesetle karşılaşmasının üzerinden bir gün geçti.

 

Ama Kang-Jun’un günlük hayatı pek değişmedi. Boş Rüyaların gücü ve kara büyü onun kafasının içinde kaldı, olanların sadece bir rüya olduğunu düşündü.

 

Ne de olsa, Yatağının altında bir ceset olması inanılmaz bir şeydi.

 

“Hah! Aang-!”

D.N: Yoksa nayır nolamaz

 

Bu tuhaf seslerde neydi? Yan odadan inleme sesleri geliyordu.

 

Goshiwon denilen şey basit bir kulübeydi bu yüzden ses geçirmez olmasına imkân yoktu.

 

Bununla birlikte, günün ortasıydı ve yan odadaki adam kız arkadaşını getirmişti.

 

‘Lanet Olsun! Şu sesleri hiç duymak istemiyorum. Lanet P*ç! Lütfen! Bir motele git veya çabuk bitir işini!’

İlk başta, Kang-jun en küçük bir sesi bile kaçırmamak için kulağını duvara dayadı. Ama bu sadece kısa bir süre sürdü. Başkalarının ilişkilerini dinlemek zevkli bir şey değildi.

 

D.N: Diye ne bak sana

 

O anda, garip bir şey oldu! Yan oda sessizleşti. Yan odadaki adamın daha çok enerjisi olmalıydı, daha yeni başlamışlardı ve normale göre bitirmelerine daha çok vardı.

 

D.N: Normal kime göre neye göre açıkla bize yazar

 

“Aw, Ne? Şimdiden yoruldun mu?”

Yakınma ve hüsranla karışık bir kadın sesi duyulabilirdi.

 

“…Evet. Bütün gücüm birden kesildi. Üzgünüm.”

Kang-jun yan odadan bu sesleri duymaktan şaşırmıştı. Hoş olmayan inlemeleri daha fazla duymak istemeyen Kang-jun için bu iyi bir şeydi. Ama kesinlikle garipti.

 

‘Dur! Sakın bana bunu kara büyü gücü olduğunu söyleme?’

Bir süre düşündükten sonra Kang-jun kafasını iki yana salladı.

 

‘Bu çok saçma. Öğlen işim var o yüzden biraz uyumalıyım’

Kang-jun yatağa uzandı ve gözlerini kapattı.

 

O anda kafasının üzerinde bir şey belirdi.

 

[Kara Büyü Enerjisi 3/100]

Ne yazık ki, Gözleri kapalı olduğu için Kang-jun yazıyı görmedi ve kelimeler ortadan kayboldu.

 

‘Lanet! Uyumaya çalışırsam, o cehennem tekrar gelecektir.’

Kang-jun gözlerini kapattı ama uyuyamadı.

 

Yan oda yüzünden uykusuz hissetti. Gün ortasında s** yapmak!

 

Ama bir şekilde uyuması gerekiyordu. Özellikle gece çalışmak istiyorsa.

 

Yine de, Gözlerini kapattı ama birçok şeyi düşünmeye devam ettiği için uyuyamadı.

 

Yaklaşık iki saat uyuma taklidi yaptıktan sonra?

 

“Ah! Hah!”

“Ohh-!”

D.N: Adama bak hırslı çıktı beyler dağılın

 

Yan odada gürültü tekrar başladı.

 

‘Ah! Gene mi?’

Kang-jun kaşlarını çattı.

 

O (yan odadaki adam) enerjisini tekrar mı kazandı? Ne kadar muhteşem bir adam! Kang-jun onu takdir etti.

 

Ama şimdi böyle şeylerin zamanı değildi.

 

‘Buna artık dayanamıyorum!’

Kang-jun’un gözleri parlayarak açıldı. Onlara bağırıp durmasını ya da bir otele gitmesini söyleyecekti.

 

“Lütfen dur!”

Ama Kang-jun daha konuşamadan kadının sesi duyuldu.

 

“Eung? Ne? Çoktan yoruldun mu?”

“Oh, Ü-üzgünüm.”

“Ne? Bugün bir garipsin. Yoksa beni aldatıyor musun?”

“Hayır. Bugün sadece vücudum iyi değil. Sazan suyu içeceğim” (Carp Juice)

 

“Bah! Bu kadar yeter! … Ne suyu?”

Yan odadaki ortam bir garipti.

 

Kang-jun şaşırmış bir yüz ifadesiyle oturdu. Bu sıra dışı şey neden oluyordu?

 

Ortalık sessizdi ama garip bir şey oluyordu. Yan odadaki adam neden gücünü kaybedip durdu?

 

Bu iki kez oldu.

 

Kang-jun’un gözleri parladı.

 

‘Evet! Bu tesadüf olamaz.’

Bir kere tesadüf olabilirdi, Ama iki ardışık olay tesadüf olamazdı.

 

O anda

 

[Kara Büyü Enerjisi 6/100]

‘En? Buda ne?’

Gözünün önünde sözcükler belirdi.

 

‘Kara Büyü Enerjisi?’

Ama sözcükler ortadan kayboldu.

 

Kang-jun’un donup kaldı.

 

Oyundan fırlamış gibi duran bir şey gördü. Çok geçmeden o şey ortadan kayboldu.

 

‘Halüsinasyon mu görüyorum?’

Belki de uykusuzluktandı.

 

Bir düşününce, bu kelimeler tanıdıktı.

 

Kara Büyü Enerjisi! Bu doğru. Bu kelimeler dün geceki rüyasında vardı.

 

‘Belki de?’

 

Kang-jun’un kalbi çılgınca atmaya başladı. Belki, Dün geceki kara büyü fenomeni rüya değil gerçekti.

 

‘Bu çok gülünç, Boş bir hayal’ diye düşünmeye çalıştı.

 

Ama ne kadar garip olursa olsun, bunu bir hayal olarak düşünemedi.

 

“Hyu!”

Kang-jun iç çekti kafasını iki yana salladı.

 

‘Lanet! İyi, tamam. Diyelim ki bu gerçek ve kara büyü. O zaman kara büyü böyle kullanılmamalı!’

Kang-jun Çapkınlardan enerji çekmek istemedi.

 

‘Hayır. Kara büyünün neler yapabileceği hala belli değil'

Kang-jun deneyebilecek bir şeyler düşünmek için hayal gücünü kullandı. Fantezi kitapları yüzünden büyü yapabilmek için manayı hissetmeye çalıştı.

 

‘Statü Ekranı’

Statü Ekranını açmayı bile denedi.

 

‘Huhu, Eğer gerçekten kara büyü varsa, bir enayi gibi yaşayamam.’

Her halükarda, bunu iki saat boyunca denedi.

 

Saat 20.00’dı ve Kang-jun hiçbir şey elde edemedi. Şimdi acıkmıştı üstelik kısa süre içinde işe gitmesi gerekiyordu.

 

Kara büyü gerçek değildi. O yanılmıştı.

 

‘Hadi biraz ramyun pişirelim’

Kang-jun kapıyı açtı ve ayrıldı.