Tabii ki de, gelmeden önce hazırlanmıştı. Binanın fiyatının oldukça fazla olduğunu tahmin edebiliyordu.
Ne kadar kendini hazırlamış olsa da 2.8 milyarı duyunca afallamıştı. 2.8 milyar won piyangodan bile kazanılmıyordu. Nasıl kolayca 2.8 milyar won biriktirebilirdi ki?
Kang-jun hafifçe kafasını salladı. Panik yapmamıştı, ne de olsa bu parayı bir şekilde kazanabilirdi.
‘Gerçekten yapmam gereken tek şey bu parayı toplamak.’
[Müşterileri çek] yeteneği vardı, bu yetenekle beraber 2.8 milyar won kazanmak çokta zor olmasa gerek.
Yakında daha büyük bir yere gidecekti ve daha fazla insana çoraptan başka şeylerde satacaktı.
Yeterli sermayesi olduğu zaman, gidip birkaç dükkân daha açacaktı.
Yeteneği goshiwonda daha güçlüydü , İnternet kafe, karaoke, kahve mağzası, karaoke barı vs., ve bu sayede hızlıca parayı toplayabilecekti. Tabii ki, bu saydığı yerlerin sayısı ileride artacaktı.
Hwanmong a döndüğü zaman, yan taraftaki alışveriş caddesini de ele geçirecekti.
Asıl sorun: Zaman!
Yeterli parayı toplasa bile bu oldukça uzun sürecekti.
Bu süre içinde Hükümdar Herod’un ona saldırmayacağının ne garantisi vardı?
Keirun ve Hayun’a sahipti kısacası kolay kolay kaybetmezdi. Fakat hala kaybetme ihtimali oldukça fazlaydı.
Emlakçı Kim Seok-cheol Kang-jun’un endişelendiğini gördü ve söyledi.
“Patron-nim! Belki binayı nakit parayla satın alamazsınız ama bankadan kredi çekebilirsiniz. Dafeng binasını alırken %70 konut kredisi alabilirsiniz.”
“Fiyatın %70’ini kredi çekebilir miyim?”
“Tabii ki, eğer depozitoyu falan da katarsak %80’e kadar yükselir, fakat bu yükselme faiz oranını etkileyecektir.”
Kang-jun ona uzun uzun baktı.
Ardından Kim Seok-cheol bir açıklama yaptı.
Fiyatlar düştükçe, piyasalarda bir düzelme olur. Bankalar bu değer artışından etkilenebilir. Dafeng binasının şu an 1 milyar won kredisi vardı, yani Kang-jun’un ekstra bir kredi alması gerekiyordu.
Sonuç olarak, Kang-jun sadece yaklaşık bir milyar won toplamak zorundaydı.
“Tabii ki, Patron-nim’in kredi notuna da bağlı. Eğer iyi bir kredi notunuz varsa daha iyi şartlarda konut kredisi çekebilirsiniz.”
“Gerçekten.”
Kang-jun güldü.
Kredi notu! Kang-Jun’un kredi notu iyi değildi.
Taksitlerle arası hiç iyi değildi. Part-time işte çalıştığı zamanlarda ödeyemeyip geciktirdiği bile oluyordu.. Hiçbir zaman tam zamanlı bir işe girememişti yani kredi notu büyük ihtimalle oldukça kötüydü.
Fakat kötü bir kredi notun olsa bile teminatlı bir kredi alınabilirdi. Sadece koşullar pek hoş olmazdı.
‘Sanırım Hwanmong dünyasına gittiğimde yakındaki bankayı da ele geçirmeliyim. Bana bayağı katkısı olacaktır.’
Büyük ihtimalle emlakçı Kim Seok-cheol’da olduğu gibi banka da ona karşı iyi davranacaktır. Kim bilir? Belki bu kredi işi oldukça iyi şartlarda bitebilir.
Her şekilde, içi 2.8 milyar wonu ilk duyduğundan daha rahattı.
‘Tamam. Hadi gidip 1 milyar won toplayalım.’
ÇN: Sokakta buluyor sanki 1 milyar wonu
Ne de olsa binayı aldıktan sonra borcu ödeyebilirdi.
Çorap satarak şimdiden 8 milyon won kazanmıştı. Yakında 10 milyon yapardı herhalde.
Sonra Kim Seok-cheol söyledi.
“Senin için en düşük fiyatı alabilmek için bina sahibiyle konuşacağım. Hehe, Övünmek gibi olmasın ama bu işte tam bir uzmanım."
“Bugün sadece fiyatı öğrenmeye gelmiştim. Daha sonra sizi bu konuyla ilgili tekrar rahatsız edeceğim.”
“İstediğin zaman benle iletişime geçebilirsin. Başka bir şey istiyor musun?”
“Peki etraftaki binaların fiyatları nedir?”
Kang-jun’un etrafta ucuz bina bulabileceği ile ilgili bayağı fazla umudu vardı. Fakat umudu çaresizliğe döndü.
Dafeng binası daracık yapısıyla ve orta çağdan kalma mekânlarıyla en ucuzuydu.
“Şu bina geçen ay 3.7 milyara satılmıştı. Şuradaki yeşil binanın değeri ise en az 5.5 milyar…”
4 katlı bir bina 2 milyardan fazlaydı. Tabii ki, bina Dafengden daha geniş ve merkezi bir yerdeydi.
Binaların fiyatlarını duydukça daha kötü hissetmeye başlamıştı.
Bu binalardan birinin sahibi. Bu 20 milyar wonluk binanın sahibi kim?
Aklına gelmişken, Kim Seok-cheol Kang-jun bunları sormaya cesaret bile edememişti
Bazıları 80 milyardan pahalıydı! 80 milyar boru değil sonuçta. Kang-Jun şu an ancak bu binalardan birinin sahibinin hükümdar olmaması için Tanrı’ya dua edebilirdi.
“Bu yeterli.”
Kang-jun elini kaldırıp dur işareti yaptı. Yoksa emlakçı 100 milyarlarca değerde bir gökdelen gösterirse bayılıp kalacaktı.
Neden Gangnamdaki emlaklar hakkında soru sormuştu? Bir süre dinledikten sonra sorduğuna pişman olmuştu.
Adaletin batsın dünya! O 250,000 won değerinde bir “oda” da yaşıyordu. Bazıları ise dünyanın tam tepesindeydi.
Dünyada kaç tane kodaman var? Bu adamlar yüzlerce milyar wonla küçük anlaşmalar yapıyorlardı.
Onlardan biri hükümdar olmadıkları sürece Kang-Jun’un umrunda olmayacaktı. Dünya ne kadar adaletsiz olsa da bir kodaman bir hükümdar olamaz.
Keirun’un sözlerinden sonra böyle bir şeyin olma olasılığı vardı. Kang-Jun’un ileride öyle biriyle karşı karşıya gelip gelmeyeceğinin garantisi yoktu.
Kang-jun yumruklarını sıktı.
‘Güç. Hükümdarın ne kadar kudretli olduğunun bir önemi yok burada tek bir kural var.’
Kim güçlüyse o kazanır! Şimdilik karşılaşması gereken bir rakibi vardı Yugang binasının sahibi Herod! Hepsine teker teker sıra gelecekti fakat ilk önce onu yenmeliydi.
“Yugang binası ne kadar?”
“Yugang mı? Yaklaşık 7 milyar olmalı.”
“7 milyar?”
“Evet.”
“……”
Bu Herod denen herif gerçekten altın bir kaşıkla doğmuştu. Binaların değerleri arasında oldukça büyük bir fark vardı ama Kang-jun kendisinin bile beklemediği bir şekilde oldukça sakin karşılamıştı durumu.
‘Onun binasının daha iyi olmasının hiçbir önemi yok.’
Kang-jun onurlu biriydi ve hemen vazgeçmezdi. Herod onun için geldiğinde kaybetmeyecekti!
‘Kesinlikle kazanacağım!’
Yenilmez olmalıydı.
Bir süre sonra oda 406’ya döndü.
Kang-jun yatağa oturdu ve Hayunla konuşmaya başladı.
“Adamın adı Jung Kwang-hyeon. 35 yaşında daha önce bir kez evlenip boşanmış. Bina ailesinden kalmaymış. Şimdilerde Yugang binasının 5. katında tek başına yaşıyor. İstememesine rağmen okumak için ailesi tarafından Amerika’ya gönderilmiş, daha önce tacizden ve yasaklı uyuşturucu kullanımdan hapis yatmış. Boşanma da hapishaneye girdikten sonra olmuş gibi görünüyor.”
ÇN: Bu ne böyle FBI böyle araştırmıyor
Hayun etraftaki hayaletlerden Hükümdar Herod hakkında bilgi toplamıştı.
35 yaşında ve dul. Yabancı marka bir arabası var ve para içinde yüzüyor.
Hayaletlerin Herod hakkında oldukça fazla bilgisi vardı.
Bu adam için yatağına 2-3 kadın çağırıp arkadaşlarıyla Sex partisi yapması oldukça sıradandı. Zaten daha önce yasaklı uyuşturucu kullanımı ve tacizden hapse girmişti. Kısacası iğrenç bir kişiliğinin olduğu barizdi.
Ama şu an önemli olan şey bu değil. Önemli olan şey onun bir Hükümdar olmasıydı!
Diğer bir deyişle, onun da Kang-jun gibi Hwanmongda yetenekleri vardı.
“Herod hakkında bilgi toplamaya devam et. En küçük detayına kadar istiyorum.”
“Anladım, bu işi bana bırak. Hayaletler üzerinde sorgulanamayacak bir otoritem var.”
Hayun kendinden emin bir şekilde gülümsedi.
E.N: Sayın çevirmenimizin eline sağlık.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..